GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
12 Haziran 2018 Salı 14:51

CHP'li Bakan: Kimseye ödünç verecek oyumuz yok!

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan partililere çağrıda bulunarak HDP’ye oy vermemelerini istedi. Bakan, “HDP normal şartlarda zaten her iki bölgede birer milletvekili çıkartıyor. Partinin baraj sorunu yok. Verilecek emanet oylar bizim milletvekili kaybımıza neden olur. Kimseye verilecek ödünç oyumuz

EGEDESONSÖZ. CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan seçime günler kala partililere çağrıda bulundu. HDP’nin barajı aşma sorununa istinaden CHP’den gidebilecek oylar hakkında rakamlar üzerinden değerlendirme yaptı.

SonSöz TV’de yayınlanan Güne Bakış Programı’na katılan Bakan, “HDP’nin Türkiye genelinde baraj sorunu yok. HDP’nin oy oranı tüm kamuoyu araştırmalarında yüzde 11-12 bandında görünüyor. Kürt seçmen anketlerde kendini saklıyor. Bunu da düşünürsek oy oranı yüzde 13-14’e kadar çıkıyor.  İzmir’de HDP barajı aşsın, yeni cumhurbaşkanı gelsin, iktidar değişsin’ CHP’ye iki milletvekiline mal oldu. 2015 Haziran seçimlerinde biz bunu yaşadık. Ödünç oylar  HDP’nin işine yaramayacak. Birinci ve ikinci bölgelerde ikinci milletvekilini çıkartmak için 30-40 bin ilave oya ihtiyaçları var ancak biz 7 Haziran’da birkaç bin oyla her iki bölgede iki milletvekilini AKP ve MHP’ye kaybettik. O yüzden ödünç oy bize milletvekili kaybettirir. Bu da AKP’nin milletvekili kazanması demektir” diye konuştu.

Rakamlar üzerinden konuşurken bizzat kendisinin durumunu örnek gösteren Bakan, “Bakınız ben 2015 Haziran seçimlerinde birinci bölgede 2 bin oy ile milletvekili olamadım. Kim oldu? Giden ödünç oylarımız nedeniyle MHP İzmir’de dört milletvekili çıkartarak ikinci sıradakileri TBMM’ye gönderdi. Sonrasında yani Kasım’da milletvekili olabildim. Çünkü oylarımız geri geldi. Geri gelen 15 bine yakın oy iki milletvekilini almamızı sağladı ve her iki bölgede 7’şer milletvekili çıkardık. İlk turda parlamento çoğunluğunu almak zorundayız. O bakımdan herkes kendi partisine oy vermeli. Ödünç oylarla kaybettiğimiz iki vekillik belki de parlamento çoğunluğunu almamıza engel olacak bu da HDP barajı aşsın derken iki milletvekilini AKP’ye kurşun asker olarak hediye etmişsiniz anlamına gelir” dedi.

SANDIĞA GİDEN VATANDAŞ SAYISI ARTMALI
Cumhur İttifakı’nın oyunun düşmesi için sandığa giden vatandaş sayısının artması gerektiğini söyleyen Bakan, “Sandık güvenliği ile ilgili yani sandık güvenliğinden önce çözülmesi gereken bir durum var. “Oylar çalınıyor” algısı nedeniyle sandığa gitme oranı düşüyor. “Seçimi kazansa da gitmeyecekler” korkusu umutsuzluğa ve korkuya sebep oluyor. Umutsuzluk ve korkuyu yenmek lazım sandıklara sahip çıkacağız ve sandığa giden vatandaş sayısını arttıracağız. Sandıklara sahip çıkacağız ve bununla ilgili yoğun bir çalışmamız olacak. Bu işi tekniği konusunda yani sandık sonuçlarını toplanıp YSK ile karşılaştırılması noktasına çalışacağız. Sandık ile ilgili şu an Millet İttifakı ve HDP ittifak yapmış durumda ve bir havuz oluşturuldu. Sandık görevlisi olmayan yerlerde destek verilecek. Sandık görevlileri sandık sonuçlarını birbirleriyle paylaşabilecekler. Asıl önemli olan “sandıkta oyumuz heba olur mu, sandıkta oy çalınır mı” endişesiyle sandığa gitmeyen seçmenler. Bunların sandığa gidip oy kullanması lazım. Oy kullanma oranı arttıkça iktidarın yani ve Cumhur ittifakının oyları düşüyor. O yüzden sandığa gitmemiz lazım. Seçmenin sandığına sahip çıkması lazım, dikkatli olması lazım. Sandık açılana kadar orada beklemesi lazım. Seçim sonuçları Seçim Kurulu’na gidinceye kadar sandıklara sahip çıkması gerekir. Sorun durumunda bize iletilmesi gerekir. Onunla ilgili de bir aplikasyon yaptık. Akıllı telefon uygulamasını indirerek oradan herkes kendi sandık sonucunu müşahitler, sandık görevlilerimiz bizim genel merkezimize iletebilir. Biz onları topluyoruz. YSK’nın sonuçlarıyla bizim sonuçlarımızı mukayese diyoruz. Arada bir fark varsa eğer değişiklik varsa derhal o sandığa itiraz ediyoruz. Oy çalma ihtimali olan bir iktidarla karşı karşıyayız. İnsanlar oyunun güvenliğinden endişe ediyor. Önce bunu değerlendirmek lazım. Sonra gidip sandığa sahip çıkmak lazım. Biz bunu sokak sokak gezdiğimiz her yerde anlatıyoruz” dedi.

