GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
20 Aralık 2022 Salı 09:48

İzmir'de dükkan kapatan kapatana... Tatlıcıya 120 bin TL fatura!

İzmir Şekerciler ve Pastacılar Odası İzmir Şube Başkanı İhsan Esen sektörün son bir yılını değerlendirdi. Ekonomik sıkıntıların yansıması dolayısıyla işletmelerin kepenk kapattığını söyleyen Başkan Esen, “En büyük sıkıntımız elektrik, enerji, doğalgaz faturaları... İşin içinden çıkamaz hale geldik. Unlu mamuller çalıştıran ve 116 bin TL-120 bin TL elektrik parası gelen üyelerimiz var. Bu yıl içinde 120 üyemiz dükkan kapattı” dedi.

Diren ÇELİK/EGEDESONSÖZ- Ülke ekonomisinde yaşanan olumsuzluklar dolayısıyla temel gıda başta olmak üzere birçok kalemde zam furyası yaşanıyor.

Gıdada yaşanan ham madde stokçuluğu ve dövizdeki artış sonrası hammaddelere gelen zamlarla ilgili değerlendirmelerde bulunan İzmir Şekerciler ve Pastacılar Odası İzmir Şube Başkanı İhsan Esen yaklaşık 120 oda üyesi esnafın kepenk kapattığını kaydetti.

2022’de iyi bir yıl geçirmediklerini belirten Başkan Esen, “Hem bu ekonomik krizin üzerimize baskısı ve yoğunlaşması hem de hammadde fiyatlarının sürekli yükselmesi sebebiyle sorunlar yaşıyoruz. İşletmelerimiz kirasının dörtte biri kadar elektrik parası ödüyorken şu anda kiranın 4 katı elektrik parası ödüyor. En büyük sıkıntımız elektrik, enerji, doğalgaz faturaları… İşin içinden çıkamaz hale geldik. Unlu mamuller çalıştıran ve 116 bin TL-120 bin TL elektrik parası gelen üyelerimiz var. Bununla birlikte asgari ücretin 2 kere arttı, üçüncüsü geliyor. Bizim tahminimize göre bir 8 bin TL civarında olacak. Bu da ekstra bir maliyet bindirecek işletmelerin üzerine. Almış olduğumuz hammaddeler bir önceki seneye nazaran neredeyse yüzde 100’ün üzerinde bir artış sağladı ve hâlâ sağlamaya devam ediyor. Durdurak bilmiyor. Son 1-2 ayda biraz stabil oldu ama tabii ki endişemiz var. 2023’te her şeye zam gelecek. Asgari ücret ve kamu alacaklarının koyacağı zamla birlikte ürünlerde yüzde 20 civarında bir artışın da beklentisi içerisindeyiz” dedi.

‘100- 120 İŞLETME KAPATTI’
İşletmecilerin geçinmekte zorlandığını kaydeden Esen, “Hâlihazırda şu anda işletmelerimizi ayakta duramıyor. Zorlanıyor, bin 100 üyemiz var. Son bir yıl içinde yaklaşık 100 -120 tane işletme kapattı. İşletmelerini devam ettirmediler. Bunlar, küçük ölçekli işletmeler. Birçoğu küçük, bir kısmı da orta ölçekli işletmeler. Hammadde giderleri enerji giderleri, işçilik giderlerini karşılayamadıklarını için daha doğrusu para kazanamadıkları için bu işi yapmamaya karar verdiler. Kapanışları yaptılar. Tabii açılışlar da oluyor. Yani buna mukabil yeni işletmeler de açılıyor ama kar oranlarımız çok düştü. Yani kârlar yüzde 10’lara, yüzde 5’lere geriledi. Daha fazla kâr eden bir sektördük ama şimdi bir çuval şeker bin TL- bin yüz TL oldu. Unun çuvalı 600 TL oldu. En basit örneği yumurta yani bugün 60 lirayı geçti. Yumurta ki biz yani pandemiden önce ve pandemi döneminde 15 liraya aldığımız yumurtanın kolisi 60 lirayı geçti ve bizim ana ham maddemiz bunlar; un şeker, yağ, yumurta… Ayçiçek yağlarına gelen yüksek artışlar dolayısıyla biz bunları bu şekilde alıp bu kadar enerji parası verip bu kadar işçilik parası verip tezgâhlarına yansıtamıyoruz” ifadelerini kullandı.

SİMİT 8 TL OLMALIYDI
Girdi maliyetleri ve enflasyon karşısında simitin fiyatının 8 TL olması gerektiğini söyleyen Esen, “Bize gelen yüzde 100’lük artışların mukabilinde biz ancak yüzde 10, yüzde 15 yapabiliyoruz. Buna da her yerden isyan geliyor, itiraz geliyor. Bir gevreği kaç paraya alabilirsiniz? Bu yapılan zamların karşısında bugün İzmir’de bir gevreğin fiyatı 8 TL olmalıydı. İşletmeler o şekilde para kazanabilirler ama maalesef biz 5 lirayı zor yaptık. Vatandaş isyan etti. Bir vatandaşın fakirin bir gevreği vardı, o da zamlandı. Hiç ham maddeye zam gelmese bizler de hiç zam yapmasak… Yüksek enflasyonun olmadığı dönemlerde senede bir kere zam teklifinde bulunuyorduk ama şimdi senede 3 kere zam teklifinde bulunma mecburiyeti hissediyoruz. Çünkü artışları durduramıyoruz. Kiralar daha önce yüzde 10’luk, yüzde 20’lik artışlarla yürürken şu anda yüzde 60’ın altında kiraya zam gelmiyor. Yüzde 100,  yüzde 150, yüzde 200’e varan artışlar söz konusu. İşletmeler çok mağdur, mülk sahipleri, ‘çık boşalt diyor benim dükkânımı’ diyor.2022 yılı bizim için kâbus gibi geçti. 2023’ten de çok ümitli değiliz. Enflasyonu frenlenmedikten sonra zamlara bir dur denilmedikten sonra bunların devam edeceğini düşünüyoruz ve böyle giderse çok 2022’yi arar hale gelebiliriz” şeklinde konuştu.

