GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
30 Mart 2022 Çarşamba 08:59

İYİ Partili Dervişoğlu'ndan 'seçim kanunu' çıkışı: Hiçbir silah sahibine sadık değildir!

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda Cumhur İttifakı tarafından hazırlanan seçim kanunu teklifine dair konuşarak, bu kanunun seçime gölge düşürdüğünü ifade eden İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, iktidara "Sahibi olduğunuz kanun yapma gücünü iktidarda kalmanızı garanti altına alacak bir silah olarak görmekten vazgeçin. Unutmayınız ki hiçbir silah sahibine sadık değildir. Gün gelir sizi vurur, bizden söylemesi" sözleriyle yüklendi.

EGEDESONSÖZ - TBMM Genel Kurulunda Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü ve birinci bölümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

Teklifin tümü üzerine söz alan İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, planlanan düzenlemelerin kimler tarafından ve nasıl yapıldığının ve hangi hedefleri amaçladığının anlaşılması gerektiğine vurgu yaparak, "Bu kanun teklifi vazgeçilmez bir mecburiyetten kaynaklandıysa hazırlık sürecinin şeffaf ve kamuoyunun gözleri önünde konuyla doğrudan ilişkili siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla hazırlanması icap ederdi. Oysa hepimiz gayet iyi biliyoruz ki bahse konu hazırlık iktidara mensup iki parti tarafından kapalı kapılar ardında ve herkesten saklanarak ve sadece sahip oldukları iktidarı kurtarmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Kanun teklifi, Cumhur İttifakı'nın iki paydaşının Genel Başkan Yardımcıları tarafından kamuoyuna sunulmuş, magazinsel tartışmalar yaşanması muradıyla da gündeme taşınmıştır. Bu tartışmalardan medet umuyor olmanız bile ciddiyetten ne kadar uzak olduğunuzun bir göstergesidir. 2018 yılına kadar kendi başlattığı tartışmalardan beslenmeyi ve onlardan siyasi rant devşirmeyi beceren bu iktidar belli ki artık İYİ Partinin Mecliste bulunduğunun idrakinde değildir. Biz sizin yapay ve sanal tartışmalarınızla uğraşacak, vakit kaybedecek değiliz. Değirmeninize taşınacak su bulurlarsa kuşattığınız medyanın her derde deva televizyon yorumcuları ve köşe yazarları taşısın. Biz bu kürsülerden milletin sesi olmaya ve gerçekleri gözlerinizin içine baka baka haykırmaya devam edeceğiz.” dedi.

‘ADİL OLMAYAN BİR SEÇİM MEKANİZMASI’
Seçim kanunlarının yönetimde istikrarı ve temsilde adaleti esas alması gerektiğini ifade eden Dervişoğlu “Buradan iktidar vekillerine sormak istiyorum: 2018 yılında gerçekleşen seçimler öncesinde temsilde adaleti ve yönetimde istikrarı sağlayacağı iddia edilerek getirilen mevcut seçim mevzuatı 2023 seçimlerinin arifesinde hangi saiklerle değiştirilmek istenmektedir? Gündemimizde bulunan bu kanun teklifi, aslında iktidarın 2018 yılında hayata geçirmiş olduğu değişikliklerle adil olmayan bir seçim mekanizmasını inşa ettiğinin ikrarı niteliğinde değil midir? Eğer bu kanunun takdim gerekçesi imzacı vekillerin de iddia ettiği gibi "temsilde adalet" ilkesinin daha iyi tatbik edilmesi ise bu durumda aslında iktidarın yasa yapım süreçlerinde ne denli basiretsiz ve beceriksiz olduğunu kabul ettiği anlamına gelmez mi? Yok, eğer bu kanunun Meclise sunulma gerekçesi bahse konu bu basiretsizlik değilse o zaman iktidar, 2023 seçimleri arifesinde böyle bir teklifle ne gibi örtülü amaçları olduğunu Türk milletine açıklamak mecburiyetindedir. Sizlere sesleniyorum: Artık kendinize geliniz, burada türlü hesaplarla üzerinde oyunlar oynamaya kalkıştığınız irade, yüce Türk milletinin iradesidir, haddinizi biliniz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Bu Meclis artık sizin yanlış yaptığınız kanunları düzeltmeye çalışmaktan bitap düşmüştür. Anayasa yapıyorsunuz, Tayyip Erdoğan'a göre; ihale yasası yapıyorsunuz, yandaş müteahhitlere göre; şimdi de seçim yasası yapıyorsunuz, Cumhur İttifakı'na göre. Millet yararına iş yapmaya ne zaman başlayacaksınız? Bunun için şayet muhalefete düşmeyi bekliyorsanız unutmayın ki o günler çok ama çok yakındır.”diye konuştu.

