GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
14 Temmuz 2023 Cuma 20:37

‘Kentsel Dönüşüm’ tartışmalarında ikinci raunt: AK Parti ve CHP arasında karşılıklı ‘baskı’ iddiası

İzmir Büyükşehri Belediyesi temmuz ayı olağan meclis oturumuna Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı’nın Deprem ve Afet Dairesi Başkanlığı ile birleştirilmesi önerisinde yaşanan tartışmalar damga vurdu. AK Partili üyeler kapatma kararının Örnekköy’de yaşanan rapor sonrası olmasına dikkat çekerken, CHP’li isimler ise ‘daire başkanlı kapanmıyor, birleştiriliyor’ yanıtını verdi

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ – İzmir Büyükşehir Belediyesi temmuz ayı olağan meclisinin üçüncü oturumu gerçekleştirildi. Meclis toplantı salonunda düzenlenen oturuma Başkan Vekili Mustafa Özuslu başkanlık yaptı.

Meclisin gündeminde ise Kentsel Dönüşüm Dairesi Başkanlığı’nın kaldırılarak Deprem Daire Başkanlığı çatısı altına alınması gündemi yer aldı. Geçtiğimiz meclis oturumunda gündeme gelen ve tartışmalara neden olan ilgili gündem maddesi bir kez daha tartışmalara neden oldu.

BİLDİRİCİ: CİDDİYETİNİ YİTİRMESİNDEN KORKUYORUZ
AK Parti Meclis Üyesi Okan Bildirici endişelerinin olduğunu belirtirken, “Daire başkanlığının kapatılmasından büyük üzüntü duydum. Herhangi bir daire başkanlığının adı altında işleminin yürütüleceğini öğrendim. Kentimizin 4’te 3’ü 2,5 milyon demek. Bunu herhangi bir daire başkanlığı adı altında yapabilseydik, zaten geçmişte de yapardık. Bunun için ayrı bir daire kurulmuş. Bizim korkumuz bu konunun ciddiyetinin yitirmesidir. Bu daire başkanlığının kapatılması bizim için üzücüdür” ifadelerini kullandı.

BOZTEPE: BUNDAN SONRA ŞAKA YAPMAYIZ
Söz alan AK Partili Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe, kararı anlayamamış olduklarını belirtirken “10 yılı geçti kentsel dönüşüm daire başkanlığının kurulmasının üzerinden Muhittin Selvitopu tarafından kurulan bir daire başkanlığıydı. Bu daireden övünçle bahsedilmişti. 13 senedir bir arpa boyu yol alınamadı ancak bunu kapatılmasını anlamış değiliz. Kooperatifleşme konusunda hepsini tek elde toplayarak… Biz meclis kapatın demiştik ama espri ile demiştik. Yarın kalıp genel sekreterlik kapatın desek?  Bunlar kapatacak mısınız? Biz bundan sonra şaka yapmada sözlerimizi dikkatlice kullanalım. Bilseydik bizi böyle dinleyeceğinizi kentin sorunları üzerinden daha çok konuşurduk. Kendi aranızda tabii ki konuşmuşsunuzdur hepsini tek elden yürütülmesini ancak kentsel dönüşüm dairesi görevini bence yapmıyor. Kooperatiflere devretmiş durumda. Sizde kabul ediyorsunuz ki kentsel dönüşüm dairesi başkanlığı hiçbir görevini yerine getirememiştir” diye konuştu.

