GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
27 Şubat 2018 Salı 11:17

Kooperatif Başkanı Eskiyörük’ten ithalat çıkışı: Türkiye’ye gelen inekleri PKK’lı gibi görüyorum!

Başkan Eskiyörük, kooperatifleşme için, “Türkiye’de kooperatifleşme öcü gibi görülüyor. Hala komünist misin diyorlar. Yok öyle bir şey” dedi. İthalatı saldırı olarak gördüğünü söyleyen Eskiyörük Avrupa’dan alınan hayvanlar özelinde, “Türkiye’ye gelen inekleri PKK’lı gibi görüyorum” diye konuştu.

EGEDESONSÖZ- Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük Sonsöz TV’de yayınlanan ‘Günaydın Ege’ programına konuk oldu.

Başkan Eskiyörük tarım sektörüne ilişkin birbirinden önemli mesajlar verdi. İthalat ve ihracat dengesi üzerinden rakamlar veren Eskiyörük özellikle kooperatifleşme vurgusu yaptı.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun kırsal kalkınma hamlelerini Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na örnek gösteren Eskiyörük, “Köydeki insanın karnı doymadan kentteki insanın karnı doymaz” dedi.

TÜRKİYE’YE BİR MESAJ VERMİŞ OLDUK
Eskiyörük, Afrin Operasyonu için kooperatif ortakları tarafından günlük sütün Mehmetçiğe gitmesi için başlatılan kampanyayı değerlendirirken, “Benim fikrim değildi. İnanın köylülerimizden, üreticimizden geldi destek teklifi. Kim bunlar? 3-5 tane hayvanı olan köylüler. Ama vatanperverlik duygularının hala korunuyor olmasından gurur duydum. Kampanya başlattık. Sütleri Mehmetçik Vakfı’na bağışlayarak Türkiye’ye bir mesaj vermiş olduk” diye konuştu.

20 YILDA 80 MİLYAR DOLARLIK TARIM ÜRÜNÜ İTHAL ETMİŞİZ
Kooperatif çalışmaları hakkında bilgi veren Eskiyörük, “Bu kooperatifi nasıl daha güçlü hale getiririz düşüncesine odaklandık. Keşke siyasilerde böyle olsa. Türkiye’yi konuşsa. Türkiye’nin buna çok ihtiyacı var. Artık haber bile takip etmiyorum. Emperyalist güçler Türkiye’yi tuzağa düşürmek istiyorlar. Orta Doğu’daki ateş çemberi içine çekmek istiyorlar. Türkiye’den korkuyorlar. 20 yılda 80 milyar dolarlık tarım ürünü ithal etmişiz. Bu ne demek biliyor musunuz? Bunu tarımın kalkınması için harcasaydık yılda 80 milyon dolar tarım ihracatı yapardık. Hayvancılığı biz bölgemizde kumar olmaktan çıkardık. Hayvancılığa güvenli bakılıyor.  Tarımda adam arazisinin bir bölümüne biber, bir bölümüne domates ekiyor. Niye? Biri olmazsa öbüründen kazansın diye. Böyle olmaz. Bu kumar” dedi.

ET PAHALI DEĞİL, KİLOGRAMI 60 LİRA OLMALI
Planlı üretim vurgusu yapan Eskiyörük, “İnanın çok basit. Yeter ki doğru yapılsın. Tarıma 13 milyar destek ayrıldı. Bu kaynak ciddi bir kaynak. Doğru kullanılırsa inanın bütün sorunlar çözülür. 13 milyardan 23 milyara çıkarmak daha fazla desteklemek değildir. Sorunların çözümünde unsur olarak kullanalım o kaynağı. Ondan sonra Türkiye ithalat belasından kurtulur. Ama şu an kurtulamaz. Örneğin mercimeğimiz eksik. İthal ediyoruz? Neden? Yeterince üretim olmamış, çünkü üretici kazanmamış. Sen bunun açığını ithalattan karşılarsan bir dahaki sene yine ithalattan karşılayacaksın. Her zaman diyorum; kapatın kapıları. Mercimek fiyatı iki katına çıksın. Tüketici mağduriyet yaşasın. Ama sonraki senelerde biz üretelim. Fiyat düşecek ve mağduriyet kaybolacak. Hep et ve süt fiyatları öne çıkar. İnanın süt fiyatı yüksek değil. 2 lira olması gerekiyor. Niye hep et ve süt konuşuluyor. Et aslında pahalı değil. Kilogramı 60 lira olması lazım. Halkın alım gücü az olduğu için. Bugün asgari ücret bin bin 600 değil 2 bin 600 lira olsa etin, sütün pahalılığı mı konuşulur? Peki niye tüm fatura ve bedel çiftçiye çıkarılıyor?” dedi. 

