GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
6 Mart 2016 Pazar 11:30

İzmir'den bakanlığa 'Süt inekleri kesilmesin' tepkisi

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın 81 ilin valisine gönderildiği 'süt inekleri kesilmesin' talimatı, zarar eden üreticilerin tepkisini çekti.

İzmirli bazı süt üreticileri, süt fiyatı zarar sınırı olan 1 ile 1.10 lira bandının altına düştüğü sürece ineklerin mezbahaya gideceğini vurgulayarak, Et ve Süt Kurumu'nun piyasadan fazla miktarda süt tozu çekmesi, uzun vadede ise süt ve ete yönelik teşvik gerektiğini söyledi.

Süt üretimindeki artışa rağmen tüketimin düşük kalması, fiyatların 80 kuruşa kadar düşmesine neden oldu. Bir litre sütün 1- 1.10 TL bandının altına düşmesiyle zarar ettiklerini söyleyen üreticiler, et fiyatlarının yükselmesiyle süt ineklerini mezbaha göndermeye başladı. Geçen hafta GıdaTarım ve Hayvancılık Bakanlığı 81 ilin valiliğine 'süt inekleri kesilmesin' talimatı gönderdi. Ancak zararına üretim yaptıklarını belirten üreticiler, kesimin yasakla önlenmesinin mümkün olmadığını söyledi. 

BAHARLA SÜT KRİZİ BÜYÜYEBİLİR
Ege Bölgesi'ndeki en büyük üretici ve süt tesisleri arasında yer alan Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, et ve süt hayvancılığına kısa, orta ve uzun vadede çözüm olacak önerileri sıraladı. Besicilik sektöründe gün geçtikçe popüleritesi artan 'Holstein' cinsi ineklerin süt veriminin iyi olmasına karşın, et yönünden doğru bir tercih olmadığını  değinen Eskiyörük, ülkede son günlerde yaşanan et sıkıntısını giderilmesi için et verimi yüksek ırkların veya melez ırkların et hayvancılığında kullanılması gerektiğinin altını çizdi. Sütün toptan satış litre fiyatının bazı bölgelerde 80 kuruşa kadar gerilemesi yüzünden üreticinin ciddi zarar ettiğini, bu yüzden kimilerinin çaresizlikten süt hayvanlarını kesime gönderme kararı aldığını söyleyen Eskiyörük, "Üreticilerimiz, Bakanlığımızın sorunu çözeceği umuduyla bugüne kadar sabretti. Ancak bıçak kemiğe dayandı. Baharın gelmesi ve çayırların yeşermesiyle süt üretimi daha fazla artınca kriz daha da büyüyecek" dedi.

Yaşanan kriz ve sorunlarla ilgili olarak çözüm önerilerinin de olduğunu belirten Eskiyörük, "Çözüm olarak Devlete bağlı olan Et ve Süt Kurumu'nun piyasadan yüksek oranda 'süt tozu' çekmesini ve fazlalığı eritmesini gösterebiliriz. Böylece kısa vadede üreticinin elindeki fazlalık süt kullanılır, zarar önlenir" diye konuştu. 

'BELEDİYELER SÜT DAĞITSIN'
Sütteki üretim fazlasının elden çıkarılması, ayrıca fiyatların zarar sınırının altına düşmemesi için orta ve uzun vadede ise Eskiyörük, şu önerileri sıraladı:

"İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin uyguladığı, dar gelirli ailelere yönelik okul öncesi çocukları beslenmesine destek amaçlı 'Süt Kuzusu' adıyla süt dağıtımı projeleri yaygınlaştırılmalı. Başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere, belediyelerimiz bu tür projelere destek olarak hem dar gelirli aile çocuklarının iyi beslenmesini sağlamalı, hem de süt üreticisini güvence altına almalı. Bu süt üreticilerini orta ve uzun vadede koruma altına alır ve süt fiyatlarını da belirli bir denge içinde olmasını sağlar." 

BATI'DA SÜT, DOĞU'DA ET BESİCİLİĞİ İÇİN ATILIM ÇAĞRISI
Avrupa'da ortalama 16 lira civarında olan kırmızı etin kilosunun Türkiye'de yaklaşık 36-45 TL arasında satıldığını belirten Eskiyörük sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülkemizde kırmızı etin kilo maliyeti bile 20 TL olunca, haliyle fiyatları fırlıyor. Et fiyatında kısa vadede çözüm olunması ve makul seviyelerin yakalanması için, Bakanlığın çeşitli teşviklerle yaşlı ve verimsiz hayvanların kesilmesini sağlaması lazım. Böylelikle et açığımız giderilir ve süt fazlalığına da katkı konulur. Batı Anadolu'da süt besiciliği, Doğu Anadolu'da ise et hayvancılığının daha çok geliştirilmesi gerekmektedir. Doğu bölgelerimizde çok sayıda büyük ve geniş mera boş, atıl vaziyette durmakta. Bu meralarımızı hakkıyla kullanıma geçirerek, et hayvancılığımızın düşük maliyetle, gelişmesini sağlayabiliriz. Ahırlarda yapılan et hayvancılığı hem maliyetli, hem de daha az sağlıklı olmaktadır."

Eskiyörük, kooperatif olarak günlük ortalama 220 ton süt üretimi yaptıklarını ve üreticilerinden 1.15 liraya süt aldıklarını ifade etti.

SÜTE PRİM DESTEĞİ ARTIRILMALI
İzmir Damızlık Sığır Yetiştiriciliği Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Çiftlikler Sorumlusu Ahmet Canbazoğlu da, süt primlerinin artırılmasıyla sorunun düzeleceğini öne sürdü. Canbazoğlu, "Sağım odaları ve soğutma tanklarında kullanılan elektrik sarfiyatı ciddi bir maliyet oluşturuyor. Bu da göz önüne alınmalı. En büyük sorun süt primlerindeki desteğin bir an önce arttırılmasıdır" dedi. 

Aynı zamanda Ödemiş Ziraat Odası Başkanı olan İzmir Damızlık Sığır Yetiştiriciliği Birliği İkinci Başkanı Ahmet Kocaağa ise, süt hayvanlarının kesimine karşı olduklarını vurguladı. Deforme olan, verimden düşen ve yaşlanan hayvanların kesime gönderilebileceğini ifade eden Kocaağa ŞÖYLE KONUŞTU:

"Süt hayvanlarınn kesilmemesi iki yönden önemli. Birincisi, süt vermeleri; ikincisi, doğurarak hayvan nüfusunu ayakta tutmaları. Bu yüzden dişinin kesilmesine karşıyız. Geçen yıl soğuk süt fiyatı litrede 1- 1.15 TL arasındaydı. Sınırda da olsa zarar etmiyorduk. Eğer soğuk süte verilecek prim artırılırsa, üretici bu dönemi atlatabilir. Yaz aylarında süt fiyatları da normale döner."