GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
3 Kasım 2020 Salı 14:58

Eski belediye başkanı Sözer: Yetki bizde olsaydı orayı imara açmazdım!

TMMOB'un, İzmir depreminde çok büyük hasar gören Bayraklı'daki binalarla ilgili raporunda, depremde yıkılan 8 katlı 12 binanın tamamının 1999 yılı öncesi ruhsatlandırıldığı bilgisi yer aldı. Eski Başkan Ali Sözer, "İhtilal yönetiminin 1981'deki dayatmacı yönetmeliğine göre belediyelere sorumluluk verilmiyor, sadece imara uygunluğunun onayına izin veriyordu. Yetki belediyede olsaydı, bırakın orada 8 katlı bina yapılmasına, orasının imara açılmasına bile izin vermezdim" açıklamasında bulundu.

Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ - Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu, 30 Ekim İzmir depremiyle ilgili ilk gözlem raporunu açıkladı. Yapılan saha gözlemlerinde yıkıma uğrayan ve ağır hasar alan binaların genellikle 8 katlı olduğu ve yıkılan 12 binanın tamamının 1999 yılı öncesi ruhsatlandırıldığı bilgisinin yer aldığı raporda, ayrıca, binaların bir kısmının kooperatif olarak yapıldığı ve inşaatın uzun yıllar sürdüğü ifade edildi.

İL KOORDİNASYON KURULUNUN SONUÇ BİLDİRGESİ YAYINLANDI
Yıkılan binalardan 6'inin sandviç tipi, yani döşemelerin birbiri üstüne oturmasıyla yaşandığı görüşüne yer verilen raporda, bunda malzeme eksikliğinin, uygunsuzluğunun, güçlü kolon zayıf kiriş prensibinin rol oynadığı bildirildi. Çeşitli tespitlerin de yer aldığı raporun sonuç bölümünde; denetimsiz ve kaçak yapılaşmaya son verilmesi, imar aflarının yasaklanması, imar barışı adı altında ruhsatlandırılan binaların ruhsatlarının iptal edilmesi, Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı'nın acilen uygulamaya konması, İzmir Deprem Master Planı'nın yenilenmesi, risk grubundaki yapıların tespit edilerek güçlendirilmesi veya yeniden yapılması, yapı tasarım, üretim ve denetim süreçlerinde TMMOB'a bağlı meslek odalarını devre dışı bırakan uygulamalara son verilmesi istendi.

SÖZER: BİNAYI YAPAN DA DENETLEYEN DE MÜTEAHHİTLERDİ
Yıkılan 12 binanın da 1999 öncesi ruhsatlandırılmış olması nedeniyle görüşlerine başvurduğumuz Bornova'nın 1989-94 yılları arasındaki Belediye Başkanı Yüksek İnşaat Mühendisi Ali Sözer, çok önemli açıklamalarda bulundu. Sözer, 1980 darbesi yönetiminin 1981 yılında onayladığı planların tüm belediyelere dayatıldığını belirterek, "Bize bu planı dayattılar, uygulayacaksınız, dediler. İmar Müdürümüz Mehmet Ulucan, yönetmeliğe uygun projeyse, imzalıyordu, imzalamak zorundaydı" dedi. Sözer, o günkü yönetmeliğe göre ruhsatı vermekten başka çareleri olmadığının altını çizerek, "Yapı denetleme diye bir şey yoktu. Fenni mesuliyet vardı. Bir mühendis, fenni mesul olurdu. Oysa o mühendisin de suçu yok. Suçlu, bize o berbat imar yönetmeliğini dayatanlardır. Mühendis, projeye imza atar, sorumlu ilan edilirdi. Yapı denetim, 2000 yılından sonra orta çıktı. O dönemdeki yapılarda belediyenin hiçbir sorumluluğu yoktu, ruhsatı imzalamak dışında" açıklamasında bulundu.

PROJELER, MÜTEAHHİTLER DERNEĞİ'NDEN DE GEÇİYORDU
O yıllarda yapılan binalarda bazı değişiklikler yapıldığını gördüklerini belirten Ali Sözer, "Yan yana iki binadan biri yıkılsın, diğeri yıkılmasın, akıl alacak gibi değil. Bakıyoruz ki, kolonlar kesilmiş" dedi ve şu açıklamayı yaptı:

"Bornova'da o zaman 117 müteahhit vardı. Dernek kurmuşlardı. O dernek denetliyordu inşaatları. Projeler de o dernekten geçiyordu. Belediyenin sadece, yönetmeliğe uygun bir projeyse, imza atma yetkisi dışında bir sorumluluğu yoktu. Şimdi tüm sorumluluğu bakanlık almış durumda. Demek ki, bu iş, müteahhitlere bırakılmayacak kadar önemliymiş. Bu durumda belediyelerin yargılanması anlamsızdır. Bu yönetmeliği belediyelere dayatanlardan hesap sormak lazım. Düşünün bir kere, 1981 imar yönetmeliğinden sonra kaç kez yönetmelik değişti. Demek ki, 1981 yönetmeliği, doğru, hayırlı bir yönetmelik değildi. Mesela bazı projeleri belediye onaylamıyordu, bakanlık onay veriyordu. Sen istediğin kadar yırtın, adam mahkemeye gidiyor, bakanlığın iznini gösterip istediğini yapıyordu. Eğer o dönemde belediyelerde yetki olsaydı, belediye başkanı olarak bırakın oralarda 8 katlı binalar yapılmasına izin vermeyi, o bölgeyi imara açmazdım. Çünkü ben inşaat yüksek mühendisiyim, oraların zemininin iyi olmadığını iyi bilirim. Evka-3'ün olduğu yeri imara açtık. Neden? Çünkü orasının zemin sorunu yok.  Biz mühendis adamız. Bilimsel düşünürüz. İmara diyelim ki açtınız, oralara yüksek kat vermeyecektiniz. Dolgu zeminlerde depremin çok daha tehlikeli olduğunu çocuklar bile bilir. Konutların olduğu yerde de, o berbat yönetmelik yüzünden yanlışlar yapılmış, maalesef 8 kat gibi yükseklik verilmiş."