GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
12 Temmuz 2021 Pazartesi 19:43

Bilimden belediye binası raporu: Yıkım tavsiyesi!

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Temmuz Ayı Oturumu'nda İzmir Büyükşehir Belediye Binası'nın depremin ardından hazırlanan raporu ele alındı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi arasında imzalanan ve İzmir Büyükşehir Belediye Binası'nın incelenmesini öngören çalışma kapsamında Büyükşehir Belediye Meclisi'ne bilgi veren İTÜ eski öğretim üyesi Dr. Barış Erkuş, binanın güçlendirmeye uygun olmadığını söyledi.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediyesi Temmuz Ayı Meclis Oturumu, Başkan Tunç Soyer yönetiminde Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Meclis toplantısında İzmir depreminde zarar gören Büyükşehir Belediye binasının durumu hakkında bir sunum gerçekleştirildi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi arasında imzalanan ve İzmir Büyükşehir Belediye Binası'nın incelenmesini öngören çalışma kapsamında Büyükşehir Belediye Meclisi'ne bilgi veren İTÜ eski öğretim üyesi Dr. Barış Erkuş, çalışmalarının sonucunu açıkladı. Erkuş, "Bina ilgili çalışmalar benim açımdan bu yıl başlamadı. 2017 yılında yapılan çalışmada da katkıda bulundum. Bu tür çalışmalar yapının güçlendirilerek yeniden kullanıma açılması yönünde çalışmalardı.  Bizde bu çalışmalar ilerletmek maksatlı çalışmalara dahil olduk ancak gördük ki bir çok zorluk var. 2020 depreminden sonra özellikle sayın başkanımızın talebi ile bina hakkında nihai kararın verilmesi noktasında bir değerlendirme talep edildi. Biz de İTÜ kapsamında bir hoca ile çalışarak bir değerlendirme yapıp öneride bulunduk" dedi.

ZAYIF VE DEPREM AÇISINDAN RİSKLİ
Bina hakkında teknik detaylar veren Belediye Erkuş, "Bina 1976 yılında kaba inşaatı tamamlanmış bir bina, ilk etapta denize sıfır olan bir bina, sonrasında ise önüne dolgu yapılarak denizle bina arasına bir yol bırakılmış ancak temelinin deniz suyuna maruz kalması söz konusu. Yıllar boyunca depremler nedeniyle olsun başka konulardan kaynaklı olsun değişik müdahaleler uğramış. İlk mimarı konsepten biraz ayrılmış durumda. Çalışma konusunda bizden farklı talepler bulunuldu. Binamız çok ana hatları ile 5 bloktan oluşuyor ve A ve C bloklar deniz kısmına bakıyor. Zamanın iyi bir mühendislik yapısı görmüş binası. Mimari olarak da bence çok güzel ve oraya yakışan bir bina. Ancak baktığımızda beton 10-15 MPA yani dayanıklılığının düşük oldu. Deprem yönetmeliliği kapsamında en az 30 MPA olması gerekiyor. Yapının iskeletinin biraz zayıf olduğunu düşünebiliriz ancak beton dışında donatı yapıları biraz daha iyi. Zemin İzmir'in birçok noktasında olduğu gibi çok iyi bir durumda değil. Burada çok farklı maddeye ait katmanlar var. Biraz zayıf ve deprem açısından riskli kabul ettiğimiz zemin modeli var bu nedenle kazıklı bir sistem kullanılmış. Şu an da yapıyor olsaydık yine kazıklı sistem kullanırdık ancak şu anki zeminin istenilen bir zemin olmadığı gördük. Özellikle denize bakan alanda çok ciddi bir şekilde korozyon gözlemliyoruz. Bu korozyon, nemden, sudan kaynaklı oluyor. Beton suyu alt raftan çekiyor ve demir su alında betonda bir patlama geliyor ve biraz yüzeyi sıyırdığımızda demirlerin korozyona uğradığını görüyoruz. Bu korozyonu denize bakan taraflarda hemen hemen hepsinde görüyoruz. Bizim mühendislik açısından ağır korozyon olarak geçiyor bu seviye.  Bizi rahatsız eden diğer bir konu, kazıklı sistemin kazık başlarında gözlenen korozyon ve buna bağlı olarak çatlamalar ve kırılmalar. İBB'deki mühendis arkadaşlarda ara ara yapılan incelemelerde bende bunu görmüşler. Bu korozyonu kazıklarda ne kadar derine indiğini görmek için bakmak kazmak lazım. Kolonlarda bunu rahatlıkla görebiliyoruz. Kazıklarda bunu ne yazık ki sadece başlıklarında gözlemliyoruz, diğer kesimlerde bu korozyonun hangi mertebede görmek için tüm bölgede kazı yapmak lazım. Sonuç olarak kazık sisteminin şu an büyük bir risk içinde olduğunu belirtiyoruz" diye konuştu.

