GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
18 Haziran 2024 Salı 09:19

CHP’li Bayır eylemler için konuştu: Tek maaşlı olanı işten çıkarmazdım!

İzmir Büyükşehir’de üç ay önce işe alınan ve işten çıkarıldıkları için eylem yapan personelle ilgili değerlendirmeler yapan CHP’li geçmiş dönem Milletvekili Tacettin Bayır, “Tartışılan o isimlerden çoğunun aynı aileden ikinci, hatta üçüncü kişi olduğu söyleniyor. Belediye Başkanı ben olsaydım, bu durumda ikinci ve üçüncü kişiden fedakarlık isterdim. Ama evin tek maaşlısıyla onu işten atmazdım” dedi.

EGEDESONSÖZ – Cumhuriyet Halk Partisi geçmiş dönem Milletvekili Tacettin Bayır, SONSÖZ TV’de Gazeteci yazar Muhittin Akbel’in programında, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde işten çıkarılan personelle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Büyükşehir’in ve ilçe belediyelerinin içinde bulundukları sıkıntılı durumla ilgili görüşlerini paylaşan Tacetin Bayır, “Ticarette olduğu gibi belediyelerin de ayağını yorganına göre uzat, deyimine sadık kalması lazım” dedi. Başkanlara tavsiyelerde bulunan Bayır, bugünkü sıkıntıların tekrar yaşanmaması için ne yapılması gerektiği konusunda da tecrübelerini aktardı.

YENİ BAŞKAN NE HALİ VARSA GÖRSÜN DEMEK, PARTİYE İHANETTİR
Bayır şunları söyledi: “Öncelikle şunun altını çizmek lazım; ülke ekonomisi iyiye gitmiyor. İşsizlik aldı başını, gidiyor. İzmir’de 200 binden fazla işsiz insanımız var. Bunların yaklaşık 140 bini üniversite mezunu. Gençler üniversiteyi bitirmiş öğretmen olmuş mesela, atanmıyor ve insanlar bu sorunun çözümünü yerel yönetimlerde arıyor. İzmir Büyükşehir ve 30 ilçesinde 58-60 bin arasında insan çalışıyor. Şu andaki mevcut kadronun tamamını emekliye ayırsanız, 200 bin işsizden 60 binini işe alsanız bile 140 bin kişi yine açıkta kalıyor. Personel alımını planlamazsanız, tabii ki sorun yaşarsınız. 47 yıldır ticaretle uğraşan biriyim. Ayağını yorganına göre uzatmak diye bir deyim vardır. Bu söz gereği, önce işletmenin geliri ve giderine bakılır. Çalıştırdığım personele ödediğim para, elektrik, su, araçların yakıtına ödenen paraları toplarsınız, o giderleri karşılayan bir gelirinizin olması lazım. Serbest ticarette işleriniz kötü gidebilir, gelirleriniz zaman zaman sekteye uğrar, tamam da… Fakat belediyelerde öyle değil ki. Belediyelerin gelirleri bellidir. İller Bankası’ndan nüfusunuza orantılı para gelir, emlak gelirleriniz vardır. İzmir Büyükşehir’in de diğer belediyelerin de gelirleri bellidir. O zaman, ayağınızı yorganına göre uzatacaksın. Yasa zaten bütçenin yüzde 40’ından fazlasını personele ayıramazsın, diyor. Neden böyle bir kriter konmuş? Yatırım yap diye! Buna rağmen gelirinizle orantılı bir şekilde personelinizi sabitlemezseniz, böyle bir şey doğru olmaz.”

BELEDİYE MÜTEAHHİTLİK YAPMAZ, BELEDİYE BAŞKANI MÜTEAHHİT DEĞİLDİR
1989 yılında bugün CHP’nin bugün yakaladığı rüzgarı SHP ile yakaladıklarını hatırlatan Bayır, “O zaman elimizdeki avantajı iyi değerlendirmiş olsaydık, 40 yıldır görmediğimiz iktidara çoktan gelmiştik” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aslında belediye başkanlarının seçilme yöntemini sorgulamamız lazım. Ben giderayak Büyükşehir belediyesine 2 bin küsur kişiyi işe alıp, madem ben belediye başkan adayı gösterilmedim, yeni başkan ne hali varsa görsün demek, partiye ihanet etmekten başka bir şey değildir. Bu, benden sonrası tufan, demektir. Bu anlamda Tunç Soyer’i çok eleştiriyorum. İzmir Büyükşehir’in bazı şirketlerinde ciddi zararlar var. Her belediye başkanının farklı bir yoğurt yiyişi vardır. Mesela Aziz Kocaoğlu çok iktisatlı, eli sıkı bir adamdı. Sonuçta belediyenin kredibilitesini en üst seviyeye çıkardı. Hesapları kontrol ederdi, denetlerdi, savurganlığın önüne geçerdi. Aziz Bey’de eksik olan neydi? Spora, kültüre, sanata bakışı biraz eksik gibiydi. Tunç Soyer’in de kültürel faaliyetlere bakışı biraz abartılıydı, Tarkan konserleri, şunlar bunlar… Bu iki karakterin ortası olabilir miydi? Pekala olabilirdi! Bir ticaret erbabı da belediye başkanı da ayağını yorganına göre uzatmak zorundadır. Benim haddime değil, belediye başkanlarına akıl vermek ama geçmişten bir şey hatırlatmak istiyorum. 1989 yılında, bugün yakaladığımız rüzgarı yakalamıştık. Kayseri Büyükşehir Belediyesini bile kazanmıştık. O zamanki avantajımızı iyi değerlendirmiş olsaydık, 40 küsur yıldır görmediğimiz iktidarı çoktan yakalamış olurduk. O dönemde de hatalar yapıldı. Kooperatifçiliğe yöneldi belediyelerimiz o dönemde. Belediye müteahhitlik yapmaz, yapamaz! İZBETON, kooperatifçiliğe soyundu, bunu doğru bulmuyorum. Belediye başkanı müteahhit değildir.”

