EGEDESONSÖZ - Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz Sonsöz TV’nin konuğu oldu. Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtlayan Kırgöz, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Kahramanmaraş merkezli yaşanan ve toplam 11 ili etkileyen depremler büyük yıkımlara neden olurken, bölgeye giden ve bölgesindeki izlenimlerini anlatan Kırgöz, “Bölgede 3 gün kaldım. Büyük bir felaketle karşı karşıya kaldık. ulusumuzun başı sağ olsun. Gerçekten büyük bir felaket. Her geçen günde e sarsıntılar devam ediyor. Oradaki insanlar her gün daha tedirgin oluyorlar. Büyük bir felaket. Süreç alacak bunun toparlanması. Bölgeyi dolaştığımızda ilk etapta bir çaresizlik görüyorsunuz... Koca kentler insanların elinden kayıp gitmiş, boşalmış, kent merkezinde insan kalmamış... Belli büyük park alanlarında çadır kentler kurulmuş/ kurulmaya çalışılıyor. Bazıları işyerlerine evlerini bekliyor enkaz kalkarsa belki değerli eşya ya da hatıralarını almak için. İnsan dolaşırken karamsarlığa kapılıyor ancak Türk milleti bunu da dayanışma ile üstesinden gelecektir” ifadelerini kullandı.
BİN 500’ÜN ÜZERİNDE MİSAFİRİMİZ VAR
Bölgeye tekrar gideceklerini belirten Kırgöz, “Ben Malatya ve Adıyaman'a gittim. Adıyaman'da durum daha kötü. Geçtiğimiz haftalarda İzBB Osmaniye'ye görevlendirildi, belediyemiz tarafından 13 ilçemiz de Osmaniye'ye görevlendirildi. Bende bu süreç içinde tekrar oraya gidip çalışmalarda bulunacağım. Depremin ilk gününden itibaren 30 Ekim depreminde İzmir büyük biri tecrübe kazandı. Tunç bakanımız bizi ilk saatlerde 30 ilçe belediye başkanı STK başkanlarını toplantıya çağırdı. Eksiden ilçe bazında yardımlar toplanıp gönderildi.Ancak bu kez fuarda büyük bir koordinasyon merkezi kuruldu. Tunç Başkanımız buraya getirin koordineli gönderelim dedi. Biz de 2 tır oraya gönderdi. İlk etapta karayolunda sıkıntı vardı Büyükşehir oraya da uçak ve deniz yoluyla çözüm buldu. Gönüllülerimiz bu süreçte çok oldu.Bu beni çok duygulandırdı. Tüm süreç tıkır tıkır işledi. Biz bölgeye artık bizden talep edilenleri göndermeyi planlıyoruz. Dikili'de bin 500'ün üzerinde depremzede misafirlerimiz geldi, gelmeye devam ediyorlar. Kültür müdürlüğümüz sadece bu konuya bakıyor” dedi.
KAYMAKAMLIK İLE KOORDİNELİYİZ
Gelen vatandaşların büyük bir bölümünün yakınlarının yanına geldiğini vurgulayan Kırgöz, “Yüzde 90 yakınlarının yanına geldiler. Dikili yazlık ve ikinci konutların yoğun olduğu yer. Bölgede yakınları olanlar var, depremde hasarlı evleri olanlar da geldi. Müthiş bir nüfus yoğunluğu var. Otellerimizin bazıları tesislerini ücretsiz açtı. Kısmen gıda yardımında da bulunuyorlar. Yüzde 90'ı yakınlarını yanına geldi. Gelenleri takip etmeye çalışıyoruz. Kaymakamlık ile de koordine içindeyiz. Bize gelenlere bizde kayıt altına alıyoruz, kaymakamlıkta alıyor sonra bunları karşılaştırıp sonucu çıkartıyoruz” diye konuştu.
