GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İş Dünyası
28 Nisan 2024 Pazar 08:02

Lokantacılar Odası Başkanı Kılıç açıkladı: Suriyeli eleman arıyorum!

Sektörün en ciddi sorunlarından birinin personel yetersizliği olduğuna vurgu yapan İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Esnaf Odası Başkanı Doğan Kılıç, “AB desteğiyle meslek kazandıracağımız bir kurs açtık, yeterli kursiyer bulamayınca kursu iptal ettik. Kendi işyerimde asla Suriyeli çalıştırmam diyordum, şimdi Suriyeli eleman arıyorum; muhtaç oldum. Çünkü personel bulamıyorum” ifadelerini kullandı. Başkan Kılıç, “Ortaokul son sınıfta notu düşük olanlar, meslek liselerine gönderilsin” çağrısında bulundu

EGEDESONSÖZ - İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Esnaf Odası Başkanı Doğan Kılıç, SONSÖZ TV’de Gazeteci yazar Muhittin Akbel’in sorularını yanıtladı. Başkan Kılıç, kafe ve restoranlara yönelik boykot eyleminden lokantacıların personel sıkıntısına kadar çok önemli açıklamalarda bulundu.

HİÇ KİMSE ESNAF LOKANTALARININ FAHİŞ FİYATLA SATIŞ YAPIYOR DİYEMEZ
Söz konusu boykotun, esnaf lokantalarına yönelik olmadığının altını çizen Başkan Kılıç, fiyat tarifesinin her lokanta ve kafede olması gerektiğini söyledi. Fakat kanunen bir zorunluluk olmasına rağmen Oda olarak hazırladıkları fiyat tarifelerinin ellerinde patladığını hatırlatan Başkan Kılıç, “Vatandaşın esnaf lokantalarından şikayeti olduğunu düşünmüyorum. Vatandaşın doğumundan ölümüne kadar yanında olan bir esnaf kesimiyiz. Bu nedenle bir müşterimizi ne üzeriz, ne korkuturuz. 1 Ocak 2024’te çıkan bir yasayla, fahiş fiyatlarla satış yapıldığı iddiaları üzerine, fiyat tarifelerinin camlara, herkesin görebileceği bir yere asılması yasal bir karara bağlandı. Esnaf, lokantaya girerken o listeyi görüyor. Yerine oturuyor, bir de broşür şeklinde fiyat listesi veriliyor. Bu nedenle kimse bize fahiş fiyatla yemek satıyor diyemez. Bu boykotun hedefi, bence kafeteryalar. Bir çay 100 lira diyorlar, misal. Adam Folkart’ın altında aylık 150 bin lira kirayla mekan kiralamış, orada bir bardak çay içip iki saat oturursan, adam bir fincan çay için 100 lira istemekte haklı duruma geçer. Öyle yerlerin fiyat tarifelerini de biz veriyoruz. Fakat tarifeler asılmış mı, uygulanıyor mu diye bir denetim yapılırsa, o zaman hiç kimse haksız rekabetin içinde olamaz. 2014’ten bu yana İzmir’de fiyat tarifesi bastırılmamış. Biz o yasaya güvenerek bastırdık, başlangıçta biraz hızlı tarife listesi alımı oldu, sonra durdu ve bastırdığımız tarifeler elimizde kaldı. Dolayısıyla bizim yaptırım yetkimiz olmadığı için bunu zabıta ve devletin yapması gerektiğinden, bazı yerlerde fahiş fiyatla satışlar yapılıyor. İşletmecilerimiz, tarifenin altında satış yapabilir ama üzerinde bir fiyata satamaz. Vatandaş o listeleri gördüğü halde, fiyatlar yüksek deyip boykot falan yapıyorsa, burada tuhaflık var demektir. Evet, denetleme yetkimiz yok. Kanun diyor ki, sen oda olarak git denetle, sonra İlçe Tarım’a, zabıtaya git, şikayet et! Ben şikayet eden başkan mı olurum, benim odam şikayet eden bir oda mı olur? Bu noktada esas sorumluluk devlettedir” dedi.

