GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
6 Haziran 2017 Salı 13:51

İzmir'de sendikadan flaş iddialar: Devletin malı deniz mi?

Türk Sağlık Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, İzmir'deki çeşitli hastaneler ile çarpıcı iddialarda bulundu. Doğruyol açıklamasında, tespit ettikleri usulsüzlüklere ilişkin savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını belirtildi.

Türk Sağlık Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, İzmir'deki çeşitli hastaneler ile çarpıcı iddialarda bulundu. Doğruyol açıklamasında, tespit edilen usulsüzlüklere ilişkin savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını belirtildi.

Doğruyol açıklamasında şunları söyledi:

"Memur sendikası olmamız sebebiyle özellikle kamu kurumlarındaki yaşanan olumsuzlukların bire bir şahitleri olmaktayız. Tarafımıza pek çok konuda bilgi gelmesine rağmen, ispat edemeyeceğimiz konularda fikir beyan etmemekte, şifahen bilgi verdiğimiz hiçbir konunun üzerine gidilmediğini de şahit olmaktayız.

Elimizde yeterli bilgi, belge olan, ya da basına yansıyan konularda bile, yapılan haksızlığın, hukuksuzluğun, adaletsizliğin üzerine gitmesi gereken bürokratların çabasının konuyu nasıl kapatabiliriz olduğunu da şahit olmaktayız.

Örneklendirmek gerekirse;

Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıları Hastanesi ve İzmir Eğitim Araştırma Hastanesinde, pek çok hastane çalışanının ve hastaların yedikleri yemekten zehirlendiği konunun ülke gündemine meşgul etmesine rağmen, hastane idarecilerinden bazılarının bir sendikanın yöneticisi olmasından dolayı kapatıldığını düşünüyoruz.

N.S.İ. Alsancak Devlet Hastanesinde yine bir sendika yöneticisi olan eski hastane müdürünün, memurları sendikaya üye yapabilmek adına, nöbet yazılmaması gereken memurlara nöbet yazarak aylarca fazla mesai ödemesi yapılmasını sağlamış, soruşturma açılmış, fazla ödemelerin bir bölümü kuruma geri ödenmiş, ancak sorumlu idareciler hakkında yine gerekli cezai müeyyideler uygulanmamıştır.

Ödemiş Devlet Hastanesinde yine aynı sendikanın yöneticisi olan V.K. aylarca, belki de yıllarca aynı anda iki nöbeti birden tutmuş, yani hastane acilinde nöbetçiyken aynı anda süpervizör nöbetçisi, acilde nöbetçiyken icap nöbetçisi gibi, ve bu nöbetlerin ekonomik karşılıklarını ayrı ayrı almış, konunun bir gazetede yayınlanmasına rağmen, maalesef yöneticiler konuyu kapatma peşine düşmüşlerdir. Oysaki geçmişe dönük banka hesapları ve evrakların incelenmesiyle ortaya çıkacak bir konudur.

Bir şahsın bir hastanede fazla nöbet parası alması demek, fazla nöbet ücretlerinin döner sermaye gelirlerinden ödenmesinden dolayı o hastanede çalışan diğer personellerin cebinden para alması demektir.

Bir sendikacının çalışanların hakkını araması gerekirken, çalışanların hakkını gasp etmesi kadar abesle iştigal bir durum olamaz. Ve söz konusu arkadaş cezalandırılmak yerine o kuruma idareci yapılmıştır. Hastane çalışanları arasında huzursuzluk sebebi olan bu olay ile ilgili idarecilerimizin görevlerini yerine getirmediği düşüncesiyle, Cumhuriyet Savcılığımıza suç duyurusunda bulunduğumuzu da belirtmek isterim.

Biz bir sivil toplum kuruluşu olarak bu güne dek eksiğiyle, hatasıyla, kusuruyla görevimizi yaptığımızı düşünüyoruz. Bilesiniz ki, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Ancak siyasi erkten istiyoruz ki, birazcık vicdan sahibiyseniz kamu kurum ve kuruluşlarına farklı amaçlarla gelmek isteyen çıkar ve menfaat peşinde koşan yöneticileri değil, liyakat sahibi, devletine, milletine hizmet etmeye çalışan idarecileri getiriniz.

Düşünün İzmir ilinde Güney Kamu Hastaneleri Yöneticilerinden Başhekim, hastane müdürü, başhemşire gibi idarecilerimizden 108 kişi, Kuzey Kamu Hastane Birliklerinde 117 Kişi sadece ve sadece Sağlık Sen üyesi. Yani idarecilerin hemen hepsi bir sendikaya üye iken o kurumda haktan, hukuktan, eşitlikten nasıl bahsedebilirsiniz? İdarecilerin hepsinin dünya görüşünün aynı olması mümkün müdür? Sonuçta bu insanlar insan olmanın özelliklerinden olan farklı dünya görüşlerine sahip olmaları gerektiğini düşünüyoruz.

Biliniz ki bu tür olaylar kamu vicdanında derin yaralar açmakta, çalışma huzurunu bozmakta, adalete olan güveni sarsmaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanım,

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin zirvesindeki isim olarak sizden, devletin somut varlıkları memurlar olarak bizler, kamu kurum ve kuruluşlarımızda adalet, eşitlik ve çalışma huzuru istiyoruz. Biz 15 Temmuz darbe girişimindeki birlik ve beraberliğin, yeni kapı ruhunun tabana yayılmasını istiyoruz. Devlet olarak onlarca iç ve dış düşmanla, terör örgütleriyle uğraşırken millet olarak tek yumruk olmak istiyoruz"