CHP İzmir Milletvekili ve Milli Savunma Komisyonu Üyesi Murat Bakan, daha önce meclis kürsüsünden dile getirdiği uzman jandarmaların özlük haklarıyla ilgili soru önergesi verdi. Uzman jandarmaların sadece şehit olduklarında hatırlandığına dikkat çeken Bakan, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a “2012 yılında okullara alımları durdurulan, kadroları astsubay kadrosuna çevrilen ve neredeyse tamamı astsubay görevlerinde görevlendirilen uzmanlar, jandarma astsubayları ile aynı eğitimlere sahip ve benzer görevleri yaparken neden aynı özlük haklarına sahip değiller?” diye sordu.
Öte yandan askeri işyerlerinde görevli kamu çalışanlarının özlük haklarıyla ilgili de bir çalışma yürüten Bakan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi ama aynı kanunun bazı maddeleriyle çalışma saatleri, fazla çalışma, iş güvencesi, yargılama usulleri gibi yasanın ruhu olan maddelerden muaf tutulan ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 2. maddesi ile Türk Silahlı Kuvvetleri personeli sayılmayan kamu çalışanlarının da haklarının iyileştirilmesi konusunu gündeme getirdi.
“Emir ve ceza verilirken asker, hak verilirken sivil kabul edilen bir emekçi topluluğudur” diyerek askeri işyerlerinde görevli kamu çalışanlarının haklarına da sahip çıkan Bakan, “Adalet mücadelesinde sonuna kadar yanlarındayım” dedi ve haklı taleplerin mücadelesini mecliste sonuna kadar vereceğini belirtti.
UZMAN JANDARMALAR HANGİ ORDUNUN PERSONELİ?
Uzman jandarmaların sadece eşit işe eşit ücret istediklerini belirten Bakan, orduevi sorununa da değinerek, “Uzman jandarmalarımız orduevlerine alınmıyorlar. Adı üstüne orduevi… Uzman jandarmalar acaba hangi ordunun personeli? Beraber omuz omuza görev yaptığı, operasyona birlikte gittiği, birlikte şehit olduğu astsubaylarla aynı yerde istirahat etmek bu uzman jandarmalarımızın hakkı değil mi? Bu insanlar ailelerin yanında orduevlerinin kapılarından kovuluyor. Maaş adaletsizliği var. 2, 3 hatta 4 görevli bir üst rütbenin görevini yapar, dağda, bayırda, köyde, arazide yaya gezer ancak maaşı bir başka memura endeksli olarak ödenir. Burada adalet var mıdır?” ifadelerini kullandı.
EMİR VE CEZA VERİLİRKEN ASKER; HAK VERİLİRKEN SİVİL!
Türk Silahlı Kuvvetleri personeli sayılmayan kamu çalışanlarının, hizmet verdiği sosyal tesis ve orduevlerinden faydalanamaması, askeri personelin görev yaptığı tüm alanlarda görev yapmasına rağmen aynı iş riskini taşımadığı iddia edilerek fiili hizmet zammı (yıpranma), silahlı kuvvetler tazminatı ve benzeri iyileştirmelerin hiçbirinden faydalanamamasına dikkat çeken Bakan, “Emir ve ceza verilirken asker, hak verilirken sivil kabul edilen bir emekçi topluluğudur” diyerek askeri işyerlerinde görevli kamu çalışanlarının özlük haklarına da sahip çıktı.