GENÇ BAŞKANLARA KRİZDEN ÇIKIŞ ÖNERİLERİ
İçinde bulundukları krizden kurtulmaları, ileride benzer sorunlarla karşılaşmamaları için tavsiyelerde bulunan Tacettin Bayır, şu görüşlere yer verdi:

“Her şeyden önce gelirlerin ne olduğu ortaya konmalı. Emeklilik yaşı gelmiş arkadaşların gönül rızasıyla emekli olmaları sağlanmalı. Ben Belediye başkanı olsam, ilk bakacağım şey, o evden benim belediyemde kaç kişi çalışıyor, olurdu. Aynı evden iki ya da üç kişi belediyede çalışıyorsa, onları karşıma alır, birisinden fedakarlık isterdim. Buna sendika müsaade eder etmez, bilemem. Son üç ay içerisinde işe alınan 2 bin küsur kişinin büyük bölümü, aynı evden ikinci veya üçüncü kişi durumunda. Bir kişi çalışıyorsa, o kişi kesinlikle işten çıkarmamak lazım, çünkü evdeki tencereyi kaynatmasına yardımcı olmak lazım. Şunu da yapmamız lazım; belediye başkan adayını seçerken, adamın yaşam tarzına şöyle bir bakmak lazım. O adayın bir başarısı var mı? Rüştünü kanıtlamış mı? Genel merkez bunu yapmıyor. Biliyorsun bu konuda en hep önseçim taraftarıyım. Milletvekilinin de belediye başkanının da önseçimle seçilmesinden yanayım. Partili, belediye başkanında neler olması gerektiğine dair kriterleri biliyor. Doğru bir tercih yapar sonuçta. Genel merkez, adayın siyasette ne kadar etkili olduğuna, tanınırlığına bakıyor! Amasız, fakatsız önseçimler yapmalıyız. Siyasetçi hukukçularımız, tüzüğe öyle bir şey yazmışlar ki, aday belirleme önseçimle yapılacaktır, dedikten sonra ama’yı ekliyor ve aday belirleme önseçimle yapılacaktır ifadesi muğlak kalıyor. Bazı ilçelerde Büyükşehir Başkanı, ilçe belediye başkanından daha çok oy aldı; bazı ilçelerde ilçe belediye başkanı daha çok oy aldı. Genel merkezin bunu araştırması lazım. Ayrıca başarılı belediye başkanlığı yapmış, Yılmaz Büyükerşen, Murat Karayalçın, Aziz Kocaoğlu, Osman Gürün gibi başkanlardan oluşturulacak bir ekip, belediyelerin hizmet üretimlerini genç başkanlara anlatmalılar. Onların yanına, duayen başkanların fikirlerini alanlara taşıyabilecek isimler verilmeli. Bir belediye başkanının keşfettiği güzel bir şeyi, bir başka başkanın keşfetmesini beklemeden o hizmet en kısa yoldan verilmeye başlanmalı.”

BİR YIL KONSER YAPILMASA, ÜÇ TANE BATTI ÇIKTI AÇILIR
Belediye başkanlarının çoğunun çok genç ve tecrübesiz olduklarına vurgu yapan Tacettin Bayır, genç başkanlara şu tavsiyelerde bulundu:

“Öncelikli tavsiyem,hiçbir başkanımız, ben belediye başkanı seçildim, beş yıl sonra tekrar halkın karşısına çıktığımda beni tekrar seçsinler, düşüncesiyle çalışmamalı. Beş yıl sonra yeniden belediye başkanı seçilmek için halka şirin görünmek adına konserler vereyim, insanları eğlendireyim dememeli. Konserler çok pahalı aktiviteler. Konserlere giden paralarda pek çok sorunu çözebilirsiniz. Halkın gerçek taleplerini onlara dokunarak, onları dinleyerek öğrenebilirler. Konser yaptın diye o insan sana oy vermiyor. Her yıl üç tane, beş yılda 15 tane konser vermek iş değil. Trafiğimiz berbat. Battı çıktılar yap mesela. İzmir Büyükşehir Belediyesi, ben bu yıl hiç konser düzenlemeyeceğim dese, inanın üç tane battı çıktı yapar. Cemil Tugay başkanımız, gençlere sorsa, battı çıktı mı yapalım, konser mi düzenleyelim, diye, gençlerin de battı çıktı isteyeceğine inanıyorum. Cemil Bey, her ne kadar doktor da olsa, çok tutumlu biri olduğunu düşünüyorum. Her şeyin başı tasarruftur.”