EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Atila Sertel, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Erzurum ziyaretlerinde tüm milletvekillerinin aynı uçağa binmesine eleştirilerin geldiğini belirten Sertel, “Genel Başkanımıza boş 1 dakikası bile yok. Aramızda en yoğun çalışan genel başkanımız. Bizde onun temposuna ayak uyumaya çalışıyoruz. Ben en son Erzurum’a gittim. Niye bindi, yarısı farklı uçakla gitseydiniz denildi. Allah korusun uçak düşe yarısı kurtuldu diye sevinci olmaz. Birlikte gitmenin keyfi vardı. Çok güzel bir alan çalışması yaptık. Geçmişte Erzurum’da CHP sıcak karşılanmıyordu ancak son gittiğimde gördüm ki iklim çok değişmiş, inanılmaz bir CHP'ye ilgi var. Bir esnaf ’20 yıldır AK Parti’ye oy veriyorum bir daha vermem’ diye. Bende ’20 yılın alışkanlığı yine gidip veririsiniz’ dedim. Onlarda kızdı hayır diye. Çalışmalarda gördüğümüz şu ki bazılarında AK Parti’ye oy verme eğilimi tabii ki var. Balıkesir'de bir dükkana girdik ve her şey çok güzel diye anlattı. Meğersem AK Parti meclis üyesiymiş kendisi. Bölgenin nimetlerinden baya yararlanan bir arkadaşmış. Diğer esnafa anlatınca baya tepki gösterdiler ona. Nimetlerinden yararlanınca bir numaralı AK Parti savunucusu oluyorlar. Ekonomi çok iyi diyorlar şaşırıyoruz ama sonra bakıyoruz ki kendi ekonomisi çok iyiymiş. AK Parti zenginleri besleyen bir sistem kurdu” diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU 10-12 MİLYON FARKLA SEÇİMİ KAZANIR
Saha izlenimlerinde doğu bölgelerinde Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçmişe oranla büyük bir ilginin olduğunu belirten Sertel, “CHP’nin doğu, Güney Doğu’da orta Anadolu’da bir patlama yapacağını çok net görüyorum. Cumhurbaşkanı adayımızın da 10-12 milyon farklı seçimi kazanacağını düşünüyorum. AK Parti kurmaylarından bazı bilgiler edinmiştim geçen sene. Bana seçime elimiz boş girmeyiz demişlerdi. Ne yapacaklarını söylediğimde doğalgazı çıkaracaklarını ve doğalgazı yüzde 50 ucuzlatacaklarını o gün için dediler. Bir diğeri de yerli arabanın KDV ve ÖTV’si olmayan noktada satışa sunacaklarını belirttiler. TOKİ’yi hızlandırıp bazı kentlerde vatandaşı borçlandırarak çok sayıda vatandaşı konut sahibi etmeyi planladıklarını söylediler. Son olarak da çok fazla para basarak vatandaşı kredilendirmek isteyecekler. Toplumun bunlara çok kredi vereceğini düşünmüyorum. 20-22 yıldır gelinen noktanın Türkiye’yi bir çıkmaza sürüklediği gerçeği var. Her gün insanlar bize ekonomik durumlarının çok bozulduğunu ve işsizlikten yardım talebi iletiyorlar. Bize en çok telefon iş ve aş konusunda” ifadelerini kullandı.
