GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
28 Nisan 2024 Pazar 08:23

Hayvan hakları aktivistlerinden çağrı: Balon balığı avcılığı durdurulsun!

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın hazırladığı "Balon Balığı Avcılığının Desteklenmesine İlişkin Tebliğ" Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Hayvan hakları aktvisti Ayşem Özleyiş Oğuz, balon balıkları ile ilgili olarak “Ellenmediği ve yenilmediği sürece insana zarar verebilecek bir tür değil. İnsanın sömürü odağına dokunduğu için bu tür ile ilgili bir tebliğ yayımlandı” dedi.

Büşra ÇETİNKAYA/EGEDESONSÖZ - Türkiye’de son yıllarda denizlerin iklim değişikliği nedeniyle ısınmasından kaynaklı balon balıklarına çok sık rastlanıyor. Bununla beraber avlanan balon balıklarının tüketilmesinden dolayı meydana gelen zehirlenme vakalarında artış yaşandı.

Balon balıklarının popülasyonunun artmasından ve zehirlenme vakalarındaki artıştan sonra Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından balon balığı avcılığının desteklenmesine ilişkin hazırlanan “Balon Balığı Avcılığının Desteklenmesine İlişkin Tebliğ”, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Hayvan hakları aktivisti Ayşem Özleyiş Oğuz, balon balıklarının avlanması ve avcılığının desteklenmesi ile ilgili Egedesonsöz’e değerlendirmede bulundu.

SÖMÜRÜ ODAKLARINA DOKUNDUĞU İÇİN AVCILIĞA DESTEK VERİLDİ
Oğuz açıklamasında “İstilacı tür olduğunu biliyoruz, deniz ekolojisinde bizim kara sularımız için yeni bir tür olduğunu biliyoruz. Kızıldeniz’de yaşadığı sürede böyle bir avlanmaya gidilmedi. Özellikle Doğu Akdeniz’de çok sık görüldüğü ve oranda hareket ettiği ve Ege’ye doğru hareket ettiği söyleniyor. Bu yakalanabilecek, yenilebilecek, ellenmediği ve yenilmediği sürece insana zarar verebilecek bir tür değil. İnsanın sömürü odağına dokunduğu için bu tür ile ilgili bir tebliğ yayımlandı. Bunun endişesinin ekolojik sisteme bu boyutta zarar vereceğini düşünmüyorum. İnsanlar, bu türleri avlayarak daha çok zarar veriyor. Küçük avlıyor, yumurta zamanında avlıyor. Dolayısıyla çok daha fazla zarar veriyor. Tabii ekolojik sistem içerisinde popülasyonda bir değişim olacaktır. Çünkü bölgenin ekosistemine ait bir tür değil ama insan kadar zarar vereceğini düşünmüyorum” şeklinde konuştu.

ÖNERİLEBİLECEK EN GÜZEL ŞEY: AVCILIK DURDURULMALI
Oğuz sözlerine şöyle devam etti:

“Bu balığın içinde tetrodotoksin adında zehir var bu zehir ilaç sektöründe ağrı kesicilerde kullanılan bir zehir. Tabii doğal yöntemle elde etmenin hiçbir kazanımı ve albenisi yok. Çünkü laboratuvar ortamında sentezlenebilir ve elde edilebilir bir zehir. İnsanların o hizmetine de katkı sağlamadığı için bu şekilde bir yok etme politikası içine giriliyor. Önerilebilecek en güzel şey, avcılığın durdurulmasıdır. Hiçbir şekilde hiçbir balıkçı ya da bundan kazanım sağlayan insanlar bunu kabul etmeyecektir.

Karadeniz’de hamsi bir ara bitme noktasına geldi. Çok sıkı önlemler alındığında biraz artıyor. O önlemler sıkı bir şekilde alınmadığında ‘hamsi azalıyor, kaçıyor’ deniyor. Avcılık, denizin kendine verdiği zarardan çok daha fazlasını denize veriyor.

BU BALIK GELMEYE DEVAM EDECEK
Avcılığın mümkün olduğu kadar engellenmesi ve kontrol altına alınması lazım. Bir başka balığı öldürerek değiştiremeyiz. Bu balık gelmeye devam edecek. Küresel ısınma var ve bunun için Türkiye’de bakanlık düzeyinde ne yapıldığını henüz anlamış ve çözmüş değiliz. Bakanlık, küresel ısınma ile ilgili nasıl bir çalışma sergiliyor? Denizler için neler yapılıyor? Bir bilgimiz yok. Çünkü açıklama yok. Çok basit bir şekilde üstünden geçiliyor.”

KARADAKİ DİĞER TÜRLERİ DE ZEHİRLEYECEKTİR
Bu balığın zehirli olması karadaki türleri de ciddi anlamda tehdit etmektedir. Avlandığı zaman, geniş ve büyük çukurlara gömülmediğinde karadaki birçok canlıyı, kedileri, köpekleri ve kargaları da dokundukları zaman zehirleyecektir. Son derece bilimden uzak bir şekilde yapılmış bir teşviktir bu. Televizyonda bu balıkların küresel ısınmadan dolayı denizlerimize geldiğinin anlatıldığı kamu spotları yayımlanmalı. ‘Şu gün şu kadar balık avlayın, bunun önüne geçeriz’ düşüncesi, bir başka canlının öldürülmesi üzerinden bir kazanım elde edilmesini abesle iştigal buluyorum. Bize çok ters bir durum. Biz yaşamı savunuyoruz. Bunun çok daha akılcı, bilimsel ve ekosisteme zarar vermeden çözüm yollarının bulunabileceğini biliyoruz. İnsanların sömürü odaklarına dokunduğu için böyle bir teşvik verilmiş ama bunun karada verebileceği zararlar hesaba katılmamış”