GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tarım
4 Mart 2022 Cuma 13:33

İzmirli ziraat mühendisleri yeni tarım bakanı için ne dedi?

Tarım ve Orman Bakanlığı görevinden ayrılan Bekir Pakdemirli’nin yerine Vahit Kirişçi’nin gelmesi üzerine değerlendirme yapan Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, yeni bakandan Ziraat Yüksek Mühendisi unvanına sahip olması nedeniyle daha çok beklentilerinin olduğunu aktardı. Çakıcı, yaklaşık 20 yıl kadar sonra bu meslekten birinin bakanlık görevine geldiğini söyleyerek “Yıllarca tarım bakanı neden ziraat mühendisi değil? diye çok sorduk. Şimdi haliyle beklentilerimiz daha çok. Aynı dili konuşuyor olacağız” dedi.

EGEDESONSÖZ - Dün (3 Mart) istifasını veren Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, ilk 2018 yılında göreve gelmişti. İşletme bölümünden mezun olup iktisat üzerine doktora yapan Pakdemirli, başka bir bölümden uzmanlık elde etmesi ve tarıma yönelik sadece serbest girişimcilik faaliyetlerinde bulunması nedeniyle görevindeki işlevi hakkında tartışmalara neden olmuştu. 4 Mart tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan kararla birlikte Pakdemirli’nin yerine Ziraat Yüksek Mühendisi Vahit Kirişçi’nin gelmesiyle yaklaşık 20 yıl sonra Tarım Bakanlığı’na tarımın ve ziraatin içinden bir bakan getirilmiş oldu.

Bu görev değişikliği üzerine SonSöz TV’de değerlendirmelerde bulunan Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, öncelikle bu kararın tarıma hayırlı olmasını dileyerek mesleğinden ötürü geçmişe kıyasla daha çok beklentileri olduğunu dile getirdi. Yeni tarım politikaları oluşturulması ve çiftçinin desteklenmesi gibi beklentilerinin olduğunu aktaran Çakıcı, gündemdeki bir diğer konu olan zeytincilik yönetmeliklerindeki değişiklikler hakkında da açıklamalar yaptı.

DAHA ÇOK BEKLENTİMİZ VAR
20 yıla yakın bir süredir ziraat mühendisi bir bakanın göreve gelmediğini dile getiren Çakıcı, bu nedenle ziraatçiler ve çiftçiler olarak daha çok beklentilerinin olacağını aktardı. Görev süreci boyunca yapılması gerekenlere değinen Çakıcı şu ifadelere yer verdi:

“Zor bir dönemde yeni bakanımız geldi. 20 yıla yakın bir süredir ziraat mühendisi bakanımız olmamıştı... Yıllarca tarım bakanı neden ziraat mühendisi değil? Diye çok sorduk. Şimdi haliyle beklentilerimiz daha çok. Mutlaka aynı dili konuşuyor olacağız. Kendimizi anlatmamız, ona ulaşabilmemiz daha kolay olur diye düşünüyorum. Ziraatçinin, çiftçinin, tüketicinin tarım bakanından çok beklentisi var.

BAKANIN İŞİ ZOR!
Bu beklentilerimiz tabii yeni tarım politikalarının oluşturulması yönünde... Üretimin artırıldığı, çiftçinin desteklendiği politikalar bekliyoruz. Günü kurtarma politikasını bırakmak istiyoruz. Tabii tarım politikalarını genel ekonomik politikalardan ayırt etmek zor o yüzden bakanın da işi zor olacak. Bu ekonomik süreçte nasıl bir politika izleyecek hepimiz göreceğiz. Biz önerilerimizi hep sunacağız. Bir üretim seferberliğine girmemiz lazım. Yapılan müdahaleler daha çok satış kısmında oluyor. KDV’yi düşürmek, piyasanın denetlenmesi gibi çabalar... Ama bizim üretimi artırıp daha fazla ürünü piyasa çıkarmaya çalışmamız lazım. Çiftçiden ucuza alıyoruz daha yükseğe ithal ediyoruz ama onun bu farktan faydalanmasını sağlamıyoruz. Teşvik edemiyoruz... Onları tekrar kazanmamız lazım. Bu çözümler uzun planlamalarla gerçekleşecektir”

