GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
21 Ekim 2022 Cuma 09:54

İzmir’de notaların feryadı… Kriz ve şiddet sarmalında müzisyenler!

Sokak müzisyenliği yaparak geçimini sağlayan İzmir Müzisyenler Derneği üyesi Serhat Şimşek, insanlara keyif vermek için performans sergileyen müzisyenlerin evine ekmek götürmekte zorlandığını ve yaşamlarının pamuk ipliğinde olduğunu şu sözlerle anlattı: “Evden çıkarken ‘acaba bugün faturanın yarı parasını çıkarabilir miyim’ diye düşünüyorum. Sokakta bize silah da çektiler, bıçak da çektiler”

Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – Para kazanmanın en zor olduğu sektörlerden birisi müzik… Çocukluktan başlayarak büyük bir aşkla gerek enstrümanı gerek sesiyle ekmek parasını çıkarmak isteyen müzisyenlerin yaşamı pamuk ipliğinde, iki dudak arasında…

Pandemi ile başlayan ekonomik kriz ile devam sorunların yanı sıra artan şiddet sarmalı da müzisyenleri tedirgin ediyor. İzmir’de sokak müzisyenliği yapan Serhat Şimşek, müzisyenlerin yaşadıkları zorlukları anlattı.

Onları genellikle metro yolculuklarında görmeniz mümkün… Klarnetçi arkadaşıyla beraber Konak-Bölge durakları arasında sokak müziği yapmak zorunda kalan Şimşek, tek geçim kaynaklarının müzik çalmak olduğunu belirterek, “Keşke benim de bir mesleğim olsa. Ben o gün çalışmazsam evime ekmek götüremeyeceğim. Sanki biz varlık içerisindeyiz, her şeyimiz tastamam keyfine sokak müziği yapıyoruz. Babamın keyfine müzik yapmıyorum, açım aç. Evden çıkarken ‘acaba bugün faturanın yarı parasını çıkarabilir miyim’ diye düşünüyorum. İlk bir buçuk saatte para akışı az olduğu zaman kaygılanmaya başlıyoruz. Bir ton dert oluyor, duyguyu da veremiyoruz” dedi.

’10 TL VERİP 5 TL PARA ÜSTÜ ALANLAR VAR’
Sokakta müzik yaparken kendilerine atılan para karşılığında para üstü alan insanları gördüğünü belirten Şimşek, “Sokakta para atanlardan 10 TL verip 5 TL para üstü alanlar oluyor. 5 TL vereyim 5 TL cebimde kalsın diyorlar. 5 TL’nin bir hükmü yok. Bir tane ekmek gelir kalan para da boşa kalır. 5 TL’nin hükmü bu kadar. Adam o hükmü olmayan parayı cebine koymak için ayıp olur mu olmaz mı demiyor. O yoklukta para vermeye çalışan insanları görünce üzülüyorum” diyerek yaşanan bu duruma karşın duygularını ifade etti.

‘SOKAKTA SALDIRANLAR OLUYOR, SAVUNMASIZ HALDEYİZ, KALKANIMIZ YOK’
Sokak müziği yaparken sözlü ve fiziki olarak saldırıya uğradıklarını belirten Şimşek, “İnsanlar gergin oluyor. Bebekler oluyor başka vagonlara geçiyoruz. Canı sıkkın olanlar direk bize çatıyorlar. Sokakta daha çok oluyor. Sokakta savunmasız haldeyiz. Sözlü olarak, fiziki olarak saldıranlar oluyor. Biz bunları engellemeye çalışıyoruz ama nereye kadar. Bizim kalkanımız yok” diyerek yaşadıkları savunmasız hali anlattı.

‘SİLAH ÇEKEN DE OLDU, BIÇAK ÇEKEN DE OLDU’
Yaşadıkları saldırıların sadece sokakta olmadığını, gittikleri mekanlarda da özellikle şarkı isteme üzerinden çıkan kavgalar olduğunu ve hatta bu yüzden tehdit edildiklerini anlatan Şimşek, “Evimize gideriz, saatlerce çalışırız. Bir parça için 3-4 gün çalıştığımı bilirim. Onun üzerinden fedakarlık yapıyoruz. Gecenin 4’ünde evimize gidiyoruz. O saatte alkollüsüyle uğraşıyoruz. Her gelen boş gelmiyor. Gecenin saat 3’ü istek şarkı yapıyor, sarhoş adam. Yanında kız arkadaşı var. O şarkı yok mesela repertuarda. Bilmiyorum mesela, neden isteğimi yapmıyorsun diyor. Kibarlıkla bilmediğimizi söylüyoruz tehdit ediyor. ‘Dördünüzün yüzünü kafama kazıdım sizinle iş bitiminde görüşürüz’ diyen tehditler aldık. Bize silah da çektiler, bıçak da çektiler. Onur Şener olayında yaşananları unutmamız mümkün değil” dedi.

