GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
9 Eylül 2022 Cuma 15:15

Cumhur İttifakı'ndan '9 Eylül' buluşması... Törende Soyer'e eleştiri yağmuru!

İzmir'in kurtuluşu kapsamında Cumhuriyet Meydanı'na çelenk koyan AK Parti İzmir İl Başkanlığı ve Milliyetçi Hareket Partisi İzmir İl Başkanlığı tören sonrası açıklamalarda bulundu. Cumhuriyet Halk Partisi ve 'barış' sloganı üzerinden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'i hedef alan Cumhur İttifakı üyeleri çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - 9 Eylül İzmir’in Kurtuluşunun 100. yılı kapsamında siyasi partilerin etkinlikleri hız kesmeden devam ediyor. Öğle saatlerinde Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Örgütü’nün alternatif tören düzenlemesi sonrası Cumhuriyet Meydanı’nda bu kez de AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi ortak bir tören düzenledi.

AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli ve Milliyetçi Hareket Partisi İzmir İl Başkanı Veysel Şahin başkanlığında il teşkilatları Cumhuriyet Meydanı’na gelirken, Atatürk Anıtı’na çelenk koydu. Cumhur İttifakı çelenk töreninin ardından açıklamalarda bulundu.

SÜREKLİ: SÖZDE BARIŞ MESAJLARI VERMEK GAFLETTİR
Çelenk koyma töreni sonrası konuşan AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, “Bugün İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yıldönümü… Ama sadece İzmir’in kurtulmasının çok ötesinde bir anlamı var… Bunu anlamamakta direnenler için bir kez daha tekrar edelim… Milli Kurtuluş Mücadelemizin amacına, ruhuna ve gerçeklerine gölge düşürenler; zafere, barış diyenler iyi dinlesin… 9 Eylül 1922 ne ifade ediyor hatırlatalım… 9 Eylül; Türk Milleti’nin tüm ruh ve bağımsızlık şuuruyla verdiği kurtuluş mücadelesinin son durağıdır… Kahraman Türk Ordusu’nun, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Başkomutanlığında İzmir’in düşman işgaliyle başlayan bir hürriyet mücadelesinin, bir kurtuluş hikâyesinin vuslatıdır. Zafer günüdür! 9 Eylül; Yokluk içinde, kağnıyla taşıdığı cephaneyi ıslanmasın diyerek bebeğinin örtüsüyle örten anaların zafer günüdür! Hayvan yetişmediğinde, karda kışta kendisini kağnılara koşan Türk milletinin eseridir. 9 Eylül; bu milletin, vatanını ve mukaddesatını canı pahasına savunduğu ve bugüne taşıdığı; Şark meselesinin, batının ihtirasıyla çözülemeyeceğini dünyaya gösteren olağanüstü bir tarihtir. Bu tarihi özümseyerek anmanın ve kutlamanın sorumluluğu da büyüktür… Çünkü bu tarih, ellerinde oyuncak etmek istedikleri Türk Milleti’nin teslim olmadığı; yağmalanarak sömürülmek istenen vatan topraklarının teslim edilmediği bir savaşın zafer vesikasıdır. 9 Eylül için ‘Barışın 2. yüzyılı’ diyenler; O gün, topraklarımızdan söküp attığımız düşmanın kin ve nefretini ne kadar diri tuttuğunu göremeyenlerdir. Uluslararası anlaşmaları, hukuku dahi yok sayarak; tehditkâr tutumlarını saklambaç oynar gibi sergileyenleri görmezden gelenlerdir. Bugün Yunanistan’ın tavrı budur. 9 Eylül’de bu fotoğrafı yok sayarak, sözde barış mesajları vermek gaflettir” dedi.

