GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
31 Ekim 2022 Pazartesi 14:55

DEÜ'de deprem çalıştayı... İzmir'de neler yapıldı?

İzmir Deprem Çalıştayı’nda konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı Çataklı, büyük yıkımın ardından İzmir’e 128 milyon lira nakdi yardım yapıldığını belirtti. Çataklı, İl Afet Risk Azaltma Planı kapsamında ise İzmir için toplam 227 eylem belirlendiğini ve bunun 71’inin tamamlandığını açıkladı.

Dokuz Eylül Üniversite (DEÜ) tarafından 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen İzmir Depremi’nin 2’nci yıldönümü dolayısıyla hazırlanan ‘İzmir Deprem Çalıştayı – İZDEP’22’, Sabancı Kültür Sarayı’nda gerçekleşti.

Çalıştaya; İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, AFAD Başkanı Vali Yunus Sezer, DEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Uğur Malayoğlu, DEÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, öğretim üyeleri ve kurum yetkilileri katıldı. TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ise çalıştaya çevrimiçi olarak katıldı. Tüm gün sürecek olan çalıştayda, İzmir’in depremselliği, deprem mühendisliği, afet yönetimi ve kentsel dönüşüm çalışmalarının güncel sonuçları kamuoyu ile paylaşılacak. Çalıştaydan elde edilen verileri göre ‘İzmir Deprem Çalıştayı Sonuç Bildirisi’ hazırlanacak.

128 MİLYON LİRA NAKDİ YARDIM
Etkinlikte konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, yaşanan büyük yıkımın ardından İzmir’e 128 milyon lira nakdi yardım yapıldığını dile getirerek, “Ülkemizin afet gerçeğine karşı desteklerinizi hissetmekten duyduğumuz memnuniyeti ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum. İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun da teşekkürlerini ve başarı dileklerini iletmek isterim. 2 yıl önce bir başparmağa tutunan minik bir el fotoğrafı bize hem acıyı hem sorumluluklarımızı hem de umudu anlattı. İzmir depremi bir yönüyle üzüntü bir yönüyle ikaz bir yönüyle muhasebe ve bir yönüyle rehber oldu. 117 vatandaşımızı kaybettik, hepsine Allah rahmet eylesin hepsi birer candı. Hem hayalleri hem sevdikleri hem de onları sevenler vardı. 1032 vatandaşımız yaralandı. 8 bina ilk anda yıkıldı 730 bina ağır hasar aldı. İçlerinde hatıralar anılar vardı. 107 vatandaşı enkazdan sağ olarak kurtardık ama travmaları ömürleri boyunca onları takip edecek belleklerinde kaldı. 2020 yılı afetler açısından zorlu bir yıldı. İzmir depremi bize ayna tuttu. Koca bir yarımadayı es geçip en büyük etkiyi Bayraklı’da yaptı ve bize zeminin ne demek olduğunu ve yapı stoku kalitesinin ne anlama geldiğini de anlattı. O dönemde 2 bin 151’i arama kurtarma personeli olmak üzere 10 bin 863 personelle afete müdahale ettik. 128 milyon lira nakdi yardım yapıldı. İzmir depremi 6,6 büyüklüğünde bir depremdi sınırlı bir yıkıma sebep oldu ama bize aslında nelerin olabileceğini de gösterdi” dedi.

