GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
13 Şubat 2017 Pazartesi 13:43

Erdoğan: DEAŞ Müslümanların yüz karasıdır

Bahreyn’de bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “DEAŞ’in İslamla uzaktan yakından alakası yoktur ve DEAŞ bir terör örgütüdür. DEAŞ, Müslümanların yüz karasıdır” dedi.

Bahreyn’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Barış Enstitüsü’nde konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

Bahreyn ile ilişkilerimize özel önem veriyoruz. Bahreyn’in güven ve istikrarını kendi güven ve istikrarımızdan ayrı görmüyoruz. Terörle mücadelede Bahryen’in yanındayız. 15 Temmuz gecesi Bahreynli kardeşlerimiz bizi yanlız bırakmamıştır. Sabah 5-6’ya kadar Bayren halkının Manama ve diğer şehirlerde bize dua ettiğini ve gözyaşı döktüğünü biliyorum.

Ne bizim ne sizin başka bir vatanı olmadığı için bu coğrafyada yaşamayı sürdüreceğiz. Artık kuru sözlerle, hamasetle, taktik manevralarla geçiştirilemeyeceğimiz bir süreçteyiz. İslam coğrafyası sancılı bir süreçten geçiyor. Acı, terör, gerilim, yıkım ve bombalarla anılıyor. Bu topraklar ateş ve kanla yeniden dizayn ediliyor. Etnik kimlik, dil, kabile, renk ve mezhep temelinde birbirlerine yabancılaştırılan Müslümanlar Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, Yemen'de ve daha pek çok yerde kendi kendilerini tüketiyor. Arap ve İslam medeniyetinin göz bebeği şehirlerin terör örgütlerinin, yabancı güçlerin vekalet ve yıpratma savaşlarının sahası haline getirilişini hep birlikte takip ediyoruz. İnsanlık vicdanının suskun kaldığı bu durum karşısında muktedirler ellerini ovuşturmakla, riyakarlar ise ne yazık ki timsah gözyaşları dökmekle meşguldür.

Kanı, zulmü ve gözyaşını engellemek için ne çaba haracıdık? Kardeş kavgasını engelleyecek hangi adımları attık? Bu sorunun tatmin edici bir cevabı yok.

İslam coğrafyasının hatta insanlığın geleceği için birlik olma zamanı çoktan gelmiştir. Bu coğrafyada kaderimiz de kederimiz de ortaktır. Bu topraklarda mazimiz de istikbalimiz de müşterektir. Bugün Suriye'nin, Irak'ın, Libya'nın, oralarda yaşayan kardeşlerimizin başına gelenlerin, yarın bizlerin de başına gelmeyeceğinin de garantisi yoktur. Bu sebeple, daha sonra değil hemen harekete geçmemiz gerekiyor.

(Suriye) İlk tehdit bize, adımlar attık. Ateşkesin tesisi için büyük çaba sarfettik, hala da fedakarlıklarda bulunuyoruz. Toprak bütünlüğünün korunarak, güçlü bir siyasi geçiş sürecinin hayata geçirilmesi şarttır. Türkiye diyalog ve girişimleri sürdürecektir. Fırat Kalkanı Harekatı’yla DEAŞ ve PYD’nin bir bölümünü sınırlarımızdan uzaklaştırdık. Şimdi El Bab’da, an be an, oradan DAEŞ’i de temizlemek suretiyle bir hedefe kilitlenmiştir. Münbiç ve Rakka’da koalisyon ile ortak hareket edersek terörle güvenli bölge ilan ederek Arap kardeşlerimiz yerleşme imkanı bulacaktır. Şehitlerimiz var, ÖSO’nün şehitleri var.

DEAŞ’in İslamla uzaktan yakından alakası yoktur. DEAŞ, bir terör örgütüdür, çünkü bizim dinimiz bir barış dinidir. Ne yazık ki DEAŞ, sürekli olarak terör estirmiştir, savunmasız insanları acımasız bir şekilde öldürmüştür. Bu insanlar, hiçbir zaman Müslüman olamaz. Biz, şu anda DEAŞ tarafından devamlı tehditteyiz. DEAŞ, Müslümanların yüz karasıdır ve tüm dünyada Müslümanlar bunlardan dolayı karalanmaktadır. Biz, bunu hak etmedik. Bunlar teröristtir.

Şu anda dünyanın bazı yerlerinde, terörle İslam'ı yan yana getirenler var. Buradan yine sesleniyorum. Kimse, terörle İslam'ı yan yana getirmesin, radikalizmle İslam'ı da kimse yan yana getirmesin. Çünkü, İslam radikalliği kabul etmez.

