GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
29 Aralık 2021 Çarşamba 17:00

Deniz Poyraz’ın katili hakim karşısında... Mahkemeye 'arbede' engeli

HDP İzmir İl binasına düzenlenen saldırıda Deniz Poyraz’ın ölümüne sebebiyet verme suçundan yargılanan sanık Onur Gencer davasının ilk duruşmasında, mahkeme salonunda yaşanan arbede nedeniyle davanın 24 Ocak 2022 tarihine ertelenmesi kararı alındı.

Metehan UD/ EGEDESONSÖZ- HDP İzmir İl binasına saldırarak ve parti üyesi Deniz Poyraz’ın ölümüne sebep olma suçundan yargılanan sanık Onur Gencer'in davasının ilk duruşması bugün görüldü. İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma katılımın yoğun olmasından kaynaklı sosyal tesislerdeki 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin duruşma salonuna alındı.

Duruşmaya tutuklu sanık Onur Gencer, avukatı  Ahmet Can Gürlek, Deniz Poyraz’ın ailesi ve avukatları, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP İzmir Milletvekilileri HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP milletvekilleri, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık,  baro başkanları ve yöneticileri, çeşitli siyasi parti ve kitle örgütlerinin temsilcileri katıldı.

Duruşmaya katılan avukatların isim tespiti yapılırken sanık Onur Gencer tuvalete götürülmek istendi.  Bu sırada Deniz Poyraz’ın ailesi sanık Onur Gencer’in kendilerine gülerek baktığını dile getirdi ve sanığa tepki gösterdi. Salonda kısa süreli bir arbede yaşandı. Avukatların araya girmesi ile gerginlik sona erdildi.

Sanık Onur Gencer’in kimlik tespiti sırasında HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan “Bu katil Minbiç’te eğitim aldı. Minbiç’te kimlerle görüştü, kimlerle konuştu. Bunu sormalısınız” diyerek tepki gösterdi.

Duruşmada Deniz Poyraz’ın babası Abdülillah Poyraz ve annesi Fehime Poyraz, tercüman aracılığı ile sanık Onur Gencer’in cezalandırılmasını istediklerini ve davaya katılmak istediklerini ifade ettiler.

Salondaki bazı avukatlar, duruşmayı izleyen iki sivil polisin silahları ile salona girdiğini belirtti ve bu durumun mahkeme tutanağına geçmesini istedi. Avukatların talepleri üzerine iki polisin ismi tutanaklara geçildi. Sonrasında üzerinde silah bulunan polisler salondan dışarı çıkarıldı.

HDP’nin avukatlarından Avukat Türkan Aslan Ağaç, iddianamenin okunması talebi mahkeme tarafından kabul görülmedi. İddianameye dair söz alan Ağaç 28 Aralık'ta İstanbul’da HDP’nin Bahçelievler binasına yapılan saldırıyı hatırlatarak, “Dün gerçekleşen saldırı sıradan bir olay olarak görülemez. Saldırganın Onur Gencer’in eylemini selamlaması ve kendisine mesaj vermesidir,  organize ve planlıdır. Davadan bir gün önce yaşanan bu olay gerek mahkemenin gerekse bizlerin bu davanın çözümü konusunda daha sorumlu olduğumuz tüm çıplaklığıyla ortaya koymuştur” dedi.

Soruşturmanın yüzeysel yürütüldüğünü ileri süren Ağaç, “HDP il binası en merkezi yerdedir. Kamera ve mobese ile kayıt edilmektedir. Ayrıca çeşitli birimler tarafından gözetilmektedir. İş merkezinin önüne kurulan çadırın karakol olarak kullanıldığını hatırlatmak isterim. Kolluğun gözetimi ve denetimi altında olay yaşanmıştır. Deniz Poyraz’ın yaşam hakkını korumak için adım atılmamıştır. Sanık elini kolunu sallayarak içeri girmiştir. Yakalamak için hiçbir adım atılmamıştır” ifadelerini kullandı.

