GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
27 Şubat 2023 Pazartesi 14:53

CHP’li Kılıç'tan tüyler ürperten iddia: Köylere kurtlar indi, cesetleri parçaladı!

CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, afet bölgesi Adıyaman’da gördüklerini anlattı. Vekil Kılıç, Adıyaman’da yoğun kar yağışı nedeniyle kapanan dağ köylerine ekiplerin ulaşamadığını söylerken, enkaz altında kalan cesetlerin kurtlar tarafından parçalandığı haberlerini duyduğunu aktardı. Kılıç “Son günlerde duymaya başladığımız bir başka şey, köylere kurtların indiği ve kurtların cesetleri parçaladığı haberleri gelmeye başladığı yönünde. Ve hatta, kurtlar gelmesin diye, kendi büyükbaş hayvanını korumaya çalışan bir adamcağızı kurtlar parçalamış” dedi.

EGEDESONSÖZ, CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, SonSözTv’de yayınlanan programda Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı.

Kahramanmaraş'ta önce 7,7 ardından ise 7,6 büyüklüğünde meydana gelen iki depremin ardından Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay'da büyük yıkımlara yol açmıştı. Afet bölgesi Adıyaman’da bulunan CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, canlı yayında karşılaştığı olayları ve yaşadıklarını anlattı.

UYARDIK, UYARDIK…
Depremin bir Türkiye gerçeği olduğunu söyleyen Sevda Erdan Kılıç, “Her evden bir yakınımız hayatını kaybetti. Sadece o bölgeden değil buradan da akrabalarını kaybedenler var. Önemli bir gündem maddesi. Aslında bizim hep gündemimizdeydi. Genel Başkanımız ve başkan yardımcılarımız depremi hep gündemde tutmaya çalıştık. İzmir depremini zaten canlı olarak yaşadık. İzmirliler bu acıyı çok iyi bildiği için, gündemde tuttuk. Bizlerden öteye bilim adamları uyardı, uyardı ve bir gün sabaha karşı deprem 10 ili birden vurdu” dedi.

HAVA ŞARTLARI 2’NCİ AFETİ YAŞATTI!
Depremin hemen ardından afet bölgesine gitmek için toplantı gerçekleştirdiklerini anlatan Kılıç, sözleri şu şekilde sürdürdü:

“Tunç Başkan’ın başkanlığında bir toplantı gerçekleştirdik ve toplantının ardından yola çıktık. 18 Saat sonra Adıyaman’a ulaşabildim. Yoğun bir kar yağışı vardı. Bir afet olmuş ancak hava şartları da ayrı bir afetti. Yola çıkan neredeyse herkes kar sebebiyle yolda kaldı. Biz uçakla Elazığ’a gittik ve Malatya üzerinden Adıyaman’a geçecektik. Ancak geçeceğimiz yol güzergâhında köprüler çökmüş. Bundan dolayı güzergâhımızı değiştirmek zorunda kaldık. Bir daire çizerek Urfa, Siverek üzerinden Adıyaman’a ulaştık. Tabi ulusal kanalarda ve sosyal medyada hep Hatay ve Kahramanmaraş gündeme gelmişti. Ancak Adıyaman sesini duyuramamıştı, bunun birçok nedeni vardı. Biz gittiğimizde elektrik yoktu, telefon ve internetler çekmiyordu, kimse kimseye ulaşamıyordu. Biz sandık ki Adıyaman’da birkaç bina yıkılmıştır. Zaten Adıyaman Valisi’nin de bu şekilde beyanatları vardı”

