GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
25 Eylül 2024 Çarşamba 15:28

CHP İzmir'den 'Çeşme Projesi' açıklaması: Mücadelemiz sürecek!

CHP İzmir İl Hukuk Komisyonu Başkanı Murat Aydın, Çeşme Projesi’ndeki dava sürecinin tamamlanması ve iptal kararının alınması konusunda yaptığı açıklamada “Çeşme Projesi olarak dillendirilen proje kamu yararı taşımayan, İzmir halkının yararına olmayan bir rant projesidir ve hukuka aykırıdır. Verilen kararı biraz düzelterek oynayarak özünde değiştiremeyerek yeniden bir karar almaları kendilerinden beklenen bir şeydir. Yerel yönetimler olarak mücadelemiz de sürecektir” dedi.

Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ –CHP İzmir İl Başkanlığı binasında ülkedeki hukuki olaylar ile ilgili basın toplantısı düzenlendi.

CHP İzmir İl Hukuk Komisyonu Başkanı Murat Aydın, ülke gündemine dair açıklamalarda bulundu.

Açıklamada şunlar yer aldı:

“Yargı sisteminin etkili çalışmadığı, adaletin sağlanmadığı, suçluların cezasız kaldığı konusunda toplumsal inancın yerleştiği ülkelerde huzur, ekonomik kalkınma ve hatta toplumsal birlik sağlanamaz. Toplumun yargıya olan inancı azaldıkça bir arada yaşama arzusu, geleceğe umutla bakma duygusu azalır. Kişilerin kendilerinin ve ailelerinin geleceği konusundaki yaşayacakları endişe toplumsal gelişmeyi yavaşlatır.

Yayınlanan son kamuoyu araştırmasında yargıya duyulan güvenin daha da azaldığı görülmekte. “En çok güven duyduğunuz kurum hangisidir?” sorusuna “Yargı” cevabını verenlerin oranı %1.4 olarak ölçüldü. Soruya cevap verenlerin %18.2’si hiçbir kuruma güven duymadığını söyledi. Bu rakamlar bir arada yaşama duygumuzun giderek çözüldüğünü gösteriyor.

Yargının tarafsız ve bağımsız, hukukun üstün, yargıcın güvenceli olduğu bir sistem kurulmadıkça bu durum daha da kötüye gidecek ve başta ekonomik kriz olmak üzere yaşadığımız temel sorunları çözemeyeceğiz.

‘NARİN OLAYININ MÜNFERİT BİR OLAY OLMADIĞINI BİLMEMİZ GEREKİYOR’
Küçük yaşta bir çocuğun önce kaybolması sonra da ölü olarak bulunması hepimizi derinden yaraladı. Narin’in öldürülmesine dair adli soruşturma halen devam ediyor. Hepimiz bu soruşturmanın etkin şekilde yapılmasını, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz. Ancak yaşadığımız olayın münferit bir olay olmadığını bilmemiz gerekiyor.

Çocuğu bir birey olarak görmeyen, onu ailenin ya da içinde bulunduğu toplumun malı olarak gören anlayış değişmedikçe, devletin çocuk koruma sistemi kurulup etkin şekilde çalıştırılmadıkça başka olaylarla da karşılaşacağız. Narin’in öldürülmesi toplumun dikkatini çektiği ve infial yarattığı için görünür oldu ancak bugün ülkemizin birçok yerinde benzer olaylar yaşanıyor. Savcılıklarda onlarca Narin soruşturması devam ediyor, mahkemelerde benzer davalar görülüyor.

‘GÜNLÜK SİYASİ ÇEKİŞMELERİN ÖTESİNDE KONUYA BAKMAK HEPİMİZİN GÖREVİ’
Suç mağduru olan, suça sürüklenen çocukların korunmasına ilişkin etkin mekanizmalar kurmalıyız. Çocukları sadece mağdur olduklarında ya da suç işlediklerinde hatırlayan değil her zaman koruyup kollayan, sorunlarını çözen bir devlet mekanizması oluşturmak zorundayız. Siyasi iktidarın yeterince çalıştırmadığı çocuk koruma sistemine dikkat çekmeliyiz. Kadınlara ve çocuklara yönelen şiddetin sadece cezalarla önlenemeyeceğini bilerek etkin çözüm yolları üretmek zorundayız. Böylesi bir sistemi oluşturmanın ülkemiz için bir gereklilik olduğunu görerek günlük siyasi çekişmelerin ötesinde konuya bakmak, aklıselimle hareket etmek hepimiz için görevdir.

Bugün Narin’in başına gelenlere üzülen herkesi bu konuda çaba sarf etmeye, yeni Narinler olmaması için samimiyetle gayret göstermeye çağırıyoruz.

