GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
22 Aralık 2016 Perşembe 08:59

‘Kara günlere’ bilim bakışı… ‘Siyaset uzmanı’ Prof. Dr. Tosun: Toplumsal travma…

EÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Tosun, art arda yaşanan hain saldırılar ve Rus Büyükelçi’ye yapılan suikastın gölgesinde toplumu, iç politikayı ve bölgeyi değerlendirdi.

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ - Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tanju Tosun gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Prof. Dr. Tosun, İstanbul Beşiktaş’ta çevik kuvvet polislerine, Kayseri’de çarşı iznindeki askerlere yönelik terör saldırılarının ardından Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un da suikast sonucu yaşamını yitirmesiyle sarsılan Türkiye’de toplumun yaşanan gelişmelerden ne yönde etkilendiği konusunda detaylı bir analiz yaparken, çözüm için pencere de açtı.

TRAVMA POTANSİYELİ MEVCUT
Tosun, “Bir süreden beri yaşanan bu terör eylemleri aslında Türkiye’nin toplumsal bütünleşmesine en fazla ihtiyaç duyulan bir konjonktürde artış gösterdiği için ciddi anlamda toplumsal travma potansiyeli de mevcut…  Evet bir terör örgütü var… Terör örgütleri var...  Bu örgütler Türkiye’de gerçekleştirmek istedikleri yegane amaç; kendilerini kamuoyu nezdinde popüler kılmak... Kendilerine ait bir gücün var olduğuna ilişkin toplumda bir kabul yaratmak.  Bu tür tekil eylemlerle bir amaca ulaşmak zaten mümkün değil” dedi.

KURUMLARA KARŞI GÜVENDE SIKINTI YAŞANIYOR  
Tosun, “Böyle bir arayış karşısında toplum maalesef sendeleyebiliyor. ‘Ne oluyor? Türkiye nereye gidiyor?’ Toplum bu soruları sormaya başladığında, kurumlara karşı güven konusunda sıkıntı yaşıyor. Mesele bugünün meselesi değil. Yıllardır ortada duran bir mesele var.  Kurumların bu sorunu çözüp çözmeyeceğine ilişkin endişeye yol açıyor. Toplumsal bütünleşmenin sekteye uğraması gibi bir durum ortaya çıkabilir. Toplumsal bütünleşme her türlü kimliğinizle, farklılığınızla toplumsal hoşgörünün üste çıkması, bir arada yaşamayı bize motive etmesidir.   Bu tür olaylar dinsel açıdan, etnik açıdan, mezhepsel açıdan bizim gibi olmayana ister istemez zaman zaman kuşkuyla bakılmaya yol açabilir” diye konuştu. 

TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞME HAMASET VE POPÜLİZMLE OLMAZ
Toplumsal bölünmenin engellenmesi için gerekli olanın bütünleşme olduğunu vurgulayan Tosun, “Terör örgütlerinin yegane amaçlarından biri de toplumsal bütünleşmenin değil bu eylemlerle toplumsal bölünmenin zeminin hazırlamaktır. Çok dikkatli olmak zorundayız. Toplumsal bütünleşme hamasetle, popülizmle olacak bir şey değildir. Emniyet ve güvenlik güçlerinin bu eylemlerin faillerini süratle bulması lazım.  Diğer bir boyutla toplumsal uzlaşı temeli dille seslenmek gerekiyor. Ayrıştırıcı bir dil değil, birleştirici bir dil gerekiyor. Bir arada yaşama, barış, hoşgörü dilinin toplumda daha hakim olması gerekir.  Aksi taktirde potansiyel toplumsal travmalara yol açması mümkün. Bu toplumsal travmalar ise bizi bölmeye yol açar. Fırsat da budur. Buna izin vermemek gerekiyor” açıklamasını yaptı.

Tosun, Rusya Büyükelçisi Karlov’un Ankara’da öldürülmesine ilişkin de konuştu. Tosun iki ülke arasındaki ilişkilerin son dönemde normalleştiğini söylerken yaşananları Ortadoğu’daki dengelerden örnekler vererek özetledi.  

RUSYA, İRAN VE SURİYE KABUL ETTİ
Tosun şunları söyledi: Failin eylemini hangi amaçla gerçekleştirdiği net olmamakla birlikte sonucun ne olması istendiğine bakıldığında ilk akla gelen Türkiye ve Rusya arasında normalleşen ilişkilerin bozulmasıdır. Bu birinci boyutun dışında meselenin bir de uluslararası politika bağlamında önemi var.  Suriye, İran, Türkiye, Rusya yetkilileri yaptığı toplantıda Halep’te yaşanan dramın bir konsensusa ulaşabilmesini ve sorunun çözüme kavuşmasını sağlamak istiyor.  Türkiye’nin bu süreçte en azından insani boyutta üstlenmiş olduğu bir rolü hem Rusya, hem İran hem de Suriye’nin kabul etmiş olması söz konusu. Bu görüşmenin geldiği noktalardan biri de bu… Burada yapılan toplantı aynı zamanda ABD’nin Ortadoğu’daki aktif rolünün orta vadede dün ve bugün olduğu kadar etkin olamayacağına yol açıyor.

BİR MESAJ OLABİLİR!
Türkiye ve Rusya’nın geldiği bu normalleşme ilişkilerinin önünün kesilmesi, diğer boyutta Rusya, İran Türkiye ve Suriye yetkilileri bir araya gelmesine bir yönelik bir mesaj da olabilir. Amaç her halükarda Türkiye’nin itibar kaybına uğramasını sağlamak olabilir.  Önce İstanbul sonra Kayseri’deki terör eylemleri ardından Rus büyükelçinin vurulması Türkiye’nin terörle baş edemeyen bir ülke olduğuna alt yapı hazırlamak olabilir.  Türkiye süratle hem o terör eylemlerini yapan faillerinin yakalanması, ama failden kastedilen tetiği çektirenlerin, bombayı attıranların yakalanması hem de Rus büyükelçisine saldırının ardından hangi güçler var, bunların belirlenmesinde sonuca ulaşılması lazım.

İLİŞKİLERE BALTA VURMAYI AMAÇLASA DA…
Batı nezdinde itibarsızlaştırma girişimlerinin sonuçsuz kalmasına yol açabilir ama mesele Türkiye ile de ilgili değil. Almanya Berlin’de gerçekleşen eylem terörizmin ciddi yeni bir yüzünü görüyoruz burada... Küresel terör, dördüncü nesil savaş olarak ifade edilen tür…   Proaktif yöntemlerle, eylem gerçekleşmeden çok güçlü istihbarat takviyesiyle hareket edilmeli. Burada emniyet güçlerine çok büyük rol düşüyor. Klasik terörle mücadele yöntemiyle bu işin bir noktadan sonra etkili olamadığı anlaşılıyor. Önleyici birtakım tedbirlerin alınması gerekiyor. Burada da istihbarat çok önemli tabi… Özellikle bu saldırı Türkiye ve Rusya ilişkilerine balta vurmayı amaçlasa da gerek Türk gerekse Rus yetkililerin yaptığı açıklamalar en azından terörle mücadele konusunda iş birliğinin ne kadar önemli olduğunu ve iş birliği sayesinde ilişkilerin daha da iyileşeceğine yönelik mesaj anlamında çok önemli. İçeriden bakıldığında kurumlara karşı güvenin azalmaması yönünde mutlaka toplum olarak sükunet ve hoşgörüyü kaybetmememiz gerekiyor.