YILBAŞINDA DANA ETİNİN KİLOSU 300 LİRAYDI, BUGÜN 600 LİRA!
Lokantacıların kullandığı etten bakliyata, undan yağa kadar her şeye yılbaşından bu yana en az yüzde 100 zam geldiğini ancak yemek fiyatlarına o kadar zam yapılmadığını belirten İzmir Lokantacılar Odası Başkanı Doğan Kılıç, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bir kilo dana etinin kilosu 600 lira. Bunun yüzde 40 firesi vardır. Etti mi etin kilosu 850 lira? Bir kilo etten 8 porsiyon yemek çıkar. Bir porsiyonunu 200 liradan satan 1600 lira yapar ki bunun yarısı et parası zaten. Nerede bunun doğalgazı, işçiliği, nerede, yağı, tuzu, salçası? Yılbaşından önce etin kilosunu 300 liraya alıyordum, bugün 600 liraya alıyorum. Yüzde 100 zam gelmiş, peki ben yemeğe yüzde 100 zam mı yaptım? Tabii ki yapmadım. Bir de evinde oturup lokantaya gelmeyen, yemek siparişi verenler var. O yemek şirketleri yüzde 37 komisyon alıyor lokantalardan. O şirketler haklarını alıyorlar, lokantacılar haklarını alamıyorlar. Para kazanamıyoruz, zararına satışlar yapıyoruz. Günlük ciromuzla yanımızda çalışanların yevmiyelerini veremediğiniz günler oluyor. Yüzde 1 ile ürünleri alıyoruz, yüzde 10 KDV ile satıyoruz. 100 liralık yemeğin KDV ve kart komisyonu, 16 lira yapıyor. Devletten ricamızdır; devlet bankaları bizden komisyonları düşük oranda alsın. Bunu, küçük esnafın yaşaması için istiyorum. Devletten ayrıca KDV oranlarının ortak bir noktada sabitlemesini istiyoruz. Bunu her fırsatta dile getiriyoruz ancak bugüne kadar herhangi bir gelişme yaşanmadı. Yılbaşında bir porsiyon kuru fasulye lokantada 60 liraydı, bugün 100 lira oldu. Yılbaşında sebze pahalıydı. Taze fasulye 120 liraydı pazarda, bugün 50 lira. Şimdiki fiyatların, geçen yılın aynı ayına göre karşılaştırdığımızda iki katından fazla olduğunu görüyoruz. Bir demet roka 17 lira olur mu arkadaş? Un, pirinç, nohut, yağ, salça, her türlü bakliyatın fiyatı kat kat arttı. Her hafta, bir önceki haftaya göre zamlanmış oluyor ürünler. Haldeki fiyatlar bile çok pahalı. Patates 17 lira, kuru soğan 19 lira, limon 22 lira, domates 28 lira, patlıcan 30 lira. Markası belli olmayan ayçiçeği yağı 194 lira. Biz lokantacıların yemekleri pahalıya sattığımızı söyleyenler, önce pazara gidip fiyatları bir görsünler, ondan sonra bize söz söylesinler. Adam 150 bin lira kira ödüyorsa, o mekanın ürünü biraz pahalı olabilir. Tepecik’teki bir esnaf lokantasının kirasıyla Kordon’daki lokantanın kirası bir olur mu?”

