EGEDESONSÖZ- Karaburun Belediye Başkanı CHP’li İlkay Girgin Erdoğan’ın yapılan bir ihale nedeniyle yargılandığı “görevi kötüye kullanma” davası devam ederken yeni bir dava daha açıldı. Karaburun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tüm hazırlıklarını yaparak İzmir’e gönderdiği soruşturma sonrası tamamlanan iddianame, İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Başkan Erdoğan hakkında bu kez “zimmet suçu” iddiasıyla dava açılması dikkat çekti.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Kamu Görevlisi ve Toplum Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlandıktan sonra mahkemeye gönderilen iddianamede, Başkan Erdoğan’ın Türk Ceza Kanunu’nun 251 ve 53'üncü maddeleri kapsamında yargılanması talep edildi.
ŞİKAYETÇİ İLÇE BAŞKANI!
Hazırlanan iddianamede önceki davalar ve şikayetlerde de olduğu gibi söz konusu suçlamanın merkezinde AK Parti İlçe Başkanı Adem Avcı yer aldı. Soruşturma evrakında; Avcı’nın Karaburun Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir şikayet dilekçesi sunduğu vurgulandı. İddialar arasında, “Karaburun Belediyesi tarafından taşeron işçiler aracılığıyla işletilen plajlarda adisyon açılmadığını, nakit ödemeler karşılığında fiş kesilmediğini, bu nedenle belediyeye ceza kesildiğini, kesilmeyen fiş karşılıklarının akıbetinin ne olduğunun belli olmadığını” gibi konular yer bulunuyor.
AK Parti İlçe Başkanı Avcı’nın başvurusu üzerine harekete geçen Karaburun Cumhuriyet Başsavcılığı İçişleri Bakanlığından 4483 sayılı Kanun uyarınca ön inceleme yapılarak soruşturma izni verilmesini talep etti. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Kontrolörlüğü tarafından yapılan ön inceleme sonrasında Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, Plaj İşletmeleri Genel Sorumlusu Derya Efe Girgin, Mali Hizmetler eski Müdür V. Gülay Güngör ile Mali Hizmetler Müdür V. Handan Kalalı hakkında 3628 Sayılı Kanunun 17.maddesi gereğince Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma yapılması gerektiği kanaatine varıldı.
BİLİRKİŞİ 'İHMAL YOK' DEDİ AMA…
Karaburun Cumhuriyet Başsavcılığı bu kez Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazarak bilirkişi incelemesi talebinde bulundu. Talebe istinaden yapılan bilirkişi incelemesinde bir suç unsuruna rastlanmadı. Kurul raporunda, “Plaj Sorumlusu taşeron işçisi (Derya Efe Girgin) isnat olunan suçlamaların gerçekleşmediği, bu nedenle diğer şüpheliler İlkay Girgin Erdoğan, Handan Kalalı ve Gülay Güngör’ün zimmete sebebiyet verecek bir ihmallerinin de olamayacağı” ifadelerine yer verildi.
Bilirkişi raporunun ardından bu kez Karaburun Cumhuriyet Başsavcılığı yeniden Ankara’ya yazarak ek bilirkişi incelemesi istedi. Bu kez ek raporda, “Ne kadar tutarın kaç gün süre ile geciktirilerek yatırıldığının heyetçe belirlenemediği, bu işlemin savcılık makamınca görevlendirilecek bir mali müşavire, taşeron sözleşmesi de dosyaya kazandırıldıktan sonra yaptırılmasının daha sağlıklı olacağı” cümleleri yer aldı.
GEÇİCİ OLARAK KALDI
Karaburun Belediyesi soruşturma sırasında resmi yazı ile “2019 yılında plaj gelirlerinin hiçbir taşeron şirket tarafından toplanmayıp bizzat belediye tarafından toplandığını” bildirdi. Savcılığın soruşturmada görüş aldığı ve bilirkişi olarak görevlendirdiği bağımsız denetçi ise raporuna, “Mevcut verilere göre 204 bin 103,75 TL İncirliköy plajından, 116 bin 822,44 TL Plaj Ardıç'tan ve bin 320,5 TL gece tahsilatı olmak üzere toplam 322 bin 246,69 TL tahsil edilmiş olup yine bu tarihler arasında toplam 581 bin 800,45 TL banka hesabına yatırıldığından ilgililer uhdesinde tahsil edildiği halde bankaya yatırılmayan para bulunmamaktadır” ifadesini yazdı. Genel incelemesinde ise toplanan paraların eksik olmadığı, geçici olarak yetkililerin uhdesinde kaldığı belirtildi.