YILDIZ: İZMİR MODELİNİ ÇÖKERTEN ANLAYIŞA DÖNDÜ
İzmir Modeli’nin çökertildiğini ifade eden AK Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız, “İzmir’in Modeli diye Aziz Kocaoğlu’nun ortaya koyduğu kentsel dönüşüm modeli bugün itibariyle bitmiştir. Bu kararı biz vermedik, Soyer yönetime vermiştir. Kentsel dönüşüm modelinin en somut hali de daire başkanlığıydı. Bu 4 yıllık meclis performansı içerisinde kaplumbağa hızıyla ilerleyen dönüşüm vardı. Siyasi iradenin aldığı ve ortaya koyduğu kararlardı. Siz bu kararları alırsanız ilgili daire daha hızlı hareket eder. Uzundere’de, Örnekköy’de, Ballıkuyu’da bu kararları almazsınız, daire başkanlığınızın hızı kaplumbağaya döner. Daha önce Aziz Bey’in rant yasası deyip önünden geçmem dediği ancak sizin dönüşümün önü açılsın diye yaptığınız, sizin İZBETON’a devrettiğiniz yerlerle başlayan bir dava bu. Biz İZBETON bu işin yapsın, vatandaş beklemesin dedik. Ama 6-7 ay sonra önümüzde kooperatifleri gördük. İyi niyetli yapı gibi gösterildi ama şu an maalesef tanımlayamadığımız ilişkileri karşılaştığımız bir yapı görüyoruz. Biz net ifade ettik; biz İZBETON’a yetki verdik, bizim yetkimizle İZBETON’un genel müdürü tek imza yetkisini kullanarak, yönetime sormayarak bunu bir kooperatife verdi. Bütün bunlara baktığınızda İzmir modelini çökerten anlayışa döndü. Kentsel dönüşüm dairesi, Deprem Dairesi ile birleşti diyorsunuz. Soruyoruz, iki değerli daire başkanlığınızı sizin ifadenizle birleştiriyorsunuz, bizim ifademizle kentsel dönüşümü kapatıyorsunuz. Bunun yaparken bir altlığınız olur. Bir gerekçesi olur. Bu birleşmenin gerekçesini anlatırsınız. Rapor yok, gerekçe yok. Komisyona bize rapor verin dedik. O da yok. Siz maalesef bugün artık savcılığa intikal edecek noktaya gelmiş bakanlık raporlarıyla... ortada bir rapor var. Rapor içerisinde Örneköy’de yapılan hatanın giderilmesi talep edilmiş. AK Parti’nin ısrarıyla araştırılarak usulsüzlük yapılanlar ortaya çıkmış. Bu gerçeği artık İzmir kamuoyuyla tartışmak zorundayız. Siz daireyi başkanlığını kapatırken meclise bir rapor sunmuyorken siz bu memurları personelleri… Bu kooperatiflerde denetleme sorumluluğu onay sorumluluğu var. Deviri onaylamak zorunda olduğu... Onaylamadığı İçin mi biz depreme dönüyoruz. Burada arkadaşlar oradaki eksiklikleri belirttiği için mi daire başkanlıkları kapatılıyor? Bunların cevabını vermek sorumluluğu sizde. Yarın doğabilecek kamu zararlarından bu meclisteki herkes sorumludur. Tüm bunlara baktığımızda Tunç Soyer yönetimi miras yiyen çocuk gibi. Aziz Bey'in 15 yılda İzmir'i nereye getirdiğini biliyoruz. Muhittin Selvitopu'nun bu daire çıkıp bu daire başkanlığının nasıl savunduğunu hatırlıyoruz. Ancak şimdi göremiyoruz. Üç maymunu mu oynuyorsunuz bilemiyoruz. Büyükşehirlerde kentsel dönüşüm daire başkanlığı ve afet daire başkanlıkları kurulması zorunluluğu var. BU konuda AK Partili belediyeleri hayata geçirmeye çalışıyor. Tutalım bu maddeyi de belki 5 ay sonra yasalaşacak. Bekleyelim BU süreyi. Meclisimiz aydınlatacak net bir rapor sunulmamıştır. Lütfen bu birleşmenin gerekçesini bizlere net anlatsınlar.

YÖRÜK: BU İLK DEFA OLAN BİR ŞEY DEĞİL
CHP'den söz alan Hukuk Komisyonu Üyesi Ufuk Yörük kararın başkanlık makamının inisiyatifinde olduğunu belirtirken, "Eleştirileri not anlamaya çalıştım ancak daldan dala atlayan faaliyet raporunu görüşüyormuşuz gibi bir durum oldu. Komisyonlarımız buna teşkilatlanma içinde başlamıştır. Başkanlık makamının iş yapma, tasarruf ve takdirinin teşkilatlanma içinde ısınmasından kaynaklı komisyonumuz oy çokluğu ile kabul etmiştir. Burada yapılan eleştiriler niyet okumaya dönmektedir.  Başkanlık kendi tasarruf yetkisini kullanmıştır, teşkilat yapısını belirlemiştir. Bu ilk defa olan bir şey değildir. izBB'Nin tarihine baktığımızda belki yüzlerce binlerce kez teşkilatlar kurulup değiştirilmiştir. Bunu saygı ve takdirle karşılamamız gerekiyor. Hukuk komisyonu olarak yasaya herhangi bir aykırılık görmedik" dedi.