227 EYLEMİN 71’İ TAMAMLANDI
Yapılan tüm çalışmaların temelinde depremle yaşamayı öğrenmek olduğunu söyleyen Çataklı, AFAD Planlama ve Risk Azaltma Dairesi tarafından oluşturulan İl Afet Risk Azaltma Planı kapsamında yapılanlar hakkında şu bilgileri verdi: “Yer kabuğu hareketinin tamamen durması gibi bir şey söz konusu değil. O yüzden tüm çabamızın temelinde depremle yaşamayı öğretmek var. Bunun için de risk analizi, yıkılmayan şehirler inşa etmek, deprem bilincini yükseltmek var. Dünyada bunu çok iyi yapan örnekler var. Diğer ülkelerin de yaptığı gibi depremi hayatın bir gerçeği olarak kabul etmek gibi bir zorunluluğumuz var. Sadece binaları depreme dayanıklı yapmakla yetinmiyorlar sık sık tatbikatlar yapıyorlar, çalıştay yapıyorlar, uzmanlar yetiştiriyorlar. Çünkü mesela sadece can kaybı değil eğer öyle olsaydı sadece sağlam konutlar yapar bu işi çözerdik. 81 il için risk azaltma planları hazırlandı, çok ciddi bir çalışma. Sağlıklı bir işbirliği ile üniversitelerimizle çalışarak hazırlandı. İzmir için toplam 227 eylem belirlendi, bunun 71 adedi tamamlandı, 132’sinin de çalışmaları devam ediyor. Türkiye bugün dünyada birçok alanda itibar gören afetleri başarıyla yönetebilen kapasiteye ulaştı. Bunu arttırmaya da devam ediyoruz. Bu çalıştay ve bunun gibi etkinlikler afet anında yaptığınız çok şeyden daha kıymetli. Bu toplumun depremle yaşama kültürünü yukarıya taşıyabilmek ve sizlerin temsil ettiği alanlar bunun çok önemli yapı taşlarından bir tanesi. Kentsel dönüşümün inanılmaz önemli olduğunu da bu vesileyle ifade etmek istiyorum. bu çalışmaların çok ölçülebilir olmadığının da farkındayız ama genel itibariyle bu çalışmaları sonuca inanılmaz katkısı var.”

DÖNÜM NOKTASI OLDU
İzmir depreminin bir dönüm ve dönüşüm süreci olduğunu vurgulayan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, “Bu önemli etkinliğin çok kıymetli olduğunu biliyorum. Biz özellikle deprem ülkesi olarak yaşayan bir coğrafyadayız aynı zaman AFD sayesinde bu süreçlerin üstesinden gelme noktasında dünyaya örnek olacak başarılarımız var. Biz bu yaşadığımız süreçlerden afetin olmaması için veya olmasına yönelik süreçlerde hazırlıklı olmak için nelerin yapılması noktasında bilim ve yenilik odağına inanıyoruz. İzmir depremi bizim için önemli bir dönüm ve dönüşüm noktası oldu. TÜBİTAK olarak bizim değişik zamanlarda vermiş olduğumuz araştırma odaklı destekler var. İzmir depremi sonrasında geleceğe farklı bakmamız gerektiği noktasında mutabakat sağladık. Güçlerimizi birleştirme noktasında neler yapabilirizi ayrıntılı görüştük. Kendi araştırma demimiz teknolojimiz ve güç birliğimiz ile Deprem Platformumuz daha önce bilinmeyen fayların uzantılarının tespit edilmesinde önemli görevler üstlendi. İlk milli bilimsel araştırma projemizi Deprem Platformumuz gerçekleştirdi. Kuşadası Körfezi’nde 1300 kilometrelik alan taraması yapıldı. Kasım ayı içerisinde tüm bunları kamuoyu ile paylaşmış olacağız. Deprem araştırmalarımızda sadece fen ve mühendislik bilimleri noktasında değil sosyal ve beşeri bilimlerin etkileşimleri olmuştur. Bu toplantıyı gerçekten çok kıymetli buluyoruz. Bu coğrafyada bu gerçekle yaşamak zorundaysak öncesinde gerekli bilimsel temelli çözümlerle buna daha hazırlıklı olmamız gereken noktada üzerimize düşeni yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı.