‘CEZA İNFAZ KANUNU 20 YILDA 40 KEZ DEĞİŞTİRİLDİ’
Bir polis memurunun şehit edildiği vahim olay suçun önlenmesi, suç işleyenlerin cezalarını çekerek iyileştirilmelerine dair infaz sisteminin çalışmadığını bir kez daha ve en acı şekilde gözler önüne serdi

Ülkemizde bir ceza infaz sistemi yoktur. Aralık 2004 tarihinde yürürlüğe giren İnfaz Kanunu, aradan geçen 20 yılda kırk kez değiştirildi. İnfaz süreleri, infaz biçimleri ve koşulları birden çok kere değiştirildi ve tüm bu değişiklikler infaz sisteminin tamamen çökmesine yol açtı.

Suç işleyen kişilere verilen cezalar, çıkarılan örtülü af kanunlarıyla infaz edilmediği gibi hükümlülerin cezaevinde kaldıkları süre içinde iyileştirmeye yönelik işlemler de etkili şekilde yapılmamaktadır. İnfaz kurumundan salıverilen kişilerin denetimi ve takibi yapılmamakta, başta iş bulma gibi mekanizmalarla sosyal hayata uyumlarını sağlayıcı işlemler yerine getirilmemektedir.

‘SORUNLAR CEZALAR ARTIRILARAK ÇÖZÜLMEZ’
Yaşanan sorunların cezaların arttırılması ile çözülemeyeceği de açıktır. Çünkü cezaları ne kadar arttırırsanız arttırın verilen cezalar uygulanmayacak, infaz kurumuna alınan hükümlüler için iyileştirme mekanizmaları işletilmeyecekse verilen cezanın etkinliği olmayacaktır.

Henüz 19 yaşında olmasına rağmen birçok suçtan hakkında soruşturma yapılan kişi hakkındaki soruşturmaların önemli bir kısmının çocuk yaşta olduğu zamanda meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu gerçeklik ülkemizin çocuk koruma sisteminin de tümüyle çöktüğünü göstermektedir. Suça sürüklenen çocukların iyileştirilmesi, korunması, suç tekrar riskinin azaltılmasına yönelik koruma sistemlerinin tümü ile boşa çıktığı anlaşılmaktadır. Çocukların işlediği suçlara yönelik koruma sistemlerinin çalışması ve çocuk adalet sisteminin gereklerinin yerine getirilmesi hem o çocuğun hem onun ailesinin hem de tüm toplumun geleceği bakımından önem ve değer taşımaktadır. Çocuk koruma ve çocuk adalet sistemi baştan aşağı tekrar ele alınmalıdır.”

 ‘İSTİNAF İMAMOĞLU KARARINI ONAYLARSA YARGITAY’DAN DÖNÜŞÜNÜ İKTİDAR GÖREMEYECEK’
Ekrem İmamoğlu siyasi yasak ile yargılanması hakkında konuşan Aydın, “Türkiye’de yargı siyasallaşmıştır. Hukuki hiçbir yanı yok. Sözleri suç teşkil etmiyor. Bunu herkes biliyor. Herkes zarların hileli olduğunu biliyor. Bu davayı hukuk zemininde tartışmak hukuka hakarettir. Bu açıkça siyasi bir davadır. Açıkça siyasi hedefleri olan bir davadır. İstinaf Mahkemesi’nin bütün zorluklara rağmen hukuku savunacağını ummak istiyoruz. Bu hukuksuz kararı kaldırmasını diliyoruz. Hukuki bir bilgi olarak İstinaf  Mahkemesi, İmamoğlu’nun mahkeme kararını onaylasa da bozsa da bu dosya Yargıtay’a gidecek ve son sözü Yargıtay söyleyecek. Dolayısıyla Sayın İmamoğlu hakkında bir siyasi yasak kararı çıkmış olmayacak. Yargıtay tarafından bir karar verilene kadar görevine devam edecek. Toplumun siyasi tercihlerini, geleceğini, kimi yargısal kararlarını, değiştirmeye yönlendirmeye çalışanlar bir kere daha kaybedecektir. Bu yol çıkmaz yoldur. Bu yolda gidişini hızlandırmaktan öte sonuç elde edemeyecektir. İmamoğlu’nun dediği gibi, eğer İstinaf Mahkemesi bu kararı onaylarsa Yargıtay’dan dönüşünü bu iktidar göremeyecektir” dedi.

ÇEŞME PROJESİ YENİDEN GÜNDEME GELEBİLİR
Çeşme Projesi’ndeki dava sürecinin tamamlanması ve iptal kararının alınması konusunda gelen soruya yanıt veren CHP’li Aydın, “Çeşme Projesi olarak dillendirilen proje kamu yararı taşımayan, İzmir halkının yararına olmayan bir rant projesidir ve hukuka aykırıdır. Verilen kararı biraz düzelterek oynayarak özünde değiştiremeyerek bir karar alacaksa kendilerinden beklenen bir şeydir. Yerel yönetimler olarak mücadelemiz de sürecektir” dedi.