KOOPERATİFLEŞMENİN ÖNEMİNE VURGU
Eskiyörük kooperatifleşmenin önemine vurgu yaparken, “Tüm sorunlarımızın temelinde yatan sebepler kooperatifleşme olmadığı içindir. Kooperatifleşme olmadan planlı üretim sağlayamazsınız. Şu an Türkiye’deki sütün yarısı kayıt dışı. Bunların verisi olmadan üretim planlama şansınız var mı? Yok. Bu Mahmut Eskiyörük’ün fikri değil. Tüm dünya, Avrupa böyle yapmış. Kooperatifleşmemiz gerekli. Asıl sorunumuz pazarlamada. Üretici tek dönüm yerin ürününü satamaz ama kooperatif olursa satar. Ödemiş’te geçtiğimiz yıllarda patates tarlada kaldı. Eğer kooperatif olsaydı mutlaka bir pazar bulurlardı” diye konuştu.

KOMÜNİST MİSİN DİYORLAR, YOK ÖYLE BİR ŞEY, KOOPERATİFLEŞME ÖCÜ DEĞİLDİR!
Kooperatifleşmeden korkulmaması gerektiğini söyleyen Eskiyörük, “Üreticiyi korumadan tüketiciyi koruma şansımız yok. Devlet kooperatifleşmeden korkmamalı. Türkiye’de kooperatif deyince hala ‘komünist misin?’ diyorlar. Yok öyle bir şey. Kapitalist ülkeler bile bunu yapıyor. Kooperatifleşme öcü değildir. İnsana yakışan en doğru modeldir. Bir İzmir modeli doğdu. Kooperatifler kanadıyla üreticinin kalkınması için İzmir Büyükşehir Belediyesi hamle yaptı. O kooperatifler marka oldu. Sonuç alındı. Türkiye Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı niye yurt genelinde uygulamıyor? Şirket tarımcılığı diyorlar, olmaz. Dünya beni ilgilendirmiyor. Amerika’da olabilir burası Anadolu” dedi.

ŞU ANKİ TARIM BAKANI TAM BİR HALK ADAMI AMA ‘KÖYÜNE GERİ DÖN’ KAMPANYASI BOŞA GİDECEK!
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba özelinde konuşan Eskiyörük, “Şu anki tarım bakanımızı iyi tanıyorum. Tam bir halk adamı. Kendisiyle görüştüğümde söyledim. ‘Sayın Bakanım gelişinizi ‘doktordan tarım bakanı olur mu’ diye yadırgadılar. Ben sevindim. Çünkü tarımda enfeksiyon var. Bunun için antibiyotik lazım. Şimdiye kadar gelenler aspirin kullandı’ dedim. Böyle bir espri yaptım. Tarım bakanımız çok iyi ama yanlış besleniyor. Ekibiyle gelseydi çok iyi işler yapardı. Ama ‘Köyüne geri dön parası’ kampanyasında verilen maaş ve 300 koyunluk projedeki o paralar boşa gidecek. Daha önce yaptılar. İnsanlar verilen hayvanları sattı. Bizim çiftlik diye bir projemiz vardı. Müthiş bir şeydi. İddialı söylüyorum Türk tarımını böyle projeler kurtarır. Bende görevim nedeniyle özgüven kazandım ve çözüm önerileri sunuyorum” açıklamasında bulundu.

