GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
12 Mayıs 2016 Perşembe 10:43

Genel Sekreter Sındır’la gündem: Genel başkan sorunu yok!

CHP Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Sındır partide yeni dönemde birlik ve beraberliğin sağlandığını söyledi. Sındır, çok seslilik-tek dillilik ilkesine vurgu yaparken partinin hazırlanacak yeni tüzük ile daha demokratik hale geleceğini ifade etti ve ekledi: Partimizde genel başkan sorunu yok!

EGEDESONSÖZ - CHP Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Egedesonsöz’ü ziyaret eden Sındır, partinin yeni dönemde kavgalardan uzak, kendi içinde barışık bir yapıda olduğunu söyledi.



Sındır, “Biz demokrasiyi içselleştirmiş bir partiyiz. Genel başkanın sözünün arkasında durmak örgütlülük ve birlik açısından olması gerekendir. Söz birliği dil birliği şartı var. En azından MYK’da var. Önceden yoktu. Disiplin demek istemiyorum ama farklı düşüncelerde arkadaşlarımız olsa bile partiye zarar vermemek adına düşüncelerini bir kenarda tutuyorlar. Kamuoyunda çok fazla tartışmıyorlar. Yeni dönemde ilkemiz belli. Çok seslilik ama tek dillilik… Herkes konuşabilir, parti içinde yorum yapabilir fakat dışarıya konuşurken birlik olmak zorundayız” dedi.

BU AYKIRI SES DEĞİL
Sındır, milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması konusunda parti içinde yaşanan ayrışmayı da değerlendirdi. Sındır, “Dokunulmazlık meselesinde genel başkanımızın ve partimizin düşüncesi nettir. Parti programının 72’inci sayfasında 3 paragrafla açıklanmış. Milletvekili dokunulmazlığına çağdaş siyaset sınırlaması getirilecektir başlığı altında yer alıyor.  Dokunulmazlığın erdemli ve temiz siyasetin önünde engel olması sona erdirilecektir. Dokunulmazlığın sadece kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılması diğer faaliyetler ve adi suçlara karşı koruyucu işlevinin kaldırılması öncelikli hedefimiz olacaktır. Dokunulmazlığı kaldırılması talep edilen milletvekillerinin mevcut dosyalarının bekletilmeden, dönem sonuna aktarılmadan sonuçlandırılması sağlanacaktır. Parti programını yazan genel başkan değil. Mevcut dosyaların gündemden düşürülmesi, mahkemeye gönderilmesi konusu görüşülsün diyor. Bazı arkadaşlarımızda bağımsız yargı endişesi var. İftiraya dayalı dosyaların aleyhimize sonuçlanması doğabilir. Bunlar aykırı ses değil” diye konuştu.

DİSİPLİNLİK BİR DURUM YOK
Partinin üst kurullarında bu konunun görüşüldüğünün de altını çizen Sındır, “MYK’da bu konuyu görüştük. Biz hayır demeyeceğiz. Düşüncelerimizi ifade edeceğiz ama karşı oy kullanmayacağız. Çekincelerimizin kayda girmesinin meclise girmesini ifade ettik. Olay ‘koşulsuz şartsız biat üzerine biz buna evet diyeceğiz’ olayı değil. Hayır diyecekler olabilir.  Grup kararı diye bir şey yok. Partimizde, karşı görüşü inatlaşarak, rest çekerek söylemek disiplin suçudur. Görüş ayrılığının ifade edilmesi grup kararı bağlayıcılığı yok grup kararı olmadığı için. Kamuoyunda düşüncelerini paylaşmalarının doğru olmadığını söyleyebiliriz. Herkes düşüncesini ortaya koyabilir ama herkes tek dilden konuşacak” dedi.