HIZAL: GAZİEMİR'DE BAŞLAYAN FİLM ÖRNEKKÖY'DE HIZLANDI
AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal yaklaşık 25 dakikalık konuşma ile süreci detaylı şekilde anlatırken, "Biz tabii ki bir kamu kurumuyuz. Dolayısıyla kamu kurumu olması nedeniyle yaptığımız iş ve işlemleri hukuk çerçevesinde yapacağız. Mecliste bir karar alırken, önerge ile ilgili karar alınırken yasal mevzuatlar çerçevesinde karar alıyoruz. izBB bürokrasisi, iştirakleri de dahil olmak üzere  yasalara ve kanunlar uygun hareket etmek zorundadır. İzmir'in en temel sorunu deprem ve kentsel dönüşüm. İzmir’in ne yazık ki deprem gerçeği var. Yapı stokunun yüzde 85'i dönüşüme ihtiyaç duyuyor. Bunun tamamını İzBB yapamaz bu da bir gerçek tabii ki. Dönüşüm meselesinin komplike mesele olduğunu biliyoruz. Ancak İzBB'nin lokomotif görevi görmesi gerektiğini dile getiriyoruz. Bunu bakanlığın kendisine verdiği yetki alanlarına dayanarak dönüşüm alanlarında hızlı bir dönüşüm hamlesi ortaya koyacak. Kentsel dönüşüm daire komisyon başkanımız ve üyelerimiz burada değil çok ilginç. Burada savunulan konu yerinde ve uzlaşı ile dönüşümü yapıyoruz deniliyordu. Biz yerinde ve uzlaşı yönetimini eleştirmiyorduk, bunu ağır işlediğini eleştiriyorduk.B unu hala arkasındayız. Ancak 13 yıllık kadro ve tecrübe uzlaşı noktasında bir noktaya gelmişti. Siz bu dairi alıyorsunuz kapatıyorsunuz Birleştirmiyorsunuz, kapatıyorsunuz. Bu daireyi sayın tunç bey 2019 Nisan ayında göreve başlar başlamaz belediyeyi tanıdığında revizyon ya da kapatma yapmış olsaydı derdik ki haklı olabilirsiniz. Ancak 4 yıl sonra, İBB'nin görevi olan dönüşüm meselesi İzBB'nin iştiraki olan İZBETON'a devredildi. Bu yasal olarak devredildi. Yasanın bize verdiği hakkı kullandık. Karşı çıkmadık sadece uyarımızı yaptık. Siz İZBETON eterli bir şirket dediniz bizde size güvendik ve onay verdik. Elimde İzBB'nin İZBETON ile yaptığı kat karşılığı sözleşmesi var. İZBETON kendini yeterli görmemiş, konutları yapmayacağını düşünüp ve kooperatif kurdurmuş. İş İnsanları Örnekköy Kooperatifi arasında imzalanmış bir sözleşme. Ben bu sözleşmeyi 2 yıldır istiyordum. Verilmedi. Protokol problem, sorun, sıkıntılı ve hukuksuzluk içeriyor. Yüklenici sıfatı ile İZBETON ile protokol imzalayan Şenol Aslanoğlu.  Dilek Coşkun. İZBETON'un da bir imzası var. Protokolün ilk usulsüzlüğü çift imza ile olmaması. Ancak ası başka konular var. Haklı olmayan bir şekilde hukuki olmayan bir şekilde kooperatifler inşaat sahasına giriyor vatandaştan paraları topluyor ve kör topal inşaata başlıyor. İnşaat ağır gidiyor, aksıyor, bitiş süresinden uzaklaşıyor. Burada başta bir sorun var. Kooperatif orada o işi yapmamalı. İZBETON bu kooperatif ile kat karşılığı sözleşme yapıyor. Uhdesinde olan İZBETON'a devredilecek olan bütün bağımsız birimler kooperatife verilmiş. Siz kimin malını kime veriyorsunuz? Bu arsa kimin? Dönüşüm bekleyen vatandaşın.Sen kimsin, kimden aldın bu yetkiyi. Bu mümkün değil. Bunu defalarca söyledik. Bu iş ballı geldi, yeni kooperatifler türedi. Gaziemir'de, Uzundere'de 2 kooperatif, Örnekköy'de bir kooperatif daha kuruldu. 5 bin bağımsız birimden 5 milyar TL ediyor. Bir insan yoksa Ankara, İstanbul'dan işini bırakıp buraya gelir mi? BU kooperatifler kuruldu ve Gaziemir'deki kooperatifler dönüşüme başladı. Genel Başkanınız Gaziemir'e getirdiniz. Büyük sözler söylendi. Sayın Soyer 'İzmir modelini uyguluyoruz dönüşümü mükemmel uyguluyoruz' dedi. Bir temel atıldı orda. Sonra duyduk ki zeminle ilgili birtakım sorunlar var orda. Zemin etüdü yapılmış, bir takım iyileştirmelerin yapılması gerekir.Bunu kim istiyor? İzBB kentsel dönüşüm daire başkanlığı istiyor.  Şenol Aslanoğlu gidiyor bürokratlara baskı yapıyor, bu rapor Allahın emri mi yeni bir rapor düzenleyin diyor. Gaziemir'de demek ki bir sorun başlamış. Gecikme olmuş zeminle ilgili problemler olmuş. O günlerde de bu kürsüden dile getirdim. Gelelim Örnekköy'e. Orada da inşaatın bir bölümünde, 300 metrekarelik alanda beton ve demir donatısı ile ilgili bir problem çıktı. 1 ay önce çıkmış problemi kim tespit etti? Bizin kapatmak istediğiniz dairenin başkanı tespit etti. Gidip denetimini yaptı, gördü ki eksiklikler yanlışlar var. Tutanak tuttu ve bunun doğrultusunda inşaat durduruldu. Film bundan sonra başladı. Gaziemir'de başlayan film Örnekköy'de hızlanarak devam etti. Bir kamu kurumu, belediye, belediye başkanı ne yapar? Kendi bürokratını almış olduğu kararı, bürokratının tutanağına güvenerek uygunsuz yapıyı yıkar. 1 aydır laf kalabalığı yapılmaz. Yıkmamak için, birilerini temize çıkarmak için burada 1 ay boyunca mücadele verildi. Hukuksuzca bu işi alna kooperatifi ve yönetimini aklamak için. İZBETON'un hukuksuzluğunu aklamak için bunlar yapıldı. Sonra Çevre Şehirciliğin Bakanlığı haklı olarak inceleme başlattı. Sonra yapılan incelemede bakanlık kooperatifi burada iş yapamaz diyor. Buradan ilan ediyorum. ilgili parsellerde kooperatifin yapmış olduğu inşaatların durdurulması gerekiyor.  Bütün bunların üzerine, tüm bu tartışmaların üzerine suçlu kim bulundu? Kentsel dönüşüm daire başkanlığı bulundu. 13 yıllık bir daire başkanlığını kapatıp kendisinde deprem daire başkanlığına bağlanıyorsun. Bu iş insanları kooperatif üyelerinin ödediği aidatlardan huzur hakkı alıyor. Bu kooperatif oraları kimin ismini kullanarak yapıyor? İzBB'nin ismini kullanarak yapıyor. Bu kooperatif ve İZBETON genel müdürü İzBB'nin adını kullanarak kooperatif üyelerini yanıltıyorlar. Yarın bu kapını önüne bu üyeler gelecekler" ifadelerini kullandı.

