Tarım üretiminde yaşanan büyük gerilemeler ve fahiş fiyat artışları üzerine bir açıklama yapan Çıray “24 Haziran’ı sanki 16 yıldır iktidarda değillermiş gibi güya yeni bir başlangıç ilan edenler, tek sorunlarının iktidarda kalmak olduğunu tekrar ortaya koydular. Dövizdeki korkunç yükseliş, dolayısıyla Türk Lirasının yaşadığı olağanüstü değer kaybı ekonomimizin bütün üretim güçlerini mefluç hale getirdi. Maalesef bundan en çok etkilenen de Türk tarımı ve çiftçisi oldu.” dedi.
Çıray, büyük devaülasyonun ve iğneden ipliğe yapılan zamların Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) 2018 yılı hububat alımı için belirlediği fiyatlar adeta çerez parasına dönüştürdüğüne dikkat çekerek TMO’nun hububat alım fiyatlarını şöyle eleştirdi:
“TMO 2017 makarnalık buğday için ton başına 1000TL, ekmeklik buğday için 940 TL ödemişken, 2018 yılında makarnalık buğdayın tonuna 1100, ekmeklik buğdaya 1050 TL alım fiyatı belirlemiştir.
Yerli tohumun yok edildiği, gübreden zirai ilaçlara, mazottan her türlü tarımsal ürün kalemine kadar dövize endeksli olan bir piyasa ortamında TMO’nun belirlediği bu rakamlar sadece insan aklıyla dalga geçmek değil, Türk çiftçisini üretimsizliğe, Türk Milletini ise tarımın ekonomide en stratejik faaliyet alanı haline geldiği bir dünyada açlığa mahkum etmektir. Çünkü TMO’nun belirlediği düşük alım bedelleri karşısında malını yok pahasına elden çıkarmak zorunda kalan çiftçi artık ülke için değil, sadece kendi hayatını idame ettirmek için küçük ölçekli üretim yapmakla yetinecektir.”
BÜYÜK DEVALÜASYON ÇİFTÇİYİ İYİCE YIKTI
Çıray, açıklamasının son bölümünde Avrupa Birliğine üye ve aday ülkelerle, gümrük birliği dahilinde işlem yapan ülkelerde hububat ürünlerinin 2018 Ağustos ayında ton başına 203 – 210 Avro arasında üreticinden satın alındığının altını çizerek, büyük devaülâsyon yüzünden çiftçimizin ton başında 616,76 TL zarar ettiği anlaşıldığına dikkat çekti.
ÜRÜN FİYATLARINI DÜNYA STANDARTLARINA GETİRİN
“TMO çiftçiyi destekleyeceğine çiftçi üzerinden kâr etmeye çalışıyor. Çiftçinin hakkını savunacağı yerde zaten kıt kanaat geçinen çiftçimizi zarara uğratmak için çaba sarf ediyor. Bu onun kuruluş felsefesine ve varlık nedenine aykırıdır” diyen Çıray “TMO’nun üreticinden yok pahasına satın aldığı ürünleri imalatçıya günlük kur artışı bazında mı yoksa sabit bir fiyatla mı satacaklarının hâlâ belirsizlik taşıdığına” dikkat çekti. “Üreticiye döviz kuruna endeksli olarak satışlar yapıldığı takdirde bu, tüm tarım ürünlerine ve özellikle başta ekmek olmak üzere unlu mamullere en az %50 oranında zam yapmak demektir” diyen Çıray, açıklamasını “Onaltı yıllık AKP iktidarları boyunca betona yatırılan paranın sadece üçte biri dahi tarım ve hayvancılık sektörüne tahsis edilmiş olsaydı, cumhuriyet tarihinin bu en derin ve kompleks kriziyle yüz yüze kalmayacaktık. Şimdi yapılması gereken şey tarımsal ürünlere verilen taban fiyatları acilen dünya fiyatları düzeyine getirmektir. Yoksa Türkiye Avrupa’nın 2. Dünya Savaşında yaşadıklarına benzeyen bir kıtlıkla karşı karşıya kalacaktır.” cümlesiyle noktaladı.