GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
24 Mayıs 2024 Cuma 09:39

Hayvan aktivistlerinden yasa tasarısı tepkisi: Uyutma, öldürmedir!

Sahipsiz sokak hayvanlarının ‘uyutulması’na ilişkin düzenlemenin meclise gelmesi beklenirken yaşam hakkı savunucuları harekete geçirdi. Hayvan Hakları Aktivisti Özleyiş Erdem Oğuz, bu madde ile ilgili “7. Madde tamamen veteriner hekimin inisiyatifine bırakılmıştır. Yasal argümanlar, resmi sebepler belirlenmemiştir. Uyutalım, kurtulalım düşüncesi var. Hayvanlar uyutuldular, açlığa terk edilerek yok edildiler. Uyutma, öldürmedir” dedi.

Büşra ÇETİNKAYA/EGEDESONSÖZ – Hayvanların ‘hayati tehlike’ oluşturdukları gerekçesiyle sokak köpeklerinin ‘uyutulması’nı öngören yasa teklifinin önümüzdeki günlerde Meclis’e sunulmasının beklendiği medyada büyük yankı uyandırdı. AK Parti’nin Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişikliğe gideceği ve sokak hayvanları ile ilgili yeni bir yasa teklifi üzerinde hazırlık yaptığı konuşuluyor.

Kedi, köpek gibi evcil hayvanlara çip takılarak dijital kimlik sistemi getiren, ev hayvanlarını terk edenlere yaptırımlar öngören Hayvanları Koruma Kanunu Temmuz 2021’de yürürlüğe girmişti. Sokak hayvanlarının da kısırlaştırılarak popülasyonunun azaltılmasının öngörüldüğü yasada yer alan, o dönemde sokak hayvanlarının uyutulması seçeneği,  hayvan hakları derneklerinin ve kamuoyunun muhalefetine takılmıştı.

Egedesonsöz’e konuşan Hayvan Hakları Aktivisti Özleyiş Erdem Oğuz, ‘uyutulma’ maddesinin kabul edilemez olduğunu dile getirdi. Hayvan haklarının dikkate alınmadığını, sorunların çözümlenmediği için yeni sorunlar doğurduğunu aktaran Oğuz, çözümün çalışmaktan, üretmekten, uygulamaktan ve denetim yapmaktan geçtiğini vurguladı.

UYUTMA, ÖLDÜRMEDİR VE SUİSTİMALE AÇIK BİR MADDEDİR
Oğuaz açıklamasında “7. Madde tamamen veteriner hekimin inisiyatifine bırakılmıştır. Yasal argümanlar, resmi sebepler belirlenmemiştir. Uyutalım, kurtulalım düşüncesi var. Hayvanlar uyutuldular, açlığa terk edilerek yok edildiler. Uyutma, öldürmedir. Hayvanın yaşamsal fonksiyonlarına son verilmesidir. Dönüşü çok zor kanser gibi, iyileşme imkanı olmayan durumlarda hayvanın acı çekmemesi için uygulanan bir şeydir. Kişinin suistimal etmesine açık bir maddedir. Hayvanı korumaktan öte veteriner hekimin kararı suistimale açıktır. Belirleyici olan nedenler nedir açıklanmamıştır.”

REHABİLİTASYON MERKEZLERİ KAPISINA KİLİT VURULDU
Pandemi döneminde yaşananları aktaran Oğuz, “Bu olayların kökeninde yatan çalışmamak, üretmemek ve çözmemek. Pandemiden dolayı 2 senelik bir ara var. Bu dönemde hiçbir kısırlaştırma yapılmadı. Mümkün olduğunca kısırlaştırma yapan belediyeler de oldu ama genel anlamda rehabilitasyon merkezlerinin kapısına kilit vuruldu. İnsanlar eve kapanınca doğa kendine geldi, hayvanlar özgürleşti denildi, çok güzel domuz görüntüleri vs paylaşıldı. Şimdi Muğla Belediyesi çıkıp diyor ki ‘domuzlar bizim için sorundur’. Ama pandemi zamanı domuzlar sorun değildi” diye konuştu.

