EGEDESONSÖZ - KESK'e bağlı Tüm Bel-Sen İzmir Nolu Şube, İzmir Büyükşehir Belediye Zabıta Dairesi Başkanlığı'nda zabıta emekçilerinin yaşadıkları sorunlarla basın açıklaması yaşadı.
İşveren temsilcileriyle gerçekleştirdikleri görüşmelerden sonuç alınamadığının vurgulandığı açıklamada iş yerinde iş barışının, çalışma huzurunun olmadığını, karne uygulaması, baskı, mobbing ve sürgün olduğu ileri sürüldü.
Basın açıklaması şu şekilde:
Zabıta emekçilerinin sorunları için Tüm Bel-Sen İzmir 1 no’lu şube yürütme kurulumuzun işveren temsilcisiyle gerçekleştirdiği görüşmelerden istenilen sonuç alınamamış sorunlar çözüme ulaşamamıştır.
İşyerlerimizde emekçilerle gerçekleştirdiğimiz toplantıların sonucunda zabıta emekçileri haklı taleplerini basın açıklaması yoluyla ifade etme kararı almıştır.
Toplantılardan çıkan kararların ana fikrini ifade etmek gerekirse;
İşyerimizde iş barışı ve çalışma huzuru yok.
Çünkü karne uygulaması var!
Çünkü baskı, mobbing ve sürgün var!
Çünkü huzursuzluk ve korku imparatorluğu var!
Zabıta emekçileri, halkın huzuru ve esenliği için kanun ve yönetmelikler doğrultusunda sabit veya gezici olarak 7/24 esasına göre çalışan neredeyse belediyenin ve kentin tüm sorunlarıyla mücadele eden hatta pandemiyle, depremle, yangınla mücadeleye katkı verse dahi idareciler tarafından bir o kadar da önemsenmeyen belediye memurlarıdır.
Sahada hem her türlü zorluklarla hem de mevzuatlarla cebelleşen arkadaşlarımız bir yandan da işyerlerinde çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır.
Bu sorunları kısaca sıralayalım;
Arkadaşlarımız görev ifa ederken karşılaştıkları hukuki meseleler için Belediye İdaresi avukat desteği sağlamamaktadır. Avukat desteği istiyoruz!
Belediyenin ekonomik durumu bahane edilerek şoför arkadaşlarımızın mesaileri kısıtlandığı zaman işlerin yürümesi için zabıta hizmet araçlarını kullanmak zorunda kalmaktadır. Yeterli sayıda şoför istihdamı istiyoruz!
Dış birimlerde çalışan Zabıta emekçileri, 2,5 ile 3,5 metrekarelik elverişsiz, iş sağlığı ve güvenliği koşullarını taşımayan birimlerde çalışmak durumunda kalmaktadır. Arkadaşlarımız bu kötü şartlara sahip yerlerde görevini ifa etmekte üstelik tuvalet gibi temel ihtiyaçları dışarıda karşılamak zorunda kalmaktadır.Tüm birimlerde çalışma ve dinlenme ortamlarının iyileştirilmesini istiyoruz.
Kent genelinde mevsimsel olarak etkisini gösteren sel, yangın, deprem vb. afetler sonrasında görev alan arkadaşlarımızın gerekli ekipmanlarının sağlanmasını istiyoruz. Arkadaşlarımızın giyim ve ekipman eksikleri giderilmeli, nitelikleri arttırılmalıdır.
İşyerimizde iş barışını ve huzurunu bozan bazı uygulamalar da bulunmaktadır.
Zabıta emekçilerine karne uygulaması getirilmiş olup arkadaşlarımızın birbirleriyle rekabet etmeleri istenmektedir. Arkadaşlarımız mevzuatlar ile kamuoyu tepkisi arasında ince bir çizgide görev yapmakta ve hakkaniyetli davranmak zorundadır. Dolayısıyla yaptıkları iş rekabete uygun bir iş değildir. İş barışını bozan karne uygulamasının kaldırılmasını istiyoruz.
Arkadaşlarımız görev tanımı, sorumluluğu ve eforu belli olmasına rağmen Daire Başkanının ne işle meşgulsün, niçin iş yapmıyorsun gibi sorularına, baskısına, hatta yüksek sesle tepkilerine ve bağırmalarına maruz kalmaktadır.Bu durumların akabinde yer değişikliği diye tabir ettiğimiz sürgün uygulamaları yaşanmaktadır. Bu tavırların son bulmasını istiyoruz.
Arkadaşlarımıza görev tanımı dışında iş ve sorumluluklar yüklenmektedir. Liyakatsiz ve keyfi bir biçimde görevlendirmeler ve görevden almalar cereyan etmektedir.
Görevde yükselme sınavı dışında tedviren görevlendirmelere son verilmeli, idarenin koltuk değneği yönetici kadrosu oluşması engellenmelidir.
Bu keyfi uygulamaların son bulmasını istiyoruz.
Tüm bu yukarıda belirttiğimiz sıkıntılara ilave 7/24 çalışan Zabıta emekçilerine toplu sözleşmede Zabıta haftasında risk primi istiyor ve toplu sözleşme taleplerimizin tis masasının kurularak karşılanmasını sebebi olmadığımız ekonomik sıkıntılara kurban edilmesini istemiyoruz.
Oyalama değil toplu sözleşmede Zabıta emekçilerinin hakkını istiyoruz.