GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
15 Mart 2024 Cuma 08:32

Cumhur İttifakı adayı Tunç, iddialı konuştu: Karabağlar'ı bilen yönetecek!

Cumhur İttifakı’nın AK Partili Karabağlar Belediye Başkan adayı Mehmet Sadık Tunç, “Karabağlar seçmeni 30 yıllık devlet tecrübesine sahip, sorunlarını ve çözümlerini bilen bana mı oy verir, Bornova’dan aday adayı olmuş, Bornova’nın tüm sorunlarını biliyorum diyen, navigasyonla Karabağlar’ı gezen adaya mı? Karabağlar’ı 3 dönemdir CHP yönetiyor ama önümüzdeki dönemde bu ilçeyi bilen yönetecek” dedi.

EGEDESONSÖZ – Cumhur İttifakı’nın AK Partili Karabağlar Belediye Başkan adayı Mehmet Sadık Tunç, SONSÖZ TV’de Gazeteci yazar Muhittin Akbel’in sorularını yanıtladı. Seçim sürecini değerlendiren, projelerini anlatan Tunç, “Karabağlar’ı bilen yönetecek” dedi.

BENİM İÇİN AYAKLANAN KARABAĞLAR’A KARŞI SORUMLULUĞUM VAR
2019 yerel seçimlerinde AK Parti’den Karabağlar Belediye Başkan adayı olmak isteyen ancak aday gösterilmeyen Tunç, 14 Mayıs seçimlerinde 1. Bölge 9. Sıra milletvekili adayı olmuştu. 31 Mart Mart seçimleri öncesi Cumhur İttifakı’nın adayı olan Tunç, “Karabağlar’a belediye başkanı olma konusundaki ısrarlı isteğinizin sebebini nedir?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Karabağlar Belediye başkanı olmayı istedim ama bu istek, tek taraflı bir istek değil. 2013 yılında Karabağlar’a Kaymakam olarak atanmıştım.  Konforlu bir kaymakamlık makamını bırakıp belediye başkan adayı olarak siyasete atılıp vatandaşlardan oy istemek, gerçekten meşakkatli bir iş. Görevimde henüz ikinci yıldayken, bir gece, sabaha karşı 5’te, Konya Vali Yardımcılığına atandığımı öğrendim. İki açıdan çok üzüldüm. Birincisi, Karabağlar’da yapmak istediğim şeyler vardı, onları yapamayacağım için üzüldüm. İkincisi, bir çocuğum İstanbul’da, biri İzmir’de üniversite, biri de İzmir’de Fen Lisesi’nde okuyordu. Karabağlar’ın güzel insanları sağ olsunlar, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları toplandılar, eylemler yaptılar benim tekrar kaymakam olarak dönmem için. Bir kamuoyu oluştu ve Konya’ya gitmeme engel oldular. Dolayısıyla 4 yıl daha Karabağlar’da kaymakamlık yapma imkanı buldum. Bu olaydan sonra Karabağlar’a karşı sorumluluğumun çok daha fazla arttığını hissettim. 500 bin nüfuslu bir ilçede bir devlet memurunun tayinin çıkması, genelde kimsenin umurunda olmaz. Benim için bir şehir ayaklandı. Mardinliyim ama Adana’da bir kenar mahallede büyüdüm, yatılı okudum. Yoksulluğun ne olduğunu iyi bilirim. Devlet benim elimden tuttu, Karabağlarlı yurttaşların da elinden tutacak birilerine ihtiyaç olduğunu gördüm. Ben niye belediye başkan adayı olmayayım dedim. Yoksa ben siyasetçi olayım diye bir derdim yok. 2019’da çok istemiştim belediye başkanlığını. O zaman da teklif AK Parti’den gelmişti. Başka partiler de teklifte bulunmuştu ama ben AK Parti’den aday olmayı istedim. Şartlar öyle gerektirmiş olmalı ki aday gösterilmedim 2019’da. 2024’te aday olmama gelince. Sanırım 2019’da adaylaştırılmadığım için yanlış yapıldığı düşünülmüş olmalı ki aday gösterildim.”