HİÇBİR HAYVANI İLÇE SINIRLARI DIŞINA ÇIKARAMAZSINIZ
Oğuz, hayvan bakım maliyetlerinin artmasından dolayı ayrı bir kriz yaşandığını vurgulayarak “Sokak hayvanları aslında evcil hayvan statüsündedir. Doğal yönden beslenmeleri artık mümkün değil. Hem popülasyonları arttı hem de onları besleyebilecek bir doğa yok, şehirleşme arttı. Bunların hep göz ardı edilerek yapıldığı tartışmalar bizi çözüme götüremez. Yasal müeyyideler getirilecek ve çatır çatır uygulanacak. Bugün çipli olan ama kısırlaştırılmayan hayvanlar var ve devamlı sokağa atılıyorlar. Yükselen mama, kum fiyatları, veteriner masrafları insanları darboğaza ittiği için önce sahiplendikleri hayvandan vazgeçiyorlar ve sokağa atıyorlar. Türkiye’de bu kurallar 5 yıl uygulansın, üretim, satış yasaklansın, kısırlaştırmadan çipleme asla olmasın. Yaban hayvanları ile ilgili koruma tedbirleri alınsın. Kanuna göre, hiçbir hayvanı ilçe sınırları dışına çıkaramazsınız bunun içine belediyeler de dahildir. Belediyeler, insanlar, eline fırsat geçen kim varsa otoyol kenarına, ormana, dağ başına, adaya hayvanları atıyor. Orada yaşayan yaban hayvanları hepsi bir bir zarar görmeye başlıyor. Aç hayvanlar orada bölgesini korumak zorunda. İçgüdüsel olarak hepsi yaşamak istiyor. Yaban hayatını da tehlikeye atarak ve tüm bunları hiçe sayarak karman çorman bir pozisyon yaratıldı” ifadelerini kullandı.

İKTİDAR, BELEDİYELERİ DE ÇALIŞTIRAMADI

Oğuz sözlerine şöyle devam etti:

“Devlet mekanizmasının 2004’ten beri bu konuda asla çalışmamasından dolayı tüm bu sorunlar gittikçe artıyor. İktidar kendi partisinden ya da partisinden olmayan belediyeleri de çalıştıramamıştır. Tüm yapılan bu yanlışların faturası hayvanlara ödetilmeye çalışılıyor. İstanbul’da Beykoz Belediyesi’nden, Konya’da devasa barınağı olan birçok belediyenin araştırılması yapıldığında altından yüzlerce hayvanın kalıntılarının çıkacağına adım gibi eminim.

KISIRLAŞTIRMA YÖNTEMİYLE İZMİR’DE 18 SOKAK KONTROL ALTINDA
İzmir’de de veteriner işlerinde çok büyük sıkıntılar olduğunu biliyorum, çok iç açıcı bir durum yok. Sıcak iklim olduğu için hayvanlar çok kısa bir zamanda ve sık sık kızgınlık dönemine giriyor. 1 kedinin 1 yıl içinde 4 defa yavrulaması söz konusu olabiliyor. Her bir doğumda 4-5 yavru dünyaya gelse 1 kedi 1 yılda 20 kedi olur. 15 kedinin yaşadığını düşünelim. Olayın ne kadar büyük boyutta olduğunu görüyoruz. Tüm sorunlar çalışmamaktan, belediyelerin de bütçe ayırmamasından kaynaklanıyor. Kullanılan malzemeler, kitler, röntgen cihazları, ilaçlar, mamalar çok yüksek fiyatlı olduğu için bütçe de ayrılmadığından dolayı çalışma yok. İzmir’de çalışan, kısırlaştırma yapan bir arkadaşımız var ve şu an Karabağlar’da 18 sokak kontrol altında. Sadece 1 bireyin belediye desteğiyle sağladığı kısırlaştırma yöntemi ile 18 sokakta kontrol sağladı.”