ADİL SEÇİMLERDE HUKUK ÜSTÜNLÜĞÜ SAĞLANABİLİR’
İYİ Genel Başkanı Meral Akşener’in "Ant olsun, şart olsun ki Türkiye'yi içine düşürdüğünüz bataklıktan çıkaracak ve aydınlık ufuklarla buluşturacağız." sözlerini hatırlatan Dervişoğlu, “Allah şahit, yüce Meclis ve aziz milletimiz de şahit olsun ki eğip büktüğünüz tüm değerlerimizi bir bir düzelteceğiz. Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; ulaşılması hedeflenen bir istikamet olarak modern ve özgürlükçü bir demokrasi, her alanda istikrara ve refaha yol açması planlanan barışçıl ve katılımcı bir siyasi dönüşümü gerekli ve mecburi kılar. Bu siyasi dönüşümün ve demokratik sürecin yapı taşlarını temel hak ve özgürlüklerin tesisinin yanı sıra seçimlerin tam manasıyla hür ve adil şartlar altında yapılması oluşturur. Zira, ancak adil ve hür seçimlerin mevcudiyeti hâlinde hukukun üstünlüğü temin edilebilir, temel hak ve özgürlükler güvence altına alınabilir ve en nihayetinde, milletin iradesi herhangi bir fesada maruz kalmadan tecelli edebilir. "Hür ve adil bir seçim" denildiğinde karşımıza tatmin edilmesi gereken birtakım kriterler çıkıyor. Öncelikle, seçimlere ilişkin hukuki çerçevenin belirli ve istikrarlı bir nitelik arz etmesi icap etmektedir. Seçme seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları Anayasal güvence altına alınmış olmalı, seçim kanunları seçimlerden önce ve belirli katılımcıların çıkarları lehine değiştirilemez bir nitelik taşımalıdır. Başka bir ifadeyle, seçim mevzuatı vatandaşlar nazarında hak ihlallerinin ve hukuksuzlukların yaşanacağına dair bir kanaatin oluşmasını engelleyecek ölçüde istikrarlı ve güvenilir olmalıdır. Bunun yanı sıra, seçim kurulları ve seçiminin yönetimi ile muvazzaf idari otoritelerin bağımsız, tarafsız ve hesap verebilir nitelikte olması gerekmektedir. Yapacağınız bu yeni düzenlemeyle yasayı uygulayacak hâkimleri daha yasa çıkmadan töhmet altında bırakıyorsunuz. Adalet duygusunu onarılması zor bir biçimde zedelediğinizi hâlâ görmüyor musunuz? Sizlerden bir istirhamım var: Tuttuğunuz bu yolu terk edin ve Allah aşkına ellerinizi hâkimlerin üzerinden çekin, Türk milleti adına karar veren hâkimleri de rahat bırakın. Bilindiği gibi, seçim çevrelerinin teşekkülünün ve uygulanan temsil sistemlerinin niteliğinin bir zümrenin değil, sadece ve yalnızca milletin iradesinin tecelli etmesine imkân verecek şekilde inşa edilmiş olması hayati bir mecburiyet arz eder" ifadelerini kullandı.

BAŞARISIZLIĞIN AÇIK BİR TEZAHÜRÜ’
Dervişoğlu şunları söyledi:

"Bu hususlara ek olarak, hür ve adil seçimler; kampanya süreçlerinin tüm siyasi katılımcılar için eşit şartlarda sürdürülebilmesini, eşit derecede rekabeti temin etmesini, finansal kaynaklar da dâhil olmak üzere devletin imkân ve kabiliyetlerinin o an iktidarda bulunan parti adına orantısız bir şekilde kullanılmasının engellenmesini öngörür. Şüphesiz, bu başlığın içinde en önemli siyasi propaganda araçlarından biri olan medya erişimi de dâhildir. İktidar partisinin kamu tüzel kişiliği haiz medyayı, rekabeti önleyici ve diğer siyasi aktörleri baskılayacak bir şekilde orantısız kullanması da adil ve hür seçimleri engelleyecek başat unsurlardan birisi olarak değerlendirilmektedir.