ADIYAMAN ADINDA BİR ŞEHİR KALMAMIŞTI!
Adıyaman’a ulaştıklarında gördüğü manzarayı, “Adıyaman adında bir şehir kalmamıştı” diyerek özetleyen Kılıç sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ancak gittiğimizde manzara çok farklıydı. Adıyaman merkezde, Adıyaman adında bir şehir kalmamış, tuzla buz olmuş bir tek valilik kalmıştı. Valilik binasının içerisinde de çatlaklar vardı. Şehir merkezinde oturulabilir bir bina kalmamıştı. Ağır hasarlı binalarda sonradan gelen artçılarla yıkılan bir sürü bina oldu. Hemen bağlantı kurmaya çalıştık valilik merkezinin bahçesinde birazcık internet çekiyordu. Bundan dolayı Adıyaman’ın sesini duyurabilmek için buradan kanalara bağlanmaya ve sosyal medyadan durumu duyurmaya çalıştık. Ardından Onursal Adıgüzel başkanlığında şehri gezmeye çalıştık. Navigasyonu açıyorsunuz navigasyonun gösterdiği sokaklarda evler yıkılmış, arabalarla geçemiyorsunuz. Saatlerce yol bulmaya çalıştık. Koordinasyon için valilik binasının 4. Katında bir toplantı salonu belirlenmişti ancak orada da deprem oldu ve sonrasında o binada kullanılamaz hale geldi. Adıyaman’da çok kötü şartlarda can pazarı yaşanıyordu. Herkes kendi yakınını kurtarmaya çalışıyordu”

ADIYAMAN KİMSENİN GÜNDEMİNDE DEĞİLDİ!
Afet bölgesinin merkez üstü olan Kahramanmaraş ve birçok binanın yıkıldığı paylaşılan Hatay’ın gündemde olduğu kadar Adıyaman’ın gündeme gelmediğinden bahseden Kılıç, “Biz gittiğimizde hiçbir kurum yoktu. Arama kurtarma çalışmaları yoktu. Devletin tüm kurumları da diğer afet bölgelerine ulaşmaya çalışıyordu. Adıyaman kimsenin gündeminde değildi. Bölgede girilebilecek tuvalet yok, su ve elektrik kesik. Hava inanılmaz soğuk. Ben Eskişehir’de doğdum büyüdüm, soğuğu bilirim ancak böyle bir soğuk yoktu. İnsanlar soğuktan tir tir titriyordu. Herkes kendi enkazının başında akrabalarını çıkarmaya çalışıyordu. Elleriyle enkaz başında, ellerini kanata kanata enkazdan yakınını çıkarmaya çalışıyordu. Sonrasında hemen Genel Merkez ile irtibat kuruduk. Adıyaman’ın durumunu anlattık, bu sırada deprem olalı 30 saati bulmuştu” ifadelerini kullandı.

İLK SICAK ÇORBA AYDIN’DAN GELDİ
Depremzede vatandaşların afet sonrasındaki ilk 30 saatte çok zor şartlar altında kaldığından bahseden Kılıç, “Biz insanların arasında vekil olduğumuzu söylerken yanıma bir polis memuru geldi. Vekilim ben Mardin’den geldim, 30 saattir boğazımızdan su dahi geçmedi dedi. Genel merkezden yardım tırları çıkarmaya çalıştık. Benim olduğum bölgeye gelen ilk yemek tırı Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin TIR’ı oldu. İnanılmaz bir ekip geldi. Ulaşır ulaşmaz açtılar ve ilk sıcak çorbayı Aydın Büyükşehir Belediyesi dağıttı. İnsanlar gözlerinde yaşlar ile alıyor çorbaları. Devamında diğer belediye TIR’ları geldi zaten. İlk 5 gün koordinasyonu Adıyaman’da biz sağladık. İllerden gelen tırların koordinasyonunu sağlarken ilk zamanlarda yolları kesip bizim belediyelerden gelen tırları Adıyaman’a almak yerine AFAD’ın yönlendirilmesi gerektiği söyleniyordu. Ancak Adıyaman’da AFAD yok, binası dahi yıkılmış” dedi.

4’NCÜ GÜNDEN SONRA KOORDİNASYON OTURMAYA BAŞLADI
Koordinasyon sıkıntısına değinen CHP’li Kılıç, 4’ncü günden itibaren işleyişin oturmaya başladığını kaydederek “Afet bölgesindeki İllerin resmi kurum müdürlerini düşünün, kendileri de depremzede zaten. Az, biraz çok koordinasyon diye bir şey yoktu. Direk olarak koordinasyon hiç yoktu. 4’ncü günden itibaren yavaş yavaş koordinasyon oturmaya başladı. Hükümet tarafından yapılan savunmaların kimisine bende katılıyorum,  evet 10 ilde oldu, hava şartları çok zorluyordu. Ben buna katılıyorum, ulaşmak kolay değildi. bir ilde olsa çevre iller yardım ederdi, ancak tamamen hepsinde yaşandı diyorlar. Evet doğru, ancak bunun öncesinde bizler ve bilim insanları yıllardır söylerken daha öncesinde bir koordinasyon eylem planı neden yapılmadı?” şeklinde konuştu.

