GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
26 Temmuz 2017 Çarşamba 14:38

İzmir'deki grev tartışmasında ikinci raund: Delican'dan salvo, Güven'den kontra!

İZDENİZ'de devam eden grev İzmir siyasetini de ısındırdı. Dün AK Parti İl Başkanı Delican ile CHP İl Başkanı Güven arasında devam eden söz düellosu bugün de devam etti.

AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican'ın İZDENİZ grevi ile ilgili olarak dün yaptığı açıklamaya CHP İl Başkanı Asuman Ali Güven ile İl Yöneticisi Yücel Özen tarafından tepki gelmişti. Tepkilerin ardından tartışma 2. günde de devam etti.

'BOLİÇ'İ ALANA BALİÇ BEDAVA MİSALİ'
Günün ilk hamlesini AK Parti İl Başkanı Delican yaptı. Delican açıklamasında, "Toplu sözleşmenin işvereni olan Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kocaoğlu'na gayet düzeyli ve hassasiyet içeren bir çağrıda bulundum. Bir baktım ki; onun yerine şu ana kadar susup; kamuoyunu bilgilendirecek en küçük bir açıklama yapmayan CHP'li yöneticiler; başkanı ve yöneticisiyle bana yüklenmek için sıraya girmişler. Boliç'i alana, Baliç bedava misali.

Anlaşılan o ki; benim iyi niyetli uzlaşı çağrım, aralarındaki siyasi yarışa sirayet etmiş. İl yöneticileri Sayın Özen, kendi İl Başkanı'nın konuya hakimiyeti konusunda tereddüt etmiş olmalı ki; bir açıklama da kendisi yapmış. Sinkafı gizlenmiş seviyesiz sözler sarf etmiş. Laf kalabalığına hacet yok. Ortada İzmir'i ilgilendiren büyük bir sorun vardır. Çözüm anahtarı da kendi partilerinin belediyesindedir." dedi.

Delican açıklamasında şunları söyledi:

METHİYE DEĞİL, HİCİVDİ...
"İZDENİZ grevinin bir an önce sonlanması ve halkın mağduriyetinin giderilmesini dile getirdiğim ve sadece duyarlılık içeren bir açıklama yaptım. Dedim ki; kayıtsız kalınacak bir konu değil. Çözülmeli, uzlaşı yolları aranmalı, sorun kısa sürede çözülmeli. Burada anti demokratik bir tutum göremiyorum. Sayın Güven'in söylediği gibi, methiye de düzmedim. Kendisi teknik olarak bu terim konusunda bir yanılgı içine düşmüşler. Methiye övgüdür, ben övmedim ki. Ben yaşanan sıkıntıya hicivli bir gönderme yaptım. Eleştirdim ve çağrıda bulundum. Bunu AK Parti İzmir il başkanı olarak, duyarlılıkla yaptım. Yine söylüyorum, İzmir'e grevsiz toplu sözleşmeler yakışır. Hele, milyonlarca kişinin günlük hayatını felce uğratıyorsa, kronik sorunumuz olan ulaşımı kitleyen bir sonuç yaratıyorsa. Bunca mağduriyetin yaşanacağı hesaplanmış olmalıydı. İZDENİZ grevinin sona ermesi ve kendi tabirleri ile içimizin dışımızın gülmesi için gerekli adımları atmalılar."

DARBECİYLE, MASUM İŞÇİ BİR Mİ?
Başkan Delican; 2 haftadır İzmir halkını grevle ilgili bilgilendirmekten imtina eden CHP İl Başkanı Güven'in Darbecilerle, işinde gücünde olan, alın teriyle para kazanan masum işçileri aynı kefeye koyarak büyük gaflete düştüğünü belirttiği açıklamasında; şu sözlere yer verdi; "15 Temmuz darbe girişiminin ciddiyetini hala kavrayamamış görünüyorlar.  hatırlatalım. Eğer bu girişim başarılı olsaydı; bu açıklamaları dahi yapamıyor olacaktık. Bu ihanete karışan, bu ülkeyi karanlığa, esarete sürüklemeye çalışan her kim olursa olsun cezası olmalıdır. Açılan davaları izlemeye bile gelmiyorlar. Madem bu kadar hassasiyetleri var gelsinler takip etsinler. Biz 250 şehidimizin, 2193 gazimiz ve milletimizin hakkını sonuna kadar bu hainlere karşı takip edeceğiz. Elbette işçinin grev yapma hakkı vardır. Sosyal demokrat bir yönetimin gereği bu hakkı baskılamamak olduğu gibi; emeğin karşılığını vermek, işçiyi de halkı da mağdur etmemektir. Sonuçta; denizi her açıdan değer olan İzmir'in vapurlarının sirenlerini susturan, denizde hayatı durduran bir işçi grevi sürmektedir ve bedeli es geçilmektedir. Mesele budur, buna yoğunlaşsınlar."