BEN DEVLETİ DESTEKLİYORUM DEVLET BENİ DEĞİL
Tarım ve özelikle kooperatiflerin desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Eskiyörük, “Tire Süt Kooperatifi olarak devletin cebine soktuğum para yılda 10 milyon lira. Ben devleti destekliyorum şu an, devlet beni değil. Aylık gıda güvenliği masrafım 80 bin lira. Kooperatifler desteksiz yaşayamaz. Diğer kayıt dışıyla ben nasıl mücadele edeceğim?” dedi.

KOOPERATİF BAKANLIĞI VE BANKASI KURULMALI
Eskiyörük iki öneride bulundu ve “Kooperatifleşme bakanlığı kurulmalı. Bunu ilk olarak ortaya ben attım. Tarım bakanlığı var ve biz oraya bağlıyız. Çok örgüt olduğu için çiftçinin örgütü ve temsilcisi aslında yok.  Türkiye’nin tek gücü tarımdır diyoruz. Bir tek tarımcı yok. Mecliste bir tane çiftçi yok. Ziraat mühendisleri var, evet ama çiftçi değildir. Onların görevi çiftçiyi eğitmektir. Tarımı yaşamayan insan tamir edemez. Ayrıca kooperatifler bankası kurulmalı. Kooperatifler oraya ortak olmalı” yorumunu yaptı.  

TÜRKİYE’DE BİR YOKSULLUK VARSA BU KADER DEĞİL
“Tarım yapılamadan hayvancılık yapılamaz” diyen Eskiyörük, “İrlanda’daki et fiyatları, Japonya’daki süt fiyatlarından bana örnek göstermeyin. Onların imalat parasıyla benimki aynı değil. Aylardan beri sürü sürü hayvan taşınıyor. Et fiyatları düştü mü? Düşmez. Taşıma suyla değirmen dönmez. İthalat durdurulsun. Anadolu’ya gezdim. Erzurum’a gittim. Terörün etkisi falan diyorlar. Hayır alakası yok. İnsanlar sömürüden kaçmışlar. Hayvanını bir liraya satıyorken tüccara veriyor tüccar 5 liraya satıyor. Bunu engellemek kooperatifleşmeyle mümkün ama orada kooperatifleşme bilinmiyor bile. Doğu Anadolu kıskaç ve baskı altında. Türkiye’de bir yoksulluk varsa bu kader değil. Kaç milyar farklı farklı ürün ithal ediyoruz. Ben bunu içme sindiremiyorum. Hayvan dağıtmakla, popülizmle Türk tarımı kurtulmaz. Kendi kaynağımızı kurutuyoruz. Tarım Bakanı’nın kendisine; ‘Ben çiftçiye para veren değil para kazandıran bir tarım politikası istiyorum’ diye söyledim” dedi.

TÜRKİYE’Yİ YÖNETENLER KEŞKE ÜLKESİNİ PARTİLERİ VE KENDİLERİ KADAR SEVSE
Türkiye’deki mevcut siyasi düzene tepki gösteren Eskiyörük, “Türkiye’de Allah kahretmesin kıramadığımız bir şey var. Türkiye’de siyasetçilerin hepsi önce ben ve partim değil önce ülkem diye bir anlayışı olsa sorunlar çözülür. Eleştiri hakaret gibi algılanıyor. Benim siyasetle işim yok. Bana aykırı gibi bakıyorlar. Hayır kardeşim katkı koymak istiyorum. Her gelen bakan benimle bir kere konuşuyor sonra bir daha görüşmüyorlar. Olaylara sektörel ve bütün olarak bakıyorum. Türkiye’de bazı şeyler tartışılmalı. İthalat belasından nasıl kurtuluruz diye masaya yatıralım. Doğru bir politika belirleyelim. Türkiye’yi yönetenler keşke ülkesini partileri ve kendileri kadar sevse.  300 koyun meselesi tamamen popülizm. Hangi koyunu vereceksin? Koyunumuz yok. Bırakın bunları. Kime vereceksiniz? Sen bunlara koyun vereceğine, mevcut koyunları olanlara destek ver” diye konuştu.

