GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
9 Aralık 2020 Çarşamba 21:48

İMO İzmir'den deprem raporu

İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, İzmir depremi hakkında geoteknik değerlendirmeler ve yapısal hasara yönelik saha gözlemleri yaparak bir rapor yayınladı.

EGEDESONSÖZ- İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, İzmir depremi ile ilgili yer hareketi ve olası İzmir depremi göz önünde bulundurularak depremin vereceği hasarın en aza indirilmesi konusunda neler yapılabileceği konusunda bir rapor hazırladı.

Hazırlanan raporda Şehirdeki deprem riskini azaltmak üzere organize bir şekilde çözümler üretmek gerekmektiği vurgulanarak şu öneriler sıralandı:

Sorunun büyüklüğü ancak kamu eliyle çözümün taraflarının bir araya getirilip, hukuki ve finansal modeller ortaya konulması ile mümkündür.

Doğa kendi tepki spektrumunu oluşturmakta, “Mühendislik ve Bilim” buna ayak uydurmak zorundadır. İzmir, özel bir zemine sahiptir ve bu sebeple özel mühendislik hizmetleri gerekmektedir. Bu depremde unutulan durumların hatırlanması ile yapı stoğu acilen elden geçirilmelidir.

Proje ve uygulama denetçilerinin yetkinliği konusunda 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu'nda etkin bir değişiklik yapılarak konunun çözümlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, mesleki sorumluluk sigortasının zorunlu hale getirilmesi ve ikincil kontrollerin yapılmasını sağlayacak bir sistemin yetkin mühendisler ile sağlanması gerekmektedir.

Denetim boyutunda bir diğer önemli konu, ilgili idarenin (belediye, vd. kamu kurumları) yetkinliğidir. İlgili idarede çalışan mühendislerin mesleki uzmanlığa haiz altyapıda olması gerekmektedir. İdarenin siyasi ve mahalli baskıdan uzak, tamamen mühendislik ilkelerine göre kontrollük vazifesini yapması son derece önemlidir. Unutulmamalıdır ki, yetersiz kontrollük hizmeti verilmesi, yetersiz ve eksik uygulama yapılması ile eşdeğerdir. Bu konudan kamu kuruluşlarının çıkarması gereken ödev ise yetkinliğin ve liyakatin acilen getirilmesi ile benzer görüntülerin yaşanmasını engellemektir.

İnşaat Mühendislerinden oluşan ayrı bir yapı eksperlik sisteminin kurulması, yeterli dayanıma sahip olmayan "makyajlı" binaların afişe olmasını sağlayacak ve vatandaşların gayrimenkul alımı ve yatırımında dikkate alacağı bir değer olacaktır. Bu sayede tüm yapıların bir sertifikası ve kimlik belgesi olması sağlanacaktır. Bu konuda kamusal yarar için acilen gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

17/07/2019 tarih ve 30834 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği Kapsamında Yapılacak Binalarla İlgili Uygulama Esaslarına Dair Tebliğ"in 4. Maddesi'nde belirtildiği üzere, yapı kullanım izin belgesi almış ve Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği kapsamında tanımlı, ruhsata tabi olan tadilat başvurularının Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (2018) esaslarına göre değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu sebeple ruhsat vermeye yetkili tüm kamu kuruluşlarının, yapı kullanım izin belgesi almış yapılara ait esaslı tadilat başvurularında, mevcut yapının Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (2018)'ne uygunluğunu araması gerekmektedir.

Mülga yönetmeliklerin yürürlükten kaldırılması, bu yönetmeliklere esas olarak projelendirilen ve ruhsatlandırılan yapıların göz önünden kaldırılması anlamına gelmemektedir. Mühendislik olarak eksikliklerini bildiğimiz yönetmelik ve standartların sağlanmadığı tüm yapıların Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (2018)'ne göre değerlendirilmesi önerilmektedir.

Mesleki Yeterlilik şarttır! Mesleki Uzmanlık şarttır! Bu kapsamda daha öncesinde tarafımızca savunulan "YETKİN MÜHENDİSLİK YASASI" tüm mühendislik disiplinleri ve Meslek Odaları yardımı ile son hale getirilerek bir an önce çıkartılmalı ve gelişmiş ülkelerde olduğu gibi karşılıklı denetim sistemi (peer-review) getirilmelidir.