GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
20 Eylül 2023 Çarşamba 16:41

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'dan İZTO'da mesaj seli: İzmir, Türkiye yüzyılının öncü illerinden biri olacak

İzmir İş Dünyası Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İzmir'e yapılan ve yapılacak yatırımlar konusunda açıklamalarda bulundu. Yılmaz, "İzmir, Türkiye yüzyılının öncü illerinden biri olacak" deid.

Diren ÇELİK/EGEDESONSÖZ- Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İzmir Ticaret Odasında düzenlenen İzmir İş Dünyası ile İstişare Toplantısı'nda konuştu.

AZERBAYCAN BAYRAĞI DALGALANACAK
Konuşmasına başlamadan önce Karadağ’daki gelişmelere değinen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Güzel İzmir’de yaptığımız toplantıya geçmeden önce Azerbaycan ile değerlendirme yapmak isterim. Azerbaycan-Karabağ’da anti terör operasyonu başlatmıştır. Azerbaycan toprak bütünlüğünü koruma yönünde attığı adımları destekliyoruz. Karabağ’ın her köşesinde Azerbaycan bayrağı dalgalanacaktır. Kafkaslarda terörün olmadığı, barış ve istikrarın tesis edildiği bir ortam herkesin menfaatinedir. Bu bölgenin karıştırılması ancak bölge dışı güçlere hizmet eder. Bu bölgede yaşayan tüm devletlerin barışı birlikte tesis etmesini temenni ediyorum” dedi.

‘PANDEMİNİN EN DERİN ETKİLERİNDE BİLE BÜYÜDÜK’
Türkiye ekonomisinin 20 yılda 5,5 büyüdüğünü kaydeden Yılmaz,”İstiklalimizin tapusu İzmir’de bulunmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Pek çok ülke krizlerin yol açtığı ateş çemberinden geçerken biz gece gündüz çalışıyoruz. Katılımcı anlayışla harekete diyoruz. Türkiye’nin uluslararası konumunu yükseltmek çerçevesinde son 21 yılda pek çok çalışmaya imza attık. Pek çok çalkantıya rağmen Türkiye’nin kişi başı geliri 3 kat arttı. 2002 yılından 328 milyon dolar olan milli gelirimiz 900 milyar dolar seviyesini aşmıştır. 1 trilyon doları aşmış durumdayız. Yılsonunda da 1,1 trilyonda milli gelirimizi kapatmayı temenni ediyoruz. Bu sene 12 bin doları aşan kişi başı geliri hep birlikte yılsonunda göreceğiz. Türkiye ekonomi son 20 yılda yıllık ortalama 5,5 büyüme kaydetmiştir. 20 yıl gibi uzun süreçlerde baktığınızda bir puan bile çok kıymetlidir. Ancak son dönelerde küresel tedarik sorunu nedeniyle enerji ve gıda fiyatlarında yaşanan şoklar tüm dünyayı etkiledi. Son 3 yılda dünya ekonomisinde çok hızlı büyüdük, 2020-2022 döneminde dünya ekonomisi yıllık yüzde 2 itibariyle büyüme kaydetti, Türkiye ekonomisi yüzde 6 büyüme kaydetti. Dünyanın hali hiç iyi değil. Türkiye ekonomisi büyümesini devam ettiriyor, 13 yıldır kesintisiz büyüyoruz. Pandeminin en derin etkilerinde bile büyüme kaydettik” ifadelerine yer verdi.

