Diren ÇELİK/ EGEDESONSÖZ- DİSK (Devrimci İşçi Sendikası Konfederasyonları), Merkezi hükümetin belediyelerin taşınmazlarına, ipotek ve haciz koymasını; banka kredilerini onaylamamasını ve İller Bankası'ndan gelen payın yarı yarıya düşürülmesini protesto etmek amacıyla SGK İzmir İl Binası önünde basın açıklamasını yoğun katılımla gerçekleştirdi.
Türkiye’nin ekonomik ve siyasal olarak yıkım içerisinde olduğunu dile getiren Sarı, “Ekonomik kriz ile birlikte enflasyon her geçen gün artarken, işçilerin alım gücü azaldı, gelir dağılımı bozuldu, yoksulluk arttı, yaşam koşulları ağırlaştı. Hayat pahalılığı karşısında her gün yoksullaşan işçiler, en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale geldiler. Kamu hizmetleri, özelde de belediye hizmetleri hem toplumun temel taşlarıdır hem de iş kolumuzda çalışan işçilerin istihdam alanıdır. Bu yüzden belediyelere uygulanan taraflı ya da tarafsız davranışlar doğrudan bizi ve üyelerimizi ilgilendirmektedir” ifadelerini kullandı.
'MAAŞLAR ÖDENMEYECEK DURUMDA'
Sarı, yerel yönetimlerin özel bir durumları söz konusu değilse, herhangi bir kaynakları olmadığını hatırlatarak, “Gelirleri İller Bankası payı, emlak vergisi, katı atık vergisi gibi ödemeleridir. Artık vatandaş emlak vergisini ödemekten imtina etmektedir; çünkü emlak vergisine sürekli af getirilmektedir. Bu durumda belediyeler en büyük gelirlerinden birisi olan emlak vergisi gelirlerinden mahrum kalmaktadır. Ayrıca İller Bankası payı ile hem işçi maaşları hem de belediyelerin hizmetleri için gönderilen iller bankası payı, merkezi hükümet tarafından göndermesi gereken miktarı kesintiye uğratılarak gönderiliyor. Bu durumda geliri olmayan belediyeler işçi maaşlarını ödeyemeyecek duruma gelmişlerdir” açıklamasını yaptı.
'YANDAŞ BELEDİYE OLSA BÖYLE OLUR MU?'
SGK ve vergi borçları nedeniyle bazı belediyelerin borçları kadar, bazı belediyelerin tüm mal varlıklarına ipotek konulduğuna dikkat çeken Sarı, “Bu durum yasal değildir, çünkü SGK ve vergi borcu ne kadarsa bir kurumun o tutar kadar mal varlığına ipotek ve haciz konulması gerekmektedir. Ancak muhalif eşi benzeri görülmemiş bir şekilde tüm taşınmazlara ihtiyati tedbir kararı konulmuş, muhalif belediyelerde sadece SGK ve vergi borcu kadar belediye taşınmazına ya da hesabına haciz konulmuştur. Bu durum sadece muhalif Belediyelerde mi gerçekleşmektedir, yoksa bu uygulama iktidara yakın belediyelerde de uygulanmakta mıdır? Zira geçmişten hepimizin tanık olduğu iktidar partisinin aldığı belediyelerden bir tanesi olan Ankara Büyükşehir Belediyesi’ ne her türlü kolaylık sağlanmış, hatta yasa çıkartılarak vergi borçları silinmiştir. Aynı şekilde Aliağa Belediyesi’nde Bergama Belediyesi’nde cami, okul gibi kamu yararına olan yerler vergi borçlarına sayılarak devredilmekte, aynı şekilde muhalif belediyelerin talebine cevap verilmemektedir. Şimdi sorarız yandaş bir belediyede çalışan işçiler olsak bu başımıza gelecek miydi?”dedi
Sarı açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
"22 yıldır yanlış politika sonucu, gelir eşitsizliği, yüksek enflasyon, fahiş faturalar, açlık sınırının altında sefalet ücretleri ile işçinin, emekçinin, emeklinin yani kendinden olmayan herkesin insanca yaşamasını olanaksız hale getiren siyasi iktidar, doğuda kayyumlarla belediyeleri halka hizmet edemez hale getirirken, batıda da ipotek ve haciz koyarak maaş ödeyemeyen, iş üretemeyen bir belediye yaratarak; işçiyle belediyeyi, belediyeyle halkı karşı karşıya getirmektedir. Belediyelere iller bankasından gelen payı düşürmek yerine, bu payı kamu yararına kullanacak olan belediyelere enflasyon oranında arttırarak gönderin. Bankaların belediyelerin talepleri doğrultusunda kredi onayı vermesinin önündeki engelleri kaldırın. İktidar Belediyelerine ve yandaş çetelere yaptığınız gibi sizden olsun olmasın tüm belediyelerin, ya vergi ve SGK borçlarını silin ya da mal varlıklarına, belediye hesaplarına sadece borçları kadar ipotek koyun, tüm mal varlıklarının üzerinden ihtiyati tedbir kararını kaldırın”