ZEMİN İYİLEŞTİRMESİ YAPILIRSA İZİN VERİLECEK
Kendisinin de inşaat işlerindeki tecrübesinin hatırlatılarak ilçede nasıl önlemler almak istediğinin sorulması üzerine konuşan Kırgöz, “Deprem olur olmaz... 1999 depreminden sonra bir deprem yönetmeliği çıktı, binalar ona göre yapılmaya başlandı. 2004 yılından sonra bir yönetmelik daha çıktı ve iyileştirme yapıldı. Ancak görüyorsunuz her geçen gün depremin şiddetini bilemiyoruz. Deprem olduktan sonra bölgeye gitmeden önce Dikili'deki bürokrat arkadaşlarımız ile buluştum ve dikiliyi nasıl daha güvenli ve dirençli kent haline getirebiliriz diye konuştuk.Bazı kararlar aldık. Ortak akılla kararlar alıp bunları mecliste yaşalaştırıp geçirmek istiyoruz. Yarın meclisimiz var. Meclisten geçireceğimiz karardan biri binaları güvenli yapmak için önce zeminden başlamak lazım. Yani zemin etüdünü iyi yapıp, zemini iyileştirilmesi ile ilgili uygulanacak metotlar var. Onun sonrası binanın statiğini, betonarmesi uygun halde yaparsanız bina kolay kolay yıkılmaz. Biz önümüzdeki meclis toplantımızda, plan notlarımıza şunu işleyeceğiz; eskiden bugüne kadar yapılan zemin etüdünde zv çıkan zemin sınıfına enjeksiyon ve Jet - grout önerilir deniliyordu, bunlar da enjeksiyon yaparak binayı inşa ediyorlardı. Biz şimdi 3 kat üzeri binalarda Jet - grout zorunlu hale getireceğiz. 4 kat ve üzerine binalarda bu zemin iyileştirilmesi yapılırsa izin verilecek” ifadelerini kullandı.
Zemin sıvılaşmasının olabileceği yerlerin belli olduğunu vurgulayan Kırgöz, “Biz şanlıyız. Dikili'de 5 kat imar iznimiz var. Bazı alanlarda kottan kaynaklı 6-7 kata çıkabiliyor. Bu uygulamanın gerektirdiği alan çok büyük bir alan değil. Atatürk İlkokulu'ndan başlayıp Bülent Ecevit Meydanına kadar olan bölümde 5 kat yapılaşma var. Burada zemin sıvışması yoğun olan yer. Tabii ki yapılacak zemin etüdüne göre başka yerlerde de bunlar zorunlu tutulabilir. 30 Ekim’den sonra hasarlı çıkan 7-8 apartman ki bizim apartman da vardı, artan maliyetlerden kaynaklı yeni yapılar yapılamadı ve böyle bekliyor. Bu süreçten sonra maliyetlerinde ha da artacağını bekliyorum. Yeni yapılaşmayı güvenli ve dirençli oluşturabilirsek Dikili'ye iyilik yapmış oluruz” dedi.
UYARILAR ASACAĞIZ
Belediye bünyesinde bulunan evraklar ile binaların yapım yıllarını apartmanlara asacaklarını belirten Kırgöz, “Tüm Dikili'deki binaları elimizdeki kayıtlara bakarak binaların girişleri kapılarına 1999 ve 2004 yönetmeliklerinden önce yapılmıştır ve ivedilikli şekilde binanın depreme dayanıklı olup olmadığı çalışmalarını yapın diye uyarılar aşacağız” ifadelerini kullandı.
GAYRİ RESMİ YAPACAKLAR
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ‘talep edenlere karot testi yaparız’ söylemleri üzerinden Dikili’de de böyle bir çalışmanın olup olmadığının sorulmasına yanıt veren Kırgöz, “Vatandaşlarımız binamızı belediye olarak gelip kontrol edecek misiniz diye soruyorlar. Biz belediye olarak bize müracaat edildiğinde bina depreme dayanıklı mı değil mi diye testini yaparız. Ancak biz bunu tespit ettikten sonra 60 gün içinde boşaltmak zorundayız. 1999 öncesi yapılan yapıların yüzde 99'u belki de depreme dayanıksız çıkacaktır. Bunu tespit edince yapmamız gereken elektrik suyunu kesip yıkıma göndermek. Biz diyoruz ki belediye olarak sizin binanınız hangi yönetmelikten yapıldığını tespit edip size bildireceğiz. Siz apartman sahibi olarak aranızda görüşün bütçenizi ayarlayın, sonra da kendinize yol haritası bildirin. Biz yapıp riskli çıkarsa Çevre Şehircilik Bakanlığına yazı yazmamız lazım. Vatandaş başka bir firmaya yaparsa gayri resmi olarak yapacak. Tespit ettikten sonra bütçesini ayarlayıp dönüşüme girebilir” dedi.
Dönüşüm için sıfır faizli kredilerin sağlanması gerektiğini belirten Kırgöz, “Sadece Dikili değil, İzmir, İstanbul ve birçok kentte döşümün yapılması lazım. Bunu için büyük bir maddi durum lazım. Sadece yerel yönetimlerin altından kalkabileceği bir durum değil. İnsanlar öncelikle kendi karnını doyurma derdinde haklı olarak. Uzun sürekli sıfır faizli kredilerin sağlanması lazım” ifadelerini kullandı.