Saymış olduğum tüm bu hususlar, iktidar bloğunun siyasi retoriğinde sıklıkla yer verdiği ancak şartlarını yerine getirmekte aynı ölçüde başarısız olduğu demokratik gerekliliklerin ve bu gerekliliklerin yapısal bileşenlerinden olan adil ve özgür seçimlerin kapsamını belirler. Ne var ki mevcut iktidar devleti topyekûn müessir bir hâle getirmenin ve bu etkinliği muhafaza ve idame etmenin en temel gerekliliği olan bu standartları sağlamakta ziyadesiyle nobran, hukuka uygun, adil ve hür seçimlerin tatbikine imkân verecek yasal düzenlemeleri hayata geçirme hususunda ise oldukça beceriksiz ve başarısızdır. Üzerinde konuşmakta olduğumuz kanun teklifinin içeriği, 2023 seçimleri arefesinde alelacele bir tavırla Gazi Meclise takdim edilmesi de başarısızlığın açık bir tezahürü niteliği taşımaktadır.

İKTİDAR BLOKU ÇÖKÜŞÜN FARKINDADIR’
Sayın milletvekilleri, seçimler yaklaştıkça paniğe kapılmış bir iktidarın kifayetsizliğinden kaynaklı sorunlar yaşanmaktadır. Yönetme kabiliyetini yitirmiş iktidar sahipleri, kendilerini kurtaracak çareler aramakta ve yeni yollar keşfetmeye çalışmaktadır. Bizim nazarımızda bu kifayetsiz aceleciliğin de sebebi aşikârdır; benzer örneklerin de siyasi tarihte pek çok kez rastlandığı üzere, bu muhteris ve otoriter tavır, milletin feraseti karşısında köşeye sıkışmıştır. Bu, aslında, siyaseten yok oluşun alametidir. İktidar bloku bu çöküşün farkındadır ve beyhude çabalarla seçim mevzuatında değişiklikler yaparak şahsi ve siyasi ikballerini garanti altına almaya çalışmakta, oyun devam ederken oyunun kurallarını tek taraflı ve diğer katılımcıların aleyhine bir şekilde değiştirmeye kalkışarak güya kendini kurtarmayı amaçlamaktadır.

SEÇİME GÖLGE DÜŞÜRÜYORSUNUZ’
Siyasetçinin er meydanı seçimdir. Seçim dediğin, eşit şartlarda ve mertçe yapılır. Seçime az bir vakit kala diğer siyasi aktörler tüm hazırlıklarını ve teşkilatlanmalarını mevcut seçim mevzuatına göre sürdürüyorken getirmekte olduğunuz bu seçim kanunuyla oyunun kurallarını oyun esnasında değiştiriyor, tabiri caizse muarazanın şerefine gölge düşürüyorsunuz.

MİLLET KARARINI ÇOKTAN VERMİŞTİR’
Milletin iradesini hiçe sayan, devletin ve milletin selametini değil, neye mal olursa olsun siyasi mevcudiyetinin devamını arzulayan her iktidar, yüce Türk milletinden gerekli cevabı almıştır. Önümüzdeki seçimlerde de tarihin tekerrür ettiğine hep birlikte bir kez daha şahitlik edeceğiz. Ne var ki Türk siyasi tarihi, bu beyhude çabayı bir utanç vesikası olarak daima hatırlayacaktır. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Sesime kulak vermenizi istiyorum: Hangi planı yaparsanız yapın, hangi mühendislikten medet umarsanız umun, hangi sinsi hesabı devreye sokarsanız sokun, siz yolcusunuz. Millet kararını çoktan vermiştir. Bu büyük milletin iradesinden kaçamayacak ve onun iradesine ha bugün, ha yarın teslim olacaksınız.