HİZMETLERİNİ YETERLİ BULSAYDIM, SİYASETE GİRMEZDİM
Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu’nun belediyeciliğini değerlendiren, “Karabağlar’ı Bilen Yönetecek” sloganını anlatan Mehmet Sadık Tunç, “Muhittin Bey, çok nezaketli birisi. Birlikte çalıştık. Ayrı partilerde siyaset yapsak da Ben insan olarak severim kendilerini. Hizmetlerine gelince. Hizmetlerini yeterli buldum mu? Bulsaydım, siyasete girmeyi düşünmezdim. Afişlerdeki ‘Bilen’ ifadesinden kastımız, Muhittin Bey değil kesinlikle. 11 yıldır ben bu şehrin 58 mahallesini, 3600 sokağını karış karış gezmiş, oraları çok iyi bilen birisiyim. Binlerce insanın acısına sevincine ortak oldum. Projelerimi, ilçenin sorunlarını anlatırken, bir evraka bakma ihtiyacını hissetmem çünkü ben o sorunları çok iyi bilen birisiyim. Hem sorunları, hem çözüm önerilerini bildiğim için “Bilen biri” diyoruz. Belediye başkanlığına adaysanız, siz bilmediğiniz bir yerde nasıl belediye başkanlığı yapacaksınız? Bizim anlatmak istediğimiz budur” dedi.

EMSAL ARTIŞI SAYESİNDE VATANDAŞIN CEBİNDEN PARA ÇIKMAYACAK
Mahalleler Birliği’nin kentsel dönüşümle ilgili taahhütnamesini imzaladığını, ancak CHP adayının imzalamadığını hatırlatan Mehmet Sadık Tunç, 5 yılda 10 bin konut yapacaklarını söyledi. Tunç, kentsel dönüşümü nasıl yöneteceğini şu sözlerle anlattı:

“2012 yılında bizim 13 mahallemizi ilgilendiren kentsel dönüşüm kararı var. O günden beri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, imar planlarını düzenlemesine rağmen sürekli davalar açılması nedeniyle bugüne dek bir çivi dahi çakılmadı. İzmir’de ve ülkemizde deprem gerçeği var. 6 Şubat depreminde ben Maraş’ta görevliydim. Depremi de bizzat yaşamış birisiyim. 6 Şubat’tan sonra, biz kentsel dönüşüm istemiyorum deme devrinin kapandığını düşünüyorum. Vatandaşlar, yıllar önce gelmişler, burada zar zor bir ev sahibi olmuşlar. Birisi çıkıyor diyor ki, bunlar gelecekler, kentsel dönüşüm adı altında evlerini yıkacaklar, malınızı birilerine peşkeş çekecekler! Bu ifadelerle vatandaşlar üzerine bir korku salınıyor. Karabağlar’da Mahalleler Birliği var, kentsel dönüşüm mağduriyeti yaşayanların kurdukları bir birlik… Tüm siyasi partilerin adaylarını ziyaret etmişler, bizim şöyle 7 maddelik bir taahhütnamemiz var. Beklentilerimiz var bu taahhütnamede, diye... Geçtiğimiz Pazar günü bir toplantı yapıldı. İstenen kentsel dönüşümle benim yapmak istediğim kentsel dönüşüm, yüzde 100 örtüşüyor. Sonuçta ben o taahhütnameyi imzaladım. Ben nasıl bir kentsel dönüşüm istiyorum? Bir kere yerinde kentsel dönüşüm olacak. Kimse yerinden olmayacak, komşusunu kaybetmeyecek, anılarıyla o mahallede kalacak. O insanları başka taşıyacağımız, yerlerinden edeceğimiz gibi manipülasyonun doğruyu yansıtmadığını buradan da haykırmak istiyorum. Ada bazlı dönüşüm olacak.  Evler depreme dayanıklı hale gelecek, yollar genişleyecek, evlerin otoparkları, yeşil alanları, spor alanları, sağlık tesisleri olacak. Bu yüzden ada bazlı dönüşüm olacak. Bunu emsal artışı vererek, vatandaşın cebinden tek kuruş çıkarmadan yapacağız kentsel dönüşümü. İmar planını yapacağız, vatandaş müteahhitle anlaşacak, bu iş yürüyecek. Gerektiğinde yurttaşlarımıza hukuki ve teknik destek vereceğiz. Bu dönüşümü devlet eliyle de yapmak ama biz işin o tarafında değiliz. Bunlar sizin malınıza çökecekler, algısının üzerimize yapışmasını istemiyorum. Burada rant var, rantı birilerine peşkeş çekecekler, diyorlar. Evet orada bir rant var, ranttan da ev sahibi vatandaş yararlanacak. Kendi anlaşmasını da kendisi yapsın, bizden yardım isterse, hay hay! Burada bir şey daha var. Bazı vatandaşlar evini yapmış ama tapusu yok! Alan, ya belediyeye ya da Çevre, Şehircilik Bakanlığına aittir. Belediye ait olan arsayı, yasanın izin verdiği en düşük sembolik bedel neyse, o bedel üzerinden vatandaşa devredeceğim. Çevre Bakınımız, o toplantıdan iki gün sonra Karabağlar’a geldi, durumu anlattık. Sayın Bakan Mehmet Özhaseki, bakanlık olarak o yerleri belediyeye devredeceğinin sözünü verdi. Tapusu olmayan vatandaşlara da tapularını vereceğiz. CHP’liler, sahada bunlar gelecek, evlerini yıkacaklar, rant sağlayacaklar algısı yaratma çabası içinde. CHP’nin adayı hanımefendi, o toplantıya geldi, Ankara’dan bahsetti, Fenerbahçe-Galatasaray maçından bahsetti, çiçekten böcekten bahsetti, bir türlü kentsel dönüşüme gelmedi. Ve taahhütnameyi imzalamadan çekti gitti. Maskeleri düştü. Taahhütname, vatandaşa verilmiş bir sözdür. Ben o sözü verdim, CHP adayı o sözü vermedi, veremedi.”