‘100 TL TOMAR GİBİ GÖRÜNDÜĞÜ İÇİN BİRİ ÖNÜMÜ KESİP BIÇAK SALLAYACAK MI DİYE DÜŞÜNDÜĞÜM OLUYOR’
Sokak müziği yaparken genelde küçük paralar aldıkları için paraların çoklu ve tomar şeklinde görünmesinden dolayı bazı zamanlarda korku yaşadıklarını belirten Şimşek, “Biz 100 TL’yi komple 5’lik olarak alıyoruz. Tomar halinde görüyor insanlar çok para kazandığımızı düşünüyorlar. Her sokağa çıktığımda ‘biri önümü kesip bana bıçak sallayıp bir yerimi deşecek mi bu para için’ diyorum. İnsanların hepsi o paraya bakıyor. Tomar gibi görünüyor, binlerce lira para kazandık sanıyorlar. Elinde bıçakla gelse ne yapabileceksin?” dedi.

‘BİR ARKADAŞIMIZ KİM VURDUYA GİTTİ’
Özellikle türkü barlara giden müşteri kitlesinin biraz daha tehditkar olduğunu anlatan Şimşek, yakın zaman içerisinde istek parça yüzünden bir arkadaşlarının vurulduğunu belirterek “İzmir’de bir türkü barda müzisyen bir arkadaşımız kim vurduya gitti. Kendi aralarında kavga ederken kurşun arkadaşımız isabet ediyor. Sonrası ört bas ediliyor. Türkü barlarda çok yaşanıyor bu işler. Asarım, keserim diyen insanların çoğu buraya gidiyor. Bu tip insanların gittiği yerler buralar. Hayatımız tehlikede. Bunlara rağmen iyi müzik yapabilmek için çabalıyoruz. İlk müzisyenler vurulur” diyerek anlattı.

‘PARAMI ALAMADIM, YA BAŞIMI ÖNE EĞECEĞİM YA DA DAYAK DİYECEĞİM’
Şimşek mekan sahipleri ile yaşanan sorunlar hakkında ise şunları söyledi:

Sigorta, yol, yemek yok mekanlarda. Her mekan yemek vermez bize. Sigorta zaten hak getire. Sigortası olan çok nadirdir, İzmir’de 100 müzisyenden belki bir tanesi sigortalıdır. Çok iyi kazanıyordur, çok iyi geliri vardır. Kendi sigortasını yatıyordur. Çok nadir yazlık mekanlarda sezonluk sigorta yaparlar. Sigorta bahanesiyle onlar da paranı vermezler. Bugün iş olmadı yarın vereyim derler. Yazlık yerlerde çalıştım, iki hafta paramı alamadım, ha bugün ha yarın deyip deyip ötelediler. Cepten yedim hep. Vermiyorum dedi en son. Ne yapayım, ya başımı önüme eğeceğim ya da dikleneceğim 10 tane adamı çağıracak beni pataklayacak. Yine para alamadan evime döneceğim.

SÜREKLİ ÇALIŞMAK ZORUNDAYIZ
Gelinen ekonomik kriz çerçevesinde kazançlarının iyice düştüğünden bahseden Şimşek, “Sabah 9’dan akşam 5’e kadar sokak müziği yapıyorum. Saat 5’ten sonra evime gidip bir yemek bir çay içiyorum. Akşam mekana gidiyorum, mekan yoksa sokak müziğine çıkıyorum. Mekan olduğu zaman akşam 9’dan gece 2’ye kadar müzik yapıyoruz. Sabah 9, gece 2 arası çalışıyorum. Bizim uyku zamanımız kısa, günümüz uzun. Sosyal hayatımız diye bir şey kalmıyor. Sürekli çalışma halindeyiz. Geçen seneler bu kadar çalışmıyorduk. 2-3 saat sokak müziği yapıp akşam da mekana gidip oradan geçimimi sağlıyordum. Artık bütün günümü çalışmaya harcıyorum. Ben de yaşamak istiyorum. Bizim için dışarıda yemek yemek aşırı lüks haline geldi. Yemektir, bu kadar lüks haline gelmemesi lazım. Temel ihtiyacımız bunlar” şeklinde konuştu.

