GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İş Dünyası
21 Şubat 2024 Çarşamba 17:46

Doğal SİT’te kalıyor… Cennet koydaki sondaja halk vetosu!

Urla’nın cennet koyları arasında yer alan ve doğal SİT statüsündeki Altınköy’de açılmak gerçkekleştirilmek istenen jeotermal arama çalışmalarına bölge halkında veto geldi. Bakanlığı dilekçe veren vatandaşlar ÇED sürecinin iptal edilmesini istedi.

Metehan UD/ EGEDESONSÖZ - Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Majestik Turizm Kuyumculuk Şirketi’nin Urla’daki jeotermal kaynak arama projesi ile ilgili çevresel etki değerlendirme süreci başlattığını duyurmuştu.

Şirket, Urla’nın en değerli bölgeleri arasında olan Altınköy Plajı’na da metrelerce uzaklıktaki doğal SİT statüsündeki alanda sondaj çalışması yapmayı planlıyor.   Proje alanı aynı zamanda, İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’na göre ‘Orman’ alanı içerisinde kalıyor.

Ancak projeye bölge halkından itiraz geldi. Urlalılar, İzmir Valiliği'ne, İzmir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'ne, Urla Kaymakamlığı'na ve CİMER’e dilekçeler vererek ÇED sürecinin iptalini istedi.

Avukat Şehrazat Mercan ve Karya Mercan tarafındna hazırlanan dilekçede bölgenin niteklikli koruma alanı olduğu vurgulanarak aynı ruhsat arama sahasında İzmir Valiliği’nin başka şirketler için verdiği izinleri iptal etmesi hatırlatıldı. Dilekçede, kıyıdaki plajlardan halkın yararlandığı,  zengin ve hassas bir bölgede böyle bir arama ruhsatı verilmesi, bilime, hukuka tamamen aykırı olduğunun altı çizildi.

Dilekçe şu şekilde:

Turizm adı altında başlatılan bu ÇED süreci, Urla’nın en değerli plajlarının hemen arkasında başlamakta olup,  DOĞAL SİT Nitelikli Alan olarak tescillidir. Nitelikli alan tanımında JES arama sondaj faaliyeti konusunda düzenleme bulunsa dahi, İzmir Valiliği İZKA nın Şubat 2022 İZMİR İLİNDEKİ JEOTERMAL KAYNAKLARIN POTANSİYELİ, KULLANIM ALANLARI, EKONOMİK VE ÇEVRESEL ETKİLERİNİN BELİRLENMESİ ARAŞTIRMASI verilerine göre, 30-35 C derecedeki suyun, yerine ulaşmada olası 10 c derece kayıpla verimli olmayacağı ortadadır. Başlatılan ÇED sürecindeki Proje Tanıtım Dosyasında da bu veriler yer almaktadır. Suyun ısısının çok düşük olmasına rağmen, bu alanda sondaj araştırma ruhsatı verilerek ÇED sürecinin başlatılması, fizıbıl da değildir.

Ayrıca, ÇED sürecine konu arama ruhsat sahasının da içinde kaldığı ve daha önceden, RSC Firması lehine verilmiş bulunan 18.09.2020 tarih ve 1604 Sayılı Arama Ruhsatının, İzmir Valiliğinin , İzmir 3.İdare Mahkemesindeki 2023/1235 E sayılı dava dosyamıza  sunduğu,16.Şubat.2023 tarihli yazı ile sona erdiği ve yerin geri teslim alındığı bildirilmiştir. Hal böyle iken, aynı alan içinde yeni bir arama ruhsatı verilmesinde, idarenin tutarlı ve hukuki işlem oluşturmadığı açıktır.

Kaldı ki, ruhsat sahasını da içine alan ormanlık alanlar bu bölgenin ekolojik ortamının güvencesidir. Bunların gelecek kuşaklara aktarılması, ülkemizin ve Dünyamızın geldiği iklim krizi aşamasında önem ve öncelik arz etmektedir.

Kaldı ki tek bir sondaj kuyusu için, çok geniş bir alanın, şirket lehine ruhsatlandırılması gerçekteki amacın JES kurulmasından öte, kötü niyetli ve kamu arazilerinin, amaç dışı, bir şirkete tahsisi niyetini ortaya koymaktadır.

Bölge Doğal SİT derecelendirmesi yönünden “nitelikli koruma alanı”  olması ve kıyıdaki plajlardan halkın yararlandığı zengin ve hassas bir bölgede böyle bir arama ruhsatı verilmesi, bilime, hukuka tamamen aykırıdır.

Her ne kadar, Proje Tanıtım Dosyasında; kurum görüşlerine yer verilmemişse de,kurumunuza bağlı resmi dairelerden elde edilecek bilgilerin değerlendirilerek, ÇED sürecinin acilen sonlandırılmasını ve sonucundan tarafımıza bilgi verilmesini talep ederiz.