GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
5 Ekim 2020 Pazartesi 14:16

Efemçukuru davasına STK desteği: İZSU'nun yanındayız!

İzmirli çevrecilerden Efemçukuru'ndaki altın madeni için alınan 'ÇED olumlu' kararı için önemli bir hamle geldi. 100 İzmirli ve 10 avukat ile birlikte İZSU'nun 'ÇED olumlu' kararına itiraz davasına müdahil olan Efemçukuru için Elele Hareketi, dava sürecinde İZSU'nun yanında yer alacaklarını açıkladı.

Oktay GÜÇTEKİN/EGEDESONSÖZ- Kanadalı şirket TÜPRAG'ın işlettiği İzmir Efemçukuru'ndaki altın madeni ile ilgili devam eden davada Efemçukuru için Elele Hareketi, İzmir Bölge İdare Mahkemesi önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya Gazimier Belediye Başkanı Halil Arda, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, CHP Karabağlar İlçe Başkanı Mehmet Türkbay, Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu, Buca İlçe Başkanı Hacer Taş, Kemalpaşa İlçe Başkanı Ahmet Cemil Balyeli, CHP İl Yöneticileri ve çok sayıda çevreci katıldı.

Konuyla ilgili İZSU'nun yanında yer aldıklarını belirten Efemçukuru için Elele Hareketi,  10 avukat ve 100 İzmirli ile davaya müdahil olacaklarını belirtti.  Açıklamayı katılımcılar adına okuyan Efemçukuru için Elele Hareketi Sekreteri Barış Özel, ÇED olumlu kararının iptal edilmesi gerektiğini söyledi. Özel "İzmir'in su havzası Efemçukuru'nda Kanadalı TÜRGAP şirketi 9 yıldır altın çıkarıyor. Şirket şimdiye kadar yarattığı kirlilik ve risk yetmiyor gibi bir de kapasitesini 2,5 kat artıracak. Bunun için ÇED olumlu kararı da aldı. İzmirli’ye temiz su sağlamakla görevli İZSU, ÇED olumlu kararının iptali için dava açtı. 16 Ekim'de bu davanın keşfi var. Bizler İzmir'in yüzü 100 İzmirli 10 avukatla bu davaya müdahil oluyoruz, iZSUnun yanında yer alıyoruz… " ifadelerini kullandı.

SUYUN VE TOPRAĞIN KİRLENMESİNE NEDEN OLUYOR
Özel'in açıkladığı basın metninin devamı ise şu şekilde:

"Efemcukuru'nda altın çıkarılmasını neden istemiyoruz? Çünkü Efemcukuru'nda kaya arsenikten zengin. Orada değil altın madeni taş ocağı bile açılamaz, çünkü bu madencilik etkinlikleriyle ağır metal içeren minerallerin suda çözünürlükleri artıyor ve yeraltı sularının kirlenmesi kaçınılmaz oluyor. Cevher ayrıştırıldıktan sonra geriye kalan ezilmiş ufalanmış parçalanmış öğütülmüş atık toprak ağır metallerce zenginleşmiş olacağından hem yüzey hem yeraltı suları ve hem de çevredeki tarımsal toprağın kirletilmesi için önemli risk oluşturuyor. Ayrıca cevheri zenginleştirmekte kullanılan notasyon ( yüzdürme) ve kalsinasyon ( kavurma) işlemleri sırasında azot bileşikleri havaya karışıyor ve asit yağmurları olarak civara yağıyor. Asit yağmurları da topraktaki ağır metalleri çözüyor ve suyun, toprağın kirlenmesine neden oluyor. Yani milyonlarca yıldır doğayla barışık, sessiz yaşayan ağır metaller hareketlendiriliyor, uyuyan canavar uyandırılıyor. Yani bizim altın işletmesine asıl karşı çıkma nedenimiz ağır metaller. Bu ağır metaller ( arsenik, çinko, kurşun, demir) vücuttan atılamıyor, birikerek farklı sistem kanserlerinden nörolojik bulgulara, anemiden anomalili bebeklere pek çok hastalığa neden oluyor."

KİRLİLİĞİ DAHA DA ARTTIRMIŞTIR
"Ağır metallerin dünya kabuk ortalamasının çok üstüne çıktığı yani yarattığı kirlilik 2015 yılındaki keşifte DEÜ bilirkişilerinin raporlarıyla kanıtlanmıştı."...keşif sırasında kuru atıktan alınan örnekte bulunan sülfür ve ağır metal konsantrasyonlarından As, Cd, Cu, Pb, Mn, Ni, Se, S, Zn elementlerinin DKO seviyelerini aştığı, bu elementler arasında As, Cd, Cu ve Zn elementlerine ait değerlerin ÇED raporları içeriğinde belirtilmiş seviyelerin üzerinde olduğu, özellikle Cd (1397 ppm) ve Cu (7806 ppm) metallerinin DKO değerlerinin çok üzerinde olduğu...." belirtilmişti. Bu 5 yıl içinde kirlilik mutlaka  daha da artmıştır."

MÜCADELEMİZ SÜRECEK
"Ayrıca şu fakiri İzmir'de 300.000 kişinin su ihtiyacım karşılayacak Çamlı barajı madenin hemen yanında diye yaptırılmıyor ( ki bu baraj kendi cazibesiyle sulayacak) ta Gördes ten su getirilmeye çalışılıyor.

Su hayattır, bütün yurttaşların sağlıklı temiz suya ulaşma hakkı vardır. Bu hakkımız için bu davada IZSU'nun yanında yer alıyoruz.

16 Ekim'deki Efemçukuru keşfine bütün basınımızı ve duyarlı yurttaşlarımızı bekliyoruz.

Altıncı şirket güzel kentimizi terk edene kadar suyumuzu, toprağımın, yani geleceğimizi koruma mücadelemiz sürecek"