O DAVALARIN HEPSİNİ GERİ ÇEKECEĞİM
720 konutluk TOKİ evleriyle ilgili değerlendirmede bulunan Mehmet Sadık Tunç, “Yoksul vatandaşları konut sahibi yapmaya yönelik bir projeydi, TOKİ’nin 720 konutluk projesi. 30 bin kişi başvurmuş ama 720 kişi kura sonucu hak sahibi oldu. Tam yapım aşamasına geldiğinde Karabağlar Belediyesi konuyu mahkemeye taşıdı. Ben hala anlamakta zorluk çekiyorum, mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. Vatandaş, 4 yıldır konutların yapımına başlanmasını bekliyor. Başka ilçelerde TOKİ konut projesi üretti, oralardaki projeler bitti, vatandaş evinde oturmaya başladı. Biz de diyoruz ki, dar gelirli vatandaşlarımızı ev sahibi yapacak bir proje var ve belediye başkanı olduğumda belediyenin açtığı tüm davaları geri çekeceğim. Bu konuda da manipülasyon var, orada rezidans yapacağımızı iddia edenler var. Kuralar çekilmiş, projesi yapılmış, ne rezidansından bahsediyorlar anlamıyorum. Alanı genişletmek mümkün. 5 yıl içinde o bölgede 10 bin vatandaşımızı ev sahibi yapacağımızın sözünü veriyorum” diye konuştu.

40 HEKTAR ALAN BİR ÜNİVERSİTEYE YETMEZ Mİ?
80 hektarlık alanın 38 hektarının Demokrasi Üniversitesi’ne ayrılması, 42 hektarlık alanın da TOKİ’nin yapacağı konutlara ayrılmış olmasını değerlendiren Tunç, “Muhittin Selvitopu’nun dediği gibi orada 30 bin öğrenci okusa, ileride yeni fakültelerin açılması için yerler kalsa, bunun ne mahsuru var?” sorusuna da yanıt verdi:

“Üniversiteyi oraya getirmeyi özellikle istedik, çünkü o bölgenin ekonomik olarak ayağa kalkması lazım. 80 hektar alanın tamamının üniversitede olmasının bir zararı yok. 10 dönüme, 15 dönüme kurulu onlarca üniversitemiz var. 38 hektar az mı? Az bir şey olsa, Muhittin Selvitopu’na hak verirdim. Yaklaşık 400 dönümlük alan, bizim her türlü ihtiyacımıza cevap veriyor. Konuyu yargıya götüreceklerine müsaade etselerdi, üniversitenin inşaatı başlasaydı, 10-15 bin öğrenci sağlıklı ortamlarda eğitim görmeye başlasaydı, sonrasında ihtiyaç olsa yeni yer açma imkanı var orada. Üniversitenin 10 dönüm alanı yoktu, şimdi 40 kat yer açılıyor ama buna az diyorsunuz. Peki kim kaybetti? Şu anda 10 bin öğrenci, konteynerlerde ders görüyor.”