KOLTUKLARA YAPIŞMADIK
Sındır, çalışmaları süren ve her ilden görüş ve önerilerin alındığı tüzük çalışmalarının sürdüğünü ifade etti. CHP İstanbul eski İl Başkanı Murat Karayalçın’ın, “partide kurumsal değişiklik olmalıdır” sözünü de değerlendiren Sındır, “Tüzük kurultayı için bir çalışmamız var. Sayın Karayalçın mevcut tüzükle dediklerini yapamaz. Deniz Bey’in döneminde bir değişiklik yapıldı biraz daha başkan odaklı ve ağırlıklıydı. Sayın Karayalçın’ın dediği gibi ‘yapalım, edelim’ demekle olmaz. Hiçbirimiz bu koltuklarda yapışmış değiliz. İl, ilçe örgütlerinden, demokratik kitle kuruluşlarından, meslek örgütlerinden, sendikalardan görüş istedik. Onlar değerlendiriliyor. Daha tarih kararlaştırılmadı ama tüzük kurultayı yapma irademiz var. Tüzük kurultayını yaparak partinin en alttan en üste kadar karar organlarını en demokratik ve en sağlıklı seçim yöntemleriyle oluşturmak istiyoruz.  Siyasi partiler kanunun da bu konuda bazı engelleri var. Mesela en basitinden ilçe kongresinin üye katılımıyla olması. Bu konuda kanunda delege sisteminin şart koşulması kararı var.  Mevcut tüzükle, yapılan kurultayların partiyi yıpratmaktan başka bir amacı olmaz. Herkes partiyi eleştiriyor ama kimse düzeltmek için bir şey yapmıyor” diye konuştu.

GEL AMCA, GEL DEDE
CHP’nin artık hazır ve her konu için söyleyeceklerinin bilimsel temellere dayandığını ifade eden Sındır, bunun için birçok kesimden ve akademik camiadan da yararlanıldığını söyledi. Sındır, “Hazırlıklı değil çalışan bir partiyiz. Mesela yeni dönemde üye yapısını değiştireceğiz. Hiç haberi olmadan yeğeni, kuzeni partiye üye yapılmışlar var. Gel amca, gel dede denilerek üye yapılan üyelerimiz var. Partimizin kapıları herkese açık, gelsinler fakat pasif üyelik diye bir şey var. Pasif üyelerin partide seçme ve seçilme hakkına sahip olmaması gerekiyor. Üyeler için parti okulumuz var. Üyelerimiz eğitimlerden geçmeli, yönetim görevlerinde puanlama sistemi uygulanarak daha sağlıklı karar süreçleri oluşturulmalı. Bunun bilişim alt yapısı hazır. Harita destekli bir çalışma olacak. Aktif üyelik adına çalışmalarımız hazır” dedi.



GENEL BAŞKAN SORUNU YOK

Tüzük kurultayının seçimli bir kurultaya dönüştürülmesini isteyenler için ise Sındır, “Partimizin bir genel başkan arayışı da öyle bir sorunumuz da yok. 16-17 Ocak’ta yapılmış bir kurultay var. 4 aylık bir süre geçti bunun üzerinden eleştiri yapanların gelmek istedikleri nokta bence pek sağlıklı değil. Anlamsız buluyorum. 2 yılda bir olağan kurultay olur. Bazı dönemlerde olağanüstü kurultay olur. Bunlar olabilir. Şu anda 2016 Ocak’ta yapılan kurultayın ardından 2018 Ocak’ında kurultay yapılacaktır” diye konuştu.

