EGEDESONSÖZ - Menemen Belediye Başkanlığı görevi sırasında, ‘zimmet ve irtikap’ iddiasıyla düzenlenen operasyonla tutuklanan ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan, devam eden mahkeme sürecinde de tutuksuz yargılanmasına karar verilen Serdar Aksoy geçtiğimiz haftalarda katıldığı bir radyo programında çarpıcı bir iddia ortaya atmış ve biri gazeteci olmak üzere iki CHP İzmir Milletvekilinin Seyrek’teki bir araziyle ilgili kendisiyle 'rant pazarlığı' yaptığını öne sürdü.
İddialar sonrası ise gözler CHP İzmir'de gazeteci kimliğine sahip iki milletvekili olan Atila Sertel ve Tuncay Özkan'a dönerken, iki vekil birlikte ekran önüne çıkan Tuncay Özkan, "Ne benim, ne de Atila Sertel’in rantla, çıkarla yaptığımız görevi çıkara dönüştürmekle herhangi bir ilişkimiz yoktur. İzmir halkına saygımız gereği bu açıklamayı yapıyoruz. Eğer şantaja devam edecekse kendisi hakkında yasal yollara hemen başvuracağız. Eğer kişi iddiasını ispatlamazsa müfteridir, alçaktır, şerefsizdir" ifadelerini kullanırken, Atila Sertel ise "Şimdi buradan açıklamaya çağırıyoruz kendisini. Bu kişi ya Atila Sertel ya da Tuncay Özkan... Gazeteci kökenli biziz. Eğer bunu açıklamazsa, eğer bu ismi ortaya koyup da iddiasını kanıtlamazsa müfteridir, alçaktır, şerefsizdir" dedi.
Ardından bir programda konuşan Aksoy, "Bu linç kampanyasını kimin yaptığı zaten Seyrek’teki yeri almak isteyen milletvekillerinden bellidir. Bu kumpas kendi partimin içinden başlatıldı. Menemen bir hizip tarafından dizayn edilmeye çalışıldı. Onların istedikleri, Menemen Belediye meclis üyelerinden avukat bayan arkadaşı (Deniz Karakurt) belediye başkan vekili yapmak ve Seyrek’teki olayı onun vasıtasıyla çözmekti" ifadelerini kullandı.
Ardı ardına gelen açıklamalar kentte tartışmalara neden olurken SONSÖZ TV'ye konuk olan gazeteci kökenli CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, Serdar Aksoy'a ateş püskürdü.
AK PARTİ'YE YALAKALIK YAPAYIM ANLAYIŞI İÇİNDE
Tuncay Özkan ile birlikte yaptıkları açıklamayı değerlendiren Sertel, konuşulan rakamların bile olayın gerçekçiliğinin olmadığının kanıtı olduğunu belirterek, "Biz akla gelen iki kişi olarak çıktık ve bu iddiasını ispatlaması lazım dedik. 1 milyon metrekare alanı pazarlık usulü ile almak mümkün müdür? Bu mümkün değil. İhalesiz o işler olur mu? Ben devlet tecrübesinde biriyim. Öyle bir niyet olsa bile o alanın pazarlık usulü ile elenebileceğini düşünür müsünüz? 2 milyar TL'lik bir alan orası. Ben rahmetli anamdan kalan ev için kardeşimden hissesini alırken bankadan kredi çekmek zorunda kalan biriyim. Benim 2 oğlum 3 torunum var. Ben onlara namuslu bir isim ve şeref bırakmakla yükümlüyüm. Benim torunlarım dedeleri ile gurur duyar. Sen kimsin ki laf ediyorsun? Sen nasıl söylersin bunu? At kafadan hedef ne olursa olsun, parti içini karıştırayım, AK Parti'ye yalakalık yapayım anlayışı içinde… Bir namuslu insanın isminin karışmayacağı ancak tarifinin yapılacağı söylem yapılır mı? Ben birine bir şey söylemek istersem adını soyadını söylerim. Ortaya bir iddia atıp bırakmak dünyanın en büyük alçaklığı. Kimseye müsaade etmem. Ben 40 yıl gazetecilik yaptım. Milletvekilliği yapıyorum. Bir tek kör kuruş geçmez boğazımdan. O açıklasın kimdir söylediği diye. O açıklamazsa ben dava açacağım. Tanımlama yapacak ve ya ben ya da Tuncay Özkan'ı tanımlayacak sonra niye bize yan yana açıklama yaptı diyor" dedi.
BÖYLE BİR İDDİADA BULUNAN ALÇAK VE ŞEREFSİZDİR
Kendilerinden emin olduklarını vurgulayan Sertel, "O da bende aynı açıklamayı yaptık. Biz kendimize kefiliz, namusumuzdan eminiz. Niye ben bu adamın sorduklarına, söylediklerine yanıt vereyim? Deli saçması bir adam. Oraya pazarlığa girecek babayiğit var mı? Orayı alabilecek insanları bile tanımam ben. Ben yoksullarla büyüdüm. Benim çevrem işçi, memur ve köylüdür. Ben zenginlerin sofrasında hiç olmadım. Benim hiç büyük iş insanı arkadaşlarım olmadı. Bu arkadaşın yaptığı çok büyük haksızlık değil mi? Benim torunlarıma bırakacağım isme leke atmasına tepki vermeyecek miyim? Böyle bir iddiada bulunan alçak ve şerefsizdir" açıklamasında bulundu.
O KİŞİ BENSEM ONUN KANITLANMASINI İSTERİM
Neden kendi üzerlerine alındıkları yönündeki soruya da 'çıksın açıklasın' diyerek tepki gösteren Sertel, "2 milletvekili diyor... Öbürü kim? Onu da söylesin. İl başkanından, kendini denetlemeye gelenlerden söz ediyor. Aykut Erdoğdu müfettiş. Kendisi inanılmaz derecede yolsuzlukların üstüne giden arkadaş. Söylemek istediklerini açık ve net şekilde ortaya koysun. Açıklamalarını yapsın isimlendirsin. Bensem o kişi onun kanıtlanmasını isterim. Çok kolaydır bunu kanıtlamak. Bana ilişkin gizli bir şeyler söylemek isteyenler olduğunda ben tek gitmem, yanımda bir tanık alırım. O diyor ki tek kişiydim… Olur mu böyle bir şey" ifadelerini kullandı.
BİZİM TEK PATRONUMUZ HALKTIR
Serdar Aksoy'u örnek göstererek 'ön seçim'in önemine dikkat çeken Sertel, "Partimizin seçim yaparken halka değil de yukarıdan atamasına neden karşı olduğumun en somut örneği bu. Halk seçseydi böyle olmazdı. İzmir halkı Atila Sertel'in ciğerlerine kadar bilir. Neden biz ön seçim istiyoruz? Kendi üyemizin onayını almadan halkın karşısına çıkmamamız gerektiğinden ve biz halka sorumluyuz. Bizim tek patronumuz halktır. Halk ve hak… Bizler için önemlidir. Atanmış AK Parti ve MHP vekilleri… Kaldır elini indir elini… Biz 19 Mayıs hareketleri için mi gidiyoruz TBMM'ye?" diye konuştu.