EGEDESONSÖZ – Kurultay sürecinin devam ettiği CHP’de devam eden mahalle delege ve ilçe belediye başkanlığı seçimleri sürecinde en çok tartışmaya neden olan konulardan biri de belediye başkanlarının seçim sürecinde müdahil olması olmuştu.
Özellikle rekabetin yaşandığı ilçelerde belediye kanadının desteklemediği isimler ‘işle tehdit ediyor’ eleştirilerini yöneltirken, seçim sonrası ise ‘belediye başkanı kongre için işçi aldı’ iddiaları da ortaya atılıyor.
CHP İzmir Milletvekili ve PM Üyesi Rıfat Nalbantoğlu kongre süreci ve ‘seçime müdahillik’ tartışmaları hakkında Sonsöz TV’de konuştu.
KAZAN-KAZAN DÜŞÜNCESİ DOĞRU DEĞİL
Belediye başkanlarının kongre seçim sürecine ilişkin olarak tutumlarını değerlendiren CHP’li Nalbantoğlu, “Eğer belediye başkanımız o bölgedeki herhangi bir CHP'li gibi kongrede söyleyeceği bir sözü olmalı. Yani buna karışıyorsa bir CHP'li olarak karışıyor. Bir üyenin nasıl söz hakkı varsa belediye başkanın da var. Bu görüşle yapılıyorsa çok normal. Ancak rahmetli genel başkanımız Deniz Baykal'ın bir projesi vardı; Deniz Bey Türkiye'de misalen 10 bin ilçe varsa, oranın sadece 50 tanesini belediye başkanları tarafından kontrol altına alırsanız başkanlıktan inmesiniz gibi düşüncesi olduğunu yorumluyordum. Sevgili Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu döneminde bu büyük oranda kırıldı. Ancak her işin etkileri kalıyor. Her CHP'li gibi belediye başkanın da o ilçede oluşacak çalışma grupları ile ilgili fikri ve oyu vardır. Ancak bu kazan-kazan düşüncesiyle yapılıyorsa o en az ihtiyacımız olan şey. Bu yolla yapılırsa bu doğru değil. Partililere ihtiyacı varsa yardımcı olmak ayrı bir iştir ancak bunu oya çevirmek farklı bir iştir. Ben bu seviyede müdahalenin olduğunu gözlemlemedim. Ben bunu büyük bir sevinçle izliyorum. Diğerleri partinin bugün ihtiyacı olduğu bir davranış biçimi değil” dedi.
İlçe başkanlarının belediye başkanlık seçimi sürecinde etkili olup olmadığı yönündeki soruya da yanıt veren Nalbantoğlu, “Ben çok etkili olduklarını düşünmüyorum. Mutlaka bir katkısı olur. Ancak sonuçlanması işinde ve göreve devam etmesi konusunda çok etkili olacağını düşünmüyorum. Siyasi partiler alanları, sınırları çok belli yapılardır. MYK içinde genel başkanımız tarafından onaylanmış belediye başkan adayları son olarak PM'ye gelir. MYK'nın kararı ve genel başkanımızın iradesi bu süreçte daha da önemlidir. Ancak mutlaka PM'de etkili oluyor” diye konuştu.
MAHALLELERDE YÜZDE 75-80 UZLAŞI OLDU
Parti içinde devam eden ilçe kongreleri ile ilgili yorumda bulunan Nalbantoğlu, “Bizim mahalle delege seçimleri başlarken ortaya koyduğumuz tablo ve hedeflerimiz neydi, buna hangi oranda ulaştık konusuna bakıp ilçe kongrelerine bakmak lazım. Maalesef yaşadığımız son seçimden sonra partimizin belki de hep ihtiyacı olan ancak bu seçim sonuçlarından sonra olmazsa olmaz haline gelen parti içi dayanışmanın, birlikteliğin daha da yükseltilmesine ihtiyacımız vardı. Mahalle delege seçimleri sonrası beklentimiz, partimizin bu ihtiyacına cevap verecek davranışlar içinde olunması ve buna dayalı olarak birbirimize anlayışımızı yükselterek seçimleri yapmaktı. Ben böyle gerçekleştiğini düşünüyorum. Kimi iddialar ortaya koyarken, iddiaları büyütmeye çalışırken, hangi sertlikte gerçekleşeceğine kimse tek başına karar veremez. Bence partimiz bu süreçten ihtiyacı olan dayanışma süreci ile geçmiştir. Mahalle delege seçimlerimiz tamamlanmış ardından ilçe kongreleri başlamıştır. Değerli il başkanımız ile değerlendirmemiz sırasında İzmir’deki mahallelerin yüzde 75-80 civarında uzlaşı ile seçimlere girildiğiydi. Bu çok önemli bir şey. Bunun ilçe kongrelerine yansıması da olumlu. Yanlış bilmiyorsam 16 Eylül'de aynı anlayış ile il kongremizi gerçekleştireceğiz. Partimiz son seçimlerde beklediği performanstan bir nebze uzak. Toplumun bu seviyede kutuplaştırıldığı dönemde seçimlere katılım oranını yüzde 88'lere varmış olması ülkemiz açısından çok değerli. Seçime katılmak seçimde söyleyecek sözüm var demektir” ifadelerini kullandı.
UZLAŞI GÖRÜŞÜ DEĞERLİDİR
Seçim sürecindeki rekabetin kötü bir durum olmadığını belirten Nalbatoğlu, “İl kongremizde ya da ilçe kongrelerimizde 3 adayın olması dünyanın sonu değil. Ben bu ilçenin, ilin yönetilmesi konusunda söz sahibi olmak istiyorum diyen 3-5 arkadaşımızın olması ne kadar değerliyse, biz iradesi olan insanlar olarak bir araya geldik ve 1 kişide anlaştık görüşü de bence o kadar değerlidir. Umarım bu anlayışın biraz daha hakim olduğu bir süreç olur” diye konuştu.