GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
26 Aralık 2022 Pazartesi 13:06

Başkan Soyer duyurdu: Devrim niteliğinde proje yola çıktı!

Türkiye’de bir ilk olan Sünger Kent Kent Projesi’nin tanıtım toplantısında konuşan Başkan Soyer “Bugün ise yağmur sularının yönetiminde devrim diyebileceğimiz yepyeni bir dönemi başlatıyoruz. O yüzden çok heyecanlıyız. Bu dönüşümü sürdürülebilir yağmur suyunu amaçlayan Sünger Kent İzmir projemizle gerçekleştireceğiz.” dedi.

EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediye’sinin “Başka Bir Su Yönetimi Mümkün” vizyonuyla hayata geçirdiği çalışmalara bir yenisi daha eklendi. Türkiye’de bir ilk olan projeyle şehrin caddelerine, sokaklarına, yollarına düşen yağmursuyu bilimsel uygulamalarla yeraltında depolanacak, çatılarına düşen yağmur suyu da hasat edilerek biriktirilecek, temizlenecek ve yeniden kullanılacak.

Sünger Kent modeliyle doğa ve kent hayatı arasında kurulacak denge, İzmir’i daha dirençli hale getirecek ve toprağa düşen her damla suyun değerlendirilmesi sağlanacak. Yetkililer İzmir’de sadece çatılara yılda yaklaşık 75 milyon ton yağmur suyunun düştüğünü, bu miktarın ise  Tahtalı Barajı’nın bir yılda sağladığı sudan daha fazla olduğunu vurguluyor. Sünger Kent pilot projeleri aşamalarla uygulamaya geçecek. İzmir’in 5 yıl içinde sünger kente dönüşmesi hedefleniyor.

Türkiye’nin en kapsamlı yağmur suyu hasadı ile yeşil dönüşümü esas alan projenin anlatıldığı toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in eşi ve Köy-Koop İzmir Birlik Başkanı Neptün Soyer, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bürokratları, muhtarlar, apartman ve site yöneticileri, mülk sahipleri, resmi ve özel okulların temsilcileri katıldı.

TÜRKİYE'DE BİR İLK!
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Alim Murathan’ın teknik sunumunun ardından konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer projenin bir ilk olduğunu vurgulayarak “Yaşadığımız afetlerin temelinde olan soruna çözüm getirmeye yönelik Türkiye'de ilk kez, çok köklü bir adım atıyoruz hep beraber.  Dolayısıyla ben bir buçuk yıldır bu işe adeta bir kuyumcu titizliğiyle ilmek ilmek girmek, işleyerek hazırlık yapan başta Alim hocama ve onun çalışma arkadaşlarına huzurlarınızda  teşekkür etmek istiyorum.  Elinize emeğinize sağlık.  Bu fotoğrafa bakarsanız bir nehir havzası görüyoruz. Bu fotoğrafta gördüğünüz her şey yani tüm ekosistemler birbirine bağlı ve hepsi aslında birbirini besliyor. Yer kürenin üzerindeki tüm varlıklar da öyle nehirler, dağları, denizleri bağlıyor. Ormanlar akciğerlerimize nefes üretiyor ve rüzgârlar hayatı yenilemek için çiçek tozlarını taşıyor. Kısacası hepsi bir araya geliyor ve bizim de bir parçası olduğumuz o muazzam döngü, hayat, ortaya çıkıyor.  Bu resimde ise yanlış yapılaşmış bir şehri görüyoruz. Bu bir öncekinden çok farklı. Burada gördüğümüz yeryüzündeki yaşama sırtını dönmüş, onunla ilişkisini tümüyle koparmış bir beton coğrafyası. Çağımızın birçok şeyinde ne yazık ki çoğu yerde böyle… Kentler gezegeni yaşam enerjisini kullanarak kendine gıda, elektrik, eşya, ham madde üretiyor. Bunun karşılığında geriye sadece plastik atık, karbondioksit, savaş ve yoksulluk veriyor.” ifadelerini kullandı.  