ÖNAL: BİR EKSİK VARSA BİRLİKTE BUNUN PEŞİNE DÜŞELİM DEDİK
İmar Komisyonu Başkanı CHP’li İrfan Önal ise inşaatların vatandaşlar için yapıldığını vurgularken “Elma ile armut karşılaştırılıyor. Şu an iki dairenin birleştirilmesi söz konusu, bunu bu bağlamından koparıp kapatmaya sonra da kooperatife getirdi konuyu. Muhalefetin eleştiri yapıcı olduğunda iktidar bundan pay alır ve kendini geliştirir. Ben ilk geldiğimde bu eleştirilerin yapıcı olduğunu umuyordum, ummak istiyordum. Belli noktalarda bir şeyleri çekmiyoruz. 4,5 yıldır tanık olduğumuz bir şey var. Eleştiriyorlar ancak bunlar bir şeyi daha iyi yapma yönelik değil, engellemeye yönelik. Biz 5 müteahhit zengin etmek için alanları peşkeş çekmiyoruz. Biz dönüşümdeki modelde yavaş gittiğimizi kabul ediyoruz. Sosyal konut mantığı ile herkes en az 1 daireye sahip olabilsin diye bir mücadele verdiğimiz söyledik. Biz 5 müteahhide peşkeş çekip havuzlu villalar yaptırsaydık belki o insanlar oranın önünden bile geçemeyecekti. 10 yıllık dönüşüm sürecinde insanların ihalemize girmemesinin sebebi biz değiliz. TL'nin değer kaybı nedeniyle bu oldu. İZBETON'a Örnekköy'deki dönüşüm yetkisini el birliği ile verdik. AKP'nin önerisi ile başlayan süreç bir baktılar ki olabiliyor. 5 müteahhit ile değil binlerce vatandaşın ortak olarak yapılabileceğini gösterdiler. BU konuda telaş başladı. Siz usulünden önce esaslarına bakın. Varsa eksik birlikte gidip bulalım dedik. Varsa bir yerde bir hırsızlık beraber savcılığa gideli demek. Bir eksik varsa birlikte bunun peşine düşelim dedik. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başaramadığı bir modele sahibiz. Çıkan ilk temiz raporundan sonra siz Çevre Şehircilik Bakanlığı'na hiç baskı yapmadınız mı? İlk raporda bir sorun olmadığı çıkarken, hemen ardından valilik tarafından bir açıklama yapıldı. Arkadaşlar gücün neticesinde kendilerini öyle bir yere koyuyorlar ki mahkemenin yerine kendilerini koyarak hüküm veriyorlar. Bizim kendimizden şüphemiz yok. Bu modelin tuttuğunu gördükten sonra hiçbir şey olmasa bile bu inşaatların yapılmamasına TL'nin değer kaybı nedeniyle bunlar sebep oluyor. Bayraklı'da insanlarımız bilir” ifadelerini kullandı.