TARIMDA DURUM ÇOK VAHİM
Tarımda durumun çok vahim olduğunu ve İzmir’de tarımın bitme noktasına geldiğini söyleyen vekil Bakan, “Kırsal için konuşmak gerekirse kentteki gibi işte kaldırım taşı şöyle olmuş, yolda çukur varmış konuşulmuyor. Kırsala gittiğinizde şunu görüyorsunuz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’na ilişkin çalışmalara ilişkin büyük bir memnuniyet var. Asıl sıkıntı kırsaldaki tarımla ilgili. Oraya gittiğimizde konuşmadan onlar anlatmaya başlıyor. Gübrenin mazotun fiyatını size çiftçi söylüyor. Şu an İzmir'de tarım bitmiş durumda. İzmir’de tarım bitmişse zaten Türkiye'de tarım tükenmiş olduğu anlamına geliyor. İzmir 18 yüzyılın tarım alanındaki en büyük limanı konumundaydı. Sadece Türkiye’nin değil Akdeniz'in en önemli limanlarından biri, Bir tarafta Söke, Küçük Menderes, Bakırçay gibi çok verimli tarım havzaları olması, buradan çıkan tütünün, pamuğun, incirin, kuru üzümün dünyaya İhraç edilmesi özelliğini kaybetmiş durumda. Ege'de artık ne pamuk var ne tütün var. Ne de para kazandıran bir tarım ürünü var. Çiftçi söylüyor bunu anlatıyor zaten. Tohum İsrail'den geliyor O İsrail'den gelen tohum tek sefer kullanılabiliyor. Bir taraftan hayvancılık tükenmiş durumda. Sığır biliyorsunuz Sırbistan'dan geliyor. Anguslar Arjantin’den, saman Yunanistan’dan geliyor. Yakın döneme kadar Türkiye tarımda kendi kendine yeten bir ülkeydi ama şimdi değil. Ve verimli alanlar ekilmiyor. 6 milyon hektar alan istatistiklere göre ekilmiyor. Ve bu verimli alan miktarı giderek azalıyor. Köylerde 50 yaşının altında insan yok. Gençler köylerde değil. Ya sanayide Çalışıyorlar ya da şehirlere göç ediyorlar. Tarımdan kazandığı parayla oğlunun düğününü yapan kimse yok. Ev kuran orada yaşamı devam ettiren bir nesil yok. Bir iki nesil sonra köylerde hiç insan kalmayacak. Durum çok vahim. Bu ulusal güvenliği tehdit eden durum. Yani Türkiye'de savaş durumunda kendi gıdasını, kendi yiyeceğini karşılayamayacak” dedi.

İNCE İLE YABANCI YATIRIMCI GERİ DÖNER
İnce’nin Cumhurbaşkanı olması durumunda siyasetin ikliminin değişeceğini ve bunun da ekonomiye yansıyacağı söyleyen Murat Bakan, “dünyanın Türkiye’ye güven duyması lazım. Türkiye’de hukukun üstünlüğüne, güvenliğine güvenmesi lazım. Bir iş adamı “yarın benim üstüme gelecekler mi” diye düşünmemesi lazım. Önümüzdeki süreçte yani 24 Haziran’dan sonra Muharrem İnce cumhurbaşkanı olduktan sonra tekrar yabancı piyasalardan Türkiye’ye para gelmeye başlar. Para güvenli olan yere girer. Böyle bir ortam şu an yok. Şu an bizim sıcak paraya ihtiyacımız var. Onların gelebileceği güvenli ortam yok ve iktidarın değişikliğine ihtiyaç var” dedi.

İnce’nin örnek bir Cumhurbaşkanı olacağını söyleyen Bakan, “halkın içinden çıkan, metroda seyahat edebilecek, halkla beraber otobüse binebilen, bisiklete binen, 3000 korumaya ihtiyaç duymayan bir Cumhurbaşkanı istiyoruz. Hani diyorlar ya büyük sarayımız var. Büyük devletin büyük sarayı olmaz. Halkı mutlu olan devlet büyüktür, halkı özgür olan devlet büyüktür. Büyük sarayı olan ülke büyük değildir. Norveç’in Cumhurbaşkanı ekonomi sınıfında uçuyor. Amerika’da Beyaz Saray var diyorlar Beyaz Saray’a gidenler görür Beyaz Saray saray değil, bahçesi olan evdir. Türkiye’deki sarayın aynısı hiçbir yerde yok. Belki küçük diktatörlüklerle yönetilen ülkelerin vardır. Bizim böyle bir şeye ihtiyacımız yok. Üretecek, israf etmeyecek, parayı toprağa gömmeyecek, fabrikanın bacasına tüttürecek bir Cumhurbaşkanı’na ihtiyaç var” dedi.

MHP VEKİL ÇIKARAMAZ
24 Haziran 1. ve 2. bölgelerden en az 8’er milletvekili çıkarabileceklerini söyleyen Bakan, “tahminime göre HDP her iki bölgeden de birer vekil çıkarabilecek güçte. İYİ Parti’nin her iki bölgeden de 1 yada 2’şer vekil çıkarabileceğini düşünüyorum. MHP ise vekil çıkaramaz” dedi.