GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
1 Haziran 2021 Salı 13:01

İzmir'de sendikadan 'açılma' raporu: İlk gün krizi!

Eğitim-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Necip Vardal, Milli Eğitim Bakanlığı’nın normalleşme sürecindeki okulların durumu hakkında yaptığı basın açıklaması hakkında eleştirilerde bulundu. Vardal, “Okul, veli ve öğretmenlerin gerekli hazırlığı yapabilmesi için birkaç gün önceden ifade edilmesi gerekirdi. Önemli oranda bir devamsızlık söz konusu. Ebeveynlerin haberi dahi olmayabilir açılmadan... Apar topar bir hazırlık yürütmeye mecbur bırakılmasını anlamlı bulmuyoruz. Bu eğitime verilen değerin de bir göstergesi" dedi.

Menduha Ceylan/ EGEDESONSÖZ - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 1 Haziran sonrası normalleşme sürecine ilişkin yaptığı açıklama doğrultusunda Milli Eğitim Bakanlığı 31 Mayıs akşam saatlerinde eğitim süreciyle alakalı bilgilendirmede bulundu.

Bakanlığın açıklamasına göre; 1 Haziran tarihinden itibaren tüm ilkokullarda ve okul bünyesindeki ana sınıflarında haftada 2 gün yüz yüze eğitime başladı. Ortaokul ve liselerin açılımı için de 7 Haziran tarihi işaret edildi.

Kararın ani olması sebebiyle bazı ebeveynlerin durumdan haberi olmaması sebebiyle çocuklarını okula gönderememelerine neden olduğu gözlendi.

BÖYLE BİR MESELE BU BİÇİMDE ELE ALINAMAZ!
Eğitim-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Necip Vardal, normalleşme kararları kapsamında eğitimle ilgili alınan kararları değerlendirdi. Vardal, “3 yarıyıl yüz yüze eğitimin sürdürülemediği bir süreçte böyle bir konunun ele alınış ve ciddiye alınma biçimi insanı çok rahatsız eden bir noktada. Bakanlığın geç saatlerde yaptığı basın açıklaması, ertesi gün çocukların hazırlanması için uygun değildi. Çocuklar o saatlerde uyumuş bile olabilirler. Böyle bir mesele bu biçimde ele alınamaz. Okul, veli ve öğretmenlerin gerekli hazırlığı yapabilmesi için birkaç gün önceden ifade edilmesi gerekirdi. Apar topar bir hazırlık yürütmeye mecbur bırakılmasını anlamlı bulmuyoruz. Bu eğitime verilen değerin de bir göstergesi” diye konuştu.

Vardal, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan basın açıklamasında eğitim- öğretimin 2 Temmuz’da biteceğinin ifade edilmesi ancak hemen sonrasında Anadolu Ajansı’nın telafi eğitim ile ilgili yayımladığı haberle 18 Haziran’da öğrencilerin karne alabileceğini belirtmesi üzerine eleştirilerde bulundu. Vardal, “Biz öğretmenler olarak bu tür konuları haber ajansından değil, bakanlıktan duymak isteriz. Meseleyi böyle ele aldığınızda sizin bu konudaki bakış açınızı da ortaya koyar. Bu ciddi bir sorun ve böyle ciddiyetsiz bir yaklaşımla ele alınmamalı” dedi.

TELAFİ EĞİTİM GÖNÜLLÜLÜK ESASINA BIRAKILMAMALI!
Telafi eğitime karşı olan bakışın sorunlu olduğunu söyleyen Vardal, “Telafi eğitimin yapılabilmesi için önce neyin telafi edileceğinin bilinmesi gerekiyor. Öğrencilerinin kayıplarının hangi konularda olduğunun ölçülmesi gerekiyor. Ve sonrasında ona uygun bir içerik ve araç hazırlanması gerekiyor. En önemli iki şey de; hangi kaynakla bu telafi eğitimin olacağı belirlenmeli ve bir öğrenciyi bile dışarıda bırakmayacak bir telafi programı hazırlanmalı. Bu gönüllülük esasına bırakılır ve sadece gelecek öğrencilerle ilişkilendirilirse bu eşitsizlik daha da büyür. Öğrenciler arasındaki uçurum büyür. Bu durumda bakanlık sorumluluğu; çocuğa, aileye ve öğretmene bırakmış olur. Bakanlık bu konudaki sorumluluğunu yerine getirmek yerine sadece yapıyormuş algısı oluşturuyor” dedi.

BAKANLIK KENDİ BİLDİĞİNCE DAVRANIYOR!
Vardal, okula gelen öğrencilerde büyük sevinç gözlemlediğini aktararak “Önemli oranda bir devamsızlık söz konusu. Ebeveynlerin haberi dahi olmayabilir açılmadan” dedi. Sözlerine Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrıda bulunarak son veren Vardal, “Bakanlık mutlaka alanın özneleriyle oturup konuşmalı. Bir araya gelerek bir yol haritası çıkarmalı. Bu konuda bugüne kadar yaptığımız taleplere bakanlık bir yanıt vermedi. Yine kendi bildiğince davranıyor bu da yeni sorunlarla baş etmek zorunda bırakıyor eğitimcileri ve öğrencileri” diye konuştu.