GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
7 Temmuz 2021 Çarşamba 08:25

Flaş! Menemen Belediyesi Davası'nda Serdar Aksoy tahliye edildi!

Rüşvet ve irtikap soruşturmasında tutuklanan Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy, hakim karşısına çıktı. 9'u tutuklu 25 sanığın ifadesini alan mahkeme Serdar Aksoy ve diğer tutukluların adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi.

Oktay GÜÇTEKİN/EGEDESONSÖZ- İzmir’in Menemen İlçesi’nde yürütülen soruşturma kapsamında rüşvet ve irtikap suçlarından tutuklanarak cezaevine konulan Belediye Başkanı Serdar Aksoy hakim karşısına çıktı. 

Mahkeme ifadelerin alınmasının ardından Serdar Aksoy ile tutuklu 10 sanığın adli kontrol şartı ile serbest bırakılmasına karar verdi.

İkinci mahkeme 15 Ekim 2021 saat 09.00'da yapılacak.

SERDAR AKSOY GÖREVE İADE EDİLİR Mİ?

SERDAR AKSOY'UN İFADESİ
Davada ilk olarak belediyeye ait hurdalıkta yer alan 161 ton hurdanın iddiaya göre ihalesiz bir şekilde rüşvet verilerek hurdacılık işi yapanlara satıldığı konusu gündem edildi.

SEGBİS Sistemi üzerinden mahkemeye ifade veren Serdar Aksoy, belediye başkanlığı görevine gelmesinin ardından kuruma ait taşınır ve taşınmaz malların tespiti için envanter çalışması yaptıklarını söyledi.

OLAY TAŞINMA SIRASINDA YAŞANMIŞ
Belediyeye ait hurdaların ihalesiz bir şekilde rüşvet karşılığı verildiği iddiaları ile ilgili ifade veren Aksoy, olayın olduğu tarihlerde Kuzey Ege Otoyolu açılışı sebebiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilçeye geldiğini ve tamamen ona odaklandığını aktardı. Olayın hurdaların belediyeye araziye taşınması talimatını verdiğini ve bu sırada vuku bulduğunu söyleyen Aksoy verdiği ifadede “Hurda olayına geldiğimizde, biz göreve geldiğimizde envanterlerin sağlıklı olmadığını söylemiştim. 2020 yılı Şubat Ayında biz barkod sistemine geçiyoruz dedim. Bundan sonra elimizde ne olduğunu bilelim, bunları sayalım. Büyük şantiyemiz var, bu şantiye bize ait değil. Bunu biz taşıyacaktık. Envanterde sıkıntı vardı ve ben mallarımızı öğrenmek istiyordum. Kendimize ait olmayan şantiyede ayrıştırma işlemi yapılarak, kendi arazimize taşınmasını istedim. Bununla ilgili ayrıştırma işlemi yapıldı, o sırada olay vuku buluyor. Bu olay vuku bulduğunda ben de Cumhurbaşkanımız, Devletin en üst kademesindeki kişi Menemen’e geliyor. Kuzey Ege Otoyolu’nun açılışını yapmaya geliyor. Ben de Cumhurbaşkanımızı karşılamaya gidiyorum. Ben tamamıyla ona odaklanmış vaziyetteydim. Mart-Nisan ayında bu iş sosyal medyada, orada burada yankılanınca, ben de bu iş nedir ne değildir diye bürokratlarıma sordum. Envanterimizle ve bu olayla ilgili ben 4-5 kişiyle 4-5 kez toplantı yaptım. Nagihan Hanım, Kenan Bey; Murat Bey vardı. Nagihan Hanım taşınır mallarımızın tam olduğunu iddia ediyordu, Murat Bey de eksikler olduğunu iddia ediyordu” dedi.

ÖYLE BİR GÖRÜŞMEYİ HATIRLAMIYORUM
“Hurdaların satışıyla ilgili kesinlikle bir talimatım olmadı” diyen Aksoy ifadesine devam ederek “Belediyenin, kamunun malını tespit etmek için sayıma geçen bir belediye başkanı böyle bir şeyi nasıl yapar, olmaz ki… Şantiyeden seni arayan oldu mu, Whatsaptan arayan oldu mu, Büyükşehir Belediyesi’nden geliyor buraya diyen oldu mu, Hatırlamıyorum. Ben suç tarihinde Cumhurbaşkanımızın ilçemize gelmesinin hazırlıklarıyla ilgileniyordum. Öyle bir görüşme yaptığımı hatırlamıyorum.  Mehmet Çakmak’ı görevlendirmesi için, ben özel kalem müdürüme söyledim. Çakmak’ı görevlendiren bizzat benim” dedi.