AYDIN: BU HALKIN HİZMETLERİNİ ENGELLEMEKTEN VAZGEÇİN
Eleştirilere yanıt veren ve sert sözler ile muhalefet partinse yüklenen CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, “Birkaç meclistir ısrarla şunu söylüyorum söylemeye de devam edeceğim. Gerçeğin ipine sarılacağız, bütün laf kalabalığını, polemiğini, stand up şovlarını, kişisel tarzları, kişisel sataşmaları hepsini mümkün olduğunca bir kenara bırakıp İzmir halkına doğruyu ve gerçeği anlatmaya çalışacağız. Önce önergeden bahsedeyim. Burada İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bir daire başkanlığının altındaki birimler başka bir daire başkanlığı altında birleştiriliyor. Dolayısıyla iki daire başkanları birleşiyor. Bugüne kadar teşkilat şemasındaki birçok değişikliği bu meclis doğrudan oyladı ve hiçbirisiyle ilgili böyle bir tartışma yapmadık. İdari yapılanma belediye başkanının yönetim sorumluluğundadır ve belediye başkanı kendi sorumluluğu gereği olarak kendi idari ve teşkilat yapısını belirler. Meclise sunar ve biz en azında CHP olarak bizim partimizin belediye başkanının bu konudaki takdirinin arkasında dururuz. Bu kadar. Bu Türkiye Cumhuriyeti devletinde ilk kez mi oluyor? Hayır. İki tane şeyi söylersem yeterli, acil durum yönetim başkanlığı AFAD İçişleri Bakanlığına bağlı sivil savunma genel müdürlüğüydü, Bayındırlık ve İskân Bakanlığına bağlı afet işleri genel müdürlüğüydü. Hükümet bunu birleştirdi AFAD'ı kurdu. Kendisi böyle bir değerlendirme yaparak bu değerlendirme sonucunda 5902 sayılı kanunla 2009 yılında bunun yaptı. Daha somut bir örnek vereyim, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın başına gelmeyen kalmadı. Mesela 2011 yılında bu bakanlık Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığıydı, 2018 yılında Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı oldu. 2021 de bu bakanlık ikiye bölünerek Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı oldu. O kararların isabetlerini, isabetsizliğini tartışmak için söylemiyorum. Yönetim kendi değerlendirmelerini yapar ve bu değerlendirmeler sonucunda idarenin işleyişini en etkin ve verimli hale getirecek bir mekanizmayı ortaya koyar. Önerge ile tartışma işte bu kadar 3 dakika 20 saniyedir. Arkadaşlarımızın bir süredir sürdürdüğü yerel seçim nedeniyle vites yükselterek karşımıza çıkardığı bir hikâye var. İzBB’nin faaliyetlerini partizanca engellemek ve İzBB’nin iş yapamaz algısını doğurmak ve kamuoyuna böyle çıkıp seçimlerde İzmir halkından oy almak. Siyasi tercihleri nedeniyle cezalandırılan İzmir halkı kendisini cezalandırılanları tercih etmeyecektir. İzmir halkına sopa ile hizaya getiremezsiniz. İzmir halkının oylarıyla seçilen İzBB Başkanını da CHP’nin yönetimi de örgütünü de hizaya getiremediniz. Defalarca denediniz. Bunun sonuç alamayacağını görmüyor musunuz? Bu halkın hizmetlerini engellemekten vazgeçin. Sayın Başkan tek tek anlattı, liste verdi. Hangi işi ne kadar zamandır, neleri beklediğimizi anlattı. Bugüne kadar kentsel dönüşüm yürümediğini söyleyip, biraz ilerlemeye çalışınca, bunca zorluğa rağmen bir şey yapmaya çalıştıkça Bakanlık bürokrasinin üzerinden İzBB ve İzmir halkı hizaya mı getirilecek? Burası İzBB Meclisi, İzmir halkının yere idaresinin iradesi ortaya konuyor. İzBB Meclisinde, bir grup başkanvekilinin ya da meclis üyesinin böyle şeyler duyuyorum, böyle laflar ediliyor tarzına bir yaklaşımla birilerini suçlaması yakışı kalmaz. İzmir halkı için kendileri için kendileri için yakışı kalmaz. Biz de bin tane şey duyuyoruz. Rapor mesela. Bahsettikleri raporla ilgili ilk değerlendirme çıktıktan sonra ilgili müdürlüğün görevden alınması konusunda tehdit edildiğini duyuyoruz. Biz burada bunu mu tartışacağız çünkü biri de böyle biri de şöyle söylüyor. Oysa bizim burada tartıştığımız konu ne? İzBB’nin İZBETON AŞ ile birlikte kentsel dönüşümü yapmaya çalışıyor. Bakın başında ne geliyor? Ben anlıyorum ki Türkiye artık bir liberal Türk devleti olmaktan da vazgeçmiş. Liberal ekonominin serbest piyasanın temel değerlerinden de vazgeçmiş. Hukuktan da kopmuş. Çünkü raporları vs. leri bir partiye servis etme anlayışında bir yönetimle karşı karşıyayız. Çevre şehircilik il müdürü diyor ki; parsellerdeki inşaat faaliyetlerini ivedi durdurun. Sen kimsin? Bir kooperatifin bir şirketle yaptığı sözleşme ye dayalı inşaatı durdurmak senin ne görevinde? Türkiye Cumhuriyeti devleti serbest piyasadan vazgeçti, artık serbest piyasanın işlerinden vazgeçti. Kurallardan hukuktan kanundan vazgeçti biz bir parti devleti mi olduk. Bunu mu söylüyorsunuz. Anayasadan, kanundan mı vazgeçtiniz? Eğer dersiniz ki burada yapılan işler hukuk aykırıdır, dersiniz ki hukuka aykırı, yanlıştır. Devletin mahkemeleri vardır. O mahkeme karar verir, o karara hepimiz uyarız. İki kişi arasındaki sözleşmenin geçerliliğini geçersizliğini il müdürü mü kararlaştıracak? O zaman ben ev sahibimle yaptığım kira sözleşmesini de il müdürüne götüreyim, baksın geçerli mi diye. İnşaatı denetlemek yetkisinden bahsetmiyor il müdürü, laflarını üst üste koyarak İzmir’i yanıltmaya çalışmayın. İzBB’nin, İZBETON AŞ’nin ve ilgili kooperatif yapmış olduğu işlemin hukuka aykırı bulabilirsiniz. Biz buradaki tartışmayı il müdürüyle mi yapacağız? İl müdürü mü karar verecek?  Sayın Hıza rapordan bahsediyor. Bu rapor İzBB’de yok. Henüz İzBB’ye ve İZBETON AŞ’ye bu rapor sunulmuş değil. Bahsettiğiniz raporu da… Devletin imkanlarını insanlara hakkında algı yaratmak için dağıtmak için bunun üzerinde durmanıza gerek yok. Bu partizanlığınızın artık sonu gelmiş, yeter. İzBB ve İzmir halkına bu yaptığınız yeter.  Böyle mi oyalayacaksınız İzmir halkını? İzmir halkının kıt kanaat imkanlarıyla kendi başına yapmaya çalıştığı bütün maliyet artışına rağmen karşılamaya ve yuva sahibi olmaya çalıştığı yerde insanları böyle mi cezalandıracaksınız? O binalarda bitmesin, siz de dönüp diyesiniz ki bakın İzBB bunları yapamadı demek için yapıyorsunuz. Bunu bize söylemek için oradaki yüzlerce insanı evsiz bırakmaya değer mi? O insanların barınma hakkı üzerinden siyaset üretmeye değer mi? Buna ne gerek var?” diye konuştu.