ANA MUHALEFET; BU DİPLOMASİYİ, DİK DURUŞU BENİMSEMEDİĞİ GİBİ…
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i de eleştiren Sürekli ,“İzmir’de Kadifekale şehitliğinde, Anadolu’nun dört bir yanında toprağın altında, başında bir taşı olmadan yatan şehitlerimizin kemiklerini sızlatan bu zihniyeti kabul etmiyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanı şehrin reklam alanlarına barış yazarken, Yunanistan’ın silahlı kuvvetler üzerinden sergilediği asıl amacını bilmiyor olmasına da inanmıyoruz.  Bu günün anlamı dolayısıyla bir kez daha söylüyoruz: Vatan topraklarımızı; tüm haklı kazanımlarımızı ve menfaatlerimizi tehdit eden söylem ve eylemleri kabul etmemiz yahut sessiz kalmamız mümkün değildir. Meseleyi, müttefiklik ve dostluk yörüngesine çekerek kendi gemisi yürütmek isteyenlere de izin vermeyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bağımsız ve güçlüdür; yurduna alçakları uğratmayacak kadar da kararlıdır. Atatürk’ün “ Ya istiklâl ya ölüm!” çağrısı; yeri ve zamanı geldiğinde mahiyetini ve ruhunu asla kaybetmeyecek bir çağrıdır. Bugün de, ‘Bir gece ansızın gelebiliriz!’ diyorsak; karşımızdakinin bitmek tükenmek bilmeyen hırs ve düşmanlığındandır. Tarihle sabit kininden; yine, yeni, yeniden aba altından sopa gösterme cüretindendir. Bugüne kadar bir gece ansızın gittiğimiz yerler de bölünmez bütünlüğümüze gözlerini dikenlerin yarattığı terör ağıllarıdır.  Ana muhalefet; bu diplomasiyi, dik duruşu benimsemediği gibi; karşı saftan yana bir tavır ortaya koymaktadır. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Şiddetle reddediyoruz ve esefle karşılıyoruz. Bunu yüce milletimizin takdirine bırakıyoruz. Hiçbir kuvvet; bizim olana gözünü dikemez… Tehdit edemez; elini uzatamaz… En önemlisi, hiç kimse; hangi şartta ve tarihte olursa olsun; milli mücadelenin ve milli iradenin karşısına dikilemez. Herkes bunu böylece bilsin… Anlamamakta direnenler de 9 Eylül’ün 100. yılını kutladığımız bugün, elini vicdanına koyarak tarihe bir kez daha baksın… İzmir o ruhu ciğerlerine kadar yaşıyor… Evet, İzmir; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, düşman da olsa bir milletin bayrağını çiğnetmediği şehirdir ve yine İzmir, aynı zamanda milletimizin o düşmanın cenderesinden kurtulduğu, vatan topraklarını sömürge yapmak isteyenlere son sözü söylemenin onurunu da taşıyan şehirdir. 15 Mayıs sabahı İzmir’i işgal edip kordon boyundan rıhtıma çıkan Yunan Kuvvetlerine ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsin’in; ‘Yaşasın Zito Venizelos’ diye bağırmadığı için şehit edilen Erkanı Harp Miralayı Süleyman Fethi Bey’in şehridir. İzmir, bu onuru 100 yıldır başının üstünde taşımaktadır ve iyi biliyoruz ki aksini tarih yazmayacaktır. Çünkü; İzmir o bağımsızlık ruhunu ciğerlerine kadar yaşayan, hatta yüreğine nakşeden insanların şehridir. En vahimi de şudur ki; adında Cumhuriyet’i ve halkı taşıyan bir partinin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı; başkanı olduğu şehrin, Kurtuluş Savaşı’ndaki yerini ve önemini de yok saymaktadır.  Tarihin tuttuğu ışıkla Atatürk’ü anlamak; gösteriş yapmak değildir. Sadece heykel yapmak değildir. İşine geldiğinde bu değerlere tutunmak; ama mesele ülke için, millet için iş yapmaya, sorun çözmeye geldiğinde yan çizmek değildir. Tam tersine; bu vatanın ve bu şehrin, hangi bedeller ödenerek küllerinden doğduğunu unutmamak demektir. Çalışmak, üretmek demektir. Ortak hedef ve menfaatler doğrultusunda duruş sergilemek demektir.  O gün, 100 yıl önceki bugündür ki;   İzmir’den örülmeye başlayan esaret zinciri; Anadolu’yu da kasıp kavurmuş, verilen o destansı kurtuluş mücadelesi neticesindeki büyük zaferle yine İzmir’de kırılmıştır. Bu pranga bir daha bize işlemez. Türkiye Cumhuriyeti’ne kasteden kim varsa karşısında yine milleti bulur… Bu duygu ve düşüncelerle; bize bu büyük zaferi armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşları ile vatan uğruna canını hiçe sayan aziz şehitlerimiz ve gazilerimizi saygıyla anıyoruz. Emanetleri emanetimizdir” ifadelerini kullandı.

