GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
29 Kasım 2023 Çarşamba 09:32

CHP’li Yüksel’den aday belirleme süreci için öneri: 4 ana dalda yarışma!

CHP’de il başkanlığı ve 24. Dönem milletvekilliği görevlerinde bulunan Alaattin Yüksel, aday belirleme süreci ile ilgili somut öneride bulundu.Yüksel açıklamasında “Adayların sadece partide güçlü olması yeterli değil, kamuoyunda güçlü mü, sivil toplumda güçlü mü, nasıl tanınıyor, bu kişinin yönetim becerisi olduğu topluluklar arasında kabul ediliyor mu? 4 ana dalda yarışmasını öneriyorum” dedi.

EGEDESONSÖZ - Cumhuriyet Halk Partisi’nde il başkanlığı ve 24. Dönem milletvekilliği yapan Alaattin Yüksel, SonSöz TV’de katıldığı programda Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı.

Özgür Özel’i kentte en çok tanıyan isimlerden birisi olan Yüksel, yeni genel başkanın aday belirleme sürecinde nasıl bir yol izleyeceği, ön seçim konusu ile Özel’in karar alma mekanizmalarında tek başına mı yoksa İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte mi hareket edeceği gibi sorulara da yanıt verdi.

ÖZEL, MANİSA ADAYLIĞI İÇİN FEDAKARLIK YAPTI
Genel Başkan Özel ile yaşadığı bir deneyimi anlatan CHP’li Yüksel,  “24.  Dönemde beraber milletvekilliği yaptık. O zaman ilk döneminde Özgür Özel kendini hemen gösterdi. Başta ben olmak üzere birçok kişi Özel’i grup başkanvekilliğine aday göstermiştik. O günkü genel başkanımız birini işaret etmemişti ve serbest bıraktı. Grupta seçim yapılacaktı. Özgür Özel, Muharrem İnce, Engin Altay, Emine Ülker Tarhan vardı. 1. turda Engin Altay seçildi, 2. turda hatta 3. turda Emine Ülker Tarhan, Muharrem İnce, Özgür Özel başa baş gidiyordu. O zaman müdahale etmiştim. Dedim ki bu tür partiyi temsil eden gruplarda, Grup Başkanvekilimizin güçlü olması için daha güçlü seçilmesi lazım. Rica ettik. Özgür Özel’den sen çekil, Muharrem İnce’yi güçlü bir şekilde seçelim dedik, Özgür hemen uydu o karara ve İnce’yi Grup Başkanvekili seçtik oy birliğiyle. Özel, bilgisiyle, kültürüyle, hareketiyle, inancıyla böyle bir arkadaşımızdır. Özel şimdi hem Diyarbakır’da cenaze olsun aynı zamanda Edirne’de olsun ikisine de yetişir. Vefalıdır, hatırnazdır. Birincisi Manisa’da belediye başkanlığına aday oldu. Talip oldu tabiri orada doğru değil. Özel orada fedakarlık yaptı. Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin alınamayacağı kesin. Özgür Özel’i oraya parti görevlendirdi ve öyle gitti. Görevlendirilmiş olmasına rağmen ‘ön seçim yapılsın’ dedi. En çok oy alabilecek kişi olarak beni gönderiyorsunuz ama en azından ön seçimle belirlensin dedi. Oy birliğiyle ön seçimden çıktı. Kesinlikle fedakarlık olarak görüyorum” ifadelerini kullandı.

İMAMOĞLU-ÖZEL SİNERJİ YARATIR
İmamoğlu’nun yerel seçimlerde adayların belirlenmesinde söz sahibi olup olmayacağı yönünde gelen soruya yanıt veren Yüksel “Partinin iki güçlü dinamiğinin birlikte olmasından ancak sinerji doğar. Yeni bir enerji doğar ve parti daha güçlü olur. Bunu böyle köpürterek, vesayet olarak görmenin ne ilgisi var? Aman yarın ne yapacağız hesaplamasıyla giderseniz hiçbir şeyi başaramazsınız. Her ikisinde de akıl sağlığı olarak bu konuda en ufak bir zaaf olduğunu düşünüyorum. Genel Başkanımızın da tek başına alacağı kararlar değil. Partinin kurumları var. Zaten unutulmuş olan, kayıt dışı siyaset dedi ya genel başkanımız, o kurumların kuralların tekrar çalıştırılır hale getirilmesi lazım. Laf olsun diye seçilsin diye basamak olarak kullanılan kurumlar olmaktan çıkartılmalıdır. Özgür Özel de adaylık sürecinde hep bunu vurguladı. Dolayısıyla bu kurullar çalışacak” dedi.