‘FİYATLAR ÇOK ARTTI, TEL KOPMASIN DİYE DAHA YAVAŞ ÇALIYORUZ’
Enstrüman fiyatlarının geçmişe oranla çok fazla arttığından bahseden Şimşek, enstrümana bir şey olur diye daha yavaş çaldıklarından bahsetti. Enstrüman fiyatlarından bahseden Şimşek, “Biz bu fiyatlardan sonra iyi ki zamanında almışız diyoruz. Zamanında 200 TL aldığım gitar 2 bin TL oldu. 2 bin TL’ye satılan gitarlar 25 bin TL oldu. İnanılır gibi değil. Şaka gibi bu artış. Geçen sene bir barda akustik bateri götürdüm. Derisi patladı orada. Biz orada 200 TL yevmiye almak için işe gittim, davulumun derisinin en ucuzu 450 TL idi. Şu an gitar tellerinde orta seviyeleri 300 TL bandında. 100 TL’lik gitar telleri üç günde kopuyor. Bazı parçalarda yükselme bölümlerini çalarken çalmaya korkuyoruz tel kopar diye. Müzik kalitemizi de etkiledi. O tel koparsa yevmiye gidecek. Enstrüman almak zaten hak getire. Eskiden satıcılar iş yapardı şimdi tamirciler iş yapıyor” dedi.

‘AYNI DAVULU ORTAK KULLANDIĞIMIZ ZAMANLAR OLDU’
Sorun yaşadıkları durumunda yanık arkadaşlarının emanet enstrümanları ile sahne almak zorunda kaldıklarını söyleyen Şimşek, “Enstrümanı bozulan arkadaşım oldu. Benim de davulla çıkmadığım zaman paslaşıyorduk. 3 ay boyunca o sahnesine götürüyordu, ben sahneme götürüyordum. Davulumu ortak kullandık. Enstrümanı bozulmuş, parası yok. Para kazanacak bir dalı da yok. Kendisine nasıl enstrüman alsın o durumda? Geçen gün de elektro gitarla işim yoktu bir arkadaşımdan istemişlerdi, onun da elektro gitarı yoktu. Ben de verdim o esnada. Kablom bozulmuştu, vermişlerdi bana da. Dayanışma ile gider bu işler. Düştüğümüz zaman destek olmalıyız, böyle olursa hepimiz ekmek yeriz. Bu pahalılığın önüne birlik olarak geçebiliriz. Herkes yüksek fiyat versin mekanlara. Mecbur verecek bu paraları” sözleriyle anlattı.

‘ÇOCUĞU AÇ KALIYOR, ENSTRÜMANINI SATIYOR’
Pandemi sürecinde müzisyenlerin iş yapamadığından dolayı enstrümanlarını satmak zorunda kaldığını belirten Şimşek, bu durumun hiç de kolay bir şey olmadığını, “Bizim için evlattan daha değerli enstrüman. Gece yatamıyorum canım sıkılıyor, enstrümanımla paylaşıyorum acımı hüzünlü bir parça çalıp. Mutluysam eğlenceli bir parça çalıyorum. Her anımda o var. Arkadaşım, sevgilim, annem, babam, çocuğum olmuş o benim. Bu kadar kıymetli bir enstrümanımızı satmak o kadar acı verici bir şey ki. O kadar pahalı olduğu için değil, duygusal bir bağ var aramızda. Bunlar bizim için çok değerli. O kadar yokluğa gelmiş ki çocuğu aç orada ağlıyor. Karısının yüzüne bakacak hali yok ki. Enstrümanını satıyorlar sonra” sözleriyle ifade etti.

‘SADECE İNTİHAR DEĞİL, AKIL SAĞLIĞINI KAYBEDENLER DE OLDU’
Pandemi ve sonrasındaki süreçte müzisyen arkadaşlarının intiharlarına değinen Şimşek, sadece intihar olmadığını akıl sağlığını kaybedenlerin de olduğunu “Uzaktan tanıdığım bir müzisyen arkadaşımız vardı intihar eden. Pandemiden sonra akıl sağlığını yitiren ve psikolojik sorunlar yaşayan bizzat samimi olduğum arkadaşlarım var. Bundan üç sene önce beraber sahne alırken şimdi o arkadaşıma ne konuşacağımı bilemiyorum” diyerek anlattı.

NOTA ÇETESİ İDDİASI!
Sokak müziğinde İzmir’de bir dönem mafyalaşma olduğunu söyleyen Şimşek şunları söyledi:

“İzmir’de daha az ama İstanbul gibi yerlerde daha fazla. Burada da denk geldim. Oralarda çalarsan haracını verip çalabilirsin. Her gün orada müzik yapanlar var mesela, yerini benimsemiş benden başka biri müzik yapamaz diyor. İzmir’de çok olmasa da yine var. Bir dönem Fahrettin Altay taraflarında duymuştuk. O tarafta müzik yapıp bütün müzisyenlere de hükmeden bir tayfa vardı. Haftanın belli günleri toplantı yapıp belli başlı kurallar koyarlardı. Utanmasa repertuar da verecekti. Belli başlı para da toplanırdı. Bunu duydum, şahit oldum. Benim başıma gelmedi. Şu anki dönemde çok fazla yok”