Ağaç şunları söyledi: “Kolluğun bağımsız ve tarafsızlığı koruyarak soruşturma yürütmediği görülmektedir. Bundan dolayı katil sanık kürsüsünde tek oturmaktadır. Şayet etkili bir soruşturma yürütülseydi katliamın arkasındaki kişilerin de sanık kürsüsünde olacaktı. Sadece sanığın sanık sandalyesinde oturmasını kabul etmiyoruz. Arkasındakilerin de burada olması gerek. Bu olay diğer siyasi cinayetler gibi kara leke olarak kalacaktır. Ama biz karar leke olarak kalmasını istemiyoruz. Birinci dereceden sorumlu olan kolluğun eksiklerini ortaya koymak zorundayız”.

Ağaç, “Burada örgütsel organize bir suç söz konusu. Savcılık suç örgütlerine ilişkin herhangi bir inceleme yapmıyor. Siyasi cinayetlerin tamamı devlet içine çöreklenmiş yapılar. Buna ilişkin hiçbir araştırma dosyaya girmemiş. Savcılık bunu elinin tersiyle itmiş. Bu ülke bu siyasi cinayetleri çok gördü. Bunu aydınlatma görevi sadece mahkemenin değil bu devletin sorumluluğundadır. Bu dosyada Savcılık hiçbir yorum yapmamış. Tek bir cümle kurmamış, bu organize işlenmiş bir siyasi cinayettir. Irkçı bir eylemdir. Ara kararınızda talimatla alınmasını istemişsiniz ancak tespit edilen kişilerin burada dinlenmesini önemli buluyoruz. Talimat yoluyla alınan ifadelerde bizim sorgulama hakkımızda elimizden alınmış oluyor” dedi ve 50 sayfalık okuduğu dilekçesini mahkemeye sundu.

Müşteki Av. İmdat Ataş ise, “Biz soruşturmaya dahil olduğumuz süreçten itibaren şunu ifade ettik; saldırgan bu eylemi tek başına gerçekleştirmedi, kontrgerilla faaliyeti ile eylemini gerçekleştirdi. Sanığın ifade tutanağında meczup olmadığı, tek başına hareket etmediği fark edilecektir. Bizim amacımız bu örtünün kaldırılması, bu çete yapılanmasının ortaya çıkarılmasıdır. Katliamdan sonraki sanığın ev aramasının kamera kaydı yok, sadece polisin tutanağı var. İl binasına girerken ki elindeki çanta tutanak altına alınmamıştır. Yüzeysel bir soruşturma yürütülmüştür. Mahkemenin bu süreç içerisinde yeni bir iddianame yazması belki gerekecektir” dedi.

Ataş şunları söyledi: “Sanığın 1 ay Suriye’de kaldığı kendi ifadesinde var, sosyal medyada silahlı görüntüleri de var. Döndükten sonra oradakilere görüşmeleri, asker vs. Komando Erhan diye kişinin araması var ama savcılık bunu soruşturmadı. Sanığın silah alımına dair kayıtları var ama araştırılmamış. Olay günü aranan kişiler araştırılmamış, silahı satın aldığı kişiden ifade alınmamış, olaydan bir gün önce arkadaşlarıyla vakit geçirmiş ama araştırılmamış, arkadaşlarıyla gittiği yerden kamera işlenmemiş, HTS kayıtlarına bakılmamış, İzmir içinde sayısız kere lüks otellerde kalmış yeterince araştırma yapılmamış, cihatçı gruplarla hareketine bakılmamıştır. Bunlar sadece gördüğümüzün bir kısmı. Yargılamanın seyri bakımından bunlar söylenmeli. Savcılıkça ve kollukça olay karartılmış. Organize bir şekilde delil karartma olduğu şüphesi içerisindeyiz. Saldırı esnasında ya da sonrasında kendi hesabında yer alan paylaşımların ve beğendi paylaşımlar silinmiştir. Gözaltında telefonu kendisinde değilken, sosyal medya hesabını kendisi kullanmıyorken bunu birilerinin yapmış olması lazım. Savcılıktan kimin yaptığına ilişkin araştırılmasını talep etmemize rağmen savcılık bunu yapmadı”.

