GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
26 Nisan 2022 Salı 11:57

İzmir Barosu'ndan Gezi kararı sonrası adalet nöbeti!

İzmir Barosu, Gezi davasında verilen karar sonrası baro önünde ‘Adalet Nöbeti'ne başladı. Nöbette konuşan Baro Başkanı Özkan Yücel, "Bugün verilen mahkumiyet kararının , hukukla ilgilisi yok. Karar; bu ülkede özgürlük isteyen, demokrasi isteyen, hukuk devleti isteyen insanların baskı altına alınmasıyla, onları umutsuzluğa sevk etmekle ilgili bir davanın sonunda verildi” dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Gezi Davası'nın karar duruşmasında Osman Kavala'ya hükümeti kaldırmaya teşebbüsten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi'ye 18’er yıl hapis cezası verildi. Mahkeme heyeti sanıkların tutuklanmasına da karar verdi.

İzmir Barosu kararın ardından gece baro binası önünde kararı protesto etti. Sendika, oda, siyasi parti temsilcilerinin de katıldığı açıklamada “Her Yer Taksim Her Yer Direniş”, “Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz”, “Bu Daha Başlangıç, Mücadeleye Devam” sloganları atıldı.

İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel, yaptığı konuşmada “hukuk adına, demokrasi adına, insan hakları adına, özgürlükler adına bir utanç gününü daha sonlandırıyoruz.” dedi. Verilen mahkumiyet kararlarının hukuka aykırı delillere, varlığı ispatlanamayan tanıklara dayandırıldığını ifade eden Av. Özkan Yücel, "Bugün verilen mahkumiyet kararının , hukukla ilgilisi yok. Karar; bu ülkede özgürlük isteyen, demokrasi isteyen, hukuk devleti isteyen insanların baskı altına alınmasıyla, onları umutsuzluğa sevk etmekle ilgili bir davanın sonunda verildi ama ben size açık söyleyeyim; asla vazgeçmedik, asla teslim olmadık, asla biat etmedik ve etmeyeceğiz.” dedi.



‘GEZİ MİLYONLARCA İNSANIN ÖZGÜRLÜK ÇIĞLIĞIYDI’
Gezi’nin bir davaya indirgenemeyecek kadar büyük olduğunu dile getiren av. Özkan Yücel “Gezi bu ülkenin umudu, milyonlarca insanın özgürlük çığlığı. Bugün hala Gezi’de o ağaçlar dimdik duruyorsa; bu, milyonlarca insanın sokakta olmasıyla, milyonlarca insanın bu zulme, bu karanlığa karşı çıkmasıyla mümkün olmuştur. Hiçbir mahkeme kararı, hiçbir mahkumiyet bu konudaki mücadeleyi yok saymaya, değersizleştirmeye, bu konudaki çabayı ortadan kaldırmaya yetmeyecek.” ifadelerini kullandı.

“Gezi hiçbir zaman kişilerle bağlı olmadı çünkü Gezi, bu ülkenin yurttaşlarının özgürlük ve demokrasi feryadı, özgürlük ve demokrasi mücadelesi oldu.” diyen Av. Özkan Yücel, sözlerine şöyle devam etti: “Elbette bugün, tıpkı sizden öncekiler gibi, atanmış mahkemelerde mahkumiyet kararları verebilirsiniz. Ama bilin ki bu kararların altına imza atanlar, bu talimatları verenler, yargıyı bağımlı hale getirenler; mutlaka ve mutlaka bunun hesabını verecekler. Suçsa söyleyeyim: Gezi’de ben de sokaktayım. İnanıyorum ki burada bulunan herkes sokaktaydı. Gezi’de hepimiz direnişteydik. Direnmeye de devam edeceğiz. Biz Geziciyiz, onlar gidici.”



‘GEZİ ONURUMUZDUR, YARGILANAMAZ’
TMMOB adına bir konuşma yapan Aykut Akdemir ise "Bu iktidarın düzenlediği bu senaryonun altına imza atanlar için utançtır. Gezi onurumuzdur, sorgulanamaz Yarın bunun hesabı sorulur. Emek ve Demokrasi Güçleri olarak bir kez daha sesleniyoruz; Gezi onurumuzdur, yargılanamaz.” dedi.



‘GEZİ’NİN DOKTORU OLDUĞU İÇİN YARGILANDIK’
İzmir Tabip Odası’ndan Dr. Fatih Sürenkök, Gezi’nin doktorları oldukları için yargılandıklarını ifade ederek “Gezi, Türk Tabipler Birliği’nin ve iyi hekimliğin mücadele alanıydı.” dedi. Gezi sonrası bakanlığın, hekimlerin acil müdahale yapamayacaklarına ilişkin bir yasa çıkardığını dile getiren Sürenkök “Yapıyoruz çünkü biz hekimliğin diplomasını saraydan almadık.” dedi.



SEYİRCİ KALMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL’
Türkiye Barolar Birliği yönetim kurulu üyesi Av. Ercan Demir ise “İzmir Barosu olarak, başından sonuna Gezi direnişinin içindeydik. Bu tutuklamalara; insani, hukuki ve vicdani olarak seyirci kalmamız mümkün değil. Gezi yargılamalarını belki kitlesel bir duruşla engelleyememiş olabiliriz ama hepimiz bunun parçasıysak; artık cezalandırma ve tutuklama karşısında, arkadaşlarımızın yanında, mücadelenin içinde olmamız gerekiyor. Taksim Dayanışması üyesi arkadaşlarımızın tutuklanması dışında; Gezi mücadelesinde yer alan herkesi, arkadaşlarımızı, bu mücadeleye yeniden çağırmak zorundayız. İktidarın yargı eliyle yarattığı bu zulümden korkmadığımızı, Can Atalay’ın haykırdığı gibi haykıracağız” ifadelerini kullandı.