ŞAHİN: KURTULUŞUN KUTLU OLSUN İZMİR
Milliyetçi Hareket Partisi İzmir İl Başkanı Veysel Şahin ise, “İzmir; kurtarılması Türk Milleti için ülkü olan şehir. Bugün 100. Yılını kutladığımız 9 Eylül tarihi Türk Milleti için birçok manayı içinde barındıran bir kutlu bir günü ifade etmektedir. Bu manalardan biri de hiç şüphesiz Türk Milleti’nin İzmir şehrine duyduğu derin sevgiden kaynaklanan "Bizim İzmir Güzel İzmir" anlayışıdır. Düşünsenize milletimizin en karanlık günleri yaşanmaktadır. Ardı ardına kutsal vatan topraklarımızın her karışı işgale uğramakta, milletimiz esarete mahkum edilmek istenmektedir. Güneye ve Güneydoğu Anadolu şehirlerime Fransız ve İtalyanlar, Başkentimiz İstanbul'a İngilizler, Karadeniz’de Rumlar ve Doğu Anadolu'da da Ermeniler işgal ve zulümlere başlamışlardır. Bütün bunlar milletimiz tarafından korku, dehşet ve intikam duygularıyla takip edilmekte milli direniş ise tek bir kıvılcım beklemektedir. İşte O kıvılcımın adı da İzmir'dir! Türk milleti işgallere ve zulümlere karşı milli direnişini ancak İzmir İşgal edildikten sonra bir hareket ve harekata çevirmiştir. İşgallere karşı ilk ve en büyük halk hareketi İzmir'in işgalinden sonra Sultan Ahmet Mitingi ile büyük bir itiraz ve teline dönüşmüşmüş; Büyük Türk Milliyetçisi Mustafa Kemal Atatürk de Kurtuluş Harekatımıza İzmir'in İşgalinden sonra başlamıştır. Atamızın "geldikleri gibi giderler" sözü de işte bu tarihten sonra mana, milli yön ve güç kazanmıştır. İzmir İşte Kurtuluş Savaşımızın, İstiklal yürüyüşümüzün ve zaferimizin ülkü şehri ve umut kenti olmuştur. Nitekim Kurtuluş savaşını başlatan İzmir'in işgali yine İzmir'in kurtuluşuyla son bulmuş zaferimiz adını 9 Eylül İzmir'in kurtuluşuyla taçlandırmıştır. Bu zafer ve İzmir'in kurtuluşu Üsküp'ten Buhara'ya; Kazan'dan Halep'e kadar bütün Türklüğün kurtuluşu ve zaferi; emperyalizm tarafından ezilen bütün milletlerinde kurtuluşunun simgesi olmuştur. O sebeple Atatürk bütün cihana şöyle seslenmiş; "Bütün dünya duysun ki, efendiler; artık İzmir hiçbir kirli ayağın üzerine basamayacağı kutsal bir topraktır" diyerek kurtarılması Türk Milleti için Ülkü olan şehir İzmir'in değerini vurgulamıştır. Evet İzmir Büyük Türk Zaferinin öznesi, kurtuluşumuzun ülküsü ve Türklüğün İstiklal sembolü olan bir şehirdir. Kurtuluşumuz yüzüncü yılında da bininci yılında da her zaman coşkuyla, milli şuurla ve celadetle kutlanacak ve bu manayı anlamayanları da tarihin çöplüğüne atacaktır. Kurtuluşun kutlu olsun İzmir!” ifadelerini kullandı.