BU ALANLARA VERİLECEK HER TÜRLÜ ZARARA KARŞIYIZ
Geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de zeytinlik alanlarının rehabilite edilip eski haline getirilmek şartıyla maden faaliyetlerinde kullanılabileceğine yönelik 'Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik' adlı karar siyasiler ve vatandaşlar tarafından çok tepki almıştı. Bu konuyla ilgili değerlendirme yapan Çakıcı, bu yasayı asla kabul etmediklerini söyleyerek “Geçmiş dönemlerde de çok konuştuk. Tarım alanlarımız tehdit altında... Sadece bu değil, sanayi tesiisleri, imar uygulamaları... Son dönemde de tarımsal üretimle ilgili sıkıntılarımız var. Bu tarım topraklarımızı korumamız lazım. Bu yönetmelik değişimi için ise zeytincilik yasamız var. 1939 yılında çıkmış kanun zeytin alanlarını koruyan yasa... Bu gibi şeylere izin vermiyor aslında. Geçmiş dönemlerde son 20 yıl içinde zeytincilik yasasıyla ilgili çok değişiklik talebi geldi. 9 kez zorladılar. Muhalefet ve çevrecilerle geri püskürtüldü. Biz buna karşıyız. Madenciliğe karşı değiliz fakat doğa dostu, sürdürülebilir madenciliğin yanındayız. Tarım alanlarına zarar verecek yasayı asla kabul etmeyiz” dedi.

SONRASINDA ESKİYE DÖNDÜREMEZSİNİZ
Maden ocaklarının eskiye çevrilmesinin zor olduğunu belirten Çakıcı, yapılırsa doğaya zarar vereceğini söyleyerek “Bir yerde maden ocağı işletmesi yapılıp kullanımı bittiğinde ve kapandığında eski haline çevirme maddesi var. İzmir’e baktığımız zaman boş maden ocaklarını görüyoruz ancak buralarda rehabilitasyon işlemi yapılmamış. Çünkü çok maliyetli burayı eski haline getirebilmek. Bu süre zarfında da zaten orayı tahrip ediyorsunuz eskiye döndürmek mümkün olmaz. Bir de yasada ağaçların taşınması konusuna da değinilmiş. Maalesef sanki zeytine özgü bir şeymiş gibi gözüküyor. Zeytin kadim bir ağaç... Bir yerde bir yere naklettiğinizde tutunma özelliği var ama bunu kullanarak bu düşünceye kapılmak iyi değil. Zeytinlik alanlarımız bizim Akdeniz iklimimizin bitki örtüsü. Bizim bunların tamamının yerini değiştirmemiz mümkün değil. Bir de enerji bazında kamu yararı gündeme getirilmiş. Termik santraller için ham madde kaynağı olarak düşünülmüş. Açık ocaklar şeklinde üretiliyor. Böyle olunca doğa çok tahrip olmuş oluyor. Mevcut yerdeki zeytinliği bozuyoruz. O parseldeki zeytini bozduğumuz zaman çevrelerindekine de zarar vermiş oluyoruz. Maden ocakları tepelerde, yamaçlarda oluyor ki zeytinliklerde orada... Böyle olması daha çok tehlike yaratıyor. Suyu da çok etkiliyor. Bu gibi projelerin ÇED raporlarında incelenmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

GERİ ADIM ATMALARINI BEKLİYORUZ
Bu kararın bir süreç olduğunu belirten Çakıcı, olmaması için her türlü hukuki yolu deneyeceklerini belirterek, “Bu ocakların ve tesislerin böyle tarım alanlarında gerçekleştirilmesi için izlenecek prosedürler var. Bakanlıklardan görüşler alınıyor. Valilik ve illerdeki toprak koruma kurullarına geliyor. ÇED kararları alınıyor. Bu bir süreç... Ne olabilir? Evet zeytin yasamız var ama getirilen bu yönetmelikle bu prosedürlerin kolay aşılması sağlanabilir. Adli süreçlere kadar gider tabii. Davaların uzamasına sebep olabilir. Yürütmeyi durdurma kararı çıkmazsa doğa tahribi başlamış olabilir. Biz oda olarak; TMMOB’la ve çevrecilerimizle birlikte mutlaka davacı olacağız. Bu yasanın yönetmeliğinin değişimini duyduğumuz gibi bildirge yayınladık. Bir tane daha basın bildirgesi yayınlayacağız. Kamuoyu bu konuda çok hassas ve tepki gösteriyor. Geri adım atılacağına inanıyoruz, bekliyoruz” şeklinde konuştu.