SURİYELİ PATRON “YABANCI UYRUKLU OLMASIN” NOTUYLA ELEMAN ARIYOR!
Lokantacıların en önemli sorunlarından birinin de personel sıkıntısı olduğuna dikkat çeken Başkan Doğan Kılıç, “Ben bir lokantacı esnaf olarak Suriyeli çalıştırmam diyordum, inanın Suriyeli personel arıyorum” dedi ve ekledi:

“Lokantacı, ağırlaşan ekonomik şartlarda daha az elamanla çalışarak tasarruf yapıyor. Gerçekten personele ihtiyacı olan da personel bulamıyor. Aşçılık biriminin olduğu meslek okulları İzmir’de üç tanedir. Ne yazık ki oralardan eleman gelmiyor. Kurs açtık, insanlara meslek kazandıracağım, inanın yeterli kursiyer sayısını bulamayınca kursu iptal ettik. Eğitim sistemi değişmeli. Belli bir notun altında başarı notu olan öğrenciler, meslek liselerine yönlendirilmeli. Ben Suriyeli çalıştırmam diyordum, şimdi Suriyeli eleman arıyorum! Suriyeliye muhtaç oldum. Basmane’de bir dönerci camına ilan asmış, eleman arıyormuş ve yabancı uyruklu olmayacakmış! Meğer işyeri sahibi Suriyeliymiş. Girdim, patronla konuştum, Suriyeli eleman istiyorum, Türk istemiyorum, dedi. Başımdan aşağıya kaynar sulan döküldü. Kendi ülkemizde yabancı olduk! Ben de istiyorum ki, Suriyeli olsun, kim olursa olsun, gelsin çalışsın!”

ÜÇ AYDA 165 LOKANTA KAPANDI, 131 YENİ İŞLETME AÇILDI
Yılbaşından bu yana, ilk üç ay içerisinde İzmir’de 165 lokantanın kepenk kapattığını, 131 yeni işletmenin açıldığını anlatan Başkan Kılıç, “Odaya gelip dosyasını kapatanların sayısı 165 ama lokantasını kapatıp odada dosyasını henüz kapatmayanları göz önünde tutarsak, 200’ü geçer” dedi ve kuryelerle eve yemek getirtme olayını da değerlendirdi:

“Yemek taşıyan kuryelerin sayısı bir hayli arttı. Maalesef insanlar evlerinde yemek yapma alışkanlığını yavaş yavaş kaybediyor. Eve yemek siparişi veriyor. Yemek taşıyan şirketler para kazanıyor, lokantacı kazanmıyor bu işten. Eskiden evde yemek yoksa, iki yumurta kırıp yiyorduk. Şimdi alışmışız, evlere yemek servisi yapan şirketler aranıyor, eve yemek getirtiliyor. Pandemi sürecinde yemek siparişi olayı daha da abartılı bir şekilde olmaya başladı.”

DEVLETTEN VE BÜYÜKŞEHİR’DEN BEKLENTİLERİMİZ VAR
İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Esnaf Odası Başkanı Doğan Kılıç, lokantacı esnafının zor durumda olduğunu, devletten ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’dan beklentilerini açıkladı:

“Komisyon bedelleri, KDV indirimi, doğalgazın ucuzlaması ve kredi desteği istiyorum devletten. Devlet bankalarının bizi bu büyük komisyon oranlarından kurtarmasını istiyoruz. Esnaf 18 kalem vergi ödüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesinin geçmiş dönem başkanlarından Burhan Özfatura döneminde hamam su tarifesi diye bir şey vardı; kahveciler, hamamcılar, lokantacılar için… O dönemde biz suyu yüzde 50 ucuza kullanıyorduk. Çünkü bizde hijyen çok önemlidir. Burhan Beyin dönemi bittikten sonra bu indirimden vazgeçildi, üstüne bir de katı atık bedeli kondu. Pandemi zamanında dükkan kapalıydı ama katı atık bedeli ödedik bizler. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Cemil Tugay’dan indirimli su sözünü aldık. Suda indirim bekliyoruz. Cemil Başkandan başka isteklerimiz de var. Kemeraltı’ndaki altyapı çalışmalarından dolayı mağdur olmuş bir lokantacı esnaf kesimi var. Cemil başkanımızdan tabela vergisi, işgaliye vergisini indirimli alınmasını istiyoruz. Cemil başkanımızdan o müjdeli haberi sabırsızlıkla bekliyoruz.”