HALK DEVLET KURUMLARINA İNANCINI YİTİRMİŞ ANCAK, ASKERE GÜVENİYORDU!
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin deprem bölgesine geç indiğini söyleyen Kılıç, ” Devlet kurumlarının birçoğuna insanlarımızın inancını yitirmiş. Ancak vatandaş askere güveniyor. Bir umut askeri bekliyordu. Şu günlerde gerekli mercilerden açıklamalar yapılıyor, belli sayılar söylediler ama sadece bunun için eğitilen askerler sahaya inmedi. Ekipmanları gelemedi, bu savunulacak bir şey değil. Zamanında asker inseydi sahaya bu can kaybı çok daha az olabilirdi. Bende buna inananlardanım ve vatandaş bekliyordu. Vatandaş ne yapsın, enkaz altında annesinin, babasının ya da ananesi, babası, çocuklarının sesini duyuyor. Bir şey yapmanız lazım. O durumda insanlar buldular, buluşturdular ve çevre illerden vinçleri kepçeleri kiralardılar. Ancak çalıştıracak insan yoktu. Asker bölgede olsaydı o makinaları çalıştıracak askerler bulunabilirdi. Bunun için eğitilen birlikler gelemedi. Erleri mi gönderecektik diye savunuyorlar. Gönderseydiniz erleri orada bir su dağıtırlardı, vatandaşın derdine derman olurlardı” dedi.

KIZININ CESEDİ BULAN BABA ‘SİZ BU CESEDİ BİLE KAYBEDERSİNİZ’ DEDİ
Adıyaman’ın merkezinde yıkılan bina sayısının gelen arama kurtarma ekiplerinin sayısından bir hayli fazla olduğunu Belirten Kılıç, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Adıyaman merkez için söyleyeyim belki 2 bin bina yıkılmış ve 2 bin binanın altında insanlar var, sesleri geliyor. Biz duyduk seslerin geldiğini, sonrasında ise o gelen seslerin nasıl yavaş yavaş söndüğünü duyduk. Tüm kentte toplasanız 10 arama kurtarma timi yoktu. Sonra sonra ekipler geldi. Ekipler geldiğinde bölgeye üzerinden çok zaman geçmişti. Hava çok soğuktu, çok geç kalınmıştı. Farklı farklı etmenlerden insanlarımız öldü. Herkes ekranlarda 158’nci saatte kurtarılanlara sevindi. Mucize dendi ama eğer arama kurtarma ekipleri ve devlet kurumları ilk saatte ve ilk günde gelseydi ne kadar çok can kurtarılabilirdi. 187’nci saatte kadar bir insan yaşıyorsa, arama kurtarma çalışmaları hızlı başlasaydı ne kadar canı kurtarabilecektik?  3’ncü günden sonra iletişimde açılmaya başladı. Bunları canlı görüp canlı yaşadıktan sonra iddia edilen savunmalara inanmak mümkün değil. Kefen yok, ceset torbası yok. Vatandaşımız enkazdan çıkarıyor bir yakınını ve kendi kabanı ile gömmek zorunda kalıyor. Devlet kurumlarına inanç kalmamış diye bir şey söyledim ya işte tam onun örneğini gözümün önünde yaşadım,  7-8 yaşında bir çocuğun cesedi çıkarıldı enkaz altından, baba vermem kızımı dedi. Ben bunu veririm size, siz bu cesedi bile kaybedersiniz. Kızımın ölüsüne bile ulaşamam dedi. Çok anı var çok şey yaşadık. Bir baba devlete kendi kızının cesedini emanet etmek istemedi”