SİYASİLER AĞZINA ALMAMALI
Gündemde yer alan imar affı ile ilgi sert tepki gösteren Kırgöz, “İmar barışı, imar affı... İmar barışı ne demek? Savaş mı var yapıyla ilgili? Gecekondu yasası çıktıktan sonra 7 defa af çıkmış. Son çıkan zaten tamamen facia. Yasa 'kişinin beyanı esas, hiçbir denetim olmadan ruhsat verilebilir, doğacak sonuçlardan mülkiyet sahibi sorumludur' deniliyor. İnsanlar durmadan inşaat yaptılar kat çıktılar. 2 kata göre temel atmış insanlar ancak imar affı çıkacak diye 3 kat daha kaçak çıkmış. İmar affını yasalaştırırken kişinin beyanı esastır diyorsunuz ancak sonucundan tek bir kişi değil onlarca binlerce insan çekiyor. Türkiye'de artık imar affı diye bir şey konuşulmamalı. Ülkemizin yarısından çoğu deprem bölgesi. Böyle bir riskin olduğu ülkede bunun konuşulmaması lazım. İnşallah siyasilerimiz bir daha ağzına almaz bunu” diye konuştu.
MEVCUT YASALAR İLE MÜDAHALE EDEMİYORUZ
Tiny House ve kaçak yapılar ile ilgili de net konuşan Kırgöz, ekiplerin çalıştığını vurgularken, “Tüm kıyı bölgelerde Tiny House konusu var. Vatandaşlarımız bir çok yerden ulaşıp şikayette bulunuyor. Biz mevcut yasalar ile bunlara müdahale edemiyoruz. Çünkü seyyar. Ancak ben bunla ilgili mutlaka bir yasanın çıkacağını düşünüyorum. Çünkü mantar gibi türemiş durumda sahillerde. Bir yasa çıktığında biz gerekli müdahaleleri yapacağız. Kaçak yapılar ile ilgili personellerimiz harıl harıl çalışıyor. Hepsini tespit ediyoruz. Dikili'de yapı stoku derseniz de... Dikili kıyı kenti. İkinci konutun yoğun olduğu bir kent. Son 4 yıldır Dikili çok gündemde. Her geçen gün çok tercih ediliyor. Biz her geçen yıl kestiğimiz yapı ruhsatını katlıyoruz. Bizde buna göre alt ve üst yapımızı koordineli bir şekilde düzenliyoruz” ifadelerini kullandı.
KONUT BULMADA SIKINTI VAR
İlçede satılık ve kiralık konut bulmakta zorluklar yaşandığını vurgulayan Kırgöz, “Dikili son dönemlerde ciddi göç aldı. Satılık ve kiralık ev bulmak zor. Ben kıyı kesimlerine ciddi göç olacağına inanıyorum ancak Dikili’de maalesef şu an için konu yok. Gelen insanlar da konut bulamazlar. Çok çok az satılık yapılar. Sınırlı sayıda olduğu için rakamlar artmış durumda. Talep olacaktır ancak bulmada sıkıntı var. Son 1-2 yılda bu arttı. Ekonomik patlamadan sonra bu yoğunluk arttı” dedi.
HER TÜRLÜ OLUMSUZ DURUMA HAZIRIZ
Olası bir deprem için hazırlıklarının tam olduğunu belirten ve vatandaşlara ‘güvendesiniz’ mesajı veren Kırgöz, “Olası bir deprem anında Dikili Belediyesi olarak ne kadar hazırlıklısınız diye soruluyor. olası bir felakette acil müdahale ekibi dediğimiz 25 kişilik donanımlı bir hazır kıtamız var. Bunların ilk 15 dakikada toplanıp müdahale edebilecek ekipmanları mevcut. Aralıklı sürelerle eğitim alıyorlar, daha sık da eğitim alacaklar. İlçemiz başta olmak üzere iş makinesi sahiplerinin firmaları telefonları bizde mevcut. Bergama ve Aliağa'daki iş makinesi firmalarının sahiplerini numarası bizim grubumuzda kayıtlı. Dikili Belediye kurumsal yapısı ile her türlü olumsuz duruma karşı hazır” dedi.
Çalışmasına başlanan ancak yarım kalan Dikili Devlet Hastanesi ile ilgili de yeniden çalışmaların başladığını belirten Kırgöz, “Hastanemiz başladı... Ekonomik kriz öncesi ihalesi yapılmıştı. Müteahhit firma artan maliyetlerde inşaatı bıraktı. Yeni ihale yapıldı. Firma geldi ve başladı. İnşallah en kısa sürece ilçemize yakışır bir devlet hastanesine kavuşacağız” ifadelerini kullandı.