'GELECEĞİN YOLU ŞEHİRLERDEN GEÇİYOR'
Şehirler ve ekosistem arasındaki yıkıcı ilişkinin sürdürülemez olduğunu dile getiren Başkan Soyer “Ne var ki pandemi bu yıkıcı gerçeği bize bir kez daha gösterdi. İzmir'de bu yıkıcı ilişkiyi ortadan kaldırmak için üç yıldır çok ciddi adımlar atmaya gayret ediyoruz. Çünkü çok iyi biliyoruz ki dünyamızı iyileştirmenin yegâne yolu şehirlerden geçiyor.  İnsanlık tarihinde 2007 yılında ilk kez kentsel nüfusla kırsal nüfus eşitliği bozulmuş ve kentlerde yaşayan nüfus artmış.  Bugün itibariyle kentlerdeki nüfus yüzde 55 artmış. 2050 yılında yüzde 70’lere varması öngörülüyor. Çok net olarak görüyoruz ki geleceğin dünyası, şehirler dünyası olacak. Bu gezegende yaşamak ile ilgili ne derdimiz varsa bunun çözümünü şehirlerde üretmek zorundayız. Bunu da başarmanın bir yolu var; şehirleri doğanın döngülerinin parçası haline getirmeliyiz. 4 milyonun üzerinde nüfusa sahip şehrin belediye başkanı olarak bunun hiç de kolay hedef olmadığının farkındayım. Yine de bu dünyadaki varlığımızı sürdürmek konusunda samimiysek başka bir şehirciliğin mümkün olduğuna inanmak, bu yönde kararlı ve cesur adımlar atmak zorundayız.” dedi.



Soyer şunları söyledi:

Yaklaşık 2 yıl önce, İzmir’de, 11 büyükşehir belediye başkanlarımızla birlikte, kentlerde sürdürülebilir su politikası zirvesi düzenlemiştik. 22 il belediye başkanımızla ‘başka bir su yönetimi mümkün’ deyip bununla ilgili de bir manifesto yayınlamıştık. Altına imza attığımız metnin 5 temel ilkesinden biri, doğanın su döngüsünü koruyacağız ifadesiydi. Bu 4 kelimelik ifade aslında şehirlerimiz için hayat memat meselesi. Ne yazık ki kentlerimizde 60 yılı aşkın süredir sonuçları üzerinde düşünülmeden doğanın su döngüsü yok edilmiş. Beton odaklı büyüme nedeniyle suyu geçirmeyen sert yüzeyler her yeri kaplamış, toprakla suyun arasında adeta yapay bir kabuk serilmiş. Yeraltına süzülemeyen bu yüzden serbest akışa geçen suyu tahliye etmek için çok yüksek maliyetli yağmur suyu kanalları yapılmak istenmiş.

Ekonomik nedenlerle, İzmir gibi birçok kentte bu süreç, tamamlanamamış, yanlış yapılanmaya iklim krizi de eklendiğinde karşımızdaki sorun her gün daha da büyümüş, bu yüzden suyun yıkıcı gücüne Dünya’da ve İzmir’de daha sık tanıklık ediyoruz. 2019 ve 2021 Şubatı’nda 3 bin 600 noktada taşkın ve su baskınları yaşadık. Sel ve taşkınları önlemek ve İzmir Körfezi’ni temizlemek için 2019 yılından şehrimizin yağmur suyu alt yapısını tamamlamak için büyük yatırımlar yapıyoruz. Bugün ise yağmur sularının yönetiminde devrim diyebileceğimiz yepyeni bir dönemi başlatıyoruz. O yüzden çok heyecanlıyız. Bu dönüşümü sürdürülebilir yağmur suyunu amaçlayan Sünger Kent İzmir projemizle gerçekleştireceğiz.

İZMİR'E ÖZGÜ BİR PROGRAM!
Türkiye’nin ilk Sünger Kent modelini oluşturmak için çok farklı uzmanlardan oluşan bu birim bir buçuk yıl İzmir’e özgü program oluşturdu. Program kapsamında Türkiye’nin ilk sünger kent yönetmeliğini büyükşehir meclisimizden geçirmiştik.  Arkadaşlarımız aynı zamanda sünger Kent uygulamalarını yaygınlaştırmak amacıyla kapsamlı bir teknik uygulama kılavuzu hazırladı. İlçelerimizle paylaşarak ilçelerin de hayata geçirmesini mümkün kılacağız.