ÇOK ŞANSLIYIZ
Sındır, İzmir’in partide yüksek görevlerde temsil edilmesinin önemine vurgu yaptı. Sındır, “Genel sekreter ya da genel başkan olan birisi seçildiği yerin genel sekreteri ya da genel başkanı değildir. Partinin Türkiye’deki genel başkanıdır. Şanslıyız ki İzmir’den seçilen milletvekilleri arasından MYK’ya girebilmişler var. Bir sonraki seçimde ‘genel başkan Ankara’dan olsun’ diye bir anlayış olamaz. Benim seçim bölgem burası. Benim onlara ayrı bir sorumluluğum var. İnsanlar bana ikinci bölgeden oy verirken beni milletvekili seçmek için oy verdi. Ben genel sekreter oldum, bakın başınızın çaresine mi diyeceğim? Ben tekrar ön seçime girmek istiyorsam seçim bölgemde var olmalıyım. Tüzükte iki kez üst üste kontenjan olamaz diye bir madde var. Buna göre değerlendirme yapılır. Partimizin üst yönetiminde İzmir milletvekillerinin olması kentimiz için önemlidir” dedi.  

BENİ KARŞILASINLAR DERDİM YOK
Sındır, CHP’de genel sekreter olarak görev aldığı günden bu yana çok büyük ilgi ve sevgi ile karşılaştığını da sözlerine ekledi. Sındır, “Sosyal demokrat ve sol partilerde genel sekreterlik önemli bir görevdir. MYK ve PM toplantılarında en yetkili isimdir. Partinin temel stratejileri ve bunların geliştirilmesinde rolü vardır. Ben kendim için söylemiyorum ama pozisyonu önemlidir. Partinin bütün yazışmaları, örgüte giden yazılar benden geçer. Partinin iç ve dış yazışmaların sorumlusu genel sekreterdir. Benim şaşaalı bir havalarda olma durumum yok. Havaalanında beni karşılasınlar derdim yok. İnsanlar severek gelirse gelir. Böyle durumlarda il başkanları, örgüt gelir karşılar. Ama İzmir benim yaşam yerim. Ben buraya her geldiğimde il başkanı beni mi karşılayacak? Böyle şey olmaz. Ben buna da dikkat ediyorum”  diye konuştu.

TEK PROJE, TEK İSİM!
İzmir’de belediyelerin başarılı çalışmalar yaptığını söyleyen Sındır, partinin özellikle sosyal projeler konusunda birlikte çalışma formülü üzerinde yeni oluşumlar kurmaya başlayacağını söyledi. Sındır, “Mesela sosyal yardım kartı var. Bir yerde adı dost, diğer yerde başka bir şey… Çok güzel işler olmasına rağmen ortak söylem ve tek bir ad ile çıkmalıdır. Biz de belediyelerimiz bunu yapıyor diye Türkiye’ye anlatmalıyız” dedi.

AÇIKLAMASI DOĞRU DEĞİLDİ
Sındır, İzmir’de belediye başkanlarının daha sık bir araya gelmesi ve koordinasyon toplantılarına ağırlık vermesi gerektiğini ifade ederken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun 2019’da aday olmayacağını açıklaması sonrasında örgütte yaşanan hareketlilik ile ilgili de, “Aziz Bey’in o açıklaması talihsizdi. Usta bir siyasetçi, belediye başkanı olarak o açıklaması pek doğru değildi.

ELE GEÇİRMEK İSTİYORLAR
Sındır, iktidar partisi AK Parti’nin sandıkta seçim kazanamayınca yeni ilçe oluşturma ve yeniden sınırları ilçelerde belirleme çalışması içine girebileceğini söyledi. Sındır “Tehlikeli ve rant üzerinden oyunlar bunlar. Rantı yüksek yerleri, Bayraklı’yı ele geçirmek istiyorlar. Karşıyaka ve Bornova ne yaparsa yapsın diye düşünüyorlar.  Bayraklı önemli bir rant alanı. Bornova Altındağ’ın sırtlarını bir düşünün. İzmir’in en güzel yerleri bunlar. Deniz manzaralı yerler AKP’nin rant alanı olarak gördüğü ve idaresine almak istediği yerlerdir. Buralar zamanında dağlık, taşlık olan gecekondu ve ruhsatsız yapıların yaygınlaştığı yerler. AKP buradaki yoksul, muhafazakar kendisine oy verme potansiyelinde olan halkı kendisine almak istiyor” ifadelerini kullandı.