EGEDESONSÖZ- SonSöz TV'ye konuk olan Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, Gazeteci Fatih Yapar'ın gündeme dair sorularını yanıtladı. Uzun zamandır genel siyasetin gündeminde olan Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili Cumhur İttifakı'nın aday çıkartması ancak Millet İttifakı'nın henüz belirlememesi konusu parti temsilcilerine de sıkça soruldu. Bu tartışmalara CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Tuncelili ve alevi kökenli olması da eklenince Bayır bunu 'ülkeyi parçalamak isteyenlerin yaptığı bir kategorizeleştirme' olarak değerlendirdi. Kimsenin anne ve babasını seçemediğini dile getiren Bayır, vatandaşların bu oyunlara gelmemeleri gerektiğini söyledi.
İZMİRLİ SANA OY VERMEZ!
AK Parti’nin İzmir ile ilgili bekleyen projelerinin olmadığı iddialarını ve bakanların belediye başkanlarıyla görüşmelerini değerlendiren Bayır, “Bir milletvekili size çıkıpta İzmir’deki belediye başkanları bakanlarla görüşüyor. Lütfettin. Bunu neden lütuf gibi anlatıyorlar. Büyükşehir Belediye Başkanı'na randevu verdiler diye bir şey yaptıklarını zannediyorlar . Böyle bir mantık olabilir mi? Metronun parasının imzası Basitko’nun önünde duruyor hala. Bekleyen o kadar şey var ki İzmir’le ilgili…2011’de il başkanı olduğumda kent dönüşümü ile ilgili 13 dosya verdik. 13 Dosyadan 3 tanesi geri geldi. Altından kalkabiliyorsanız kalkın diye yolladılar. Çiğli, Gültepe, Karabağlar Uzundere…Rant olmayan, halk ile karşı karşıya geleceğiniz kent dönüşüm dosyasıydı. Uzundere’de üniversite yapalım dediğimiz yere yani Aktepe Emrez’e, TOKİ 20 katlı binalar dikti. 20-25 blok... Amaç; 6-7 bin seçmen ile CHP’yi alaşağı edebilir miyim?, AK Parti’yi iktidar yapabilir miyim? Bu planlar tutmuyor. İzmirli araştırmacı, sondaj yapıyor. Körü körüne gidip oy vermiyor. Özel hayatına müdahale edip dinsiz dersen İzmirli sana oy vermez” diye aktardı.
İNSANLARI KATEGORİZE ETMEK ÜLKEYİ PARÇALAMAK İSTEYENE YARAR
Adaylık konusu ile ilgili 3 ismin konuşulmasının siyaseten farklı amaçlar taşıdığını söyleyen Bayır, ”Türkiye’de aday olduğunu ifade edip işte birisi İstanbul’da ciddi oy almış, birisi Ankara, bir de partinin genel başkanın aday olacağının getirilmesini siyaseten farklı bir amaç taşıdığını düşünüyorum. Cumhurbaşkanı adayı olarak İstanbul ve Ankara düşürüldü. Çok kıymetli iki arkadaşımız ve onlar belediye başkanlığı yapmak için seçildiler. Ben iddia ediyorum bir parti iktidara yürüyecekse İstanbul ve Ankara’yı elinde tutarak yürüyecek. İzmir zaten elinizde. 3 büyük kentin yanına Adanayı kattık, Bursayı’da katacağız. Size şöyle bir önerim var; sorularda devamlı 3 adaydan biri sorulursa, ve birisinden yana tarafsanız... Diyelim ki; Ekrem İmamoğlu’ndan yanasınız. Karşınızdaki de Mansur Yavaş’tan yanaysa diğer üçüncü arkadaşta Kılıçdaroğlu’ndan yanaysa bu parçalanmayı getirir. Çünkü 3 tane aday olmayacak 1 aday olacak. Sonuçta bire indirdiğinizde diğer ikisinde bir kırılganlık çekimserlik olabilir. Vermemezlik edebilir. Yapılmak istenen bu. Bunu öyle bir yapıyorlar ki alt kimliği kullanarak yapıyorlar. Burada bu üçlü yapıyı getiriyor. Özellikle AK Partililer sık yapıyor, sonra vay efendim Kılıçdaroğlu alevi, Tuncelili... Hangimiz anamızı babamızı kendimiz seçtik kardeşim? Doğduğum yeri ben seçmedim. Anamı babamı ben seçmedim. Düşünün ki öğretmen çocuğum; Annem babam Rize’de tanışıp evlendi orda doğdum ya da Diyarbakır’da bir astsubay çocuğu olarak dünyaya geldim. Kimliğimde Diyarbakır yazardı. İnsanları rengine, diline, dinine göre kategorize etmek ancak ve ancak ülkeyi parçalamak isteyene yarar. Bunu bir zaman Alevi-Sunni, bir zaman Türk-Kürt çatışmasıyla bu ülkeyi parçalamak isteyen kapitalizmin oyunu ve artık bu oyunlara gelmemeliyiz” dedi.
MİRASYEDİLERDEN HESAP SORACAK KADROLAR GÖREVE GELMELİ
Kılıçdaroğlu’nun Tuncelili olması konusunu konuşmak yerine "Kılıçdaroğlu tarafsızlığını koruyacak mı? Kamu kurumlarını denetleyebilecek mi? Partinin genel başkanlığı yaptığı sürede kurumların nasıl çalıştığını görmüş müdür? 4-Sistemin çalışmasıyla ilgili sözleri nelerdir?" sorularının yanıtlarının tartışılması gerektiğini ifade eden Bayır, "Mesela seçilmiş Cumhurbaşkanı Merkez Bankası'na müdahale etmemelidir. Dolayısıyla Merkez Bankası'na tarafsız birinin atanması gerekir. Bunları konuşmak varken Neden Kılıçdaroğlu?, neden Yavaş ya da neden İmamoğlu? Zaten ikisi belediyecilikten geliyor. Kılıçdaroğlu’da hesap uzmanlığından geliyor. Bu bizim aradığımız bir kriter. Demin soruların değiştiğini söyledim. Çalınan paraların hesabını soracak mısınız sorusunun yanıtını ve bunu soracak bilgisi, birikimi ve cesareti olan adayı arıyoruz. Mesele Tuncelili, Karadenizli meselesi değil. Ben film çevirmiyorum. Yeşilçam oyuncusu aramıyorum. Ben tarafsız Cumhurbaşkanı arıyorum. Kılıçdaroğlu’nun her zamanki nezaketi de var. Altılı bir masa var ben onlara sormadan adaylığımı açıklıyorum demez. Şöyle de bir yanı var Kılıçdaroğlu’nun kurultayda kendine rakip olmuş, kendi koltuğunda gözü olan bir adayın elini tutup cumhurbaşkanı adayı olarak kaldırmış bir insan. Bu konuda bir kompleks yok. Kiminle olay kurtarılıyorsa onu kaldırır. Yiğidi öldürüp hakkını vermek lazım. Bu kadroların içinde en iyi Kılıçdaroğlu yapar deyip tutup elini kaldırmalıyız. Daha önceki Ekmeleddin ve İnce gibi olmamalı. Belki de biz hata yapıyoruz. Kurutuluşu ,gözümüzün önünde duran, her türlü tavize ve Türkiye’ye yapılanlara karşı Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının mirasını mirasyedi edasıyla satıp satıp yiyen Sümerbank'ı, Etibank'ı.. İnsanlardan hesap soracak kadroları işin başına getirmeliyiz” şeklinde konuştu.