GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
4 Mayıs 2024 Cumartesi 10:47

Çevre Mühendisleri Odası’ndan kuraklık uyarısı!

İzmir’in Menderes ilçesindeki Tahtalı Barajı, son 10 yılın en kurak dönemine girdi. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Teknik Sorumlusu Selma Akdoğan, 26 Nisan itibarıyla barajdaki doluluk oranının yüzde 30,84 ile 2023 yılının altında kaldığını belirterek kentin en önemli su kaynağı olan baraj havzasının korunmasının önemine dikkat çekti. Akdoğan, su yatırımlarının önündeki bürokratik engellerin kaldırılması gerektiğini söyledi.

Büşra ÇETİNKAYA/EGEDESONSÖZ – Türkiye’nin birçok bölgesinde kış, mevsim normallerinin üzerinde bir sıcaklıkla geçti. Sıcaklık artışları ve yetersiz yağışlar, barajlardaki doluluk oranlarını olumsuz etkiledi.

İzmir’in en önemli su kaynaklarından biri olan Menderes ilçesindeki Tahtalı Barajı,  son 10 yılın en kurak günlerini yaşıyor. Yaz aylarının da kurak geçeceğini öngören uzmanlar ise susuzluğun kapıda olduğunu ve sürdürülebilir önlemlerin alınması gerektiğini söylüyor.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Teknik Sorumlusu Selma Akdoğan, Tahtalı Barajı’nda yaşanan kuraklığı ve çözüm önerilerini Egedesonsöz’e anlattı.

2024 YILINDA İZMİR HAFİF KURAKLIK YAŞAYACAK
Akdoğan, önümüzdeki aylarda sıcaklıkların artmasıyla birlikte kuraklığın da artacağına dikkat çekerek “En sıcak yıl olarak kayda geçen 2023 yılından sonra 2024 yılında da yeni sıcaklık rekorlarının kırılacağı tahmin ediliyor.MGM tarafından yayınlanan Ocak-Mart 2024 dönemini kapsayan meteorolojik kuraklık haritasına göre İzmir ilinin hafif kurak olarak gösterilmektedir” dedi.

SON 10 YILIN EN DÜŞÜK SEVİYESİNDE
Tahtalı Barajı’nın son yıllarda en kurak günlerini yaşadığını ifade eden Akdoğan şunları söyledi:

“Kentin en önemli yüzeysel su kaynağı olan Tahtalı barajındaki doluluk oranları uzun yıllara göre incelendiğinde Ocak ve Mart ayı verileri üzerinden 2024 yılında Tahtalı barajında doluluğun son 10 yılın en düşük seviyesine indiği görülmektedir. 26 Nisan itibarı ile doluluk oranın %30,84 ile 2023 yılının altında kaldığı görülmektedir. Barajın uzun yıllara yayılan doluluk oranlarındaki değişimler ile kentin su kaynaklarının toplam kullanım oranı birlikte değerlendirildiğinde, aktif doluluk oranının azaldığı dönemlerde su sıkıntısının önlenmesi için kaynak çeşitliliğinin artırılmasının önemi ortaya çıkmaktadır. Özellikle 2023 yılında, metropol bölgesindeki su ihtiyacının büyük bir kısmının Tahtalı Barajı'ndan karşılandığı göz önünde bulundurulduğunda, baraj havzasının korunmasının şehrin su ihtiyacını sürdürülebilir bir şekilde karşılamada hayati önem taşıdığı belirginleşmektedir.”

SU YATIRIMLARININ ÖNÜNDEKİ BÜROKRATİK ENGELLER KALDIRILMALI
Akdoğan, su kaynaklarının özenle korunması ve su yatırımlarının desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak “Şehrin büyümesine paralel olarak yeni su kaynaklarına ihtiyaç artmaktadır. Bu noktada yerel idarenin su teminine yönelik planlamış olduğu baraj ve gerekli diğer yatırımlarının önündeki bürokratik engellerin kaldırılması gereklidir. İzmir’in mevcut ve orta vadeli gelecekteki en önemli su kaynağı Tahtalı Barajı’dır. İzmir’in güneyi, Tahtalı ve Çamlı Baraj Havzaları, Ürkmez ve bütünüyle yarımada bölgesi kentin en önemli, yeraltı ve yüzey suyu bakımından oldukça zengin temiz su havzası konumundadır. Bu havza halen İZSU tarafından korunmaya çalışılmaktadır. Tahtalı Baraj Havzası Taslak Koruma Planı yayınlanmıştır. İzmir’e su sağlayan baraj havzalarındaki koruma ve kontrol çalışmaları yoğunlaştırılarak sürdürülmeli, bu bölgenin korunmasına özel önem verilmeli, gelecekte yararlanılması planlanan diğer su kaynakları da şimdiden korunmaya alınmalıdır” şeklinde konuştu.

BÖLGE TAMAMEN İÇME VE KULLANMA SUYU OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ
Akdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tahtalı Havzasında ekolojik tarım faaliyetleri desteklenmeli ve teşvik edilmelidir. Doğal dengeyi bozacak, kirlenmeye neden olacak her türlü yapılaşma, sanayileşme ve madencilik faaliyetlerinin önüne geçilmelidir. Havzadaki sanayinin planlı şekilde dışarıya taşınması sağlanmalıdır. Bu bölge tamamen bir içme ve kullanma suyu havzası olarak değerlendirilmeli ve ona uygun olarak korunmalıdır. Çamlı baraj havzası koruma alanında bulunan Efemçukuru’nda, altın madenciliği dahil diğer tüm maden işletmelerine verilmiş olan arama ve işletme ruhsatları derhal iptal edilmelidir. Madenlerin yarattığı kirlilik izlenmeli ve izleme raporları doğrultusunda planlama yapılmalıdır.

Sanayi sektöründeki su ihtiyacının azaltılması için üretim proseslerinde gerekli değişiklikler yapılarak kuru prosesler tercih edilmeli, suyu verimli kullanan teknolojiler, geri devirli su tüketimi esas alınmalıdır. Akılcı projelerle yağmur sularının ve kullanılmış suların geri kazanımına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.”

ATIK SU BERTARAFINDA KENTSEL ALTYAPI SORUNLARI ORTAYA ÇIKIYOR
Son olarak artan nüfustan, çarpık şehirleşmeden ve iklim değişikliğinden dolayı suyun verimli kullanılması gerektiğine dikkat çeken Akdoğan, “İmar planlarındaki yoğunluk artışı ile birlikte kentin belirli bölgelerindeki yüksek yapılar ve nüfus yoğunluğu doğrudan kentsel altyapıyı etkileyen bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır. Nüfus artışı ile birlikte içme suyu temini ve atık su bertarafına ilişkin gerekli planlamanın yapılmaması mevcut şebekenin yetersiz kalmasına ve altyapı sorunlarına neden olmaktadır.  Küresel iklim değişikliğinin olası etkilerini de göz önünde bulundurarak, su kaynaklarımızın korunması ve verimli kullanılması sağlanmalıdır” dedi.