ÖZUSLU:  TÜRKİYE’DE İLK DEFA MI OLUYOR?
Başkan Vekili Mustafa Özuslu ise duyumların mecliste ifade edilmemesi gerektiğini belirtirken, “İzBB’nin uyguladığı soylulaştırmama yani yerinde dönüşüm, rızaya bağlı… Türkiye’de çok farklı örnekleri var ancak mevcut alandaki ikamet eden insanlar yerinden yurdundan olmanda gerçekten sağlıklı insanca herkesin ikamet edeceği yuvalara kavuşması için bu modeli uyguluyor Bu doğru bir model. İnsanları yerinden ederek kentsel dönüşüm yapma anlayışı doğru bir anlayış değil. Bunu kabul ederek yapacağınız model doğru bir modeli olacak. Gaziemir’deki temel atılan yerle ilgili eleştiri olmuşu. Orada ne yaptı İzBB? Müdahil olan insanlar var içimizde. İlgili bürokratımız zemin iyileştirmesi olmalı demiş Allah razı olsun doğru yapmış. Bizde müdahil olumsuz yüklenici de gereğini yapmış. Bu Türkiye'de ilk defa mı olan bir şey.  Hiçbir arkadaşımız bir duyumu burada ifade etmemeli” ifadelerini kullandı.

 ŞİMŞEK: UMUYORUM ALDIĞINIZ KARAR İZMİR’E DAHA GÜVENİLİR KARARLAR GETİRİR
Gündem maddesi ile ilgili son olarak söz alan MHP Grup Başkanvekili Hakan Şimşek, CHP’li Aydın’ın sözlerine tepki gösterirken “Çok fazla konuşuldu konu. Yönetim erkinin bir tasavvufudur ilgili daire başkanlıkları ile ilgili değişiklik yapmak. Bunla ilgili söyleyecek bir şey yok. Ancak benim gördüğüm bir konu var ki kentte yaşayan 4,5 milyon kişiden 5 bini meclisimizi izliyor olsa meclis grubu arasındaki siyasi konuşmaların hangi durumda olduğunu izleyip kararını verecektir. Bu kara r6 ay önce alınsaydı bu noktada değerlendirilmezdi. Bu karar Örnekköy’deki eksik imalatın yapıldığı inşaattaki tutanaklardan sonra olmasaydı sorun da olmazdı. Burada murta betin ifade etti, görüşlerimiz bu seviyede dile getireceksen üyelerimiz kendi söylemlerini gözden geçirmeli. Çevre Şehircilik bir amir kurumdur. Verdiği raporda eksik imaların olduğu bloğu devam etmemesi gerektiğini söylüyor. Burada siz kimsiniz derseniz 29-30 ilçenin yönetimi de Büyükşehir’e siz kimsiniz deme hakkına mı sahip oluyor? Bütün kurumlar kendi sorumluluğunu bilerek hareket etmeli. Madem deprem afet daire başkanlığı ve kentsel dönüşüm daire başkanlıkları birleştirildi, şimdi de 2 ayrı komisyonumuz var neden birleştirilmiyor. Şimdi olmayan başkanlığın komisyonu olacak. Bunu siyasi bir karar olduğunu düşünüyorum. Umuyorum aldığınız karar İzmir’e daha güvenilir kararlar getirir” dedi.