NE OLURSA OLSUN SONUNA KADAR GİDİN!
Olayla ilgili inceleme yapılması için talimat verdiğini de söyleyen Serdar Aksoy “Hukuki açıdan Ayşe Hanım’ı görevlendirdim, inceleme yapması için… Çakmak’ı da idari birimlerde inceleme yapması için görevlendirdim. Daha sonra Mehmet Çakmak Bey raporu bitirdiğini söyledi. Mehmet Çakmak’a, ‘Ne olursa olsun, sonuna kadar git’ dedim. Özel kalem müdürüm geldi, Mehmet Çakmak geldi, bunu verdi dedi, raporu, ben de tamam dedim. Sanki Mehmet Çakmak’ın hazırladığı raporda bir şeyler silindi gibi algı yaratılıyor. Ben 2 büyük şirkette çalıştım, bir şeyi silemezsiniz, silseniz de bu daha büyük sıkıntılara sebep olur. Sanki bu rapor silindi, yok öyle bir şey. Rapor silinse izi kalır. Bu süreçte Ayşe Hanım da raporunu hazırlamıştı. Çakmak, raporu alıp Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’ne götürmüş. Ayşe Hanımla olan görüşmelerimizde, kendisi burada kamu zararı olduğunu söyledi. Ben de bunun üzerine Mustafa ve diğer arkadaşlarımla görüştüm, kamu zararını kapatma talimatını ben verdim. ‘Kamu zararını kapatın’ dedim. ‘Buradaki şantiye alanına kimler girdi? Onları tespit edin, sorumluyu belirleyin, dedim” dedi.

Aksoy dosyada yer alan para hareketleri ile ilgili olarak ise “Mehmet Emin Ergin benim seçimlerden çok önce tanıdığım, dükkan alışverişinde bulunduğum ve kısmen parasını aldığım bir kişidir. Buna para havalesi yapılmış ama senin adına değil, başkaları adına yapılmış. Ben seçimleri aldıktan sonra çok yoğun bir süreç geçirdim. Belediyeyi ayağa kaldırmaya çalıştım. Bu süreçte Mustafa İlhan dışında kimseyle ticaretim yoktur. Benim ticaret yaptığım dönemde Mustafa’dan alacağım vardı, bu sebeple benim adıma ödeme yapması için Mustafa’ya söyledim. Mustafa ödemeyi yapıp, bana olan borcundan düşüyordu. Murat Kurşun benim şoförümdür. Mehmet Çakmak’la Mehmet Cin arasında sürekli sürtüşme vardı. Menemen Belediyesi’nce düzenlendiği iddia edilen belgenin altındaki imza bana ait değildir. Eşimin kredi kartı ödemesi vardı, hesabımda para olmadığı için Mustafa İlhan’dan rica ettim. Ben aracımı genelde belediyenin altındaki parkta tutarım, zaman zaman herkes aracımı kullanır, ihtiyacı olan kullanır” dedi.

DİĞER İFADELER

PAYIMI ALIRIM, HURDAYI GÖRMEM
Hurda alım satımında aracı olduğu iddia edilen ve tutuksuz yargılanan sanık Fikret Babür verdiği ifadede "Türkiye'nin İç Anadolu'dan buraya kadar hemen hemen her yerde hurda alımı-satışı yaptığım kişiler var. İnsanlar beni arar ve nereye satılır diye sorarlar, bende payımı onlara söylerim ancak hurdanın ne olduğunu görmem. Komisyonumu ise hurdayı alan veririm. Bu da ton başına 10-15 kuruş olur. Ben sadece hurdanın hangi vasıfta olduğunu öğrenirim” dedi.