MAYIS SEÇİMLERİYLE BİRLİKTE SİYASİ BELİRSİZLİKLER ORTADAN KALKMIŞTIR
Ekonomide yaşanan olumsuzlukların nedenine değinen Yılmaz,  “Büyük deprem felaketi yaşadık, ciddi etkileri söz konusu. 104 milyar dolarlık maliyetten bahsediyoruz. Böyle büyük bir felakete rağmen 2023 yılının ilk 6 ayında yüzde 3,9 büyüme kaydettik. Yıl ortalamasında yüzde 4,4 ile kapatmayı planlıyoruz. Yılın ikinci yarısında istihdam artışının da devam ettiğini görüyoruz. Depreme rağmen yılın ilk 6 ayında istihdamda 310 bin ilave artış sağladık. İhracatta turizm gelirlerinde birçok alanda önemli mesafeler aldık. Ancak enflasyon olumsuzluğunu yaşıyoruz. Halkımızın da en temel gündemi olan dünyada da var bizde daha yüksek oranda enflasyon sorunu ile karşı karşıyayız. Bununla ilgili gerekli adımları atıyoruz. Daha olumlu perspektif oluşturma gayreti içindeyiz. Mayıs seçimleriyle birlikte siyasi belirsizlikler ortadan kalkmıştır. Ekonominin en büyük düşmanı belirsizliktir. Belirsizlik varsa ekonomi gelişmez. Bunun siyasi tarafı seçimler. Mayıs ayında yaptığımız seçimlerle siyasi belirsizlikler ortada kalktı” dedi.

OVP, 3 YILLIK BİR YOL HARİTASI
Hükümet tarafından duyurulan Orta Vadeli Program’ın (OVP) yol haritasını aktaran Yılmaz, “3 yıllık yol haritası niteliğinde orta vadeli program. 2024-2026 dönemini kapsayan bir program, bu programda 4 amaç, 3 tane de araç belirledik. Afetin yaralarını sarmak, enflasyonda yeniden tek haneli rakamlara ulaşmak, büyüme ve istihdam artışını devam ettirmek, kalıcı sosyal refahı güçlendirmek. Bu 4 temel amacımız. Sadece bu sene merkezi bütçemizden deprem harcamaları için ayırdığımız ödenek 762 milyar TL ödenek ayırdık. Bu bütçemiz açısından çok önemli. Bütçe harcamalarını ikiye ayırmak mümkün. Bir tek seferlik harcamalar bir de her yıl yapılanlar. Deprem harcamaları tek seferlik harcamalardır ve yapısal bozulmalara yol açmazlar. Bütçe disiplinini elden bırakmadan yolumuza devam edeceğiz. Tek haneli enflasyon konusunda Merkez Bankamızın politikaları ile programımızı hayata geçireceğiz. Bu yıl gerek kurdaki hareketlilik gerek bütçe açığını azaltmaya yönelik aldığımız önlemler geçici şekilde enflasyonda yükselişe neden oldu. Bunun geçiş süreci olduğunu düşünüyoruz. Bir miktar yükselecek yıl sonunuz yüzde 65’e güncelledik tahminimizi. 2026’da yüzde 8,5 gibi tek haneli rakamlara ulaşacağımızı düşünüyoruz. Bütün bunları nasıl başaracaksınız gibi makul soru olabilir. Büyümenin düzeyinde düşüş var ama onun ötesinde büyümenin kompozisyon dediğimiz şey önemli. Tüketim ağırlıklı bir büyüme yaparsanız cari açık artar. İhracat ağırlıklı yaparsanız size katkı sunar. Büyümenin bileşenleri bu dönemde farklılaşmış durumda. Kitaplarda yazdığı gibi olmuyor hayat. Güven ve istikrar ortamında her ikisi gerçekleşebiliyor. Bunu sağladığınızda yurtdışından kaynak girişleriyle birlikte farklı etkiler oluşturabiliyorsunuz. Cari açığı tamamen kaldırmayı elbette öngörüyoruz bunun şartı katma değeri daha yüksek bir ekonomi ve daha ihracat odaklı bir yapılanma. Koyduğumuz hedeflerin içeride ve dışarı takdir edilmesini mutlulukla izliyoruz. Bu programı önemli olan hayata geçirmemiz. Bu anlamda 3 nokta önemli. Birincisi hiçbir program arkasında siyasi destek yoksa anlamı yoktur. Güçlü bir siyasi irade varsa anlamı vardır. Orta vadeli programı bizzat cumhurbaşkanımızın ilan etmesi ve paylaşırken tam ve güçlü ifade ortaya koyması bu programın en önemli unsurudur. İkinci unsur sosyal destek. Değişik toplumsal kesimlerin desteği olmadan da bir programı sürdüremezsiniz. Orta vadeli programa ciddi sahiplenme oldu. Katılımcı yöntemle tüm kesimlerle görüşerek hazırladık bu da sahiplenmeyi getirdi. Üçüncü unsur uygulama açısından programda bir ekimiz var. Her bir eylem sistematik içinde ortaya konup 3 ayda bir raporlanacak. Kendi içinde izleme sistemi ile programın hayata geçmesi noktasında çalışacağız. İnşallah programımız ülkemizin büyümesine, kalkınmasına, dünyanın zorlu döneminde sıralamada yerini değiştirecek hamle yapmasına vesile olur. Türkiye yüzyılını bu program ve reformlarla gerçekleştireceğiz.