YILDA 20-30 BİN ARASI DEPREM ÖLÇÜMÜ
Türkiye’nin depremselliğine dair güncel veriler paylaşan AFAD Başkanı Vali Yunus Sezer, “Deprem dolayısıyla hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyorum. 2 yıl geçmesine rağmen hala daha her an o duygularımız yeniden tazeleniyor. Yeniden hayatını kaybedenleri hatırlıyoruz. Gidenler var fakat bir şekilde hayatta kalanlar hayatına devam edenler o acıyla devam ediyorlar. Bir taraftan da depremin Türkiye’nin bir gerçeği olduğunu hatırlama imkanımız bu vesile ile oluşmaktadır. Sisam Depremi’nde 117 vatandaşımız hayatını kaybetti. Gerçekten de boyutlarına baktığımız zaman bütün ülkeyi derinden etkileyen bir deprem. Türkiye’de yıllık 20 bin ila 30 bin arasında deprem ölçümü yapılıyor. 1900 ile 2022 yılları arasında ülkemizde ve yakınlarında 4 ile 4 üzeri yaklaşık 15 bin deprem meydana gelmiş, 86 binden fazla insanımız hayatını kaybetmiş ve 1 milyona yakın binamız hasar görmüş. Her yıl can ve mal kaybına neden olan ortalama 2 depremle karşı karşıya kalıyoruz. 2021 yılında büyüklükleri 0,6 ve 6,3 arasında değişen 23 bin 753 deprem kaydettik. 10 yıllık ortalamada deprem sayımız 25 bin 978. İzmir özelinde baktığımız zaman diri fay hatlarının olduğu bir bölge. Son 20 yılda büyüklükleri 0,6 ila 6,6 arasında değişen 33 bin 203 deprem tespit edilmiş durumda. Marmara depremi Türkiye açısından dönüm noktası oldu ve tüm kapasitemizi yeniden gözden geçirerek dizayn etme imkanı bulduk. 2017 yılında Kos adası ve 2020 Sisam Depremi, tsunami tehlikesini de hatırlattı.  Tsunami tehlike haritasının oluşturulması ve bu konuda çalışmalar yapılması da önemli adımlardır. Bir afet meydana geldiği zaman keşke dememek üzerinedir tüm çalışmalarımız. Türkiye’nin dünyada en etkili olduğu konulardan biri kriz anlarında müdahale... Fakat son 3 yıldır önemli bir adım attık. Türkiye il risk azaltma planlarını tamamladık, tüm illerimizde var. Bizim artık risk azaltmayla ilgili de bir planımız var. Riski ne kadar azaltırsak afet zamanında kayıpları da o kadar azaltmış oluruz. 582 bin gönüllümüz ve akredite ettiğimiz 63 tane sivil toplum kuruluşumuz var. Afetlerle karşılaştığımızda hazırlıklı olmak adına gerekli tüm adımları birlikte atmayı temenni ediyoruz” diye konuştu.

HEPİMİZİ DERİNDEN ETKİLEDİ
Etkinliğe katılan herkese teşekkür ederek sözlerine başlayan DEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Uğur Malayoğlu, “Depremin ardından ortaya çıkan acı tablo hepimizi derinden etkiledi. Kentimizin depreme ne kadar hazırlıksız olduğunu gördük. Enkaz altında kalan canlarımızın aramızdan ayrılmasına kahrolduk, evlerini kaybedenlere üzüldük. Şehri kaplayan toz ve duman arasında beton ve çelik yığınları ortaya çıktığında durumun vahameti ortaya çıktı. Devletimiz gerçekten çok hızlı refleks gösterdi. Çalışmalara kamu kurumları yerel yönetimler ve vatandaşlar da destek verdi. Yaralıların tedavisinden depremzedelerin ihtiyaçlarının giderilmesine kadar tüm süreç titizlikle yürütüldü. Tüm imkanlar İzmir için seferber edildi. Araçlarımızı ve arkadaşlarımızı arama kurtarma çalışmaları için hazır ettik. Bu felaket önlemez miydi sorusu hep aklımızdaydı. Gölcük depreminin ardından da benzer bir soruyu kendimize sormuştuk. Araştırma üniversite olarak depremin ardından çalışmalarımıza ara verdik. Eylem planlarının hazırlanması için girişimlerde bulunduk. Deprem bir taraftan dünyanın iç kuvvetlerinin bir hareketidir diğer taraftan insan hatası ile afete dönüşen bir gerçektir. Bu yüzden eğitim faaliyetlerine ve bilimsel bulgulara önem vermeliyiz” açıklamasını yaptı.