GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
5 Nisan 2022 Salı 09:09

ÇED süreci başlatıldı... Antik kente bir darbe daha!

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, HABAŞ’ın, Kyme Antik Kenti sınırları içerisinde kalan arkeolojik SİT bölgesine soğuk haddehane tesisi kurmak üzere yaptığı başvuruda ÇED sürecini başlattı.

Metehan UD / EGEDESONSÖZ – İzmir sanayi bölgesi olan Aliağa’daki tesisler yarattıkları hava kirlilikleri ile canlı yaşamına verdikleri zararların yanı sıra bölgedeki antik kentler için de tehlike oluşturuyor.  Nemrut Körfezi’nde yer alan ve çevresindeki fabrikaların, limanların baskısı altında kalan Kyme Antik Kenti’nin sınırları içerisine yeni bir tesis daha geliyor. Ege Bölgesi’nin sanayi kuruluşları arasında yer alan Habaş Sınai ve Tıbbi Gazlar İstihsal Endüstrisi, Bozköy-Çakmaklı mahallelerinin sınırında yer alan bu bölgede işletmesini büyütmek için hakarete geçti. 

Şirket Pınartepe Mevkii’nde yer alan kendisine ait parsele soğuk haddehane tesisi kurmak için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na proje tanıtım dosyasını sundu. 1 milyon 650 bin ton kapasiteli çalışacak proje 5 adet ana ünite ve 6 adet yardımcı üniteden oluşacak. 219 bin metrekare alan üzerine kurulacak tesisin maliyeti 900 milyon TL olacak. 

Planlanan faaliyet, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı'nda sanayi bölgesi olarak yer alsa da tapuda söz konusu parsel 2’nci ve 3’üncü derece arkeolojik SİT alanı özelliğine sahip. Projenin ‘çevresel etki değerlendirme’ sürecini başlatan bakanlık, önümüzdeki haftalarda bölgenin kaderi için önemli bir karara imza atacak. 

KENT YOK OLMA EŞİĞİNDE
Batı Anadolu’nun en eski liman şehirlerinden olan Kyme, 3500 yıllık geçmişiyle birçok antik çağ yazarının dikkat çektiği bir şehir. Ancak bugün sanayileşme adına sınırları her geçen gün daralıyor. Bölge koruma kurulu verdiği pek çok kararla kentin sınırlarındaki SİT dereceleri düşürüldü... Geçmiş yıllarda 1’inci derece arkeolojik SİT olan nekropol alanları 3’üncü dereceye düşürülerek sanayi amaçlı kullanıma açıldı. Bölgede gübre fabrikasıyla başlayıp demir-çelik fabrikalarıyla devam eden sanayi kirliliği, antik kenti yok olmanın eşiğine getirdi. Birçok demir-çelik tesisi ve bunların cüruf döküm alanı Kyme Antik Kenti içine yapıldı. Özellikle demir-çelik fabrikalarının yarattığı kirlilik Kyme’nin 2’nci ve 3’üncü derece SİT alanlarını kapladı.

KYME ANTİK KENTİ’NİN TARİHİ
İzmir’den Bergama’ya giden yolun sol tarafında, Aliağa İlçesi’nin 6 kilometre güneyinde yer alan Kyme Antik Kenti, milattan önce 2000’in sonlarında, Çandarlı Körfezi’nin güney kısmında derin bir koy içinde, Hellas’ın kuzeyinden gelen halklarca kuruldu. İki nehirle sınırlanmış iki tepe üzerine inşa edilmiş olan kent, denizdeki güçlü konumu, hinterlantındaki verimli ovanın varlığıyla özellikle şarapçılık, zeytin, üzüm, buğday ve zeytin ile seramik alanlarında çok önemli gelişmeler gösterdi ve oldukça kısa bir süre içinde ‘Aiolis kentlerinin en önemlisi ve en büyüğü’ durumuna geldi. Kyme’de yapılan kazılarda; tapınak, portikli ev, antik tiyatro ve liman ortaya çıkarıldı, nekropol (geç antik dönem oda mezarları) ve Arkaik Dönem’e ait heykeller bulundu.