GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
7 Haziran 2023 Çarşamba 10:53

CHP İzmir’den ‘manevi danışmanlık’ tepkisi… 'Eğitim dışı, tehlikeli bir kadrolaşma!'

İzmir’de bazı okullara ‘manevi danışmanlık’ atanması ile ilgili basın açıklaması düzenleyen Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve Kadın Kolları İl Başkanı Nurdan Şenkal Uçar’ın hedefinde iktidar partisi ve Milli Eğitim Bakanlığı yer aldı.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanlığı İzmir’de okullara ‘manevi danışman’ atanması ilgili Cumhuriyet Meydanı'nda basın açıklaması düzenledi.

CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, CHP İzmir Kadın Kolları Başkanı Nurdan Şenkal Uçar ve Gençlik Kolları Başkanı Burak Kotan’ın da katıldığı basın açıklamasında alınan karara sert bir dille tepki gösterildi.

ASLANOĞLU: ŞARHOŞLUK İÇİNDE UNUTTULAR
Açıklamayı alanda yapmalarının nedenini anlatarak sözlerine başlayan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, “Bugün basın açıklamamızı Kurtarıcımız ve Cumhuriyetimizin kurucusu olan, Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün huzurunda yapmak istedik. Bu yolla belki de, onun ısrarla işaret ettiği, çocuklarımızın çağdaş bilim ve fen yolunda yetiştirilmesi vasiyetini inatla anlamayanların ufuklarının açılmasına vesile oluruz dedik. Cumhuriyetimizin geleceği, velilerin emaneti ve bağımsızlığımızın teminatı olan çocuklarımızın okullarda alacağı eğitim, Türkiye’nin çağdaş ülkeler arasında yer almasının da en önemli şartı. Çocuklarımız; cahillikle, gericilikle savaşımızda, karanlıkları aydınlığa çevirecek olan güneşimiz. Onlar parlamaya çalıştıkça, 20 yıldır her yeni bakanla değiştirilen, 2016’ya kadar FETÖ’ye teslim edilen, sonrasında onun boşluğunu doldurmaya çalışan yandaş vakıflarla, tarikatlarla idare edilmeye çalışılan eğitim sistemimizin en büyük kurbanı, maalesef ki bu rüzgarda savrulan çocuklarımız oldu. Bunca çıkar kavgası ve iktidar sarhoşluğu içinde unuttular!” dedi.

KADROLAŞMANIN ÖNÜ AÇILMAYA ÇALIŞILIYOR
Amaçlarının kadrolaşma olduğunu belirten Aslanoğlu, “Çocuklarımızı unuttular. Yarınlarımızın teminatının ilim, irfan ve çağdaş eğitim olduğunu unuttular. Fedakarca görev yapan öğretmenlerimizi unuttular. Eğitimin evrensel, bilimin ışığında, ufuk açan ve özgürce düşünen bireyler yetiştirdiğini  unuttular. Türkiye günden güne çağdaş eğitimden uzaklaşırken, şimdi de ÇEDES, yani “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” adı altında “Manevi Danışmanlık” sıfatıyla; İzmir’deki her üç okuldan birine, imam, müezzin, vaiz, kuran kursu öğreticisi görevlendirmesi yapıldı. Bu süslü başlıklarla yapılan atamalarla görevlendirilen hiçbir personelin çocuklar, gençler veya eğitimle ilgili yetileri, Pedagojik Formasyonları yok. Bu atamaların çağdaş ve modern bir eğitime koyacağı hiçbir katkı yok. Belli ki, yine belli çevreler iktidara baskıyla iş yaptırıyor. Belli ki, çocuklarına kavuşmayı bekleyen yüz binlerce atanamayan öğretmen yerine, çocuklarımız kullanılarak eğitim dışı ve tehlikeli bir kadrolaşmanın önü açılmaya çalışılıyor” ifadelerini kullandı.

SÜRECİ YAKINDAN TAKİP EDECEĞİM!
Milli Eğitim Bakanlığına seslenen Aslanoğlu sözlerini şu ifadeler ile sürdürdü;