KARABAĞLAR’A İKİ BÜYÜK YEŞİL ALAN KAZANDIRACAĞIZ
Sosyal belediyeciliğe çok büyük önem vereceklerini, dar gelirli vatandaşları sürekli kollayan bir belediye olacaklarını belirten Mehmet Sadık Tunç, projelerini anlattı:

“Yatırım anlamında, İzmir’in en büyük yeşil alanlarını açacağız. Üçkuyular’dan başlayın Limontepe’ye kadar uzanan Poligon askeri alanımız var. Orada asker kalmadı. 700 dönümlük o alanı, Poligon İzmir Bahçesi olarak vatandaşların hizmetine sunacağız. Orada birkaç sosyal tesis açacağız, restoranı olacak, yürüyüş alanları, yaşlılarımız, engellilerimiz için yerler olacak. Ornun dışında hiçbir betonlaşmaya müsaade etmeyeceğiz. Orasını güzel Karabağlar’a kazandıracağız. Kültürpark’ın neredeyse iki katı büyüklüğünde bir yer. Fuar İzmir’in karşısında Yenitepe alanındaki arazinin 350 dönümünü de yeşil olarak düzenleyeceğiz. Buradaki 100 dönümlük alana da spor tesisleri inşa edeceğiz. Yunus Emre mahallesine olimpik yüzme havuzu yapılacaktı, belediye karşı çıktı, dava açtı. Ödeneği var, arazisi var, imarda spor alanı olarak geçen yere bunu yaptırmadılar. Neymiş efendim, Yunus Emre mahallesi betonlaşacakmış! Zannedersiniz ki Yunus Emre mahallesi yemyeşil bir mahalle! Karabağlar’da 36 spor kulübü var ve hepsi Yeşilyurt’taki tesislerde antrenman yapabiliyor. Yeni spor tesislerine çok ihtiyaç var. Karabağlar, üvey evlat olmuş her zaman. Kentsel dönüşümün olacağı mahalleler başta olmak üzere belediyeye ait bir şey bulamazsınız Karabağlar’da.  Bir de doğalgaz meselesi var. Karabağlar’ın dörtte birinde doğalgaz yok. Neden yok? Çünkü doğalgazın olmadığı bölgede imar yok! İmar, belediyenin işidir. 30 yıldır İzmir’i yöneten CHP, Karabağlar’da imar yapmamış. İzmirgaz diyor ki, ben oraya doğalgaz götürmek için masraf yapacağım. İmar yok. Yarın sen orada imar düzenlemesi yaptığında, kentsel dönüşüm yaptığında, benim yatırımlarıma zarar verirsen, ben o zararı göze alamam.  Hükümetimiz bunu gördü ve yasa çıkardı, belediyeye yetki verdi. Yaptığımız imardan dolayı dağıtım firmasının altyapısına zarar verdiyseniz, onu tanzim edebilirsiniz, diyor yasa. Bu yasa, İzmir’e özel çıktı. İzmir’deki pek çok belediye, bu yasa kapsamında, olası altyapı hasarında zararı ödemeyi kabul etti, bir tek Karabağlar Belediyesi kabul etmedi. Dolayısıyla o bölgeye de doğalgaz gitmedi. Başkan olduğumda ilk meclis toplantısında doğalgaz konusunu meclisten geçireceğim ve dağıtım firmasıyla hemen sözleşme imzalayacağım. Ardından kentsel dönüşüm başlayıncaya kadar o bölgenin doğalgaz kullanmasının önünü açacağım. Bir zarar olursa, belediye olarak ben karşılayacağım. Karabağlar, mobilya sektörünün başkenti. Mobilyacılıkta liderken bugün 7. Sıraya düşmüş. Neden? Çünkü üretim yerleri, rekabet koşullarına uygun değil. Mobilya İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kuracağız. Bugünkü mobilyacıların bulunduğu alanı da showroom olarak değerlendirip 365 gün fuar ortamı sağlayacağız.”