'C BLOKTA 15 SANTİME YAKIN OTURMA VAR'
Geçen yıl meydana gelen depremin binada büyüklüğünden daha fazla hissedildiğini belirten Erkuş, "Bizim binamız yaklaşık olarak periyotlarda 1-1,5 saniye boyutlarında. Bina ağırlığının yüzde 80'i kadar yanal depremlerden etkilenecektir. 2020 yılında olan deprem aslında bu yapı için çok şiddetli bir deprem değil. Ancak yapının özelliğinden ve esnekliğinden kaynaklı çok ağır bir şekilde hissedilmiş bir deprem.  Bu deprem bu yapı için çok çok büyük bir deprem değil ancak buna rağmen ağır hissedildi. Deprem sonrası bizde gözlem yapmak maksadı ile binayı ziyaret ettik ve korozyonların iyice arttığını gördük ancak depremin uzakta olmasından kaynaklı deprem kaynaklı büyük bir hasar görmedik. Deprem kaynaklı kazıklarda da hasara görülme ihtimali düşük gözüküyor. Yapımızın inşaat kalitesinin iyi olduğunu görüyoruz. Beton seviyesi düşük olsa da yapı kalitesi iyi seviyede. Yeni yönetmeliklerin temel prensibi olan süreklilik konuşu burada yok. O dönem yapılan yapılar için iyi bir yapı ancak süneklilik kısmından kötü bir yani. Bazı alanlarda oturma olduğunu gördük. Yaklaşık 15 cm yakın C blokta bir oturma söz konusu. Yapıda deprem seviyesi küçük olmasına rağmen bir oturma oluşmuş" ifadelerini kullandı.

BİNANIN ALT YAPISINDA ÇOK CİDDİ SIKINTILAR VAR
Binanın temelinde çok ciddi sıkıntılar olduğunun altını çizen Erkuş, "Bina için 2 alan için güçlendirme çalışması yapılması lazım biri üst yapı diğer de temel ve zemin. Üst yapı için iyi güçlendirme çalışmaları yapılmış ancak zemin ve temel için bunlar yapılmamış. Mühendisler olarak hiçbir yapıyı yıkmayı istemiyoruz belediyenin yaptığı gibi güçlendirerek kurtarabilir miyiz diye düşünüyoruz ancak güçlendirme yapıları binadan binaya farklılık gösterir. Bazı yapıların iskeleti kötüdür yada İBB binasında olduğu gibi zeminler çürüktür. Bu nedenle istediğiniz kadar çalışın ancak güçlendirmenin çözüm olmadığı da ortaya çıkabiliyor. Bu yapıda yaklaşık 2 ila 3 bin çalışan olduğu söyledi. Böyle bir yapının şiddetli bir yapının Afet Yönetim Merkezi olması gerektiği yönünde talepler de oldu. Bu çok doğru da bir talep. Biz mühendis olarak bütün parametreleri bir araya getirerek güçlendirmeye uygun olup olmadığına karar veriyoruz. Bizim vardığımız nota şu; Üst yapı noktasında maliyeti yüksek olsa dahil güçlendirmeye gidilebilir. Ancak özellikle altyapıda çok ciddi sıkıntılar odluğunu düşünüyoruz" dedi.

BİNA GÜÇLENDİRME İÇİN UYGUN DEĞİL

Raporun sonucu hakkında bilgi veren Erkuş, "Mevcut kazık sisteminin kullanılamayacağını, ciddi korozyon olduğunu ve güçlendirme çalışmalarının çok zor ve çok maliyetli olacağını düşünüyoruz. İstenilen performansı da bu yüzden garanti edemiyoruz. Bu vakte kadar yapılan çalışmalar değerlendirmeler genelde çalışmanın en başında yapılan durum değerlendirme nokrasında yapılan değerlendirmeler. Bizler çalışmalarımız ileri noktaya taşıdık İlk bakışta gözlenmeyen birçok sorun rotaya çıkıyor. Zemin ve üst yapıyla ilgili.  Maliyet açısından baktığımızda  eğer güçlendirme maliyeti binanın sıfır yapımının yüzde 40'ından fazlaysa çok doğru olmadığı yönünde bakılır. Maliyetlerin güçlendirmeye uygun olmayacak şekilde yüksek olduğunu görüyoruz. Güçlendirmenin zemin konusunda yüksek maliyetli olacağını düşüyoruz. Konuştuğumuz hocalarla zemin güçlendirmesi yerine yapının sıfırdan yapılması yönündeki görüşler ortaya konuldu. Deprem mühendisliği konusunda yeni konular var. Birden fazla uzaman kişiler gelse dahil farklı fikirler oluşturacağı konular. Kabul edilebilir seviyede maliyet yüzde 40 olabilir ancak makul seviyede güçlendirmenin zor olduğunu düşünüyoruz.  Güçlendirme yaklaşımının maliyet açısından uygulama açısından ve insan can güvenliği konusunda uygun olmadığı görüşüne vardık" diye konuştu.