PASTA, KURABİYE SATAMAZ HALE GELİYORUZ
 Vatandaşların alım gücü düştüğü için müşteri kaybı yaşandığını kaydeden Esen, “küçük pastayı 80 liraya pasta alıyorken para kazanabilmesi için işletmenin onu 150 liraya vermesi gerekir. Kimse 150 lirayı pastaya vermek istemiyor. Kurabiyeye, baklavaya vermek istemiyor. Dolayısıyla da biz pasta satamaz hale baklava satamaz hale geliyoruz. Kurabiye satamaz hale geliyoruz. Yani insanlar da haklı. Şimdi eskiden marketlere giderdik. 3-4 torba malzeme alırdık, 150- 200 TL para verirdik, çıkardık. Şimdi bir torba malzeme alıyorsunuz 500 TL diyor, şaşırıp kalıyorsunuz kasada… İnsanlar özel ihtiyaçlarını karşılamak isterken lüks olan şeylerinden de kaçınır hale geldiler. Pasta, tatlı yemesek de olur diyor insanlar. Çünkü deterjanını düşünüyor, çocuk bezini düşünüyor, çocuk mamasını düşünüyor, mutfağına girecek malzemeyi düşünüyor. Birinci planda onlar var. Dolayısıyla tabii ki biz de müşteri kaybına uğruyoruz. Biz de bir şekilde ayakta tutmak istiyoruz işletmeleri, insanlar çaresiz”  dedi.

‘ARTIK KİLO İLE ALAMIYORLAR’
Adet baklava satışının yaygın olmadığını ancak vatandaşların bir kilo baklava alamadığı için gramajını düşürdüğünü aktaran Esen, ”Bugün iyi bir baklavayı almanız gerekiyorsa bir kilosu en az 250 TL. Şimdi insanlar bir kilo alamadığı için bu yarım kiloya düşüyor ya da 250 gram alıp tatlı ihtiyacımı gidereyim diyorlar. Adet değil de daha çok gramajları düşüyor. Fıstık bugün 550 TL kilosu… Antep fıstığı tereyağına bağlı, tereyağının fiyatı da her gün güncelleniyor. Kaliteli bir tereyağı bugün 200 liraya dayandı. İyi bir ceviz almaya kalksanız 140 -150 TL kilosu. Bir tepsi baklava yapmak için 600 gram fıstık koyması gerekiyor ve kilosu 550 TL.  600 gramdan hesapladığımızda sadece bir tepsiye 300 liralık fıstık koyması gerekiyor. İşletmeci baklavaya 300 liralık fıstığı koyacak, tereyağını koyacak. Şeker fiyatının ise yanına yanaşılmıyor. Fırına atacak ve bir sürü elektrik yakacak, onu pişirecek. Ondan sonra onu satmak için bir sürü eleman çalıştıracak. Fiyatlar 250 de olur, 300 de olur, çünkü kurtarmıyor. Kaliteli baklavalar bugün 250 liranın altında olmamalı ama piyasa baklavaları da var. Tereyağsız olan sadece cevizli, fıstıklı olmayan baklavalar da var. Bugün onların da en düşüğü 150 TL civarı” ifadelerini kullandı.

GEREKİRSE YENİDEN BOYKOT YAPARIZ
Fıstık stokçuluğu ve pahalılık karşısında gerekirse yeniden boykot edeceklerini söyleyen Esen, “2019’da bir boykot yaptık, faydasını kısmen gördük. Gerekirse yine yapacağız. 500 TL bir sınırdır bizim için ama 500’ü de geçti.  Fıstığın kilosunun yani 350 liranın üstünde olmaması lazım. Çok ciddi bir yükseliş var. Bununla ilgili ayrı bir sıkıntı var. Bazı tüccarların elinde bu mal saklama olayı da var fıstıkta. Bu fıstığı da tarladan 3-5 tane tüccar toplar, alır depolarına koyar. Ondan sonra beklerler ve birbirleriyle anlaşarak istedikleri fiyata satmaya çalışırlar. Fıstıkta ezelden beri çok ciddi bir stokçuluk var, devletin bunlarla ilgili çalışma yapması lazım. Üretici bunları kime veriyor? Alan kişi ne yapıyor, nerede saklıyor veya alan kişi kaç paraya alıyor, kaç paradan satıyor? Bunların denetiminin bakanlık tarafından yapılması lazım” dedi.

‘ARACILARIN DENETLENMESİ GEREKİYOR’
Yüksek fiyatlarla ilgili denetimde son kullanıcıya gidildiğini, aracıya denetim yapılmadığını söyleyen Esen, “Hep marketlere gidiliyor. Marketlere gitmekle bu iş olmuyor veya pastaneye gidiyor. Buraya kadar üreticiden gelen hammaddenin yol haritasını çizseler sıkıntı ortaya çıkacak. Son kullanıcıdan fiyatını indirmesini istiyor. Bugün aynı şeyi domates için de söyleyebiliriz. Sivri biber 6 TL, 7 TL kilosu. Pazarda 40 liraya satıyor. Yani bunu denetleyecek olan mekanizmada devletin ta kendisidir. O malı üretenden alıp imal edene kim getiriyor, kimler getiriyor? Onların denetlenmesi lazım. O zaman her şey çözülür,  bütün sektörlerde” diyerek sözlerini tamamladı.