40 DERECELİK TRAVMA...
Trafiğe çıkıp, halkın arasına karıştıklarında nasıl bir mağduriyet yaşandığını göreceklerini söyleyen AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican; " Okuduklarını anlayamamak gibi bir sorunları da var. Ben alkışlamıyorum. Hicap duymalıyız diyorum. Bu bir utanç tablosudur, ortadan kalkmalı diyorum. İzmir ağlıyor diyorum. Yaz sıcağında 40 derecede işe gidip gelirken harap olan İzmirlilerin yaşadığı travmayı görsünler diyorum. Yaz tatili sendromundan çıkıp, sokağa dönsünler diyorum. Neyse ki bir yangın olduğunu kabul ediyorlar. Oyuncusu bol bir kaos yaşanıyor. Seyirci kalacak değiliz. Sabahtan akşama kadar bu çileyi çekenlerin gözü, kulağı, dili olmaya devam edeceğiz, ta ki  bu grev de son bulana kadar. Rehavetleri kabak tadı verdi. Bu kadar da rahat olunmaz ki!  " diyerek; bu tür atışmaların kamuoyunu bilgilendirme niteliği taşımadığını, acilen gelişmelerle ilgili, ciddiyetli bir açıklama yapmaları gerektiğini belirtti.

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ TOPU TACA...
Delican açıklamasını; çağrısını tekrar ederek şu sözlerle noktaladı;
"Hepimiz bu şehirde yaşıyoruz. İyi olanın da kötü olanın da sonuçlarını hep beraber görüyoruz. Meseleyi hiç uzatmaya gerek yok. Ortada bir sorun vardır ve çözüm beklemektedir. Büyükşehir Belediyesi'nin sorumluluğunda bir kriz yaşanmaktadır. Topu taca atmaya çalışsalar da,  oyun kurucu kendileridir ve böyle bir lüksleri yoktur. Halka yaşattıkları çile, ne kendi aralarındaki rekabetin ne de siyasi atışmaların, yarışların konusudur. Çağrım, uzlaşı sağlanana kadar bakidir. İzmir Büyükşehir Belediyesi; iki haftayı geride bırakan ve sonucu kalıcı hasarlara yol açabilecek bu travmayı sonlandırılmalıdır.

GÜVEN: GEÇMİŞTE AŞK YAŞADIKLARIYLA BİZLERİ KARIŞTIRMASINLAR
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı Asuman Ali Güven, AK Parti İl Başkanı Bülent Delican'ın grev yapan işçiler üzerinden yaptığı yeni açıklamalara cevap verdi.

Güven kısa açıklamasında "Böylesine bir açıklamaya uzun uzun cevap verecek değilim, Sayın Başkan şimdi bıraksın  böylesine ciddi bir konuda şarkıyı, türküyü ve futbol muhabbetini, atadıkları kayyumun işsiz bıraktığı, grevdeki işçiler için çalışsın. Yoksa karşılıklı bu açıklamalarla işçilerin sorununa katkı koyulmaz" sözlerine yer verirken, şunları söyledi:

DELİCAN'IN İŞÇİLERE DARBECİ DEMESİ ŞAŞKINLIK VERİCİ
"Darbecilerle ne geçmişte ne de bugün işimiz olmadı olmaz. Darbecilerle geçmişte, kimin sarmaş dolaş olduğu, kimin bugünün darbecilerle duygusal ve ticari sağlam bağları olduğunu biz de, İzmirliler de biliyor . Bu darbecileri başımıza musallat edenlerin, devletin içine yerleştirenlerin, geçmişte aşkla birbirine bağlı olanların, bugün partimize atmaya çalıştıkları çamur bize yapışmaz.  Yaptığım açıklama çok nettir. Sayın Delican bu açıklamaları çarpıtarak anca kendini kandırır. Bugün kendi iktidarlarının atadığı kayyumlarla yönetilen şirketlerdeki işçilere de, Sayın Delican' ın darbeci demesini şaşkınlıkla izliyorum. Biz o kayyum mağduru işçilerin hakkını da, İZDENİZ işçilerimizin hakkını da sonuna kadar savunuruz.  Sayın Delican bilsin ki, bu açıklamalarıyla İZDENİZ işçileri üzerinden bir rant sağlayamaz. Zira AKP iktidarının en büyük mağdurları işçi sınıfıdır.

BERABER YAĞMURLARDA ISLANDIKLARI...
"Kendisine küçük bir tavsiye, bir zamanlar kol kola yürüyüp, beraber yağmurlarda ıslandıkları darbecilerle, darbecilerin ve iktidarlarının mağdur ettiği işçileri birbirine karıştırmasın. Bizim derdimiz emeğine sahip çıkmaya çalışan işçilerimizdir. Emek harcayan her işçi bizim için değerlidir. Bizler, namusuyla, emeğiyle çalışan kimseyi ötekileştirmeyiz. Şimdi  böylesine ciddi bir konuda şarkıyı, türküyü ve futbol muhabbetini de içeren açıklamalarla bir yere varamayız. Yapabiliyorsa, kayyumun işsiz bıraktığı grevdeki işçiler için çalışsın. Çünkü biz İZDENİZ işçilerimiz için çözüm arayışındayız. Bunun için çalışıyoruz"