İZMİR ÖNEMLİ İHRACAT MERKEZİ HALİNE GELDİ
Açıklamalarının devamında İzmir ile ilgili yatırımların bilgisini iş dünyasına aktaran Yılmaz, “Cumhuriyetin ekonomi alanında en önemli girişimi olan İzmir iktisat kongresinin İzmir’de ilk kez toplanması bir tesadüf değil. Bu bölgenin potansiyeli olduğunu gösteren çok önemli bir olay. Gelişmiş ulaştırma altyapısı ve coğrafi konumunun verdiği avantajlarla, İzmir tarihin her döneminde Avrupa ve Akdeniz’in önemli ticaret merkezlerinden biri olmuştur. Önemli bir ihracat üssü haline geldiğini biliyoruz, turizm alanında da büyük bir potansiyeli olduğunu biliyoruz. İzmir, Türkiye yüzyılının öncü illerinden biri olmak konumundadır. Son 21 yılda İzmir’e toplam 227 milyar 512 milyon liralık yatırım yaptık. Ulaşıma ciddi yatırım yapıldı. İzmir İstanbul otoyolu tek başına değerlendirilmeye değer. İstanbul-İzmir arası 3 saate indi bunun karbon salınımından ticarete zaman varıncaya kadar etkilerini raporlamak gerekir. İzmir bir liman şehri ve limanlar İzmir için çok kıymetli. Kuzey Ege-Çandarlı limanının altyapısı tamamlandı üst yapıda yapılacak çok iş var. Alsancak limanında çeşitli projeler var. Limanları bütünlük içinde planlamamız lazım. İzmir’in ekonomisini Ege’nin ekonomisiyle bütünleştirmemiz lazım. Dünyadaki yeni stratejik hamlelerle İzmir’in planlamasını ilişkilendirmemiz lazım. Sağlık alanında 1921 yatak kapasiteli 16 hastane inşa ettik. Şu anda 2060 yatak kapasiteli Bayraklı Şehir Hastanesi’nin yapımı sürüyor ve kısa zamanda da tamamlanacak. İzmir bu şekilde sağlık alanında farklı bir lige çıkmış olacak. Sağlık turizmi yetmez, sağlık endüstrilerinde de gelişme sağlaması gerekir. Kamunun alım gücünü daha fazla devreye sokarak benzer hamle yapılması mukadderdir” şeklinde konuştu.

KRİZ YÖNETMEK İSTEMİYORSAK RİSKLERİ YÖNETECEĞİZ
İzmir’de  yaşanan deprem felaketine de değinen Yılmaz, risklerin yönetilmesi gerektiğini vurguladı. Yılmaz son olarak şunları aktardı:

“İzmir’e mutlaka risklerini azaltıcı şekilde bakmamız lazım. Risk analizlerini afetlere karşı güçlü yapmamız lazım. Kriz yönetmek istemiyorsak riskleri yöneteceğiz. Bunu yapmıyorsak hesabını topluma mutlaka vermemiz lazım. Toplumun da hesabını ilgililerden sormamız lazım. İzmir aynı zamanda bir tarım kenti. Tarım ve gıda sektörü bir kat daha önemli hale geldi. Buraya ne yapsak azdır. Tarım konusunda yapacağımız çok iş var. Türkiye yüzyılı aynı zamanda İzmir’in yüzyılı olacak. Hep birlikte inşa edeceğimiz bir yüz yıl olacak”