HIZAL: BÜROKRATLARA BASKI YAPILIYOR
Gündem dışı konuşmalarda söz alan AK Partili Hızal, “Hiçbir Cumhur İttifakı meclis üyesi arkadaşımız kürsüye çıktığında konuşmak için ayağa kalktığında stand up şov için çıkmaz. İzmirlinin sorunlarını anlatmak için konuşuyoruz. Stand up şov ifadesini Sayın Aydın’a ifade ediyorum: kendisi galiba bunu yapmak için konuşuyor. Biz İzBB’de yıldır meclis üyeliği yapıyoruz. Murat Bey  de yıldır meclis üyeliği yapıyor. Murat Bey 2 yıldır başkanvekilliği yapıyor. Biraz kıdemimden bahsedeceğim, o kadar hakkım olduğunu düşünüyorum. Hiçbir önerge, hele teşkilat şeması ile ilgili önerge bugüne kadar benim önüme gelmeden oylandığını görmedim. Komisyona gitti gitmedi, hiçbir önerge hele ki sizin küçümsediğiniz teşkilat şemasıyla ilgili bir detay, oylayıp geçeceğiz dediğiniz önerge bana ya da grup sözcüme gelmeden oylanmadı. Ama o gün ne oldu? O gün ben istedim önerge önüme gelmişti. Bu önerge normalde komisyona gönderilmiyor, iddianız bu. Bu önerge bana geldiğinde hukuk komisyonu yazıyordu. Bu iyi niyet göstergesi değil. Bu bir kötü niyet, art niyet. Birileri gizlediğiniz için bu tartışmaları yapıyoruz. Niyet okuması değil, bir realiteden bahsediyoruz. Evet duyduklarımı söylüyorum. Bürokratlara baskı yapılıyor diyorum. Söylemeye de devam edeceğim. Burada bir meclis üyeniz çıkıyor ve diyor ki, İzBB’nin bünyesinde partizan bürokrat ve memurlar var diyor. Özgür Hızal’ın ajansları var diyor. Ne yazık ki ne kadar acı ki ne İzBB Başkanı, ne İzBB başkanvekili, ne CHP grup başkanvekili çıkıp ey arkadaşım sen ne diyorsun, nasıl partizanlıkla suçlarsın demiyor. Ben bunu o bürokrat arkadaşları o günde savundum bugün de savunuyorum. Burada bir engelleniyoruz hikayesinden bahsediyorsunuz. Neyi engelliyoruz bakalım. İzBB sadece kooperatif modeliyle mi dönüşüm yapıyor, değil. Normalde ihale yöntemiyle iş verdi. Örnekköy’de, Ege Mahallesinde, Aziz Bey döneminde Uzundere’de verdi. Aziz be peş keş mi çekmiş, havuzlu konutları yapılmış. Hayır. Onlar eleştirilmedi. Bugün ihale modeliyle işler eleştirilmiyor. Hatta çıkıp teşekkür ediyoruz. Siz hukuka uygun yapmazsanız elbette ki eleştireceğiz. Elbet Bakanlık gelip soruşturacak. Yapı kooperatifleri Çevre Şehircilik bakanlığının denetiminde. Hangi usullerle nasıl iş yapacağını bunlar denetliyor. Orada diyor ki burada mağduriyetler doğacak. Bu mağduriyeti engellemek için kooperatif inşaatlarını durdurun diyor. Çıkıp kanunu yasayı bir kenara itip liberal ekonomiden ve demokrasiden bahsediyorsunuz. Siz ihalesiz işler verin o zaman. Veremezsiniz. İZEBTON ihalesiz iş verebiliyor mu? Vermiş ama. Bunu nasıl, niye, hangi yasaya dayanarak vermiş? Etaplardan birinin yüzde 80 seviyesinde olması gerekiyormuş ama yüzde 15’miş. Bu oranları bana İZBETON’un ilgili mühendisleri verdi. Belediyeyi, şehrini seven mühendisler veriyor. Bana, “Özgür Bey siz hakları hukukları koruyorsunuz. Biz söylüyoruz dinletemiyoruz. Siz söylersiniz belki anarlar.” O topladığınız paralar ne oldu? Huzur haklarını gitti. İZBETON’a kooperatif üzerinden araçlar alınıyor, kiralık araçlar veriliyor. Yüzde 60 olması gereken seviye yüzde 5. Kim engelledi? Biz mi bakanlık mı engelledi? Bir şeyi söylerken bilgiye dayalı söyleyeceksiniz. Bilgiye dayalı söylemezseniz Murat Beyin dediği gibi laf salatası yaparsınız” diye konuştu.