KİM NE DEDİ?
Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan iddianamede yer alan ifadesinde sürece ilişkin ayrıntılı açıklama yaptı. Erdoğan; her plaja 1 kasa sorumlusu ve plaj işletme sorumlusu atadığını, Derya Efe Girgin’in Mordoğan’da Ardıç Plajı’nda çalıştığını, plajlarda tahsil edilen paraların muhasebeleştirilmek üzere Mali Hizmetler Müdürlüğü’ne tesliminin bu kişi tarafından yapıldığını, ilk tahsil edilen paranın bayram tatili nedeniyle bankaya yatırılamadığını, Meral Ergen’in kendisini arayarak tahsil edilen paraların kendilerinde olduğunu bayram tatili nedeniyle yatırılamadığını, bunların teslim edilmesi gerektiğini söylediğini, Derya Efe Girgin’in aldığı parayı kendisine getirdiğini, paranın ne yapılacağını bilmediğinden Gülay Güngör’ü (Muhasebe Müdürü) çağırdığını, o dönem özel kalemde çalışan Merve Ayhan’ın yanında zarfları açmadan içinde bulunan paralar ile birlikte muhasebeleştirmek üzere Mali Hizmetler Müdürü Gülay Hanıma teslim ettiğini, buna dair bir belge bulunmadığını, bundan önce de bu şekilde sürecin ilerlediğini, müfettiş raporunda ve bilirkişi raporunda tahsil edilen paraların kendisi tarafından yaklaşık 1 ay süre ile tutulduğu ve daha sonra Gülay Güngör’ün paraların akıbetini sormasıyla paraların kendisine teslimi iddiasının gerçek olmadığını, bahse konu plajlardan tahsil edilen paralar ile ilgili bir ilgisi olmadığını, bu hususun plaj işletmelerindeki sorumlu personel ile Mali Hizmetler Müdürlüğündeki görevlilerin sorumluluğunda olduğunu, bilirkişi raporunda aleyhine olan hususları, geçici olarak paraların uhdesinde olduğu hususunu kabul etmediğini, tahsil edilen paraların tarafına asla teslim edilmediğini, bir iki defa Mali Hizmetler Müdürüne teslim edilmek üzere özel kalemde görevli Merve Ayhan’a teslim edildiğini anlatarak suçlamaları ret etti.
MUHASEBE MÜDÜRÜ 'BİLGİM YOK'
Karaburun Belediyesi’nde o dönem muhasebe müdürü olarak çalışan ve sonrasında emekli olan Gülay Güngör’ün de ifadeleri iddianameye girdi. Belediye Başkanı Erdoğan’ın yargılandığı “görevi kötüye kullanma ve evrakta sahtecilik” davasında da ifadeleri dikkat çeken Güngör, bu soruşturmada da değerlendirme yapan isimler arasında yer aldı.
Güngör; 4 Eylül 2019 tarihinde Karaburun Belediyesi’nden emekli olduğunu, 1 Ağustos 2019 tarihinde izne ayrıldığını, 7 Haziran ile 1 Ağustos tarihleri arasında Müdür Vekili olarak İncirlikoy ve Ardıç plajlarından nakdi olarak tahsil edilen paraların yatırıldığına ilişkin makbuzların plajların açıldığı tarihten 1 ay içinde kendisine getirilmediğini, bu paraların Derya Efe Girgin’in uhdesinde bulunduğunu düşünerek belediye başkanına durumu ilettiğini, başkanın da paraların kendisinde olduğunu söylediğini, altında çalışan bir memur olarak bunun sebebini soramadığını, bir gün sonra 64 bin küsur miktarda parayı kendisine getirdiğini, kendisinin de bunu hemen Atilla Yapan’a teslim ederek bankaya yatırılmasını sağladığını, bu paranın akıbetini araştırması üzerine paranın yatırıldığını, başkanın parayı getirdiği gün kendisine yerine birisini bulduğunu ve kendisinin üstümde çalışacağını söylediğini, bu ilk olaydan sonra tahsil edilen paranın akıbetini soramadığını, paraların başkanın yeğeni ve belediye şirketinin çalışanı olan Derya Efe Girgin tarafından toplandığını, ilk para yatırma olayından sonra paralar geç yatırılmış ise de bu konuyla ilgili herhangi bir bilgisi olmadığını, görev yaptığı süre içerisinde belediye başkanının uhdesinde bulunan parayı kendisine teslim etmesi dışında hiçbir parayı teslim almadığını” söyledi.
