GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Sağlık
3 Kasım 2020 Salı 13:51

Depremzedeler için acil ‘test ve HES kodu’ çağrısı!

Deprem sonrası kurulan geçici yerleşim yerlerinde HES kodunun gerekliliğinin altını çizen İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı "Geçici yerleşim yerlerinde yaşayanların mutlaka HES kodunun oluşturulması, kullandığı ilaçlar tespit edilmelidir. Geçici yerleşim alanlarında salgının yayılmasını sağlayacak toplu etkinliklerden uzak durulmalıdır. Bu yerleşim yerlerinde COVİD-19 testinin yapılması gereklidir" ifadelerini kullandı. Çamlı ayrıca Ege Bölgesi'nde pozitif çıkma oranının yüzde 27 arttığını söyledi.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir Tabip Odası, Seferihisar açıklarında yaşanan 6.6'lık deprem sonrası 'İzmir depremi değerlendirme raporu' nu açıkladı. Düzenlenen basın toplantısı ile açıklanan raporda deprem sonrası geçici yerleşim yerlerinde yaşanan sıkıntıların yanı sıra İzmir'de bulunan hastanelerin durumu hakkında da bilgiler paylaşıldı.

Toplantıya İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı’nın yanı sıra Prof. Dr. Feride Tanık ve Türk Tabipler Birliği İkinci Başkanı Ali İhsan Ökten katıldı.

Raporu İzmir Tabip Odası adına, İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı açıkladı. Çamlı, İzmir'de hastaneler arasında en büyük hasarı Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi aldığını belirtirken, bazı Aile Sağlık Merkezleri'nin (ASM) hasar aldığını belirtti.

HES KODU KONTROLU MUTLAKA YAPILMADIR
Deprem sonrası oluşturulan geçici yerleşim yerlerinde HES kodu sorgulamasının yapılması gerektiğini söyleyen İzmir Tabi Odası Başkanı Lütfi Çamlı "Bayraklı 18, Bornova 3, Buca 1 ve Konak'ta 1 geçici barınma yeri mevcuttur. Başta geçici yerleşim alanları ve depremden etkilenen alanlar olmak üzere kalabalık oluşumun engellenmesi gerekli. Maske ve mesafe kuralının buralarda arttırılarak uygulanması gereklidir. Kişi başına yetecek şekilde güvenli içme suyu sağlanmalıdır. Bu bölgelerde birinci basamak sağlık hizmeti olmak üzere bunların sağlanması gereklidir. Geçici yerleşim yerlerinin alt yapı hizmetlerinin kesintisiz sağlanması gereklidir. Geçici yerleşim yerleri bir süre daha kullanımda olacaktır. Yaklaşık 60 bin kişinin bu yerlere ihtiyaç duyacağı, ancak gelecekte 30 bin kişinin bu geçici yerlerde ikamet edeceği gözlenmektedir. Kış ayları ile birlikte daha güvenli barınakların kullanılması gerekmektedir. Kişi başına 4 metrekarelik barınma alanının sağlanması gereklidir. Geçici yerleşim alanlarının çevresinin kapalı olması, giriş çıkışların kontrollü olunması önemlidir. Özellikle Aşık Veysel Rekreasyon alanında korkutucu görüntüler olmaktadır. İhtiyaçların alanda yaşayanların katılımlarıyla belirlenmesi önemli bir konudur. Gıda dağıtımının ayrılmış alanlarda yapılması ve maske mesafe kuralına uyulması önemlidir. İsteyen herkese malzeme dağıtımının önüne geçilmelidir. Malzemeler tek bir bölgede toplanıp sınıflandırılarak dağıtılmalıdır.  Geçici yerleşim yerlerinde yaşayanların mutlaka HES kodunun oluşturulması, kullandığı ilaçlar tespit edilmelidir. Geçici yerleşim alanlarında salgının yayılmasını sağlayacak toplu etkinliklerden uzak durulmalıdır. Bu yerleşim yerlerinde COVİD-19 testinin yapılması gereklidir. Psikososyal destek için STK'lar ile iş birliği yapılmalıdır" ifadelerini kullandı.

SEYFİ DEMİRSOY AĞIR HASARLI
Buca ilçesi sınırları içerisinde yer alan Seyfi Demirsoy Hastanesi'nin ağır hasarlı olduğuna dikkat çeken Çamlı; "En çok hasarın görüldüğü Bayraklı’da ilçe sağlık binası ağır hasarlıdır ve bilgisayarlar hasar gördüğü için önceki bilgilere ulaşılamadığı bilinmektedir. Buca'da 4, Güzelbahçe'de 1 Karabağlar'da 1, Karşıyaka'da 2, Konak'da 5 ASM binası hasarlıdır. Bu binaların hızlı bir şekilde denetleneceği tarafımıza bildirildi. Diş Hastanesi için ileri bir inceleme planlanmış, Buca Seyfi Demirsoy'da ağır hasar görmüştür. Buca'da yatan Kovid-19 hastaları Torbalı Hastanesi ve Türkan Özilhan Hastanesi’ne gönderilmiştir. Ege Üniversitesi'nde bazı hasarlar tespit edilmiştir, Dokuz Eylül’de ise herhangi bir hasar yoktur. Bozkaya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hizmete devamda bir sakınca görülmemiştir. Diğer hastanelerde ise hasar bildirimi yapılmamıştır" dedi.

