GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
13 Ağustos 2024 Salı 10:29

Kozmetikçilerin başkanı uyardı… 40 liraya şampuan olur mu?

Kozmetik ürünlerinde sahteciliğin yükselmesinden sonra kişisel bakım ürünlerinde de sahte ürünlerin satışı arttı. Alsancak Gar önünde iki tanesi 80 liraya şampuanlar işportaya düştü. Kozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları Derneği Başkanı Levent Kahrıman “Sahte şampuanlar, içeriğinde bulunan zararlı kimyasallar veya uygun olmayan üretim koşulları nedeniyle ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Saç dökülmesi, kepeklenme, kaşıntı, alerjik reaksiyonlar, cilt tahrişi ve hatta saç derisinde enfeksiyonlar gibi sorunlar görülebilir. Çok düşük fiyata ürün alındığında bunu sorgulamak önemlidir” dedi.

Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ – Yüksek enflasyon nedeniyle alım gücü düşen vatandaşlar kozmetik alışverişinde uygun fiyatlı ürünlere yöneliyor. Son zamanlarda sahte ürünlerin yaygınlaşması tüketicilerin sağlık konusunda endişelerini artırdı.

Saç bakımının en önemli ürünlerinden biri olan şampuanın da sahtesi yol kenarlarında, seyyar tezgahlarında satılmaya başladı.

Kozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları Derneği Başkanı Levent Kahrıman, son zamanlarda sahte şampuanın yaygınlaşmasını Egedesonsöz’e değerlendirdi.

‘FİYATI ŞÜPHE ÇEKECEK KADAR DÜŞÜKSE’
Kahrıman,  “Sahte şampuanları ayırt etmek her zaman kolay olmasa da dikkat edilebilecek bazı noktalar vardır. Öncelikle, ürünün fiyatı şüphe çekecek kadar düşükse, ambalajında baskı hataları veya kalitesizlik varsa, kokusu veya kıvamı alışılmışın dışında ise sahte olma ihtimali yüksektir. Ayrıca, güvenilir olmayan satış noktalarından alışveriş yapmaktan kaçınmak da önemlidir. Tüm bunlara rağmen yine de sahte olma ihtimali olabilir. Bunu anlamak bazen tam anlamıyla mümkün olmayabilir” dedi.

‘KİŞİ SAĞLIK RİSKLERİ İLE BİR BAŞINA KALABİLİR’
Sahte şampuan kullanımının sağlığa zararlarına değinen Kahrıman, “Sahte şampuanlar, içeriğinde bulunan zararlı kimyasallar veya uygun olmayan üretim koşulları nedeniyle ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Saç dökülmesi, kepeklenme, kaşıntı, alerjik reaksiyonlar, cilt tahrişi ve hatta saç derisinde enfeksiyonlar gibi sorunlar görülebilir. Uzun süreli kullanımda ise daha ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Formüllerin birebir aynı olması durumunda bile, yani içeriğinde zararlı bileşen olmasa bile, üretim yeri şartlarından dolayı riskleri barındırır. Öte yandan markanın sahibi firmanın sorumluluğunda olmayan bir durum oluşacağı için kişi böylesi sağlık riskleri ile bir başına kalabilir” şeklinde konuştu.

‘SAHTECİLİK İLE MÜCADELE İŞ YÜKÜ VE BÜTÇE GEREKTİRİYOR’

Kahrıman, kozmetik firmalarının kendi ürünlerinin sahtesinin satılmasıyla ilgili neler yaptığını şöyle anlattı:

“Birçok ünlü kozmetik firması, markalarının sahte ürünlerle zarar görmesini engellemek için çeşitli aksiyonlar almaktadır. Sahte ürünlerin tespit edilip imha edilmesi, tüketicilerin bilinçlendirilmesi, hukuki süreçlerin başlatılması gibi önlemler bunlardan bazılarıdır. Ancak sahte ürün üretimi ve satışı oldukça yaygın olduğu için bu mücadele tam anlamıyla başarılı olamamaktadır. Çoğu ünlü marka, tedarik zincirlerini iyi kontrol ederek bu süreci her yanıyla yönetmeye çalışıyor. Sahte ürün satış yerlerinin basılıp, basına ve kamuoyuna ifşa edilmesi en yaygın mücadele yöntemlerinden oluyor. Yine de birçok markanın, sahtecilik ile mücadelesi önemli bir iş yükü ve bütçe gerektirmektedir. Tüm bunları yapmalarına rağmen dahi tam olarak önüne geçebilmek maalesef mümkün olmuyor.”

‘ÇOK DÜŞÜK FİYATLI ÜRÜN SORGULANMALI’
Tüketicilerin sahte ürün kullanımına dikkat etmesi gerektiğini dile getiren Kahrıman, ürünün çok düşük fiyata alındığında sorgulanması gerektiğini belirtti. Kahrıman, “Sahte ürünlerle mücadele, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde çaba gerektiren bir süreçtir. Tüketiciler olarak, güvenilir satış noktalarını tercih etmek, ürünlerin orijinalliğini kontrol etmek, şüpheli durumlarda yetkililere bildirmek gibi önlemler alabiliriz. Çok düşük fiyata ürün alındığında bunu sorgulamak önemlidir. Ayrıca, yetkili kurumların denetimlerini sıklaştırması, sahte ürün üreticileri ve satıcılarına yönelik caydırıcı cezalar getirilmesi de önemlidir. Toplum olarak bilinçlenmek ve sahte ürünlere karşı sıfır tolerans göstermek, bu sorunla mücadelenin en etkili yollarından biridir. Özellikle bir ürünü oluşturan tüm bileşenlerin tedarik zinciri iyi takip edilmelidir. Bir şampuanın sadece formülü oluşturan girdiler değil, ambalaj, etiket, kapak gibi ürünün tüm bileşenlerini oluşturan girdilerin tedarik zinciri iyi takip edilmelidir” ifadelerini kullandı.