Fedai Kurt'u tanıyıp tanımadığının sorulması üzerine de yanıt veren Babür, "Fedai Kurt benim müşterim.  Şimdiye kadar 10-15 tır malzeme almışımdır kendisinden. 10-15 yıldır tanırım kendisini ve bana ekstra malzeme olduğunu söyledi. Ekstra malzeme demek de ne kötü ne de iyi demek" dedi.

Komisyonunu kendisine alıcının mı satıcının mı verdiğinin sorulması üzerine de konuşan Sanık Babür, "Ben Caner Polat'ı aradım ve elimdeki malzemeyi söyledim. O günkü piyasa ücretleri üzerinden anlaşıldı. Benim komisyonumu da satın alan elden öder" dedi.

Kendisine haftada ortalama olarak 30 TIR mal geldiğini de belirten Babür, "Haftada en az 20-30 TIR mal alıyorum, bu nedenle malzemelerin özelliklerini ve vasıflarını bilirim. Bilgileri telefona kaydederim. Fedai beni arayıp elimde bu mal var dediği için bende Caner'e yönlendirdim" dedi.

FİKO’YU TANIMAM
Babür’un ifadesinin üzerine mahkeme hakimi Sanık Babür’e belediye şantiyesine gidip girmediği ve davaya konu elle yazılmış bazı notlarda adı geçen ‘Fiko’ isimli şahsın kendisi olup olmadığı soruldu ve sanık Babur, o soruya şu şeilde yanıt verdi; “Fedai beni arayıp ‘elimde şu malzeme var. Alıcı bul’ dedi. Ben örneğin araç 30 ton geldiyse 450 lira komisyon alıyorum. Menemen Belediye Şantiyesi’ne gidip iş yaptığım hatırlamıyorum. Emniyetteki beyanımda belirttiğim gibi notları ben yazmadığım için notlardaki ‘Fiko’ isimli şahsın ben olup olmadığımı bilmiyorum.”

Babür’a hurdaların alımıyla ilgili ismi geçen Gamze Yıldız ile görüşüp görülmediği sorulması üzerine de de konuşan Babür, “Ben hurdalarla ilgili olarak Gamze Yıldız’la hiç görüşmedim. Sadece Fedai Kurt’la görüştüm. Belediye şantiye alanına gitmedim” dedi.

RESTORANDA BULUŞMA
Hurda satışı iddiaları sebebiyle tutuklu yargılanan sanık Gamze Yıldız, mahkemede verdiği ifadede yaşanan sğreci anlattı. Yıldız ifadesinde, “Mali Şube'de ve Menemen Savcılığı'nda verdiğim ifadem geçerlidir. Sezai ile zaman zaman beraber çalışıyoruz, ancak ortak değiliz resmî olarak. Oğuzhan Yar bu işleri bulmuş, belediyenin işi olduğunu söylemiş, buna istinaden gittik, görüştük. Bornova'da bir restoranda Oğuzhan Yar, Sezai kurt, Tarkan Çalık, Gökhan Uzun’la görüştük. Belediye hurdalarının satılacağını söylediler. Bizde 'tamam' dedik. Sonra Teoman beyle tanıştırdılar bizi, biz de alıcı olabileceğimizi söyledik. Tarkan Bey, Teoman Bey'le tanıştırdı" dedi.

BANA İHALESİZ DOĞRUDAN SATIŞ YAPILACAĞINI SÖYLEDİLER
Kamu kurumları ile daha önceden alım yapmadığı için prosedüre hakim olmadığını belirten Yıldız, "Hurdaları bize doğrudan 1 TL’den ihale yapmaksızın satılabileceğini söylediler. Benim tek hatam devlet kurumundan ilk defa mal aldığım için ihale olması gerektiğini bilmiyordum. Bana doğrudan satış yapılacağını ve Serdar Aksoy’un bilgisi olduğunu söylediler. Yanımızda başkanım diye hitap ettikleri biriyle konuştular, benim tek hatam sözleşme yapmamak oldu. Yetki belgesi istedim, Aksoy’un bana yetki vermesini istediler. Bana el yazısıyla belge getirdiler ama kabul etmedim. Sonra antetli kağıtta getirdiler. Bunu Gazi Kurşun’dan şantiyede istedim, belgeyi almadan işe başlamayacağımı söyledim. Belgeyi Orhan Bey’den aldım. Ben şantiyeye Gazi Kurşun’un şoförüyle gittim” dedi.