5 YIL İÇİNDE SÜNGER KENT
Öte yandan İYTE’li akademisyenler ve Hollanda HNS Şirketi ile Bostanlı ve Poligon derelerinin Sünger Kent kapsamlı planlama çalışmalarının bir hayli yol alarak tamamlamak üzereyiz. Hedefimiz İzmir’i 5 yıl içinde bir Sünger Kent şehir haline getirmek. Böylelikle kent içindeki yağmur suyunun akışını 5 yılda yüzde 70 oranında azaltmayı planlıyoruz.

5 BİN YAĞMUR SUYU DEPOSU HEDİYE
Sünger Kent İzmir Projemizin belki de en önemli özelliği İzmir’de yaşayan vatandaşlarımızın katılımını esas alması. Projenin iki kapsamlı uygulamasını vatandaşlarımızla birlikte gerçekleştireceğiz. Bunlardan ilki yağmur suyu hasadını sağlamak. Kentimize düşen yağmuru hasat ederek yeniden doğal su döngüsüne iade edeceğiz. Yağmur suyu hasadı teşvik sistemini uygulayarak 5 bin binaya 5 bin yağmur deposunu biz hediye edeceğiz. Bu uygulamayı da hemen bugün itibari ile başlatıyoruz.

Kentimizdeki çatılarımıza düşen su miktarı her yıl Tahtalı Barajı’nda biriken sudan daha fazla. Yağmur suları ne yazık ki boşa akıp gidiyor, taşkınlara neden oluyor. 5 bin yağmur suyu deposu ile hem su tasarrufu yapacağız, hem Körfez’in temizlenmesini sağlayacağız, hem de su taşkınlarının önlenmesine destek olacağız.

YAĞMUR BAHÇELERİNE BİTKİ HEDİYESİ
İkinci çalışmamız ise ‘İzmir’e 10 bin yağmur bahçesi’ kampanyamız… Yağmur bahçeleri için başvuruda bulunan 10 bin vatandaşımıza yapacağı yağmur bahçesinde ekeceği bitkileri biz veriyoruz. Bu uygulamaya da hemen başlıyoruz. İzmir’de oluşturacağımız her bir yağmur bahçesiyle sokaklarımıza, caddelerimize düşen ve kanalizasyon sistemimize giden yağmur sularını alıkoyacak, taşkınlardan korunacak, sularımızı temizleyecek ve yeniden doğaya kazandıracağız. Sünger Kent İzmir ile bu iki uygulamanın dışında kentsel ve kırsal alanda aşama aşama birçok pilot projeleri de hayata geçireceğiz. İzmir, mavi ve yeşil bir altyapıya kavuşacak. İzmir’in caddeleri, sokakları, çatıları ve bahçelerinde su yeniden toprakla buluşacak.

GELECEĞİN İZMİR'İNİ BİRLİKTE KURALIM
Hiçbir şey bir sabah, birdenbire kendi kendine düzelmeyecek. Eğer dünyamız bir gün daha iyiye doğru değişecekse, bunu kendi çabalarımızla ve tüm engellere rağmen sürdürdüğümüz kararlı duruşumuzla başaracağız. Küresel krizleri çözmeye yönelik münferit çabalarımızın tek başına işe yaramayacağı açık. İşte eylemlerimiz arasındaki uyum, şehirlerimizin doğayla uyumu kadar önemli. İşte bu yüzden tüm İzmirlileri Sünger Kent İzmir projemize katılmaya davet ediyorum. Gelin, yağmur suyu depoları ve yağmur bahçesi uygulamalarıyla Sünger Kent projemize katılın. Hep birlikte İzmir’in geleceğini inşa edelim. Kuraklıkla, taşkınlarla birlikte mücadele edelim.

İZMİR'E ÖZGÜ MODELLEME
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı, jeoloji mühendisi Alim Murathan ise proje hakkında teknik bilgi verdi. Sünger Kent projesiyle İzmir’e özgü bir modelleme yapıldığını belirten Alim Murathan, baskın ile taşkınların önlenmesi için yapılacakları anlattı.

BAŞVURULAR BAŞLADI
Bu çalışmayla İzmir Büyükşehir Belediyesi, yağmur suyunu toplayacak ev ve iş yerlerine destek de olma kararı aldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi sistem kurulumu için başvuru yapılan ilk 5 bin bina için teşvik amacıyla yağmur suyu deposu verecek. Sisteme dahil olmak isteyen İzmirliler buradan başvurabilir.