OĞLUMU BÜYÜKŞEHİR’E İŞE SOKALIM DEDİLER, İYİ Kİ KABUL ETMEMİŞİM
İşsizlik noktasında belediyelerin sorunu çözemeyeceğini vurgulayan Sertel, “Bizim belediyelerimizin bu sorunu çözme noktası olmadığı da açık. Bir belediyede bin kişi çalışıyorsa bunu 2 bin kişi yaparsa belediyeyi sürdüremez ve ekonomi anlamda sadece işçiye para verir hale gelir ve yatırım hizmet yapamaz. İşçi alımında ucu açık olursa son derece başarısız bir belediye başkanı olur. Ben açıkça söylüyorum bir şey yapamam diye. Özel sektörde iş arıyorsanız yardımcı olayım diyorum. Kemalpaşa OSB’de iş arayanların bilgileri geliyor, Çiğli Belediye Başkanımız Utku Gümrükçü de bize eleman arayan firmaları düzenli olarak atıyor. Benim büyük oğlum İstanbul Üniversitesi İşletme Mühendisliği’ni bitirdiğinde İBB mühendis arıyordu, bir arkadaşım onu sınava koyalım Büyükşehir’e girsin demişti. Bende sınava girerse kazanır. Ben milletvekiliyim ve sorun olur dedim. İyi ki kabul etmemişim. Oğlum zaten başarılı bir iş insanı oldu. Belediyede kazandığının belki 10 katını kazanıyor. Küçük oğlum da bilgisayar mühendisi ve o da belediyeye girmek isterse ilk önce ben karşı çıkarım” dedi.
BİZ SADECE REFERANS OLUYORUZ
Kendisinin referansı ile işe alımların olduğunu dile getiren Sertel, bu alımların geçmiş dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu döneminde daha fazla olduğunu ifade ederken, “Aziz bey döneminde daha çok vardı. Aziz Bey ile ilgili mecliste konuşma yaptığım zaman ya da Büyükşehir Belediyesi’nin hakkını teslim eden bir konuşma yaptığım zaman derdi ki; “Senin iş isteyen, böyle bir talebi olan varsa bana da uygunsa, ağır vasıta şoförü ya da bir takım mesleki alanları sıralardı bana. Ya da temizlik işlerinde çalışmak isteyen varsa yolla” derdi. Bende birkaç kişiyi yollardım. O alırdı işe. Bu dönemde de var ancak ben referans oluyorum ama Tunç Bey bu konuda tek yetkili. Bu dönemde de işe giren var tabi. Ancak referansımdan kaynaklanan bir işe giriş mi, yoksa Tunç Bey’in kendi kriterleri içinde değerlendirip alıp almadığını bilemem. Biz sadece referans oluyoruz. Bize sorarlarsa iyi tanıdığımız ve bildiğimiz insan olarak söylüyoruz. Ben bizzat belediye başkanına ‘şu arkadaşı al’ diye ya da… Zaten ben gittim konuştum kendisiyle. Kendi kitaplarımı götürüp hediye etmiştim. Dedim ki ‘Ben geçmişte büyükşehir belediyesinde basın halkla ilişkiler daire başkanıyken bana çok sayıda milletvekilinden yazılı kart gelirdi ve ‘yakınımdır şu kardeşimizi işe al’ diye. Şimdi belediye başkanı işe alsa milletvekili puanı alıyor. Almazsa da tukaka belediye başkanı oluyor dedim Tunç Başkana. Benim telefonum açık. Her yerde vatandaş beni görüyor, iş talebinde bulunuyor, ben ne yapmalıyım ki yerleştirebilirim dedim. Bana bu konuda tek yetkili benim. Bana ve bürokratlarıma talep getirmeyin, sadece referans olun ve bırakın dedi. Bende böyle yapıyorum. Vatandaşlara da bunu söylüyorum” ifadelerini kullandı.
NAMUSLU VE DÜRÜSTÇE PARA KAZANMANIN ÇOK YÖNETİMİ VAR
Özel sektördeki fırsatların değerlendirilmesi yönünde tavsiyesinde de bulunan Sertel, “Bir genç, bir insan, bir üniversite mezunu piyasada da kendisini göstermesi lazım. Bazen zordur kendini kanıtlamak. Ancak kanıtlarsanız belediyeden çok daha fazla kazanma şansınız var. Ancak çoğu garantiyi tercih ediyor. Ancak eskiden belediye memuru olsun, maaşı garanti olsun derler. Ancak belediye memuru olduktan sonra kısıtlı maaş ile yaşamını sürdüren onlarca kişi var. Girişimde olmak ve özel sektörde zorlamak lazım. Namuslu ve dürüstçe para kazanmanın çok yöntemi var” diye konuştu.