KAYYUM KELİMESİ ÇİRKİN BİR İFADE, KENDİSİNE İADE EDİYORUM!
CHP İzmir İl Başkanı Şenol Arslanoğlu başta olmak üzere pek çok CHP’liden gelen, Bozyaka ve Atatürk Eğitim Araştırma Hastaneleri ile ilgili açıklamalarına yönelik eleştirilere yanıt veren Mehmet Sadık Tunç, sert konuştu:

“Sahada dolaşıyorsunuz, yüzlerce vatandaş hastaneler kapanıyor diye endişesini dile getiriyor. Bu sorunun kaynağını araştırıyorsunuz ve altında CHP’nin siyasi algısının yattığını görüyorsunuz. CHP’liler, hastaneler kapanıyor diyor. Sayın Şenol Arslanoğlu, aynaya baksın, kendisine bir baksın önce. Ağzından çıkanı da kulağı duysun. Kayyum ifadesi çok çirkin bir ifade. Seçime gidiyoruz ve sandıkta göreceğiz, ne olacağını. Kayyum kelimesini kendisine iade ediyorum! Vatandaşa yalan söylemeyi bırakacaklar. Vatandaşa yalan söylüyorlarsa, birileri de çıkar, doğruları söyler. Sonuçta ben de 30 yıllık kaymakamım. Neyi konuşmam, neyi konuşmamam gerektiğini iyi bilirim. Yalan söyleyene, vatandaşın kafasını bulandırana gerekeni söylerim. Benim amacım, kendilerine cevap yetiştirmek değil. Ben, vatandaşın kafasını karıştıran bu bilgi kirliliğini önlemek adına, Bozyaka hastanesi yenileniyor, 600 yataklı yeni hastane yapılıyor, dedim. Yeşilyurt’ta da 800 yataklı yeni hastane yapılıyor dedim. Bundan rahatsız olunacak ne var, merak ediyorum. Evet; bu iki hastanedeki doktorların bir kısmı Şehir Hastanesi’ne gitti. Özellikle Bozyaka, tam kapasite çalışmıyor, doğru. Yakında doktor alımı yapılacak, o hastaneler yapılıncaya kadar tam kapasite sağlık hizmeti verilecek.”

SİZ OLSANIZ KİME OY VERİRSİNİZ?
Cumhur İttifakı’nın AK Partili adayı Mehmet Sadık Tunç, “Karabağlarlı seçmen size neden oy vermeli?” sorusunu şu sözlerle yanıtladı:

“Üç dönemdir Karabağlar’ı CHP’li belediye başkanları yönetiyor. Bu kez iddialıyız. Karabağlar halkı, bana neden oy versin? Ben Karabağlar’da 6 yıl kaymakamlık yaptım. Benim ortada bir karnem var, yaptığım işler var. Benim bir partim var ama her partiden insanlarımız bana oy vereceklerini söylüyorlar. Vatandaş, benim yaptığım işlerden dolayı çok memmun. Sevgileriyle, saygılarıyla bunu gösteriyorlar, bana hissettiriyorlar. Ben 11 yıldır bu ilçeyi karış karış gezmiş, her sokağını bilen birisiyim. Öteki tarafta da Bornova’dan aday adayı olmuş, Bornova’nın tüm sorunlarını biliyorum diyen, Karabağlar’dan aday gösterilmiş biri var. Karabağlar’ın mahallelerinin isimlerini dahi bilmeyen, maalesef navigasyonla gezen bir aday var. Karabağlarlı yurttaşlar kendi sorunlarını bilen, 30 yıllık devlet tecrübesine sahip birine mi oy verir, yoksa sokaklarını bilmeyen birine mi? Karabağlarlı seçmenler, önce kendileri için düşünsünler oy versinler, sonra da kentleri için düşünüp oy versinler.”