ÖNAL: MAHKEME YERİNE HÜKÜM KOYUYOR
CHP’li Meclis Üyesi İrfan Önal ise ‘ajan’ iddialarına yanıt verirken , “Bu noktada bu itham ve iftiralara karşı cevap vermek durumundayım. Ben kimseye ajan demedim, ajanınız da demedim. Ben ‘partizan’ dedim. Bir iddiada bulundu. Oradaki mühendislere bir baskı yapıldığını, onlara şu an bir mobbing uygulandığını iddia etti ben de ‘nereden biliyorsunuz?’ dedim. Bunlar en nihayetinde bu yönetimin başındaki Tunç Soyer. Böyle bir bilgi yok. Böyle bir bilgi niye size geliyor? Eğer ki orada o kontrolü gelip sizinle o bilgiyi paylaşıyorsa bu tehlikeli bir durum. Bu tehlikeli durumlar neticesinde oradaki tavır ve tutumlar meclis üyesi olması da önemli değil dışarıdaki biriyle konuşulması irtibatı tehlikeli bir durumdur. Eğer öyle biri de var ise ‘partizancılık’ yapıyordur. Siz AK Parti’nin Grup Başkanvekilisiniz bizim yönetimimizde olan şeylerin sizde ne işi var? Siz yetkili değilsiniz ben CHP meclis üyesiyim benimle de ilgisi yok. Eğer birileri bu bilgileri sizinle paylaşıyorsa orada ‘partizancılık’ yapılıyordur iddiasında bulundum. Belge bilgiler kısmına da gelelim ben o gün söylediğimin hala arkasındayım. Büyükşehir Belediyesi’nde 30 bin kişi çalışıyor ve birilerinin yanlışa düşmesi çok olağandır. Bakanlıktan hiçbirimizin eline gelmeyen bir belge Özgür Hızal’ın elinde bir sayı numarasıyla bulunuyor. Bu neyi gösteriyor? Raporlar. O numara oradaki bir görevlinin bilgisayarından çıktığını gösteriyor. Bu da şunu gösterir henüz dağıtıma çıkmayan bir rapor AK Parti üyelerinin eline geçiyor demektir. Nasıl oluyor siz hangi kurumsunuz? Çevre Şehirciliğin muhatabı sizler misiniz? Gazetelerde gördüğümüz kadarıyla da algı için bir rapor çıkıyor ilgili yerde hiçbir sorun olmadığı belirtiliyor. Tabi siz bilirsiniz bu namuslu bürokratlar. Tabi hiçbir şey yok, hiçbir şey tespit edemedik demişler. Bizim aldığımız duyumlara göre de el birliğiyle buradan Ankara’ya kadar her biri kimleri nasıl tehdit ettiklerini, hangi koltukların nerelerde nasıl tehdit edildiklerini konuşalım, biliyorlar. Sizin irtibatınız oldu mu olmadı mı? Siz söz verip hiçbir irtibatınızın olmadığını söylüyorsanız sizden özür dileyeceğim. Ama olmuş, biliyorum. Neler olmuş neler! Rapor üzerine rapor yayımlanıyor biliyoruz. Artık o kadar hukuk bilmez hukuk tanımaz Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü kendini mahkeme yerine koymuş hüküm bildiriyor. Eleştirdiğimiz nokta da budur. Kendi bürokrat arkadaşlarımızı da tenzih ederek az önce söylediği kelimelerin hiçbirini söylemedim. ‘Ajan’ demedim. Çıkarın ortaya, çıkarırsanız özür dileyeceğim” dedi.

BOZTEPE:  HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİRİZ
AK Parti Grup Başkanvekili  Hüsnü Boztepe ise kooperatif ve müteahhit arasındaki sözleşmeye dikkat çekerken, “Çok fahiş fiyatlar ile orada iş yapılıyor. Biz 2,5 yıldır sözleşmeleri istiyoruz. Henüz kooperatif ile müteahhit ile kooperatif arasındaki sözleşmeyi görmedik. Eğer ki 5 milyar liralık yatırım yapılıyorsa 2,5 milyardan daha fazla… Bunları görürseniz insanları evsiz bırakmayı biz değil buradaki yapım aşamasındaki arkadaşlar düşünsün. İzBB’de yapılan işler doğru yerinde yapılsaydı, bürokratlar görevlerin yerinde yaparken dikkatli olsaydı… Biz daha sonraki yazışmalardan sonra bunları öğreniyoruz. Kimsenin bize evrak verdiği yok. Buradaki üyelerin hakları savunuluyor. Buradaki demir eksikliğini tespit etmedik. İzBB ve Karşıyaka Belediyesinin basın açıklaması var. Biz sonuç kısmını konuşuyoruz. Olayın nasıl gerçekleştiğini bürokratların nasıl birbirine girdiği… Biz bunlar bakmıyor sonuca bakıyoruz. Buzağının ipini kim çözdü onu bulun. Biz sadece sonuç kısmına bakıyoruz. Tüm iyi niyetimle söylüyorum. En baştan niyetli olsaydınız… Sözleşmeleri bizden sakladınız. Kooperatif ile müteahhit arasındaki sözleşme hala yok bizde. Biz burada insanları evsiz bırakmak istemiyoruz. Bir sorun olmazsa zaten her türlü desteği veririz size” ifadelerini kullandı.

AYDIN: DİNLEMEK VE ANLAMAK İSTEMEYENE…
Son olarak söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın ise AK Parti’den gelen sataşmalar sonrası konuşmasını yarıda bırakarak, “Ben kimseyi kıdemi üzerinden değer yargısı üretmem. Kıdemli bir iş yapan biri 100 şeyi biliyordur kıdemsiz biri 1 şeyi biliyordur. Madem kıdemden bahsettiler, bende aranızdaki en kıdemli hukukçuyum. Bırakın da sözleşmeyi nasıl yorumladığımı ben anlatayım. Bu hukuki tartışmayı neticelendirecek merci mahkemelerdir. Sayın sözcü genel müdürümüzü suçlu ilan etti, bitti onun için dava. Bir cezasını açıklamadı. Bir sözleşmenin hukuka uygunluğu konusunda görüş belirtebiliriz ancak bunu kamusal anlamda bitirecek merci mahkemelerdir. Buca metrosu ile ilgili bir çok tartışma yaptık. Burada hukuka aykırılık yok dedik. Mahkemeler üzerinden konular ilelerdi. Hukuki olarak süreç bitti ve metro çalışmaları sürüyor. Bu tartışmayı hukuki kesin hükümler vermek… Sağolsun il müdürü yine kesin hükümler vermiyor. Rapor bizde yok diyor ancak raporun ikinci bölümü diyor. Dinlemek ve anlamak istemeyene hiçbir söz kafi gelmeyeceğinden sözlerimi burada bitiriyorum” diye konuştu.