ULAŞILAMAYAN KÖYLERDE KURTLAR CESET PARÇALADI!
Ulaşılamayan köylerdeki cesetlere kurtların saldırdığından bahseden Kılıç, “Köylere zaten yağan yoğun kar yağışı nedeniyle birkaç gün ulaşılmadı. O yolları açacak araçlarımız yoktu. Ulaşılamayan bir köyden 50 kişinin vefat ettiğini duyduk. Ve son günlerde duymaya başladığımız bir başka şey, köylere kurtların indiği ve kurtların cesetleri parçaladığı haberleri gelmeye başladı. Kimse ulaşamayınca oralara. O kadar çok hayvan telef oldu ki… Bizim gittiğimiz köylerde de vardı. Keçiler, kuzular ve inekler hepsi göçük altında kalmış, hepsini gördük. Sosyal medyada gündem olan bir ablamız vardı. İneği enkaz altında kalmıştı. O inek sosyal medya sayesinde çıkarıldı, kurtarıldı. Adana’ya gönderildi, ablaya da yardımlar yağdı. Ancak bir tane inek kurtarıldı, ahırın diğer kısmındaki hayvanlar ölmüştü. Hepsi bir can, İnsanlar yakınlarına üzüldüğü kadar canlarına da üzülüyordu. Arama kurtarma ekipleri ulaşamayacağı yerlerde insanlar vefat etmiş. Ve hatta, kurtlar gelmesin diye, kendi büyükbaş hayvanını korumaya çalışan bir adamcağızı kurtlar parçalamış” dedi.

TIR’IN DİREKSİYONUNU AFAD YERİNE BURAYA ÇEVİRDİK!
Yaşanan koordinasyonu sorununu çözmek için ellerini taşın altına koyduklarını kaydeden CHP’li Kılıç, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de bölgede çok ciddi çalışmaları oldu. Son zamanlarda Adıyaman’da biz talep edilince konteyner kent kurmaya başlandı. Buradan bütün Büyükşehir Belediyelerimize ve çok değerli halkımıza teşekkür ediyoruz. Belki benim sadece koordine ettiğim 3-4 gün içinde,  200 tır ulaşmıştır. Vatandaşlarımızda seferber oldu. O kadar güzel mektuplar açtık ki, anlatamam herkes evinde ne varsa yollamaya çalışmış. Belediyelerde bunları koordine etti. Ancak şehrin girişinde TIR’ların önleri kesilmeye başlandı, bu TIR’ların AFAD’a ulaşması gerekiyor diye. Sonrasında bizler görevli valiler ve bakanlarla görüştük. AFAD’ın yardım kısmı daha gelmemiş bunu koordine edecek kimse yok bize verin biz dağıtalım dedik. Tek tek TIR’ları getirdik bir merkez kurduk. Tüm mahalle ve ilçelere talep doğrultusunda yardım TIR’larını dağıtmaya başladık. Bir baktık ki başka illerden gelen yardım TIR’ları da bizim koordinasyon merkezimize gelmeye başladı. Bizim koordinasyon merkezimizin gelen yardım TIR’larını adil dağıttığımızı duyan başka belediyeler ve STK’lar bizlere, duyduk burasının adaletli ve Koordineli çalıştığını ondan dolayı TIR’ımızın direksiyonunu AFAD yerine buraya cevirdik dediler. Devlet yetkilileri de depremzede orada, ancak bizim partimizin de o bölgedeki örgütü depremzede diğer milletvekili arkadaşlarımızla birlikte ilk 3 gün biz indirdik yardımları… O kadar anlatılamaz bir durum yaşadık. Şu anda koordine olarak belediyelerimiz kontrol ediyor. İzmir’de ilçe belediye başkanlarımız bölgeye geldi, saysam eksik kalır. Hem İzmir Büyükşehir Belediye başkanımıza hem de bütün ilçe belediye başkanlarımıza çok teşekkür ediyorum. Biz orada çok kötü anlar yaşıyorduk. Sarılıp ağlıyorduk, enkazdan canlı çıkan oluyor sevinçten ağlıyorsun. Vefat eden birisi çıkıyor üzüntüden ağlıyorsun. O sırada bizim ilçe belediyelerden gelen TIR’ları görünce akrabanızı görmüş gibi seviniyorsunuz. Ben İzmir’imize de çok teşekkür ederim. İzmir depremin ne olduğunu çok iyi biliyor, sivil toplum kuruluşları da bize ulaştı. Bunca kötülüğün ardından, İzmir bize iyilik var da dedirtti” ifadelerini kullandı.