EGE BÖLGESİNDE SALGIN YÜZDE 27 ARTTI
Son dönemde Ege Bölgesi’nde koronavirüs vakalarının yükselişe geçtiğini söyleyen Çamlı, "Deprem öncesi var olan bulaşıcı hastalıkların artması beklenen bir durumdur. Özellikle nüfus hareketleri, geçici yerleşim alanları, hijyen ekipmanlarının eksikliği bunda rol oynayan etkenlerdir. Koronavirüse ve mevsimsel grip artması beklenmektedir. Sağlık Bakanlığını verilerine göre Ege'de koronavirüs pozitif oranı yüzde 27, ülke genelinde yüzde 20  artmış durumda. 31 Ekim tarihinde İzmir'de test pozitif oranı yüzde 23.8 olarak kaydedilmiştir" dedi.

KAYIP KORONA VAKALARI
Deprem sonrası bazı vatandaşların evlerinden çıktığı için pozitif vakaların izinin kaybolduğuna dikkat çeken Çamlı; "Evi hasar gören ve evinde kalamayan vakaların başka yerlerde kalmasından kaynaklı olarak vakaların izinin kaybolması gözlenmiştir.6 pozitif vaka Buca ilçesindeki yurtlara ambulans ile yerleştirilmiştir. Geçici yerleşim alanlarındaki HES kodu kontrolü önem taşımaktadır. Deprem öncesi pozitif vakalar güvenle evde tutulabiliyorken, şimdi bir ailenin bir çadır içinde kalması gözlenmektedir. Bu da bulaşı arttıracaktır. İzmirli sağlıkçılar mücadelelerine devam edecektir ancak, vakalar ile daha fazla temas edeceğinden risk durumu daha da artmış durumdadır. Geçici yerlerinde toplu etkinliklerden uzak durulmalı, HES kodu mutlaka alınmalıdır. Geçici yerleşim yerlerinde COVİD-19 göz önünde bulundurularak her kişiye en az 4 metrekarelik alan ayrılmalıdır. Bayraklı’da 6 sağlık emekçisi hayatını yitirmiştir. Enkaz kaldırma çalışmalarında sağlık çalışanlarının 10 yakının cansız bedeni çıkartılmıştır. Yaklaşık olarak 3 sağlıkçının da enkaz altında olduğu düşünülmektedir. Sağlık çalışanları zaten ruhsal ve fiziksel olarak kırılgan bir dönemdeydiler. Yeni düzenleme ile izin haklarından mahrum bırakılmaları bu ruhsal çözüntüyü arttırmıştır. Pandemi döneminde yitirdikleri meslektaşlarının yanı sıra depremde de birçok meslektaşlarını kaybettiler. Yakınlarını bulamayanlar için mutlaka enkaz alanlarında başvuru alanları bulunmalıdır" dedi.

OLAĞANÜSTÜ BİR DÖNEME DENK GELDİ
Konuşma yapan Türk Tabipler Birliği İkinci Başkanı Ali İhsan Ökten ise depremin olağanüstü bir döneme denk geldiğini söyledi. Ötken; "Ne yazık ki bu topraklarda deprem hep oldu ve olmaya devam edecek. Ancak bizlerin bu depremlerden ders çıkarmamız lazım. Burada merkezi ve yerel iktidarlarda… Bu depremde de sorumluların en kısa sürede ortaya çıkartılması ve nedenleri tespit edilmelidir. Bundan sonrası için önemli olan devletin ilgili yapılarının ve sivil toplum kuruluşlarını ortak bir çalışma yapıp en azından bu süreçteki yaralı daha hızlı sarması oldukça önemlidir. Olağan üstü bir dönemdeydik pandemi nedeniyle ve bu deprem ile daha olağanüstü bir dönem haline geldi. Covid pandemisi şiddetini arttıracağını düşünürsek çok önemli bir konu.  Önümüzdeki şartları göz önünde alırsak, bu salgın daha da ağırlaşacaktır" ifadelerini kullandı.

TEST YAPILIYOR MU BİLMİYORUZ
Hastanelere götürülen depremzedelere test yapılıp yapılmadığını bilmediklerini söyleyen Çamlı; "Bu hastaların çoğu acil koşullarda hastanelere götürüldü ve COVİD taramasının yapılıp yapılmadığını bilmiyorum. 900'E yakın vatandaş hastaneye götürüldü ancak bunlara rutin bir tarama yapıldı mı bilmiyoruz. Ancak barınma merkezlerine COVİD numune çadırları kurulacağı söylendi. Burada izolasyonda olanlardan evleri yıkılanlar oldu. Bunların tespitinde zorluklar yaşanıyor. Kendilerinin beyanı olması durumunda bunların tespiti konusunda öneli bir adım olacaktır" dedi.

NEYE GÖRE HESAPLANDI BİLMİYORUZ
Getirilen grip aşısının yeterli olup olmadığı konusunda açıklama yapan Çamlı "İzmir Tabip Odası ve TTB bu konudaki kaygılarını dile getirdiler. Yaklaşan son baharda uyarılarda bulunuldu. Buna karşın 83 milyona 2 milyon doz aşı geldi. Öncelikle neye göre böyle bir doz hesaplandı bilmiyoruz. İngiltere 35 milyon doz isterken Türkiye'nin 2 milyon istemesinin gerekçelerini bilmiyoruz. Bu aşıların kronik rahatsızlığı olanlara yapılması gerekiyor ancak böyle toplu alanlarda yaşan kişilere mutlaka yapılması gerekiyor. Bu söylenmesi gereken bir doğru. Bunların karşılanması gerekiyor" dedi.