Duruşmaya verilen aradan sonra mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Heyet, duruşmaya katılanların çokluğunu, duruşma salonunda arbede çıkmasından kaynaklı duruşma, 24 Ocak 2022 tarihine erteledi.

BARO BAŞKANI YÜCEL: MÜNFERİT BİR SALDIRI DEĞİLDİR
Duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapıldı. Açıklamada konuşan İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, “Özgürlüklere yönelmiş bir saldırıdır. Münferit bir saldırı değildir. Bu saldırı halkların arasına nefret dilini sokmaya çalışanlar anlayışın ürünüdür. Soruşturma sürecindeki tüm eksiklikler tek tek ortaya koydular. Katil aynı saldırganlığını duruşma salonunda da sürdürdü. Biz bu yargılamada arkadaki faillerin, o silahı o eline verenin onları yetiştirenin peşindeyiz. Bunu bulduğumuzda adaleti sağlayacağız. Mücadeleyi sürdüreceğiz" dedi.

NE OLMUŞTU?
17 Haziran 2021 günü Halkların Demokratik Partisi’nin İzmir İl Binasına saldırı gerçekleştiren Onur Gencer, o sırada binada yalnız bulunan parti üyesi Deniz Poyraz’ı tabancayla ateş ederek öldürdü. Silah sesleri üzerine olay yerine gelen polisler Gencer’i gözaltına aldı. Saldırıyı Amerikan yapımı olan, 'Ruger' marka 9 mm tabancayla gerçekleştiren ve şarjördeki 10 mermiyi de ateşleyen Gencer çıkarıldığı sulh ceza hakimliği tarafından tutuklandı.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede Gencer hakkında 'tasarlayarak kasten öldürme', 'iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme' ve 'siyasi partiler veya meslek kuruluşlarının kullanımında olan bina, tesis veya eşyaya zarar verme' suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu ve 7 yıla kadar hapis cezası istendi.

İddianamede, Onur Gencer'in 17 Haziran'da cinayeti işledikten sonra mesajlaşma uygulaması WhatsApp paylaşımlarında ve binadan çıkarken kullandığı ifadelerde suçunu itiraf ettiği belirtildi. Sanık Gencer’in saldırıyı yalnız işlediğinin ifade edildiği idddianamede sanığa 2016'da "anksiyete bozukluğu" ve "hafif depresif nöbet tanısı" teşhisi konulduğu da yer aldı.

HTS incelemesinde, 17 Haziran 2020-17 Haziran 2021 tarihleri arasında, olay yeri olan Şair Eşref Bulvarı bölgesinde, farklı tarihlerde sanığa ait toplamda 115 kez sinyalin tespit edildiği ve sanığın 24 kez belirtilen bölgeye gittiğinin belirlendiği iddianamede yer aldı.  

Gencer’in, HTS kayıtlarına takılan emniyet aramaları da iddianamede yer aldı. Gencer’in, ilk olarak saldırıdan  1 yıl önce 30 Haziran 2020’de filyasyon ekibinde görev yaparken Hatay Polis Karakolu’nu 2 kez aradığı belirlendi. Gencer’in, 25 emniyet aramasını ise Gaziemir İlçe Emniyet Müdürlüğü’yle yaptığı ortaya çıktı. İddianamede, Gencer’in aramalarının bir bölümü yivsiz av tüfeği ruhsatı almak için bir bölümünü ise saldırıda kullandığı tabancanın ruhsatıyla ilgili sorular sormak için olduğu belirtildi.