MERALAR TARIMSAL ÖRGÜTLERE TAHSİS EDİLMELİ
Meraların ihaleyle kiraya verilecek olmasını değerlendiren Eskiyörük, “İzmir’dekilerin hemen hemen hepsi mera vasfını kaybetmiş durumda. Bizim kooperatife verin ben orayı ıslah edeyim dedim. Yıllardan beri istedim. Defalarca hala istiyorum. Vermediler. Şimdi yazı geldi. İhaleyle kiralanacakmış. Siz de girebilirsiniz diyorlar. Hayır ben bir kooperatifim. Oralar kalkıp Ahmet’e, Mehmet’e verilmemeli. Ben orayı ortaklarıma uygun hale getirip kullandıracağım. Oralar amacından çıkar. Yarın öbür gün bir bakmışsın birilerinin rant sağladığı alanlar haline gelir. Bu meralar tarımsal örgütlere tahsis edilmeli” dedi. 

CAMİDE, KIŞLADA SİYASET YAPILMIYORSA TARIMDA DA YAPILMAMALI, AZİZ BAŞKAN YAPMIYOR!
Eskiyörük, Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’nu örnek gösterirken, “Belediyeler Aziz Kocaoğlu’nun tarım politikalarını örnek almalı. Belediyeler tarımı desteklemeli. Kırsalın sorunlarını çözmeden kentin sorunlarını çözemezsiniz. Kocaoğlu işte bunu başlattı. En az köyden kente göçün yaşandığı şehir İzmir. Şimdi İstanbul’dan göç geliyor. İzmir modelinin şu an kitabı yazılıyor. Daha çok yarım. Tamamlanmadı. Kooperatifler kanadıyla iç ve dış pazarlar sağlayıp, dünyanın dört bir yanına ihracat sağlayan bir İzmir hayali. Gelecek bir İngiliz ya da başka biri ne istiyorsa sözleşmesini ben kooperatif olarak yapacağım. Sonra göndereceğim. Nasıl kışlada, camide siyaset olmuyorsa tarımda da yapılmaz. Aziz Başkan yapmıyor. Bizim kooperatifimizin yarısı AK Partilidir. Kendi partilisinin sütünü almıyor” diye konuştu.  

O SORUYA NET CEVAP: KESİNLİKLE SİYASETE GİRMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM
‘Siyasete girecek misiniz?’ sorunu yanıtlayan Eskiyörük, “Siyasete girmeyi kesinlikle düşünmüyorum. Ben şu an her düşünceden olan insanların bulunduğu bir kurumu temsil ediyorum. Kooperatifimizin tüm ortakları bana güvenir. Benim siyasete girmeme gerek yok. Ben başarılı olmuş biriyim. Beni üzen ne biliyor musun? Türkiye’nin yolunu belirleyecek siyasetçilerin seçimden önce biri gelip biri gidiyordu, seçimden sonra bir tek milletvekili gelip de sizi bizden istediğiniz bir şey var mı? demedi. Türkiye’nin en büyük sorunu bilmediğini bilmemek. Ben burada kalkıp da eğitim, sağlık konuşursam ukalalık yapmış olurum. Ben tarımı biliyorum. Siyaseti beslemek istiyorum. Şu an Türkiye’deki siyaset belirlemesi bana göre değil. Ben halk adamıyım. Halkın getirdiği bir seçim sistemi olursa ve halk isterse düşünürüm. Ama biri ister diye asla olmam. Beni kimse milletvekili belediye başkanı yapamaz. Ama ben olmayayım ama ya… Ben mecliste olursam bu ithalatı yapanlara çok ağır tavırlar koyarım. Bu milyon dolarlık paralarımızı gidiyor” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE’YE GELEN İNEKLERİ PKK’LI GİBİ GÖRÜYORUM
İthalata çok sert eleştiriler getiren Eskiyörük, “O da bir saldırıdır. Türkiye’ye gelen inekleri PKK’lı gibi görüyorum. Çünkü ithalat da bir saldırıdır. Türkiye zengin bir ülke.  Siyaset amaç olmamalı ama bu sorunları çözmeli. Köydeki insanın karnı doymadan kentteki insanın karnı doymaz” dedi.