EGEDESONSÖZ- CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, SonSöz TV’de yayınlanan programda Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı.
Mayıs seçimlerinin ardından alınan yenilgi sonrası CHP içinde başlayan iç tartışma süreci programın gündemi oldu.
Seçimin ardından başlatılan kurultay süreci ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından başlatılan “değişim” tartışmaları sonrası Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu değişimin önünü açacağını TBMM Grup Toplantısı’nda açıklamıştı. Diğer yandan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in de aday olduğunu duyurmasının ardından değişim konusu partideki temel tartışma konusu oldu.
BAŞARAMADIK, BEDELİNİ ÖDEMEK ZORUNDAYIZ
Konuyla ilgili olarak ise CHP İzmir siyasetinde suskunluk yaşanmaktaydı. Suskunluğu ise CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan bozdu. Bakan programda yaptığı değerlendirmede, “CHP bu seçimi kaybetti. Bu seçimin tüm faturasını da 6’lı Masa’ya değil de CHP’ye fatura edildi. Tabi masayı biz domine ettiğimiz için… Bunu da bir noktaya kadar normal karşılamak lazım, diğer siyasi partilerde bu tarz tartışmalar yok. Toplumun ümidini örgütleyen bizdik. Toplumun bizden yana umudu vardı. Ancak biz bunu başaramadık. Bunun da bedelini ödemek zorundayız. Nerede hata yaptığımızı kendi içimizde tartışmak zorundayız. Parti içinde hem düşünsel hem kadro bazında bir değişime ihtiyacımız var. Zamana yayarak bu işi, seçimi unuturuz anlayışı içerisinde olmamız mümkün değil. Hızlı bir şekilde yerel seçimlerden önce, ilçe ve il kongreleri olacak ardından ise kurultayın olması gerekiyor” dedi.
A OLUR, B OLUR, O GİDER VEYA BU GELİR… KİŞİLER ÜZERİNDEN KONUŞMAK DOĞRU DEĞİL
‘Genel Başkan da değişmeli mi, yoksa kadrosal bir değişim mi?’ sorusuna yanıt veren Bakan, “Ben herhangi bir ayrım yapmıyorum. Değişim şart ve bu değişime karar verecek olanlar kurultay delegeleridir. Bu değişim talebi sadece benim Murat Bakan olarak söylediğim bir şey değil genel başkanımızı Kılıçdaroğlu grup toplantısında, ‘ben gemiyi limana güvenli şekilde götüreceğim ve değişimin önünü açacağım. Değişime öncülük edeceğim’ dedi. Bu söz çok iddialı ve önemli bir söz, bundan daha önce seçim kaybetmiş genel başkanların söylediği bir şey değildi. Devlet Bahçeli de barajın altında kaldı ancak hala partisinin başında. Genel başkanımızın değişimin öncüsü olacağım demesi önemli. Ekrem İmamoğlu önemli bir politikacı, tüm girdiği seçimlerde kazanmış bir siyasetçi. Özgür Özel ona keza partinin şu anda grup başkanı. Genel başkan, milletvekili olmadığı için, genel başkanın meclisteki makamını dolduran güçlü bir siyasetçi, en eski milletvekillerimizden bir tanesi. Özgür Özel de deneyimi ile birlikte aynı şeyi söylüyor, değişim. Bir değişim CHP’de olmalı. A olur, B olur, o gider veya bu gelir… Kişiler üzerinden konuşmak doğru değil. Ancak bir değişim şart. Ben bu değişimin olması gerektiğine inanıyorum” şeklinde konuştu.
YEREL SEÇİMDEN ÖNCE KURULTAY OLMAZSA…
Kurultayın yerel seçimden önce yapılmasının gerektiğini söyleyen Bakan şunları söyledi:
“CHP sadece CHP üyelerinin değil artık. CHP, toplumun umudu olmuş, Cumhuriyetin tek kalesi haline gelen bir parti şu anda... Cumhuriyetin kazanımı olan tüm kurumları yıpratarak, yozlaştırarak dağıtmaya çalışmış bir iktidar var. Ve bu iktidarın karşısında cumhuriyetin en büyük kazanımlarından bir tanesi olan CHP var. Bu ülkedeki tüm cumhuriyetçilerin CHP ile ilgili söz söylemeye hakkı var. Onlara kulağımızı tıkayarak geleceğimizi şekillendiremeyiz. Toplumda büyük bir değişim beklentisi var. İnsanlar kırgın ve öfkeli, bizler de öyleyiz… Evimizden çıkmak istemiyoruz ancak, mücadele etmemiz gerekiyor. Bütün gelecekle ilgili hayalleriniz, umutlarınız, mücadeleniz hem milletvekili olarak benim verdiğim mücadele, sokaktaki vatandaşın oy vererek sandık başında verdiği mücadele bizim açımızdan hüsranla sonuçlandı. Bununla ilgili kendi içerimizde bir özeleştiri yapıp, bu öz eleştiri mekanizmalarını kongre süreçlerinde danışma kurullarında yaşayarak sonrasında ise parti içerisinde bir anlayış değişimine ihtiyaç var. Nerede hata yaptık bunu sorgulamak zorundayız. Ve bu süreç yerel seçimlerden önce olmalı. Aksi halde toplumdaki bu umutsuzluğu tekrardan umuda çevirme imkanımız olmaz”