O AĞAÇ KESİLMEMELİYDİ
Karşıyaka’daki ‘ağaç’ tartışmalarına dahil olan Sertel, “Bence işlem yapılması gerekiyor. Doğaya kim zarar veriyorsa karşılığını görmeli. Onlar binlerce ağaç katlediyorlar ama tabi onlar kendini görmez. Bizim Ankara milletvekili var Nevzat Bey. KİT komisyonu üyesi, Orman Bölge Müdürlüğü’nü inanılmaz eleştirdi. Orman Genel Müdürü inanılmaz ağaç kesiyor. Bir ağacı konu edecekler ben biliyorum ama ancak o ağaçta kesilmemeliydi. Bu ağaç sökülemese bile orta refüj olarak kullanılabilirdi. Ben ağacın kesilmesini tabii ki karşı çıkılması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
LİYAKAT GEREKİYOR
Kit komisyonunda yaptığı çalışmalar sonrası gördüklerinin kendisini hayrete düşürdüğünü belirten Sertel, “Ben CHP’de 7 yıldır KİT komisyonunda görev yürütüyorum. Tamamı öyle değil. Liyakat ile yönetilen MKE… Almanya’dan getirilen bir genel müdürünün inanılmaz başarılı olduğu bir KİT var. Çok önemli havan topları, gemi üstünde taşınabilir ve bilgisayar ile hedefe kilitlenebilen bir KİT. Ben bunu destekliyor ve alkışlıyorum. Eleştirdiklerimiz nedir? Liyakat ile yönetilmeyen, maaş alması için atanan eski siyasiler. KİT’ler sizin arpalıklarınız değil ki. Bir limanımıza bir modacı kadın atandı. Baktık bu kadın modacı. Eleştirince aldılar, yerine getirdikleri İstanbul’da belediye meclis üyesinin bilmem nesi. Ayda bir kez toplanarak 150 bin TL alan, bütçesine 150 bin TL konulan insanlar. Bunlar eski milletvekilleri, AKP’li insanlar. Hepsi bir yer bulmuşlar… Bir baktım KİT’lere. 41 Trabzonlu, 21 Rizeli var… Trabzonlu gençler işsiz ama. Rize’nin gençleri de işsiz. Ancak onların AKP üst kademeleri hepsi KİT’lere yerleştirmişler. Türkiye 81 ilden oluşuyor. Yazık değil mi 2 il hakim olmuş KİT’lere. Hepsine bakıp inceliyorum. Edirneli, İzmirli yok KİT’lerde. Diğer kentlerden çok az. Liyakat gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İZMİR HALKI AYAĞA KALKMALI
Sao Paulo gemisi hakkında da İzmirlilere çağrıda bulunan Sertel, “Bu konuda bütün İzmir duyarlı. İzmir halkı bu gemi gelmesi halinde topyekun ayağa kalmalı. Sokmamalı. Sağcısı solcusu fark etmez. Dini bütün insan da, ateist insan da bunu kabul etmez. Burası dünyanın çöplüğü mü? Böyle rezillik olabilir mi? Dünyanın kabul etmediği gemiyi, asbestli pis gemi sökümlerini Aliağa’da yapıyorsunuz. Dünyanın en güzel yerlerinden biridir Aliağa. Gemi sökülür de inanılmaz derece zarar gemiyi tüm dünya kabul etmezken siz nasıl kabul ediyorsunuz. Başka ülkelerin bile vicdanı sızlıyor gemi İzmir’e gitmemeli diye. İzmir halkı ayağa kalmalı. İnsanlar mücadele etmeli. Bu doğa, temiz hava, insanların torunlara bırakacağı bir kent. 7-8 bin yıldan geliyor bize. Biz İzmir’i perişan edip mi bırakacağız?” diye konuştu.