KILIÇDAROĞLU BANA KIZDI
Parti kurullarının işletilmesi konusunu örneklerle anlatan Yüksel “Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Türkiye’de ismi ilan edildiği zaman duyduk. Bu olabilecek bir şey mi? Özgür Özel’le ilgili ‘sen oradaydın, bilmiyor muydun?’ gibi eleştiriler gelir. 81 ili belirliyoruz. Büyükşehirlerde inanılmaz yüksek bir oran çıktı. Yüzde 50’ye yakın kontenjan kullanılıyor. O zaman Kemal Bey, 3-5-7’yi fermuar sistemiyle ben belirleyeceğim dedi. Dedim ki ‘efendim olmaz,  yüzde 50 kontenjan kullanıyorsunuz, 6 milletvekili gidiyor’. Hatta bana kızdı, ‘1-3-5’ dedi ve geçirdi parti meclisinden… Ben de buna muhalefet şerhi koydum, bunu kimse bilmez. Özgür Özel de o zamanlar Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı Adayı olarak gündemdeydi. Tam zamanında Özgür Özel güçlü bir açıklama yapmıştı ve ‘ne ilişkisi var bizimle’ dedi. Kesti, attı, bitirdi. Kurulda yapamadığı şeyi kamuoyu önünde yaptı ve başardı bunu. Özgür Özel, bu kurumları çalıştırma vaadiyle geldi. Bu kurumlar çalışacaktır diye umuyorum” ifadelerini kullandı.

ADAY BELİRLEME SÜRECİ İÇİN ÖNERİ: 4 ANA DALDA YARIŞMA
Yüksel aday belirleme süreçlerinde ön seçim modelinin değişmesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu: 

“Genel Başkanımızın ‘ön seçim yapacağız aday belirlenirken’ demişti. Kendisinin ilan ettiği  ön seçim modeli var. Genel seçim için Balıkesir örneğini verelim. Körfez’den adayların hepsini belirlersiniz, dağa kırsala gittiğinizde ‘körfezden oy al’ diyorlardı. Sektörel olarak veteriner yok aramızda. Böyle de bir değerlendirme gerekiyor. Benim de 10 yılı aşkın bir zamandır benim de önerdiğim bir ön seçim modeli var. Bu coğrafi durum önemli… Milletvekili seçimlerinde Küçük Menderes’ten, Bakırçay’dan, Yarımada’dan bir isim olsun diye ama genellikle de uyulmuyor ve sıkıntı yaşıyoruz. Benim önerdiğim şuydu: Adayların sadece partide güçlü olması yeterli değil, kamuoyunda güçlü mü, sivil toplumda güçlü mü, nasıl tanınıyor, bu kişinin yönetim becerisi olduğu topluluklar arasında kabul ediliyor mu? 4 ana dalda yarışmasını öneriyorum. Genel Başkanımızın önerisiyle benimkini birleştirirsek belki daha ideal bir şey çıkacak. Benimkinde partide olması çok önemli yüzde 25’i buradan alsın. İki; Sendikalarda, sivil toplumda, hemşehri derneklerinden yüzde 25 alsın. Üç; kamuoyunda ne kadar tanınırlığı var buradan da yüzde 25 alsın. Bu anketle mi olur, sandıkla mı, elektronik ortamda mı yapılır. Dördüncü de örgütler, yerel örgütler ve genel merkez ölçüsünde. Son değerlendirmeyi orası yapsın ve buradan da yüzde 25 alsın. Bir şekilde bunun belirlenmesi gerekiyor.”

ÖRGÜT DENETİMİNDE BİR ÖNSEÇİM OLMALI
Yüksel, yerel seçimlere çok az bir zaman kala bu önerilerin nasıl gerçekleştirilebileceği sorusuna ise “Genel Başkan’ımızın söylediği şu: 80 darbesinden önce siyasi partiler yasasında adayların yüzde 95’i ön seçimde belirleniyordu ve hakim nezdinde gerçekleşiyordu. Salihli’de Mithatpaşa Caddesi’nde delege seçimlerinde ön seçimlerde bütün cadde dolardı. Genel seçimde bile öyle bir şey olmazdı. Bu sadece CHP’de değildi, Demokrat Parti’de de böyleydi. Çünkü yasa öyleydi. O nedenle adaylarımız, milletvekillerimiz gelip tabanda çalışmak zorundaydı, o insanları görmek zorundaydı. Genel Başkanın iki dudağı arasında olursa, herkes gidip 17 tane genel başkanın kapısı önünde ceket düğmeleyip yerlerde oturup sıra beklemiyordu. Bu adaylar için de çok onur kırıcı” diyerek yanıt verdi ve devam etti:

“Ben MYK’dayken genel başkanımıza dedim ki ‘17 genel başkan yardımcısını gezmeye çalışıyor insanlar. Bu çok kötü bir şey. Ne biz dinleyebiliyor ne onlar tatmin oluyor’ Dedim ki illeri paylaşalım. İller için üçer kişilik grup kurduk ve üç arkadaş üç ili aldık. Tek tek ilgilenebiliyorsunuz o zaman. Ne kadar uygulandı ve bunun sonuçları o ayrı şey. Hem değerlendiren hem de değerlendirilenler açısından doğru bir sistemdi. Şu andaki şey çok onur kırıcı, çok sıkıntı verici ve doğru sonuçların alınamadığı bir sistem… Hakim nezaretinde ön seçimde süre yok, orada haklılar ama örgüt denetiminde ön seçimler yapılabilir”