Muhasebe Müdürü Handan Kalalı da göreve 15 Ağustos 2019 tarihinde başladığını ifade ederek sürece dair bir bilgisinin bulunmadığını anlattı. Paraların plajlardan günlük olarak toplandıktan sonra bankaya yatırıldığını belirten Kalalı geç yatırıldığı iddiasıyla ilgili bilgisinin olmadığını söyledi.
“BAŞKANA PARA TESLİM ETMEDİM”
Derya Efe Girgin ise, 2019 yılı Haziran ve Eylül ayları içerisinde Karaburun Belediyesi personel şirketinde işçi olarak çalıştığını ve Belediye Başkanının yeğeni olduğunu, Ardıç plajında görevli olduğunu, belediye başkanı tarafından plajlardan tahsil edilen paraların toplanması görevinin sözlü talimatla kendisine verildiğini, plajlardan 2019 yılı sezonunun açılması ile birlikte paraları toplamaya başladığını, topladığı ilk parayı başkanlık konutunda görevli Merve Hanıma teslim ettiğini, ne kadar olduğunu tam hatırlamadığını, her gün plajlardan para toplamadığını, 15 gün ara ile bu paraları topladığını ve bu paraları bankaya yatırdığını, toplam 6 -7 kere para topladığını, belediye başkanına herhangi bir para teslim etmediğini, paraların bankaya geç yatırılmasıyla ilgili olarak herhangi bir bilgisi olmadığını, paraları toplama yetkisinin kendisine Belediye Başkanı tarafından verildiğini dile getirdi.
ÖNCE HATIRLAMADI SONRA “TERAPİYE BAŞLADIM” DEDİ
Belediyede “tahsildar” kadrosunda çalıştıktan sonra emekli olan Atilla Yapan ise Karaburun Cumhuriyet Başsavcılığı’nca alınan tanık beyanında özetle; yaşadığı kalp rahatsızlığı nedeniyle Karaburun Belediyesinde görev yaptığını, vezneci olarak çalıştığını, kendisine herhangi bir şekilde para verildiğini ve bu parayı bankaya yatırdığını, plajlardan toplanan parayı bankaya yatırdığıyla ilgili bir şey hatırlamadığını beyan etti.
Karaburun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tekrar ifadesini aldığı Yapan, bu kez dikkat çeken bir fikir değişikliğiyle birçok şeyi hatırladığını söyledi. Yapan, ifade verdikten sonra terapiye başladığını, kullandığı ilaçlar, terapi ve eski arkadaşlarıyla yaptığı sohbetler ile Karaburun Belediyesi’nde veznede görev yaptığını hatırladığını, mesai yaptığı esnada muhasebe müdürü Gülay Güngör’ün torba ile gelerek belediye başkanının yanından geldiğini, torbadaki paranın İncirli Koy Plaj İşletmesi’nden geldiğini ve başkanın kendisine teslim ettiğini, kendisinden sayarak bankaya yatırmasını istediğini, torbanın içindeki paraları sayarak Karaburun Belediyesi’nin Ziraat Bankası Karaburun Şubesi hesabına yatırdığını ve dekontu Gülay Güngör’e teslim ettiğini anlattı.
CEZALAR NE ÖNGÖRÜYOR?
Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Akif Dönertaş imzalı mahkemeye gönderilen iddianamede Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan’ın Türk Ceza Kanunu’nun 251/2 ve 53-1 suçlarından yargılanması talep edildi. Diğer isimler için ise “Denetim Görevini İhmal Ederek Zimmet Suçunun İşlenmesine İmkan Sağlama” suçu işledikleri iddia edildi.
TCK 251/2
Zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine kasten göz yuman denetimle yükümlü kamu görevlisi, işlenen suçun müşterek faili olarak sorumlu tutulur. Denetim görevini ihmal ederek, zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine imkan sağlayan kamu görevlisi, üç aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
TCK 53/1.
Mahkumiyet ile birlikte zorunlu olarak belli hakları kullanmak yasaklanabilir. Kötüye kullanılmak suretiyle suç işlenen bazı hak ve yetkilerin belli bir süre kullanılması yasaklanabilir.