Biz Aylan bebeği, Ümran bebeği Batı'nın dergilerinde gördüğümüzde mi ah vah edeceğiz. Bunlar olmadan biz tedbirimizi almalıyız.

Katil Esed, Suriye'de bir milyona yakın insanı öldürümüştür. Uçaklarla, varil bombalarıyla tanklarla öldürmüştür. Biz bunlara sabırla bakabilir miyiz? Burada bir zulüm var, biz buna sessiz kalamayız.

STK'larla birlikte sığınmacılar için 25 milyar dolar harcadık. AB'nin verdiği söz neydi 3 milyar Avro ödeyceklerdi. Geldi mi gelmedi? Şu ana kadar 725 milyon dolar geldi. Böyle devasa bir miktarı karşılamakta zorlanıyoruz. Ama kapımızı kapatmayacağız.

Obama'ya da Trump'a da söyledim. Bu bölgeyi gelin terörden arındırılmış bir bölge olarak konut inşaatlarına başlayalım. Sizler bize destek olun dedik. 500 metrekarelik bahçe içinde özgün mimari olan konutlar yapalım. Mültecileri, bize iltica etmiş Suriyelileri de oraya alalım. İki yıl geçti, henüz bir adım yok. Körfeze de önemli iş düşüyor, hep birlikte bu adımı atalım. Kardeşlerimizin mağduriyetini engelleyelim.

Bizim ilk kıblemiz olan Kudüs'te sadece Müslümanların değil, tüm uluslararası camianın huzurunu bozacak, vicdanını yaralayacak, teamülleri değiştirecek uygulamalara karşı herkesin duyarlı olması şarttır. Bu tür adımların gerilimi tırmandırmaktan başka bir faydası da olmayacaktır. BM Güvenlik Konseyi'nin 2 bin 334 sayılı kararına rağmen İsrail'in Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da yeni yerleşim yerleri inşa etme kararı ise tam bir provokasyondur. Uluslararası hukuk ve insan hakları hiçe sayılarak Filistin'e uygulanan ablukayla, yasa dışı yerleşimlerin sona erdirilmesi, Ortadoğu'da kalıcı barışın ve istikrarın ön şartıdır.

Filistin meselesi kalbimizin en derinlerine işlemiş bir acıdır. Türkiye, daha önce olduğu gibi şimdi de Filistinli kardeşlerinin yanında olmaya, haklı davalarını desteklemeye devam edecektir. İsrail'in Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da yeni yerler inşaa etme tam bir provokasyondur.

Libya'nın içinde bulunduğu duruma kayıtsız kalmamız mümkün değildir. Yemen'de iki yıldır süren savaşın sona erdirilmesine yönelik çabaları yakından izliyoruz.

Terör örgütlerini aynı samimiyet ve kararlıkla lanetliyoruz. DAEŞ ve El Kaide için gösterilen duyarlılığın PKK, FETÖ ve DHKP-C için de olmasını istiyoruz. Terörün alçak yüzünü yıllardır görüyoruz. FETÖ yeni nesil bir terör örgütüdür. Bu terör örgütüyle kararlılıkla mücadele ediyoruz, edilmelidir.

Batı'da son zamanlarda Müslümanların ibadethanelerine yapılan saldırılar bizi üzmektedir. Bunlar bir tahriktir. Teröre karşı ilkeli bir mücadele yürütülmesini diliyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan, şöyle konuştu:
(Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad) Ailece görüştüğüm bir kişiydi. Önceleri farklı bir yaklaşımdaydı. Gücüne inanıyordu. Kendi ülkesinde böyle gelişmelerin olmayacağını düşünüyordu. Bir Ramazan ayıydı, kendisine ‘Beşar bu gidiş iyi değil’ dedim. Kendi halkına bombalar yağdırıyorsun, tanklarla üzerine gidiyorsun. Yarın Cuma bu işi bitir dedim. Huzurlu bir şekilde vatandaşlarınız Cuma namazı kılsın. ‘Benden gelmiyor, bunlar terörist’ dedi. Yanlış, bundan vazgeç dedim. Ertesi gün 360 kişiyi öldürdüler. İlişkilerimizi kestik. Şu anda arayışımız diplomasi, siyasi bir arayış içindeyiz. Türkiye, Rusya ve İran’ın dışişleri bakanlarıyla yürüttük. Cenevre’de bunu biraz daha yükseltmek istiyoruz. ABD’nin de katılımı söz konusu. Siyasi süreç, temenni ederim ki bölgedeki ateşkesi sağlayacak bir süreç olur.