 “Belli ki, okulların tatile girmesine günler kala şimdiden 2023- 2024 eğitim yılının hazırlığı yapılarak iş oldubittiye getirilmek isteniyor. Buradan Milli Eğitim Bakanlığı'na ve İl Müdürlüğü'ne soruyoruz; Daha önce KYK yurtlarına yapılan ve atamalar sonrası intihar vakalarının artmasıyla geri çekilen bu uygulama neden yine gündemde? Bu işin eğitimini üniversitede almış rehber öğretmenlerimiz ve psikolojik danışmanlarımız, öğrenci ve velilerimize her türlü desteği zaten verirken, ne oldu da onları yok sayarak, konuyla uzaktan yakından ilgisi olmayan imamları, vaizleri, kuran öğreticilerini eğitim sisteminin içine soktunuz? Atanamayan rehber öğretmenlerimizi atayarak bu işi bilimsel yönden çözmek varken, neden görevi din anlatmak, din öğretmek olan kadroları milli eğitim kadrolarının içine, üstelikte denetlemez bir şekilde yerleştirdiniz? Çocuklarını pikniğe götürürken bile velisinden izin alırken, çocukların maneviyatına dokunacağı söylenen bu kadroların, çocuğuna destek vermesi iznini velilerden istediniz mi? Neden “manevi danışmanlık” hizmetini müftülükler bünyesinde açılacak birimlerde vermiyor da, illa ki okulların içinde kadrolaşmaya çalışıyorsunuz?

Yurtlarda, vakıflarda yaşanan bunca skandaldan hiç mi ders almıyor, laik eğitim anlayışına vurulan darbelerin bu ülkenin geleceğine vurulduğunu hiç mi anlamıyorsunuz? Milli Eğitim'de bunca dert, bunca sıkıntı varken, bu sorunları çözmek, öğretmenlerimizin şartlarını iyileştirmek, atanamayan öğretmenlerimizle boş geçen dersleri doldurmak yerine, neden tepki çeken, bilimsel başarıya katkı koymayan, hatta yeni tartışma ve sorunlara yol açacak olan bu uygulamada ısrar ediyorsunuz?

Başöğretmenimizin huzurundan, yeni Milli Eğitim Bakanı'na sesleniyoruz. İzmir’de velilerimizi, öğretmenlerimizi ve en önemlisi çocuklarımızı endişelendiren, eğitim sistemimize yeni sorunlar getirecek, okullarımızda ayrımcılığa ve liyakatsizliğe yol açacak bu projeden derhal vazgeçin. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu oldubitti de ısrar edilirse, her aşamasını yakından takip edeceğimizi, velilerimiz, sendikalarımız ve öğretmenlerimizle birlikte mücadeleden vaz geçmeyeceğimizi kamuoyuna duyuruyor, iktidarı aklıselim davranmaya çağırıyoruz. Üstüne basarak vurguluyoruz ki, hiç kimse bu açıklamamızı farklı yönlere çekmesin. Diyaneti kuran, din ve vicdan özgürlüğünü savunan, belediyelerinin camilerin bakımını yaptığı partinin mensupları olarak, tek derdimiz çocuklarımızın geleceği, okullarımızın çağdaş eğitimin yuvası olmasıdır.”

UÇAR: DİNİ KADROLARDAN DESTEK ALMAK İSTEYENLER…
Kürsüye çıkan CHP Kadın Kolları İl Başkanı Nurdan Şenkal Uçar ise din kültürü öğretmenlerine dikkat çekerken, “Biz Anneler çocuklarımızı; aldığı eğitiminden, güvenilirliğinden emin olduğumuz öğretmenlerimizin "İrfanı hür,vicdanı hür nesiller yetiştireceğine olan inançla, içimiz rahat bir şekilde okullara gönderiyoruz. Adına "Manevi Danışmanlık" denen bu sistemle, çocuklarımızı; öğretmenlerimizin aldığı eğitimi almamış, çocuğumuzun dünya görüşünü bilmeyen, sadece, din üzerine eğitim almış kişilere emanet etmek istemiyoruz. Özgür bir ülkede yaşıyoruz. Dini kadrolardan destek almak isteyen herkes müftülüğe, camilere zaten kendisi başvurabiliyor. Bunun önünde hiçbir engel yokken, ısrarla okullarda dini eğitim almışlardan oluşan kadroları zorlamak,ne eğitimle, ne de özgürlükle bağdaşmamaktadır.Okullarda çocuklarımıza bu desteği veren rehber öğretmenlerimiz, isterlerse de manen destek olacakları din öğretmenlerimiz zaten var" diye konuştu

ASLA TESLİM ETMEYECEĞİZ
Çocukları bu kadrolara teslim etmeceklerini belirten Uçar “Bu proje okullarda tarikatların, yandaş vakıfların kadrolaşacağı ve çocuklarımızın, psikolojik olarak baskı altına alınacağı korkusunu uyandırmaktadır. Bizler, hem bir veli, hem de bir Anne olarak çocuklarımızı bu kadrolara teslim etmeyeceğiz. Bu korkutan, ayrıştıran ve dayatılan uygulamanın, geri çekilmesi için tüm kadınlarla birlikte mücadele vereceğiz. Çocuklarımız en değerli varlığımız, Onları sonuçlarının ne olacağı belli olmayan bir uygulamaya ve eğitimsiz, ehil olmayan kadrolara asla teslim etmeyeceğiz” dedi.