EN YÜKSEK SEÇİM BARAJI’
Üzerinde konuşmakta olduğumuz kanun teklifinin maddeleri de az önce sözünü ettiğim otoriter ve tutarsızlık içeren zihniyetin bir yansıması niteliğindedir. 1'inci maddeyle seçim barajının yüzde 7'ye düşürülmesi öngörülmektedir. Bu değişikliğin gerekçesi olarak iktidar, temsilde adaleti ve demokrasi standartlarının iyileştirilmesini işaret etmektedir. Biz bu gerekçeyi tebessümle karşılıyoruz. Zira çok hızlı ve yüzeysel bir araştırma yaptığımızda dahi görüyoruz ki yüzde 10'luk seçim barajını uygulayan başka bir ülke olmadığı gibi, bu teklif yasalaşırsa yüzde 7'lik seçim barajıyla bile Kazakistan'la birlikte dünyadaki en yüksek seçim barajını uygulayacak ülke olacağız.

Gelişmiş ülkelerin seçim barajlarına ilişkin karşılaştırılmalı bir inceleme yaptığımızda da görüyoruz ki pek çok ülkede ya hiç seçim barajı uygulanmıyor yahut çok düşük oranlarda seçim barajı uygulanıyor. Örneğin ABD, Birleşik Krallık, Kanada, Japonya gibi ülkelerde seçim barajı hiç yokken Almanya'da bu baraj yüzde 5, İspanya ve İtalya'da yüzde 3'tür.

Daha ilginç bir hususu arz edeyim: Rusya ve Macaristan gibi, uluslararası literatürde rekabetçi otoriter rejimler olarak nitelendirilen ülkelerde dahi seçim barajı yüzde 7'lik nisabın altındadır.

YÜZDE 3 ÖNERİSİ
Görünen o ki iktidarın vizyonu yüz yıllık köklü bir demokrasi geçmişine sahip cumhuriyetimizi muhalif siyasilerin ve gazetecilerin şaibeli şekilde ortadan kaybolduğu Rusya'nın ve küresel pandemi koşullarının otorite pekiştirme aracı olarak kullanıldığı Macaristan'ın dahi gerisinde konumlandırmaktadır. Bir kez daha bu yüzde 7'lik barajı gözden geçirmenizi teklif ediyoruz. iyileştirilmiş, güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistem tasarımızda ifade ettiğimiz gibi bu barajın yüzde 3 olarak uygulanmasının yerinde olacağı kanaatini taşıyoruz.

Görüşmekte olduğumuz teklifin 2'nci maddesi D'Hondt nispi temsil sisteminin ittifak içerisinde uygulanması usulünü kaldırmaktadır. Böylelikle, D'Hondt sisteminin genel uygulamasına imkân tanınmaktadır. Kanımızca iktidarın bu noktada bir kafa karışıklığı mevcuttur, yoksa neden 2018 seçimlerinde canhıraş bir şekilde savunduğu ittifaklar sisteminden vazgeçsin ve fiilen ittifak kurmayı anlamsız hâle getirecek bir kanun teklifi tanzim etsin ki?

SİNSİ BİR BEKLENTİ VAR’
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçerken koalisyonun zorluklarına işaret ede ede geldiniz. Şimdi öyle bir sistem kurguluyorsunuz ki seçimlerden önce bile koalisyonu zaruri kılıyorsunuz. Belli ki iktidarın bu uygulamadan da sinsi bir beklentisi vardır.

Boş yere beklemeyin, engeller koydunuz aştık, tuzaklar kurdunuz bozduk, yaşadıklarınızdan Allah aşkına ders çıkarın. Hukuka aykırı millet iradesini zapturapt altına alma çabası güden ve demokratik meşruiyeti zedeleyici hiçbir çaba milletin sinesinde karşılık bulmayacaktır. Bilakis bu durum iktidarın Türk milleti nezdindeki biçare vaziyetini, içerisinde bulunduğu sakıncalı ruh hâlini ve kurumları tahakküm altına almaya çalışan pervasız teşebbüsünü gözler önüne sermektedir. Buradan sizleri bir kez daha uyarıyorum: Elinizdeki hassas teraziyi milletin istikbali ve demokrasinin güçlenmesi için kullanın. Sahibi olduğunuz kanun yapma gücünü iktidarda kalmanızı garanti altına alacak bir silah olarak görmekten vazgeçin. Unutmayınız ki hiçbir silah sahibine sadık değildir. Gün gelir sizi vurur, bizden söylemesi.”